Katalog

kapağının rengini beğenmediğini söyleyerek iki tanesini alır. Bütiin bunlar için para verilmez tabii, hepsi konsinye dır. Satdırsaparasıödenecek. Eşe dosta kitap satmak en zorudur. Hepsi ilgilenir; teşekküredip imzalatırlar ve alıp; giderler. Ee, eşten dosttan da para istenir mi? İnsan sıkışırsa borç ister, ama kitap parasının da lafı edilir mi yani? Üstelik emrivaki yapar gibi götürüp kitabı uzatmışsın? Eşten dosttan da para çıkmaz. I Iem planlanandan daha azına gitmeye yüzü tutar insanın. Senelerdir arayıp bornıa, sonra zırt diye ortaya çık, elinde bir kitap... Ha, bazı dağıtımcılar da denenir tabii. Hem de ne ıımutlandırırlar Lnsanı. Tatn elli tane isteyiverirler birdcn. Sonra? Birkaç ay sonra gidersiniz, ne oldu demeye. Daha önce gitmeye yüzünüz lutınaz pek. Sabırsız görünmek istemezsiniz. Sonunda umutlarınız, heyecanlarınız size kırk sekiz tane sararmış kitap olarak geri döner. Satılan iki kitabın parasını da yüzde kırk iskontosunu bırakarak cebinize koyarsınız. iki kitap için senet vcrilmez çünkü. Dua edersiniz daha çok satmadığına. Yirmi tane satılsaydı eğer, nakit değil, altı ay vadeli senet alacakt ınız dağıtımcıdan. Vebirgün ansızınyorulursunuz... Yaklaşık iki bin dokuz yüz elli beş kitabın evinizde kapladığı alan başka şeyler için gerekli hale geliverir. Ve siz bir pazar sabahı kahvaltıdan sonra o kitapları düzenli düzenli merdiven altına yerleştirirsiniz. tşte Merdivenaltı Yayımcılık Limited Şirketi'nin en yaygın serencamı böyledir. Bu yayımcılık girişimi yaygın olma sının arkasında bazı değerli sanatçdarın "isinı ulmadıkları için" kendilerini yayınevlerine kabul ettirememeleri, yayınevlerinde kendilerini anlayan editör bulamamalan, yazar veya yazar adayla rının aslında yayımcılık yapmayı istemeleri, yayınevlerinin belirsiz projelere ayıracak bütçelerinin olmaması, olanların da seçimlerinde titizlik göstermemeleri sonucunda kalitenin düşmesi ve dolayısıyla da yayımcdığın/yazarlığın hafife alınıyor olması, geniş bir merdivenaltına sahip olmak gibi nedenler ve daha bir siirii neden saydabilir. Eksik olan bilgi şudur: Merdivenaltı Yayımcılık Ltd.hangikoşullardavar olmak tadır, hangi açığı kapatma amacıyla ortama çıkmaktadır ve bir ülkenin yayımcılık sektörüyle ilgili olarak neyin işaretidir? Ha, neden mi anonim veya kollektif değil de limited? Anonim değil, çünkü "kendi yayını"; kolektif değil, çünkü genellikle girişimci varını yoğunu yaptırmadığından yalnızca yatırdığı kadarından sorumlu. Limited, çünkü smırlı; merdivenaltıylasınırlı... • Ünlü yazarlarımız da bir zamanlar kitaplannı kendileri yayımlamıştı Bu baska bir serüve 5O'li yıllarda şairlerimizin çoğu ilk kitaplannı kendileri yayımlamışlardı. Edebiyat dünyamızdan bu serüveni yaşamış bir kaç isim vermek gerekirse Hüseyin Cahit Yalçın, Halit Ziya Uşaklıgil, Ferit Edgii, Selim Ileri, Rıfat Ilgaz, Onat Kutlar, Bekir Yıldız ve Dağlarca'yı sayabiliriz. Yusuf Atılgan Onat Kutlar 195960 yıllarında 'A Dergisi' yayın kurulunda olan Erdal öz, Yusuf Atdgan Kemal özer, Adnan Özyalçıner ve an, lkü Ulk Tamer'in ilk kitapları 'A DergLsi' Yayınları tarafından basılmış. Onat Kutlar'ın da öyle. Kendi paralariyla oluşturdukları yayınevinde Kutlar ilk basımı 1960'ta A Dergisi Yayınları'nca yapdan "tshak"ın daha sonraki yıllarda yapdan ikinci basımında şöyle diyor: "Ishak'ı yirmi yaşlarındayken yazdım. Büyük kente yeni gelmiş bir taşralıydım o sırada. bereden ve kaşe kumaşlardan hoşlanır, Faulkner'ı Fransızcadan, Hafız'ı Farsçadan sökmeye çalışır, Goldberg çeşitlemelerini severdim. Ama Kadırga Yurdu'nun Sibirya koğuşunda, Fatih'te Aralan kahvesinde gürültü ve soğukta yazdığım öyküler hep çocukluğumun kentiyle ilgiliydi: Antep." Rıfat llgaz'm serüven! Rıfat Ilgaz, 1940'larda "Yürüyüş." dergisinde yayımlanan şiirlerini 1943'te "Yarenlik" adlı ilk şiir kitabında topladı. Kitabı kendisi yayımladı. tkinci şiir kitabı Sınıfı da 1944'te "Devrim Kitabevi" adı altında yayımladı. Ve asıl macera o zaman başlamış. Kitap 25 gün Yokuşta (Cağaloğlu) kaldıktan sonra Bakanlar Kurulu kararınca toplatılmış. Rıfat Hgaz o dönemde Karagümrük Ortaokulu'nda Türkçe öğretmenliği yapıyormuş ve raporluymuş. Hakkında tutuklama kararı çıkartılmış, yaklaşık 2.5 ay kaçmış. 24 mayısta tutuklanmış. Yargılaması İstanbul 1. Nolu Sıkıyönetim Mahkemesi'ndetutuklu olarak yapdmış. Mahkeme Rıfat Ilgaz'ın ceza almasına gerek görülmediğini açddayan bilirkişi raporunu kabul etmemiş. 6 ay cezaya çarptırılmış. Tutuklanana kadar geçirdiği kısa kaçış sürecini 1968'de Karartma Geceleri adlı romanlnda ele almış. Her iki şiir kitabı Yarenlik ve Sınıf, yıllar sonra Çınar Yayınları'nca tekrar yayımlanmış. . Hiçbir soruşturmaya maruz kalmadan. Seltm llerl Selim İleri Selim tleri, yayımlanan ilk kitabı MCumartesi Yalnızlığı"nı, 1984'te yayımlanan "Hatırlıyorum" adlı 'kişilerzamanlar' derİemesinde bakın nasd anlatıyor: "Nasıl mı? Durup dururken küçük bir hikâye kitabı bastırmaya karar verdim. Naci Çeldt de harçlıklarıru getirip bu kitap tâsarısının daracık sermayesine ekliyordu. Hard harıl çalışıyordum. SonundaCumartesi Yalnızlığı oluştu. Dosyayı gözden geçiren Vedat Günyol, beni 'elimden tuttu' ve bir basımevine götürdü. Onun Çan Yayınlan'na yapılan özel indirim, tanınan olanaklar benim için de geçerli olacaktı. Çocukluğumdan o güne, yazarldc hayalimi ilk ciddiye alan irisandı Vedat Hoca. Gelgelelim Netuhaf! daha dizgi provalannda büyük bir heyecan ve istek duyamaz olmuştum. Sanki yüreğimdeki bir şeyler, eksik püksük, benden gidiyordu. Günyol öğretmenimiz o coşkun amatör ruhuyla diizeltilere yardım etti. Gerçekten herhangi bir cumartesi günü, sohbaharda, Cumartesi Yalnızlığı elime geçti. Hersatırındahiçtanımadığımbiryabancıylayüzyüzegeldim. (Bunubütün kitaplarımda yaşayacakmışım meğer.) Yine de garip bir ihtiras söz konusuydu. Naci Çelik'le birlikte başvurduğumuz kitabevlerinden geri çevrildikçe ihtirasın yoğunlaştığmı hissediyordum. Yüz tane dağıltddı ya da dağıtılmadı Cumartesi Yalnızlığı. Sadece dergilerden ilgi gördüm." S A Y F A 9 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 124