Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Mehmet Altan, kitabında askeri darbeleri ve nedenlerini inceliyor G E Ç M İ Ş İ N G E L E C E f i l Dublin'in Malı Bunnap Sürgünler / James Joyce / Çeviren: Selçuk Yenel İmge Yayınları/îst. 1990/4250TL./CKKKodNo: 308.066 MELİH CEVDET ANDAY Yazar Richard Rowan ve eşi Bertha. Bıınlara bir de Bertha'ya âşık, Richard ın eski dostu gazeteci Robert Hand'i katarsak işte size hir aile dramı. Piyesin bütün ögeleri hazrr demektir. Robert Hand'e, belki de Richard Rowan'a âşık müzik öğrctmeni Beatrice Justice'i de gözönüne alırsak Sürgünler adlı oyunun hiçbir eksiği kalmıyor artüc. James Joyce ne yapacak bu araç ge'cçje. Akla ilk gelen, bir melodram elbet, hem de oldukça sıkıcı bir melüdram. Konu kendiliğindcn ortaya çıkmış gibidir. Fakat okuyun oyunu ve bir tanıdığınıza anlatma girişiminde bulunun, başaramayacaksınız. Ve o zaman anlayacaksınlz ki şiire benzer bir yapıtla karşı karşıyasınız. Çünkü şiir de anlatılamaz, okunur, dinlenir, o kadar. Bir de cevresinde dolaşılabilir onun. Ben okuruma, ancak bunu yapabileceğim. Ancak şunu başta söylemeliyim ki usta bir yazar için bayağı konıı diye bir şey yoktur. Evet, oyunun sonuna geldiğimde gördüm ki Richard Rovvan'ı tanıyamamrçım, daha doğrusu anlayamamışım. Burada sorulacak bir sorıı var: Richard Rowan kendini tanıyor mu1 Heraldeitos, "Kendimi araştrrdım" der. Sanırım ondan önce bu söz söylenmemiştir. Ve ne tuhaf bir iştir insanın kendini araştırması! Kendi, kendisi, kendimiz... Demek bir bilinmeyen olarak ortaya cıkıyor bunlar O zaman da ilişkilerimiz büsbütiin içjnden çıkılmaz bir durunıa gireceklir. Richard da karısı ile ya da arkadaşı Robert le dcğil James Joyce kendisiylc uğraşmaktadır hep. Kuşkusuz bunun acıstnı da çckiyor. Örneğin üçüncü perdede sahneye girerkcn şöyle diyor Beatrice'e: "Şeytanlar toplanmış (yalı boyundan yana işaret eder) dışarıya. Ta sabahın köründen beri saçma sapan konuşmalarını dinledim durdunı." tşte bu sözler anlaşılmazsa, oyun elbette melodrama, belki de güldurüye döniişecektir Riıhard ın çilesi, kıskançlıktan değil, kendisini ve karısını tunıyamadığı kuşkusundan kaynaklanıyor. Çünkü çilf (Faısca: Çille, kırk aıılamına gelir) isıencin sağlamlaştırılması ıçm çahalamak demektir. Şöyle diyor arkadaşına: "En tyi dostum, seninle onun tarafından, timsel ve özdeksel bakımdan namusuma sonsuza dek silinmeyecek bir leke sürülmcsini tutkuyla vc alçakça bekleyip durdum ' Bir scyirci gıbi kalan Robert şıı yanıtı veriyor. " Bodencc ve ruhçu sana ba^lı o. Niye kurkuyorsıın daha?" Ve Rkhard'ın cözüınsüz kalan sozü: " Oyle kıırku değil." Ya rwJ tşıe anlalılamaz dediğim bu; ve bu yüzden de oyun, özellikle sona yaklaştıkça şiire dönüşüyor. Bence çağcıl oyunun tvmcl anlamı da budur. Nitekim, arkadaşının, "Richard! Güçlüğün canlı simgeMsin sen dediği Richard. gücünü di'ğil, kendisini denenıektedir; karısını söz konusu ederek şöyle diyor: "Ondan aldıklarımın tüınüne değer mi bu yaşam^" Görüyor nıusunuz, ilk hakışta hayağı gorünen bir konu, güçlü bir yazarın elinde na.sıl başka bir ıv.c biirünüveriyor? Şaşırtıtı bir şey daha Oyunun sonuna doğru balıkçı kadın geçıyor cvin önünden: "Taze ringa balıkları geldi! Oublin körfezinin balıkları bunnar! Taze ringalar geldi! Dublin'in malı bunnar, Dublin'in!" 'Katili gördiim!' TMIM GÜNERSEL Darbelerin Ekonomisi / Mehmet Altan Afa Yayınları, tst. 1990/143 s. / 10.000TL. CKKKodNo: 011.136 Mehmet Altan bu kitabında, Türkiye'de yaşanan üç askeri müdahalenin nedenlerine eğiliyor: "Demokrasi cinayetlerinin asıl nedeıiini görmek ve katilin kimliğinı iyi saptamak için Türkiye'nin içine olduğu kadar dışına da bakmak zorundayız. Dünya kapitalist sistemiyle Türkiye'deki ekonomik gelişmelerin çatıştığı noktalarda işleniyor hep bu cinayetler." Devlet örgütü içinde seçimle belirlenen tek organ parlamçntodur. Demokrasiyi demokrasi kılan temel noktalardan biri parlamentonun üstünlüğüdür, bu üstünlüğün kabulüdür. Türkiye'de demokratikleşme süreci üç askeri darbeye maruz kalmıştır. Mehmet Altan net bir ifade kullanıyor: "Her seferinde, bulundukları mevkilere 'atanarak' gelen asker bürokratlar, halkın oyuyla belirlenen parlamentolara ağır bastılar." "Halkın oyları ile belirtilen 'toplumun direncini' arttırmadan, yasaklarla nereye kadar varabiliriz ki..." diyen Mehmet Altan, "halka güvenmeyen bir yönetim anlayısı ile 'demokrasi' yapılamayacağını" vurguluyor. Demirel ve Ecevit'le yaptığı söylesiler kitabın çok yönlü zenginliğini pekiştiriyor: lç dinamikler mi dış dinamik ler mi? Hangileri demokrasi cinayetlerinde dahabüyük rol oynadı acaba? Başbakanlık yapmış iki lider, Demirel ile Fxevit, bu konuda ne düşünüyor? 12 Eylül, 12 Mart, 27 Mayıs, 1950, 1946, 1920'ler, 1910'lar, 1908, 1877, 1215... Aslında işçi sınıfından kaynaklanan sosyal demokrasiyi köylülük üstüne inşa eylemek bu hareketin ilericiliğini bir ölçüde de olsa zedelemez mi? Türkiye'nin gelenekscl sorunlarından biri, ticaret burjuvazisinin yerine güçlü bir sanayi burjuvazisi koyamamış olması mı? 1954'te ABD Cumhurbaşkanı, Celâl Bayar'ın 330 milyon dolarlık kredi talebini niçin reddetti? ABD devreye niçin IMF'yi soktu? Devletçiseçkinciler ile gelenekçiliberallerin mücadeleleri... Başbakan Adnan Menderes niçin Sovyetler'e yakınlaşma ihtiyacı duymuştu? 1960 darbesi ile dünyada yükselen dayanıklı tüketim malı sanayilerine, ithal ikamesi modeli ile ycni pazarlar bulma gaycsi arasında nasü bir bağ vardı? Batı Türkiye'nin kalkınmasını ne kadar ve nereye kadar ister? Demirel iktidarı bir yandan Sovyet kredileri ile "sosyalist" denen dünyaya açılışı zorunlu kılmıştı, bir yandan da Ortadoğu'da yeni ticaret ve pazar imkânları aramıştı. Batı bu hamlelere karşı tavrını 1971 darbesini olgunlaştırarak mı koydu? 12 Eylül darbesinde Kıbrıs sorununun yeri neydi? Peki, bugün uluslararası sermaye ne istemekte? Ve neden? Mehmet Altan haklı: "Bu kitapta açılan pencerelerden bakarken, demokrasi cinayetlerini işleyen katilin kimliğini açıkça görebilirsiniz. Cinayetlerin nedenini de daha rahat kavrayabilirsiniz." Darbelerin Ekonomisi'nı okuduktan sonra, yanınızda oturana dönüp şöyle diyebilirsiniz: "Katili gördüm." Mehmet Altanın Demirel ve Ecevıfle yaptığı söylesiler kitabın cok yOnlu zenglnllğlnl peklstlriyor C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 5 8 S A Y F A