23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

tıbbi tedavi yönü vardır. Tiyatro iyilcştiricidir. Tiyatro htın hastalıktır henı de hastalığıdır tedavisıdır. Tıyatro ile büyünün ortaklığı buradadır. Büyücünün tabıi ki özel yeteneklerı vardır. Fakat büyücü bu yeteneklerini işın sırları ile takviye eder. Bu sırlar açıklamrsa, etkinliklerini yitirirlcr. Neticede gereken bir aktörün ruhunu satmasıdır. Ruhunun bir parçasını satmayan aktör, akuir değıldır. Floransa'da on yıidır götürdüğünüz bir "Actor's Studio" var. Geliştirdiğiniz, belli oyun teknikleri olmalı... 47 yıidır tiyatro yapıyorum ben. Sık sık büyiik aktörlerle bırlıkte çalıştım, onların yeteneğındcn, görgüsünden, oyun güçlerindcn emdim, öğrendim. Buyük yönetmenlerle birliktc çalıştım. Onlardan da pek çok şcy çaldım. Tabii sonra ikna olduğum doğrultuda bir leknik geliştirdim kendime. Ama teknik hakkında size bir şey söylemeyeceğim. Genç aktörler için vereceğiniz herhangi bir öğüt var mı? Bugün tiyatroya yaklaşanlar için üzülüyorum gerçekten. Müthiş bir kaos içinde yaşıyoruz çünkü. Ortaçağda olduğu gibi "apocalyptic" bir dönemde yaşıyoruz. Her şey genel bir çözülmeye doğru 'gıdiyor. Düşünce, duygu ve söz gibı nazık şeylere hükmetmeye yarayan o sükunete ve konsantrasyona erişmek çok güçleşiyor. Siz tiyatronun yanı sıra 100'ü aşkın film yapmış olan bir aktörsüniiz. Tiyatroyu mu sinemayı mı ycğHyorsunuz? Bu hiçbir zaman yanıtlayamadığım bir soru. Bence bir aktör için öncmli olan her iki deneyime de sahip olmak. Aynı ağacın iki kolu gibidir bunlar. Aksı yöne uzanan iki koldur tiyatro ve sinema. Sinema gerçcği anlatır. Tiyatro ise gerçeğı dcğiştirır. Sinema bir anlatım sanatıdır. Tiyatro ise dönuşum simyasının sanatıdır. Sımyacının işıdir tiyatro. Arada böyle büyük bir fark var bence. Sahnede oynamakla, beyazperdede oynamak için kullanılan teknikler çok farklı mı? Tiyatroda bildiğinız gibi sesin belli bir kullanılıs tarzı falan vardır. Sinemada ise ılginin odak noktası ayrıntılardadır. Günlük yaşamın ayrıntıları ön plana geçer. Dojayısıyla sinema bir yerde sınırlayıcı olan son derecede realistik bir oyun biçimi ister. Tiyatroda ise gerçek önemli değildir. Tiyatro daha ziyade psikolojik sorgulama üzerine inja edilir. Doğal olarak tiyatro için farklı bir teknik gerekır. Örneğin pek çok büyük tiyatro aktörü, sinemada başarılı olamamıştır. Sizce televizyonda tiyatro yapmak mümkün mü? Bence televizyon medya dünyasına ait bir araç. Televızyon doğal habitati olaailetişim ve gazetecilik dünyasına uygun. Televizyonda tiyatro, mucizesini yitiriyor. Tehlikeyi kaybediyor. Tılsım yok oluyor. Oysa tiyatronun en büyük gücü bunlar. Marcello Mastroianni bir iki yıl önce burada bana aktörlüğü "bitmeyen bir çocukluk" olarak tanımlanııştı. "Aktörlük, çocukluktan hiç kopmamaktır" demişti Mastroianni. Siz bu tanıma katılıyor musunuz? Ona bu tanımı Peter Brook vermiş olmalı. Tamamen aynı fikirdeyim. Olayı basıte ındirgeyecek olursanız aktör, irrasyoneli meslek edinmiştir. Mitoslar ve öyküler irrasyonele dayanır. Öykuleri çocuklardan daha lyi kım ıcat edip, canlandırabılır ki? Evet Peıer Brook'un tanımı bu. Brook aktörü 95 yaşına dek çocuk kalan olarak tanımhyor. Benim daha önümde zaman var görüyorsunuz. Fakat bir yaşam içindc o kadar çok yaşamı birden yaşamak, onca dcncyimden geçmek insanı olgunlaştırmıyor mu? Evet, ama o sat tar.ıtı hıç yıtırmeme lazım. O her şeye açık olan saflığı kaybetmemek gerekiyor. Mesleğin en güzel, tıı özgün tarfı bu. Seçimlcrının yapısında tamamen rasyonel olan bir aktor tanımıyorum ben. Rasyonel bir aktör fikri hayli iticı geliyor bana. Irrasyonelden, simyadan, büyüyen, tılsımdan, melankoliden bahsediyorsunuz sık sık. Yanılmıyorsam iki yıl süren uzun bir depresyondan yeni çıktınız. Psikanaliz yaptınız mı? Evet yaptım. Çok isteyerek konuştuğum bir psıkanalist bulclum kendime. Şımdı lyıleştım sanıyorum. Umuyorum. Fakat hâlâ şımdi de zamanım oldukça gıdıp psikanalıstımle konuşuyorum uzun uzun. Birisiyle gerçekten konuşabilmek oylesine önemli kı. Şımdı ınsanın bir dostuyla buluşup, konusmak ısteyeceği yerler de kalmadı pek. O es>ki kahveler; u/un uzun zevklı sohbetlerin yapıldığı salonlar yok oldu artık. Dolayısıyla ben de gidip, psıkanalistımle konuşuyorum. Ona 'bu yeni buldugum mutluluğu kaldırabilmem için bana yardım etmelisin' diyorum. Çünkü bunu yeniden Benvenuta' adlı lılmde Fanny Andant ile usta oyuncu 47 yıidır sahnelerde yitirmekten korkuyorum. Huzursuz bir yaratık insan. Insan yasamının bu diyalektigini, mutlu ve mutsu/ olabileceğini kabul etmek lazım. Konuşabileceğiniz yakın dostlarınız var mı? Bazı dostlarım var. Çok fazla değil. Biliyorsunuz Roma'da bir yerden bir yere gitmek çok güç. Ayrıca maalesef pek çok dostumu da kaybettim. Gerçek dostlarım, eski dostlar tabii. Değerli sarap gibi dostların da eskisi makbul. Ama maalesef o eski dostlarım ölüyorlar yavas yavaş. Yaşlılıkla aranız nasıl? Yas.lılığın içindeyim artık. Beni rahatsız eden yaşlılık degil, arkadan gelecek olan ölüm. Ölmek tikrinden hoşlanmıyorum. Buna hazır değilım henüz. Kitap yazmak depresyondan çıkmanıza yardım etti mi? Çok. Çok yardımı oldu bunun. Ama yazdıgım kendi hayatım değildi, bir romandı sadece. Bu kitabı, nıeshur bir aktörün yazdıklarına duyulan merakla degil de gerçekten okunnıası için yazdım. Bu anlamda kitabın basarısından çok tatmin olduğumu söyleyebilirım. Gcçirdiğiniz dcpresyonda. etken olan unsunlar neydi? Değısık mevbimleriyle normal yasamımı yaşıyorum. Bu rahatsızlıktan bir ke/. çıktıktan sonra bir ke/ bu kâbusun ıçınden geçmış olduğum için memnunum. Çunkü bunun da bana büyük bir deneyim kazandırdığını düşünüyorum. Yaşam böyle işte. Benim mesleğimin odak noktası tiyatro. Tiyatro ise yaşamın aynası olarak tanımlanıyor. Bazen insanın kendi yasamının aynası oluyor bu. Rahatsızlıgınız nasıl başladı, hatırlıyor musunuz? Bu giderek bir kanape sohbetine dönuşmeye başlıyor. Tam olarak bılemiyorum. Belkı bazı jenetik fak törler rol oynadı. Belki de tünı bunalınılarımın üstünden geldığim yıllarda da dengem bozuktu da fark etmemıştım. Çunku gcnçtım. Başarıya doğru koşuyordunı. Kendi kendimi tanımlamak arzusu her şeye baskın <,ıkıyordu. Fakat gençlik yıllarımda da ıoşku ve durgunluk dönemlerı geçırdığimı hatırlıyorum. Müthiş agresıf oldugum dönenıler oldugunu hatırlıvorum örneğin. Sonra çok içtiğim dönemler geldi arkadan. Pek sempatık olduğuma inanıyordum, ama azgın boğalar gibi gelene geçene boyııuz atıyordum. Bütün bunlar ba/ı şevlerin yolunda gitmediğıne ılişkın işaretlerdi. Ve nttı cede problemler nazik bir yaşta frenlenemez bir bıçımde kendılerini dışa vurdular. Bir süre acı çekmek ve durup düşünmek gerekti. L.l S A Y F A 5 CUMHURİYET KİTAP SAYI 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle