Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Nâzîtn Hikmet'in köşe yazarlığı Düşüncelerîne cübbe giydirmeden, Nâzım Hik'met Yazdar (1937 K İ T A P T A N B İ R B Ö L Ü M Gözler Gözleri birbirlerinden boy alanyla ayırırlar. Ozanlarınozansözlüklerindegök gözler vardırki, ışıltılıdenizebenzetilir;kapkara gözler varidır.yıldızlıgecelerdendüşmüş iki parçadır denir; kumral gözler vardır ki erimiş altın parıltısını içinde toplamıştırsanıhr. Benimozanlığımkıttır.Güzel.gözalıcı buluşlarlakonıışm.ısını bcviTı'mem. Gozleri, boyalarınınpırıltibiylabırbırinden ayırdetnıek sadeliğini sanan ve ışıldayan sözlerin süsüyle susılcyemediğim içindir ki, onların arasındaki daha derin ayrıhklar bulmağa çalışınm Bence, gözler birbinnclenbebeklerininve aklarının büyüklüğü, küçüklüğü, çeşitli çeşitli . ayrılırlar. Kocaman yassı bir akın içinde küçücük çivi başıgibigözlerden boyalarıneolursaolsun ürkerim,tiksinirimbiraz. Akları dar, bebekleri kocaman gözler bana kör,görmiyenbirbakışkarş.ıs>ındaymışım duygusunu verir. Gözlerdeen bakılacak nesnc aklabebeğin arasındaki uygunhıktıırbence. Akıbüyükbebeği.küçükgözlerkiiçücük bir delikten yeryüzüne, kurna/lıkla, hinlikle hakanadamlarda vardır. Akı dar.bebeği büyük gözler apaçık açılmış.ardında ışıkyanmıyankaranlık bir penccreönündedurduğumusandırırbana. Gözünebakadamınanla! diyebir atalarsözüvarmıdır?Bilmiyorum. Yoksa, onu da ben uydurdum demektir. 1967) / Adam Yayınları, 1992 ALPAVKAMCALI Nâzım Hikmet'in bütün yapıtlarını özenle derleyip yayımlayan Adam Yayınları, son olarak "Yazılar"ının beşinci cildi ile "Konuşmalar"ını çıkardı. "Yazılar5"te Nâzım'ın 1937'de Tan gazetesinde yer alan (ıkraları geniş yer tutuyor. Böylece, kendi dilinde ve ülkesinde yayımlanan yazılarının tiimü (belki birkaç eksiğiyle) beş ciltte derlenmiş oluyor. Aynı ciltte 1937den sonra başka ülkelerde çıkan beş yazısı var. Demek ki, ilerde, bu ülkelerde yazdığı, yayımlanmış ve yayımlanmamış yazılarının da derlenmesi, ayrı bir ciltte toplanması gerekecek. "Yazılar6"da Nâzım'la yapılmış konuşmalar derlenmiş. Burada Türkiye'de ilk kez yayımlanmış konuşmaların sayısı az (s.7 46). Buna karşılık, 1955'te Budapeşte Radyosu Türkçe Servisi'nin iki spikeriyle yaptığı, haftada bir yayımlanan "Edebiyat Konuşmaları" elli sayfayı aşıyor (s. 49119). Bunu, Sovyetler Birliği'nde ve başka ülkelerde değişik kişilerce yapılmış konuşmalar izliyor (s. 120187). "Nâzım Hikmet Yazılar" dizisinin şimdilik tamamlanmış olması, başka kaynalardan (özellikle, Kemal Sülker: Nâzım Hikmet'in Gerçek Yaşamı, C. l6)da yararlanarak, Türkçenin bu güçlü şairinin köşe yazarlığını bütünsel aç,ulaııiıu.elemeolanağım veriyor: Nâzım, sansürcü basın rejimi yüzünden, ne yazık ki yazdarında kendi imzasınıkullanamamıştır. AhmetEmin Yalman gibi gazetecilik yapması engellenen, Hüseyin Cahit Yalçın gibi İstiklâl Mahkemesi'nce mahkum edilen, ardından da siyasal konularda yazması yasaklanan "başyazarlar"a rastlandığı bir dönemde yazmıştır o. İmzalı ilk yazılarına 192425'te Aydınlık dergisinde rastlanır. Bunlar, derginin sosyalist eğilimi doğrultusunda kaleme alınmış makalelerdir. Nâzım 1928'de Sovyetler Birliği'nden döner, 1929'da arkadaşı Vâlâ Nurettin aracılığıyla Rcsimli Ay'da musahhih (düzeltmen) olarak çalışmaya başlar. Çok geçmeden derginin teknik sekreterliğini de üstlenir. Bu tarihlerin kültür yaşamımızda önemli bir yeri vardır: 1928'de Latin harflerinin kabulü ve 1929'dan başlayarak uygulanması ile Türkiye bir kültür devrimine ilk adımını atmıştır. Yıukçı rejlmde yazı yazmak... Birkaç yıl sonra resmen başlatılacak dilde özleşme akımı ile ilk dönemlerde kimiyanhşlar yapılmış olmakla birliktekültür devriminin başarıya ulaşması yolunda önemli bir adım daha atılmış olur. Işte bu yıllarda Nâzım Hikmet, Resimli Ay'da "Putları Kırıyoruz" kampanyasını başlatıp yürütür. Bu kampanya, kısa sürede geniş yankılar uyandırır. Dergi koleksiyonuna baktığımızda, kampanyanın etki ve tepkileriyle on beş aya yayıldığını görüriiz. Bunca yankıya yol açan, Nâzım'ın Abdülhak Hamit ve Mehmet Emin'i hedef alan iki imzasız yazısıdır. Bu olgu, Nâzım'ın, yerleşik edebiyat anlayışını ve düzenini şiirleriyle olduğu kadar iki yazısıyla da temelinden sarstığını ortaya koyar. Nâzım Hikmet, 1930'dan başlayarak, tutuklanmadığı, hapishanede olmadığı dönemlerde, geçimini sağlamak için, gazete ve dergilerde değişik takma adlarla köşe yazıları yayımlar 1930da Hür Adam'da "Fıkracı", Halk Dostu dergisinde "Sarı Murat", 1931 'de Yeni Gün'de "Ben" imzasını kullamr. 1931 Eylülünden 1934 Kasımına kadar süren tutukluluk ve işsizlik döneminin ardından Akşam gazetesinde "Orhan Selim" takma adıyla fıkralar yazmaya başlar. 1935'te aynı imzayla hem Akşam'da hem Tan'da yazar. Akşam'daki köşesi "Düşünceler", Tan'daki köşesi "Bu da Benden" başlığını taşır. " ö z Türkçe", "Öz Tiirkçe Düşünceler" başlıklarını kullandığı da olur. Ayrıca Yarımay, Resimli Perşembe, Yedigün, Akbaba dergilerinde de takma adla kaleme aldığı yazılara rastlanır. Orhan Selim Nasyonal Sosyalizmin safında yer almıştır. Tan'daki köşesinde Nâzım'a ad vermeden saldırmaktadır. Nâzım da, yine ad vermeden, onu yanıtlamak gereğini duyar. Polemik yazıları başka yayın organlarının sayfalarına kayınca, Nâzım bunlara ancak dolaylı yoldan karşı koyabilir. En sonunda, Tan'daki "Kahramanlık" başlıklı yazısında, ellerinin kollarının bağlı olduğunu belirtir. Peyami Safa daha da ileri gidince, "Bir Provokatör Üstüne Şiir Denemeleri" başlıklı yergi şiirini kaleme alır... Karşı cephe, saldırılarını yoğunlaştırır... Bunun üzerine Nâzım'ın arkadaşlarından A. Cevat, "Orhan Selim" imzalı fıkralardan bir bölümünü 1936 başında İt Ürür Kervan Yürür adlı kitapta toplar. Kitabın sunuş yazısında Nâzım'a yönelik saldırılardan söz ederek "Bu adamlar Nâzım'a niçin hücum ediyorlar?" sorusunu ortaya atar ve şöyle der: "Nâzım bir varlıktır. Onun Tırmanan faşlzme karçı 1935'teki verimleri içinde özellikle tırmanan faşizme karşı çıkan, emperyalizmin ipliğini pazara çıkaran yazıları dikkati çeker. Bu tarihte kendisi de geniş bir saldırı cephesinin hedefi olur. İlk saldırı, ırkçıturancıların öncülerinden Nihal Atsız'dan gelir. Çok geçmeden de eski arkadaşı ve sanatının destekçisi Peyami Safa, Tan'da saldırıya geçer. Evet, Tan gazetesinde... Tan'ın ikinci sayfdsının sol başında Peyami Safa, sağ başında Orhan Selim imzasıyla Nâzım Hikmet yazmaktadır. Peyami Safa, giderek sağdan sola çark etmiş, o tarihlerde de Almanya'da yükselen Nâzım Doöu Almanya'da 1952 S A Y F A 4 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y / 124