02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Paul Boıules, Carson McCullers, Manuel Puig ve Nagişa Oşima Kitaplar ve görsel anılar Son zamanlarda sinemayla doğrudan ya da dolaylı olarak ilişkili dört kitap yayımlandı. Yazarımız Atilla Dorsay Çölde Çay, Altın Gözde Yansımalar, Rita I Iayworth'un İhaneti ve Özgürlük Arayışı adlı kitaplar arasında bir gezintiye çıkarıyor sizleri ATİLLA DORSAY on /amanlarda okudıığum bır avuç kiıabın hepsı dolaylı veya dolaysız sinemayla ilişkili olmus. Bılinçlı bir seçim değildi bu (okurken böyle bır ay rıtn yapnıam), ama bu raslantıdan yararlanıp hepsini içeren bir yaklaşımda bulunnıayı deneyecegim. Bunlardan ikisi, daha önce filme alınmış olan ve lilmlerini degördüğiim iki metin. Geneldetersıolur: Bir romanı okıır, bir zaman sonra filminı izlersıniz Ana kaynak olan romandan bır uyarlaması olan hlme geçış, daha doğal ve sağlıklı bir yoldur. Ana kaynakla kıyaslamaya ve uyarlamayı, temel yapıtın nitelikleri çerçevesınde yargılamaya olanak verir. Tersi ise fark lı bır deneyimi getiriyor Görülmüş, belki sevilmiş bır filmi, romanı okutken yeniden gozlerinizin önünde canlandırıyor, mctni hayalinizden gorselleş tirmek yerine (her sinema tutkununun ilginç bir roman karşısındaki tutıımudıırbu), varolan vesizin de bildiğiniz bir görsellığı yeniden canlandırmayı deni yorsıınuz Diğer bir deyimle, romanı okurken görsel anılarını/a başvuruyorsunuz. Bu durumda, asd yar gılanan, geçmiş,tekalmışolan film değil, onun anıları nın süzgecinden süzülüp gelen elinizdeki roman olu yor. Carson McCııllers'ın "Altın Gözdc Yansımalar"ı ve Paul Bowles'un "Çölde Çay"ı ıçın de böyle oldu. "Altın Gözde Yansımalar'ı yıllar önce John Hııs ton'un yönetımı ve Marlon Brando, hlı/abeih Taylor, Brian Keith vejuliel larrisgıbıbenzersi/birkadronunoyunuyla izlemişük. (Koııaksinetııasında film "Pırıltıh Gözler" adıyla gösterilmi^ti). Alabildiğinc melodram yüklu, hepsi desorunlu garip, luikulu, eksantrik ki^ilcrin ortada dolastığı bir "Giincy öykiisü" idibıı... ABD'ninguneyindekibirkarargâhta,eşcinsel bır yüzbaşı, onu en yakın komşusu olan bınbaşıyla aldatan hoppa karısı, binbaşının tek mııtlıılıığu Fıli pinli hızmetkârda bulan sorunlu ve ıntıhar eğilimli eşi, ata çıplak binmekten hoslanan ve yüzba^ının ka ribina sessiz ve tepkisiz bir tutkuyla bağlı içine dönük bir asker... Tüm bu ki^iler, Amerikan tiyatrosunun cinscl dürtüleri ön plana çıkaran ve cinsellik soslu gerilim ustaları Tennessee Williams veya William Inge gibi moderrı kalemlerinin izini suren bir oykude yadırgatıcı varlıklarıyla yoğun bir ruhbılimsel seruveni Manuel Pulg'ln "Rlta Hayvvorth'un İhaneti adlı kltabı yazarının slnemaya olan tutkusunun ürünü Klaslk Hollyvvood slnemasının popüler medya olarak Islevl üstüne dü$unmek Isteyenler Içln güzel bir roman. Bu fotoğrafın ortak bir noktası var: Cölde Cav Paul Bowles yazdı. Bertoluccl (solda) beyazperdeye aktardı. ya^ıyorlardı. Ne var ki Carson Mc Cullers'ın kalemi, bu grotesk ve şoke edici karabasan kisilerini alabildiğine yumu^aklıkla, ekonomik bir uslupla kavrıyor, hiçbir şeyi abartmıyor, dramatize etmiyor ve tüm şaşırtıcılığı içinde bizlere sanki bir sıradan insan galerisi sunuyordu. Yapıtları ülkemı/de üstiiste yayınlanmakta olan McCullers'a "giriş" ıçın ıyı bır kitaptı, "Altın Gözde Yansımalar. "NurNirven/İs mail I îakkı Yılmaz ikilisinın çevirileri de iyiydi "Çölde Çay"ı ise daha yeni izlemis,tik, Bertoluc ci'nin filmınin anısı belleğimizde taptazeydi. Ama Paul Bovvles'in yoğun ve trajik romanı, yapıtı (bu arada lilmi) daha iyi kavramamıza hrsat verdi. Kıızey Airika'nın çöllerinde ve yoksulluğun dibindeki koylerinde kendi yasamlarına bir anlam arayan, bır "varoluş modcli" bulmaya calışan iıç kişjnın (ivkıı su, sinemanın tum görsel olanaklarına karşın ro manda daha iyi beliriyordu "Karşın" sözcüğü belkı yanlış oldır Belki de "yiizünden" demek gerekiıdi Çünku Paul Bowles'in romanı, özellikle Port ve Kıt'ın kişiliklerinde belki gerçekten de "bütün bir Amerika Batı uygarlığını" ve bu uygarlık içindc "kadın erkek iliskisinin boyutlarını" sorguluyordu. Ancak bunu yaparken, col ve "Biiyük Sahra" dekoruııu b.e(,ınesi bosuna değildi. Uçsuz bucaksızlığı, sonsuzluğu, insanın mcsafe kavramlarını aşan boyutları, tekdüzeliği ve sanki yokoluşa çağıran görunümuyle, cöl sanki bu tur bir düşünme ve hesap laşma için ideal mekândı. Oysa film, kaçınılmaz bıçimde çol mekânını somutlaştırıyor, egzotık ve son tahlilde "güzel" bir mekâna dönüştürüyordu Giin batımları, şafaklar, alacakaranlıkta yürüyüt> giden develerin ve kervanlarm kı/.ıllığa kazınmı% siluetleri... Sinema belki de son tahlilde dış, ınekârıdan yola çıkıp insanın içine, ruhsal derinlikJerinc doğru yol aJan serüvenleri anlatmada bir olçude yetersiz kalıyordu, çünkü yazılı metinde bir yardımcı öğe olarak kullanılan dış mekânın, somut dekorun S A Y F A C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 82
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle