Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Zorunluluk tutkuya dönüsünce... Kurmaca Bir Dünyadan Yıldız Ecevit, "Kurmaca Bir Dünyadan" adlı kitabını anlattı Yıldız Ecevit /Gündoğan Yayınları/ 182 s. DENİZEKİN Yıldız Ecevit, "Kurmaca Bir dünyadan" adlı kitabını geçen ay yayımladı. Kitabında yer alan inceleme, araştırma yazıları ve eleştirileriyle 20. yüzyıl yazınını odak alan Ecevit akademisyenlerin Türk yazınına daha fazla eğilmeleri gerektiğini söylüyor. Sayın Yıldız Ecevit, "Kurmaca Bir Dünyadan" adlı yeni kitabınızda 19871992 yılları arasında çeşitli dergi vc gazetclerde yayımlanmış yazılarınız yer alıyor. Bu yazılar hangi ortak temelde bir araya getirildiler? B İ R M Ü Z İ K K İ T A B I HardRock'ın panoraması Led ZeppelinDeep Purple / Ogan Güner, Erim üral / Korsan Yayın / 158 s. ~~~ Ogan Güner ve Erim Oral, birlikte hazırladıkları kitaplarında 1 lard Rock dünyasının iki dev topluluğunu anlatıyorlar. 60'lt yılların sonunda ülkemizde "Whole Lotta Love" şarkısıyla tanınan ve sevilen Led Zeppelin sözkonusu şarkıda "yasak aşkı" anlatıyor, orgazm taklidiyle, bol distorsiyonlu gitar sesleri birbirine kanşıyordu. 6O'lı yılların sonunda kurulan diğer topluluk Deep Purple ise çıkardığı ilk kırkbeşlik "Hush'ia üne kavuşmuş, kulakları sağır edercesine çaldtğı şarkılarla hayranlarının saytsını arttırmıştı. Güner ve Oral elimizdeki kitapta zaman zaman bilinçli bir şekilde nesnelliği gözardı edip tercihlerini Led Zeppelin ya da Deep Purple'dan yana yapıyorlar. Her iki grubun müzik ylaşamlannın yanı sıra şarkılarının Türkçe sözlerinin de yer aldığı kitabı meraklılarına öneririz. "Kurmaca Bir Dünyadan"da topladığım inceleme, araştırma ve eleştirüer genelde 20. yüzyıl yazınını odak alıyor; incelediğim metinler çoğunlukla düzyazı anlatı/roman türünde. Ancak, (îoethe, C. J. Burckhardt, Musil, Zweig, Kafka, Frisch, Grass, Bachmann, Maja Beutler, Anne Frank, Knut Hamsıın, Andre Gide, Oğuz Atay, Ferit Edgü, Erhan Bener ya da Metin Kaçan'ı bunun dışında bir ortak temele oturtmak oldukça zor. Eğer yine de bir ortak temel arayacak olursak; kitapta yer alan ve daha önce çeşitli yayın organlarında yayımlanmış bu yazılar, alanım olan Alman yazını dalındaki araştırmalarım Üe Türk ve Alman yazınları arasında yaptığım karşılaştırmalı çahşmaların bir uzantısı olarak ortaya çıktı. "Kurmaca Bir Dünyadan"da yer alan yazıların üçte biri Türk yazını üzerine, Batı'da, yazın bilim, yazın tarihi ve ya zın eleştirisi alanlarında yapılmış çok sayıda araştırma, bu alanlarda çalışma yapanlara sayısız olanak sağlamaktadır. Kaynağını zengin bir bilgi birikimi ve araştırma geleneğinden alan bir çalışmanın daha sağlam temellere dayandığı ve daha soluklu olduğu su götürmez. Türk yazın araştırmacılığı son yıllarda yayımlananbirçoknitelikli araştırma ve incelemeye karşın, yine de 'bakir' bir alan, Türk iiniversitelerinin yabancı filolojilerindeki bilim adamlarınin, alanlarında yaptıkları araştırmaların yanı sıra Türk yazınına eğilmeleri gerektiği düşüncesindeyim. Bufilologların, kendi alanlarında yaptıkları araştırmalar sırasında edindikleri kuramsal birikimi Türk yazınında uygulamalan, yazın dünyamıza olumlu bir katkıdır. Türk yazını, yalnızca Türkologların değil, tüm filologların ilgi odağı olmalıdır. Kitaptaki yazıların bir başka ortak temeli de, sanırım, meslekten gelen 'didaktik eğilim', bir tür 'bildiklerini paylaşma dürtüsü'. Metin Kaçan'ın "Ağır Romanı"ını inceleyen yazının başındaki 'estetik tarihine kısa bakış', Turhan Kayaoğlu'nun "Aykın Kuşları"yla ilgili çalışmada 'Althıısserci yazınsal yaklaşımın altını çizmek' ya da Cengiz Ertem'in Andre Gide incelemesini tanıtmak amacıyla başlanan yazının bir 'Andre Gide'i tanıtma yazısına' dönüşmesi, tüm çalışmalarımda beni yönlendiren bu eğilimin bir yansıması. Sizin öncelikle Alman ve İsviçre edebiyatıyla ilgilendiğinizi biliyoruz. Bu, mesleğinizin getirdiği bir şey mi, yoksa birtercihmi? Uzmanlık dalım, Alman yazını. Araştırmalarım doğal olarak bu dalda yoğunlaştı. İsviçreAlman yazını üzerinde yaptığım çalışmalar da mesleki temele dayanıyor. Ancak, zamanla Franz Kafka'h, Max Frisch'li, Ingeborg Bachman'lı, Bertolt Brecht'li, Goethe'li, GeorgTrakl'lı, HeinerMüller'li birmeslek ortamı,Schiller'sibiryakIaşımla,zorunlulukların zevke, giderek tutkuya dönüşmesine yol açtı bende. Son yıllarda, sanırım, bu tutkunun ibresi Türk yazınına yöneldi. Güçlü kalemler var Türk yazınında; Oğuz Atay'ın dediği gibi "küçük kafa ve bcdcn yaşantılarıyla fırtınalar koparılamayacağını sezen", sağlam bir kültürel altyapıyla bütünIeşmiş yazarlar var; çağın yazınsal ve düşünsel eğilimleriyle kendi kültiirlerini bileşime ulaştıran, Türk toplumunda yüzyıllardır gözardı edilen 'bireye' söz hakkı veren yazarlar var; yazının bir 'biçim sorunu' olduğunun bilincinde yazarlar var. Düzyazı anlatı / roman alanında bir Ferit Edgü, bir Oğuz Atay yetkinliği yakalamış yazarlar; Orhan Pamuk'taki geniş soluk, Hilmi Yavuz'un düşünsel / biçimsel ügelerle yoğrulmuş güçlü estetik fantezisi, Metin Kaçan'ın çarpıcı postmodern vizyonları, Attila İlhan'ın estetik boyııta taşıdığı kültür birikimi / Tarih bilinci ve Buket Uzuner'in çağdaş içeriği ve kurgu tekniği alanında yaptığı denemeler etkileyici. Türk yazınını gü nü gününe izlemeye çalışıyorum. Yazılarınızda, düşünce, biçim, dil sorunlanna sıkça rastlıyoruz. Özellikle bu kitapta Max Frisch ve Ferit Edgii'ylc ilgili yazılarınızda var bu tutum. Uzerinde yazacağınız kitaba yaklaşımınız ne olur öncelikle? Bir yazın ürününde birinci planda dikkati çeken, biçim ögesi olur her zaman, içerik ve düşünsel boyut kuşkusuz önemli, özellikle romanda. Ancak, unutmamak gerekir, yazar her şeyden önce bir sanatçıdır; bir yazın sanatçısıdıro; bir düşünür, birsosyolog ya da bir psikolog değil. Bir sanatçının değeri, yapıtlarının 'biçiminde' ortaya çıkar. Bununla, kültürel altyapının önemini indirgediğimi söylemiyorum. Malzemesi 'dil' olan bir sanatçının başarılı olabilmcsi için, güçlü bir kültürel altyapıya sahip olması kuşkusuz önkoşuldur. Faust konusunu birçok yazar işlemiştir; ama yazın tarihinin doruk yapıtları arasında yerini alan, Goethe'nin Faust'u olmuştur. Goethe'nin başarısı, öykülediği konudan kaynaklanmaz; önemli olan, onıın konuyıı 'nasıl' anlattığıdır; nasıl kurguladığı; hangi moiiflerle desteklediği; hangi retoıik ligürleri, nasıl kullandığıdır; dili kullanma gücüdür; yarattığı estetik boyuttur. Bir yazın araştırmacisının, bir eleştirmenin her şeyden önce bu 'nasılı' ortaya çıkarması gerekir; bu da, nesnel/ bilimsel bir yaklaşımla ınümkündür. Bizde eleştirmen ya da araştırmacı daha çok içerikle ilgilidir. Özellikle belirli tarihsel dönemleri ele alan romanlarda, yazarın konusal bağlamda yaptığı ynnlışlar (!) polemikçi bir yaklaşımla sözcüğü sözcüğüne bulunup sergilenirken, yapıtın estetik boyııtu genelde birkaç bcylik rümcey İLgcçiştirilir. Yazarın tarih ve sosyoloji bilimleri bağlamında bir rapor sunmadıği; yapıtın gerçeğinin somııt gerçekle teke tek örtüşmek zorunda olmadığı unutulur, içerikte yanlış avcılığına soyunulur. Bu kitapta özellikle uzerinde dıırduğum Max Frisch ve Ferit Edgü yazınsal yetkinljğin biçimden geçtiğinin bilincinde yazarlar. Ferit Edgü Türk yazınında biçim sorunları uzerinde en fazla duran yazar. Bir yazın sanatçısının iki önemli özelliğe sahip olması gerekir: Birincisi, kültürel/düşünsel bir temelde zenginleşmiş bir iç dünya; ikincisi, böyle bir iç dünyanın gözlüklerinden algılanan yaşamı, estetik boyuta taşıma gücü, 'biçimlendirme' yeteneği. Sanat, biçimden geçer; yalnızca konu anlatarak ya da tez savunması yaparak sanatçı, içerik eleştirerek eleştirmen olunmaz. Yıldız Rccvil: 1946'dadoğdıı. Lisevcıınivıı silcyi lstanhul'da bilirdı l.ısans öğrenimıni l.Ü. F.debiyal Fakullesi'nde, doktorasını Ankara Üniversitesi D.T.C.F.'deyaptı. 1986'dan bcri D.T.C.K'de Alman edebiyatı doçenti olarak gorev yapıyor. Kitapları: Oğuz Aıay'da Aydın Olgusu, Ara Yayıncıhk.lst. 1989. Die Intellektuellen problennıtik bei Max Frisch und Oğuz Atay, Ara Yayıncılık, Ist 1990. lsviçreAIman Edebiyatı, Ara Yayıncılık, Ist. 1991. Kurmaca Bir Dünyadan, Gündogan Yayınları.Ank. 1992. Çeviri: Flissingen Haritada Yok, Maja Beutler, tst. 1990. S A YFA 11 C U M H U R I Y E T K İ T A P SAYI 126