27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ı ı R ş i ı R r Orhan Selim Bcnim sıska, benim cılız, beniz zavallı çucuğutn Orhan Selim! Sen benim, nego/um ne kolum ne kafamsın; Sen beninı, Bir kurşun balyası gibi sıska sınına bindiğim Vc jlnımnteriylegeçindiğirn îlk vesonadamsın! Sana sevgi sana saygı sana minnetle uzanıyor elim. Sen yaptığı iyiJiğiyüze vuran dcğilsin Veben nankördeğilim. . Benim sıska benim cılız ve üstüne üstlük bir yudumluk soluğuna bakmadan şişirilmiş davulların arasında tiirkü söylemeğe kalkan benim sersem çocuğum Orhan Selim! Kalmasın hatırın amma, yok olmağa değer birteksatırın! Boş ver, aldırma pek! Kötünün kötüsiinü yazmam gerek! Bu bence daha doğru dahaiyi!.. Yalnızunutmabirşeyi: yorulur da ayağınkayarsaeğer seni herkesten önce ben taşlarım! Fakatbugün sendebcnisattığınıgösteren birteksatırbulanın almnıkarışlarım. sagianmış bir ünü vardır. Nâzım'a çatmakla onun ününden yararlanmak gerek ır " Nâzım, Tan'daki yazılarına 27 Ekim 1935'te ara verir. Kemal Sülker'e göre bunun nedeni, üç dört fıkrasını Zekeriya Sertel'in yayımlamamış olmasıdır. 1936'da, Akşam'da yazmayı sürdürürken, Alman Faşizmi ve CUMHURİYET KİTAP SAYI 124 Nâzım Hlkmet Berlınde 1951 Irkçılığı adlı kitabı yayımlar. Nâzım'ın imzasi kitabın sonundadır; buradaki yazıların Thedor Balk, B.M. Bernadiner ve Ernst Henry'den çevrilip bir araya getırildiği belirtilmcktedir. Nâzım'a göre, o dönemde Tiirkiye ve bütün dünya için en önemli sorun fa^izmdir, ırkçdıktır. Birkaç yıl sonra başlayan Ikinci Dünya Savaşı, Nâzım'ın hakJı olduğunu ortaya koyar. 1937'de Akşam'dan ayrılıp Tan'a geçer; o yılın 15 Mayısına, Harp Okulu Davasf ndan dolayi tutuklanmasından birkaç ay öncesine kadar, Tan'da "Adsız Yazıcı" imzasıyla yazar. 1938'de Harp Okulu Davası'nda tutuklanıp mahkum edilmesiyle (ki bu, hukuk adına cinayet diye nitelenebilir) Nâzım'ın köşeyazarlığısonaerer. Yazılarımn konulan Yazılarında kendi adını kullanmaktan bile yoksun bırakılan Nâzım Hikmet'in birçok konudan söz açması, özellikle iç politika konularına girmesi de kesinlikle yasaktır. Bu yüzden o, kendisıni bir "teknik yazıcı" olarak niteler ve bunu "Benim sıska, / benim cılız, / benim zavallı çocuğum Orhan Selim!" dizeleriyle başlayan ^iirinde açıkça belirtir. Yine de, köşe yazarlığının çağına göre en ileri örneklerini vermiştir Nâzım. Bugün bütünsel açıdan baktığımızda, bu yazıların o yıllarda yaşanılan kültiır devrimine katkıda bulunduğunu söyleyebiliriz. Bunlarda Osmanlı kültürünün süregiden olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması, en önemli araçları yeni harfler ve dil özlejmesi olan bu kültür devriminin rayına oturtulması amaçlanmaktadır. Nâzım'ın kö^esinin genel başlığı kimi zaman " ö z Türkçe"dır, "Öz Türkçe Duşünceler"dir. Bu yazılannda, resmi ideolojiye uyarlanmak için öz Türkçeciliği benimsemi$ görünenleri kıskandıracak ölçıide, zorlamalara gitmeyen yalın bir halk dilini kullanarak dil özleimesine öncülük etmektedir. Kendi deyişiyle, bir gün olsun düşüncelerine cübbe giydirmemiştir o. Bu yüzden yazıları okurların ilgısini çekmiş; Bâbıâli basmı da takma adla bile olsa yazılarına yer vererek okurların isteğini yerine getirmek zorunda kalmıştır. Yazılarının konularına gelince... Sanat, edebiyat, dil alanlarının yanı sıra günlük hayat, toplumsal sorunlar ve aksaklıklar, îstanbul'un dertleri fıkralarındagenişyertutar.' Ayrıca, deği^ik konulardaki düşüncelerini deokura iletmiştir. Ama, "Orhan Selim" başlıklı şürinde belirltiği gibi, kendi inanışlarının doğrultusuna aykırı bir tek cümle bile yazmamıştır. Hatta, yazı alanının onca sınırlanmaüina karşın, faşizmi ve ırkçılığı yeren, emperyaliiıt devletlerin saldırılarına karşı çıkan yazılar da kaleme almıştır. Birçok yazısında ise, üstü kapalı biçimde ya da kıssadan hisse çıkararak, kendi inançlarını savünmaya girişmiştir. Nâzım Hikmet'in şiirleri bugun toplumun her kesimince seviliyor; şiir kitapları sürekli basılıyor, yeni yeni okurlar buluyor. Yazıları da sararmış gazete yapraklarından derlenip yeniden yayımlanıyor. Artık şair Nâzım Hikmet'i olduğu kadar onun unutulmuş olan "çocuklartnı", Orhan Selim'leri, İmzasız Adam'ları, Süleyman'ları, Ben'leri, Fıkracı'ları, Sarı Murat'ları da saygıyla anıyoruz. Onu dileğince yazmak özgürlüğünden yoksun bırakmakla işe başilayıp 1938'de tüm özgürlüklerini elinden alanlar ise çoktan sonsuz yokluga karışıp gittiler... Pablo Neruda vla 1 9 5 2 S A Y F A 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle