03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

deforme etme yolunu seçen Robert Howard, otuzlu yıllarda barbar Conan'ın yaşam öyküsünü kaleme alırken elli yıl sonrasının bir süper kahramanını yarattığını pek düşünmemiş olsa gerek. Bir zamanlar filmcileri ve yazarları fena halde cezbeden "Kayıp Kıta Atlantis" esprisinden yola çıkan Howard, bilinen tarih dönemlerinin epey öncesinde, Atlantis sakinlerinin faciadan kurtulabilmiş kültür kalıtının, "ilkel"likle olan karşılaşmasını ve sonuçtaki uzlaşmaz karşıtlıklarını düşlemiş. Zaman, on iki bin yıl öncesi. Mekân, belki Mezopotamya ve Ortadoğu, belki Kafkasya dolayları. (Howard'ın çizdiği düşsel haritadaki coğrafi veriler, öykünün mekânını bugünkü İsrail ve çevresine daha çok benzetiyor). Howard'ın kurgusunda Conan'ın etnik kökeni, Kimmerya'ya uzanıyor. Kuzey Kafkasya'da genişçe bir bölge olan Kimmerya'nın halkı ile ilgili bifgilerimiz, İsa'dan yakkşık bin yıl öncesine kadar dayanmakta. Göçebe ve yağmacı bir toplum olarak bilinen Kimmeryalılar, İ.Ö. yedinci yüzyıl dolaylarında yoğun saldırılar sonucu Transkafkasya'yı ve Urartu bölgesini işgal ediyorlar; İskitlerin komşusu olan Kimmeryalılar, aynı zamanda Frigya'yı yıkan güçlerin başında geliyor. Herodot'tan öğrendiğimiz kadarıyla, asıl yurtları Kırım dolayları, ama daha öncesine dair elle tutulur tek bir bilgi yok. Robert Howard, bu yağmacı, saldırgan, barbar halktan seçiyor kahramanını; ama tarihle biraz oynayarak, Kimmeryalıların on bir bin yıl önceki atalarından birini kurguluyor. Kimmeryalı Conan, atı ve kılıcından başka bir şeyi olmayan, gezgin bir "savaşçı". Şiddetin tüm hızıyla egemen olduğu bir dönemde, Atlantis kalıntısı uygarhk motiflerine karşıt, çeligin ve bilek gücünün üstünlüğünü kabul etmiş, ölmemek için öldürmeyi su içmek kadar doğal karşılayan iri yarı bir "barbar''. Sağ kalmasını büyük oranda elindeki çelik kılıcı iyi kullanmasına borçlu olan Conan, savaşçılık yeteneğini, o fantastik' çağın "arztalep" ilişkilerine uygun biçimde bir "meta" halinc dönüştürmeyi de bilmiş. "Geçimini", çoğunlukla paralı askerlik yaparak sağlfyor. Bu "paranın kılıcı satın alması" ilişkisi öylesine dolaysız ve doğal ki Conan için, hiçbir etik, hiçbir duygusal saplantı, altını verenin onun bileğini ve kılıcını kendi yararına kullanmasına engel değil. Kim parayı verirse, onun yanmda savasabiliyor. Ama bu, yalnızca kısa bir süre için geçerli. Göçebe Kimmeryalı ruhu ve "barbar" içgüdüleri, onu hiçbir ordu ya da krallığın malı haline getiremiyor. Yağmacılık da çoğu kez "meşru" bir yol Conan için. Çünkü, on iki bin yıl kadar önceki "Hiborya" çağının ahlakı ve kuralları, bunu doğal karşılıyor. Yazının girişinde alıntıladığımız parça, Conan öykülerinin hepsinde başlangıç noktası olan, Howard'ın kurguladığı bir "Nemedya" efsanesi. Tarihte Nemedya adı, Conan'ın yaşadığı coğrafi bölgeden fazlasıyla uzak yer, lere ait. Yalnızca Irlanda mitolojisinde yer alan Nemedyalılar, İsa'nın doğumundan hemen önce Fomoriahlar tarafından Irlanda'dan kovulmuşlar. Ancak' Robert Howard, Nemedya efsanesini öykülerinin başına yerleştirirken Nemedyalıların İrlanda'ya yerleşmeden on bin yıl önceki geçmişlerini mi kurguİamış, bilemiyoruz. Ama Kafkasya ile Mezopotamya arasındaki serüven zincirine Britanya ile ilgili verileri karıştırmakta bir sakınca görmemiş. Bu, aslında tarihsel bir vurdumduymazlıktan çok, Howard'ın Conan'ın yaşadığı yıllardaki dünya profiline, Atlantis söylenccsini kaynak yapma çabasından ileri geliyor. Yani tarihte bizim bildiğimiz ilk uygarlıklardan binlerce yıl kadar Önce "çok önemli" bir dönüm noktasını oluşturan Atlantis'in batışını ve kayıp kıta "kazazedelerinin" bir kısmının Kuzey Afrika üzerinden Mezopotomya'ya, bir kısmının da Güney Amerika üzerinden Aztek, İnka ve Maya yurtlarına geçerek ilkel yaşam ile uygarhk arasındaki uzlaşmaz çelişkiyi yaratmalarını, kendi yarattığı fantastik kurgu içinde, "tarihin sıfır noktası" olarak alıyor Howard. Bunu destekleyen veriler, Conan'ın sık sık karşı karşıya geldiği Kush Krallığı'nda da varlığını sürdürüyor. Bilinen en eski uygarlıklardan Mısır krallıklarının kurulmasından önce, Afrika'da, Orta Nil dolaylarında izlerine rastlanan Kush halkı, nereden geldiği pek de kesin bilinmeyen insanlardan oluşuyor. Isa'dan yedi yüz yıl öncesinde, Asurlular tarafından yenilinceye dek tüm Nil vadisine hükmeden Kush halkı, o tarihten itibaren Mısır uygarlığı içinde eriyor. Ne var ki antropologlara göre bugün Sudan'ın iç kısımlarında yaşayan kimi kabilelcrdc, Kush mitolojisi ve kültüründen belli belirsiz izlere rastlanıak mümkün. Howard'ın İsa'dan on bin yıl öncesinde Kush insanlarına yer veren fantastik kurgusu, Atlantis'in varlığını kanıtlamaya çalışan araştırmacılarla büyük bir uyum içinde. Bunlara göre kıta sakinleri facia sırasında yakındaki Afrika'run kuzey bölgelerine ulasırlarkcn bilgi ve dencyimlerini de birlikte getirerek, o dönemde Eski Dünya'nın yaşamaya cn elverişli yeri durumundaki Nil boyunu seçmişler. "tkinci kuşak" Atlantislilerde kayıp kıtadan taşınan bilgi ve birikim, zaman içinde, yeni yerleşilen bölgelerınin yakınındaki "ilkel" insan gruplarının da zorlayıcı etkisiyle yıpranmaya uğramış. Robert Howard, bu sürecin bir adım ilerisini, bilgi ve felsefe ile kendilerini ilkellerin saldırılarından koruyamayacak olan Atlantis torunlarının "barbarlık'Ma tanısarak garip bir kültürel "füzyon" yaratmaları biçiminde kurguluyor. Uygarhk ve barbarhk, hem uzlaşmaz bir çelişki yaratıyor hem de bir yandan da kimi düşünsel kıputılar barbarlan etkiliyor. İşte "Nemedya efsanelerindeki" ürkünç Barbar Conan'ın yaşadığı "Hiborya çağt"nın, mitoloji tutkunu Robert Howard tarafından çizilmiş profili. Şaricı "kadın lşl"dlr, kitaplana uyuştunıcu Barbar Conan, içlcrinden yetiştiği Kimmeryalı atalarının ruhuna uygun bir yaşam sürüyor ama, kimbilir hangi dönemde Atlantis kalıntılarıyla tanışmış insan topluluklarının yaşantısına taşıdığı faktörlerden de etkilenmeden edemiyor. Bizim bildiğimiz kadarıyla İsa'dan on bin yıl önce duvarlara çizilen tasvirler bile "ileri" bir dış dünya betimlemesiydi belki ama, Conan'ın "Hiborya çağı"nda Gutenberg'in öncüllerinin taşıdığı birikimler, "kitap" kavramını barbarların yaşamına sokabiliyordu. Sınırları belirlenmiş, normlarla daraltılmış bir "sosyal yaşam" anlayışının karşıtında yer alan Conan, Howard'ın fantazisinde, kitapları biraz da "özgürlüğü daraltıcı" buluyor. Okumuyor, yaşamı kurallar içinde algılayacaksa bu yalnızca "çeliğin ve içgüdülerin" kuralları oluyor. Çünkü Conan "uygar" bir insan değil, bir "barbar". Serüvenlerinin hemen hepsinde sofistike hale getirilmiş yaşama duyduğu tepkıyi belirtiyor. Conan bir ağaç dibinde, toprağın üstünde uyuyabilen; günlerce salt yaban yemişleri yiyerek ormanlarda dolaşabilen; yalnızlığı, kalabalık insan topluluklarının bulunduğu kentlerden çok daha güvenli gören; ancak canı istediğinde yumuşak yatakların, görkemli ziyafet sofralarının ve yatağını paylaşacak kadınS A Y F A 17 Barbar Conan canı ıstedıflınde ziyafet sofralarının ve yataflını paylaşacak kadınların da özleminı duyan bir kahraman C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 18
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle