05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ressam Leyla Onat'tan bir roman: Sorumlu Bulutlar Seni anlıyoruz ama. Sorumlu Bulutlar / Leyla Onat .. Bilgi Yayınevi, Ankara, 1992 MUMFFER BUYRUKÇU Şaırleı oyku, ıoman, oyun, deneme, inceleme türlerine de el otmışlardır vekendilerini tanıtan, okurlara be nimseten şürlerinin düzeyinde, hatta onları aşacak nitelikte yapıtlar koymuşlardır ortaya. Nâzım Hikmet, Melih Cevdet, Oktay Rifat, Attilâ îlhan, Behçet Necatigil, Salâh Birsel, Ahmet Muhip, Necaii Cumalı bu çok yönlu değerlerdendir. Yaşasaydı Cemal Süreya, yıllardır beyninin yaratıcı akımlarında taşıyıp olgunlaştırdığı bana zaman zaman anlatıyor, anlatırken de büyük bir haz duyuyordu bir roınanı gün ışığına çıkara caktı ve inanıyorum ki edebiyatunız üstün bir yapıt kazanacaktı. özdemir tnce'nin sanatsal atılımlarını, araştırmalarını zenginleştiren tasartları arasında can vermeyi ve yaşatmayı düşündüğü bir iki roman vardır. Bu romanlar yayımlanırsa belki de romancılığımız yepyeni boyutlar kazanabilir. Bu konuya değinmemin nedeni Leylâ Onat'ın "Sorumlu Bulutlar" adlı yapıtıdır. Kitabın arka kapağında şiir, öykü, radyo oyunları yazdığı belirtilmesine karşın ortalıkta pek görünmeyen birisidir Leylâ Onat; bir ressamdır, ressam olarak bilinmektedir. Ressamlarımıztn çoğu genellikle kendi uğraş alanlaıındadevinirdurur,oalanlardaki verimli kaynaklan kurcalar, resimle ilgili LevlaOnat bulguların peşlerine düşerler, edindik leri bilgileri dergilerde, gazetelerde yansıtırlar. Yüzde doksanı edebiyatçılarla dosttur, ama (Bedri Rahmi, Orhan Peker, Ömer Uluç, Yüksel Aslan, Cemil Eren, Nuri İyem, Fahir Aksoy, Turan Erol hariç) edebiyatınhiçbirdalıyla ilgilenmezler. Bazıları edebi yapıtları okumaz bile vc onlara göre resmin dışında başka bir sanat yoktur. Bu yüzde n Leylâ Onat'ın roman yazması şaşırttı beni. Doğrusu kitabın sayfalarını karıştmrken isteksizdim ve 'Ne yazabilir ki' sorusunu içeren bir önyargının tutsağıydım. Ama okumaya başlayınca yargım yerini sevince, heyecana, hayranlığa bıraktı. Yetenekli bir yazarın usta işi bir romanıyla karşı karşıyaydım. "Sorumlu Bulutlar"da bir yontucunun sanat yaşamıyla özel yaşamının sorunları irdelenir. Yontucu Derya, üyesi bulunduğu sanatçıların çevresinden çekip alınmış bir prototiptir. Yalnız, toplumumuzdaki durumları elverişli erkekler gibi özgür yaşamayı seçmiş bir kadındır. Geleneklerden, baskılardan yararlananları davranışlarıyla te dirgin ettiği için bilgi düzeyleri düşük, tutucu, sürü ahlaklı kişiler tarafından eleştirilir, ama doğruluğuna inandığı bazı ilkeleri çiğnetmemek, savunmak onlardan ödün vermemek amacıyla bu eleştirileri umursamaz. O, kişiliğinin buyurduğu gibi yaşamayı sürdürürken her şeyden üstün tuttuğu sevginin güçlenmesi kök salması ve çoğalması uğruna çırpınır. Bir sevgi meleğidir Derya, bir özveri meleğidir, kişisel ve toplumsal yanlışlıkları düzeltmekle yükümlü bir savaşım meleğidir. Hep kendinden veren, ama karşısındakini memnun edecek kadar alan bir kadındır. Onunla ilışkisi bulunan Metin Bey şöyle der: "Sıcaktı, munisti, davetkardı, sevişirken. Toprak kadar can verebilen, deniz kadar heyecan uyandırabilen bir kadındı o. Tabiat gibiydi. Evet, onu her zaman tabiat kadar mükemmel, tabiat kadar hem dehşet verici, hem de dinlendirici buldum. Bazen yemyeşil kırlar kadar durgun, scssiz, gönül huzuru veren bir kadındı. Bazen de bir orman kadar karanlık ve esrar doluydu. Ruhuyla viicudunu aynı anda verebilen nadir kadınlardan biriydi o." Aslında bir aşk kırgınıdır Derya. Ne yaparsa yapsın kendisini aldatan ve terk eden Sinan'ın yüreğinde açtığı boşluğu bir türlü dolduramamaktadır, dolduramayınca da çevresindeki kişilerin sile medikleri ağdalı bir yalnızlığın beslediği mutsuzlukla boğuşup durmaktadır. "Sorumlu Bulutlar"ın öyküsü, Derya'yla yakın ilişkide olan beş kişinin anlatımıyla oluşur. Ve "Sorumlu Bulutlar", Ersin adlı eşcinsel bir ressamın sanat kulübünü ve oraya gidip gelen sanatçıların durumlarını betimlemesiyle başlar. 'Efendim' sozcuğünü dilinden düşürmeyen kibar, sokaktakiler gibi yırtık olmayan Ersin, Derya'nın yakın arkadaşıdır. Derya'yı sevmekte, onunla tartışmakta, kaba sevgililerini beğenmemektedir. Kıskanmaktadır. Derya'nın portresiyle karakterini çizmeye çalışırken onun insan ve sanatçı yönlerini de öne çıkaracak izlenimlere, anılara, olay örneklerine, davranışlarına başvurur. Ve bunu da tath, esprili, renkli bir anlatımla gerçekleştirir. (Ben Ersin'in varlığmda bir eşcinseün dışlanmışlığını, horlanmasını, kalın bir zırha dönüşen yalnızlığını ama küçümsenecek bir durumda olmamasını, onurlu savaşımını sürdürmesini saptadım.) Ayrıca bir eşcinsel ressamı romana koyması, ona, okuru şoke edecek bir görev yüklemesi, Onat'a duyduğum saygıyı çoğalttı. ötekiler de Derya'yı izlenimlerine, gözlemlerine, saptamalarına ve tanıklıklarına dayanarak anlatırken, ister istemez çevrelerindeki devinimlerden, kültürbirikimlerindenaldıklarıylaetkilenirler, sivrilirler, belirginleşirler Derya'yı yaşatmaya çalışan kişiler, aynı zamanda birbirlerini tanıyan, ama aralarında köklü bağlar bulunmayan kişiler dir. Gene de bu durum, yontucu Derya'nın yontusunu yapmalarını engelle • mez. Evet, roman boyunca Derya'nın yontusunu tamamlamak için malzeme arayıp dururlar. "Sorumlu Bulutlar"da Derya'nın yaşamı sergilenırken bir yandan da parka konulacak gebe bir kadınla bir çocuğun yontusunun çevresinde bir entrika örülür, o entrika romanın iç yapısında bir gerilimin alttan alta akmasını oluşturur ve okurun dikkatini diri tutar. Çünkü o yontu Derva'yla özdeşleşmiş, bir bakıma Derya'nın geleceğiyle ilgili olan bir gerçektir. "Sorumlu Bulutlar"da Leylâ Onat, roman konusunda epey dü^unmüş, çeşitli romanları ve o romanlara uygulanan biçimleri, yapıların özelliklerini, kurguları incelemış görünüyor. İncelemeseydi kitap, bir ilk yapıtın doğal olması gereken kusurlarıyla dolup taşardı. Oysa "Sorumlu Bulutlar" deneyimli hir yazarın eksikleri azalmış olgun bir yapıtıdır. Bu başarının temelinde bence anlatımla sıkı bir ışbirliği yapan, anlatımın zayıflar gibi olduğu noktalarda bütün gücünü kullanarak zayıflığı pek belli etmeyen içtenlik yatar. Evet, Leylâ Onat, içtenliği metnin her yanına ustalıkla yedirmeyi başarır. Yaşamın gürültülü patırtılı bir biçimde yuvarlanışı, kurgulanan olaylarla birleştirilerek inandırıcılığın benimsenmesi sağlanmış ve "Sorumlu Bulutlar"! düzeyli, değerli romanların arasına sokmuştıır B İ R Ş İ İ K Ömrümün resmlnl çlzdlm beyaz bir kağıda Ml ll^ I < • l l l | ) l l l . l l l T A B ı < ' H ( M.I (,( M Çocukluğum ve ülümüm / Melisa Gürpınar / Can Yayınları / 140 s. kaılı bıı gecenin kapısına astım kararmıştı bütün ağaç iskcletleri onlar ki yeryüzünün kollanydılar sonsuza akıtıyorlardı içlerindeki aydınlığı bir çam dalını da çizdim dumanla tutuşmuş gibi oldu sarı bir kıvılcımla dünya sabah olduğunda donmuş gözyaşlan parlıyordu camlarda ve herkes resmin içinden geçen avcıya bakıyordu şaşkıniıkla "Çocukluğum ve ölümüm", Melisa Gurpınar'ın yeni şiir kitabı. Gürpınar, "ölüm" temasını, yaşadığı dünyanın değişimlerini izleyerek işliyor şiirlerinde. Gürpınar, "Ölümün, doğadaki her türlü karşıtlık ve evrensel dönüşümlerin yanı sıra, olağan bir boyuta indirilebilmesi için, önce kendi yaşamımın üzerinde denenmesi kaçınılmazdı." diyor. Melisa Gürpınar'ın kitabında yer alan "Yeryüzünün kolları" şiiri şöyle: ömrümün resmini çizdim beyaz bir kağıda S A Y F A * CU1MHURİYETC4V** SAYI13*
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle