Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 Sosyoloji CBT 1460/13 Mart 2015 11 TEKNOPOLİTİK Baha Kuban baha.kuban@gmail.com Kadın erkek ilişkilerinde klişeleri unutun! Bilimin doğruluğunu sorguladığı 10 yaygın görüş: • Kadınlar paralı ve statü sahibi erkekleri sever • Erkekler aptallardan hoşlanır • Kadınlar maço erkekleri tercih eder • Kadınlar babalarına benzeyen erkekleri seçer • İlgisiz davranmak daha çok ilgi çeker • Evcilleşen erkek çekiciliğini yitirir • Erkekler kum saati vücutlu kadınları tercih eder • İlk izlenim kalıcı ve belirleyicidir • Kadınlar kalıcı ilişkilerin peşindedir • Erkekler için gelip geçici ilişkiler daha makbuldür Eastwick ve Eli Fintel’in düşünce ve eylem arasındaki çelişkiyi ortaya çıkartmak için yaptıkları bir araştırmada, deneklere önce “romantik bir ilişkide ” ne gibi beklentileri olduğunu sordular. Tahmin edildiği üzere hem kadın hem de erkek denekler, güvenilirlik, sorumluluk, kişilik gibi “saygın” özellikler üzerinde durdular. Deneyin ilerleyen evrelerinde denekler potansiyel eşlerini seçtiler. Görüldü ki iki cins için de fiziksel çekicilik öncelikliydi. Bunu kişilik ve kazanç düzeyi izledi. Kadın ve erkeklerin öncelikleri, ne tip bir ilişki aradıklarına bağlı olarak değişir. Swansea Üniversitesi’nden Steve StewardWilliams, “Tek gecelik birlikteliklerde ve diğer kısa süreli ilişkilerde kadınlar için önemli olan erkeğin yakışıklı olmasıdır” diyor. Kadının kazanç düzeyi de bu konuda belirleyici. 4.000 kadın üzerinde yapılan bir başka araştırmada, mali işlerinin kontrolünü elinde tutan kadınların, erkeğin fiziksel cazibesine cüzdanlarından daha fazla önem verdiği görüldü. Liverpool John Moores Üniversitesi’nden Nicola Koyama ise bu araştırmadan bağımsız olarak yürüttüğü bir başka deneyde şu sonuca vardı: Bir kadın ne kadar feminist ise erkeğin kazancına o kadar az önem verir; esas önemli olan erkeğin nazik, anlayışlı ve yaratıcı olmasıdır. lere de işaret eder. Dolayısıyla hamile kalma olasılığının yüksek olduğu dönemlerde kadınlara maço bir erkeğin cazip gelmesi normaldir. Doğal olarak buluğ çağına girmemiş genç kızlar ve menopoz sonrası kadınlar başta olmak üzere azımsanmayacak sayıda kadının yaşamında bu geçerli değildir. Bu gruba yeni anne olmuş kadınlar da dahildir, çünkü bu dönemde bebeğin bakımı her şeyden önce gelir. Diğer çalışmalar ise, dünyada temiz ve sağlıklı yaşam kültürünün yayılmasıyla maço erkeklerin eskisi kadar tercih edilmediğini gösteriyor. hayal eder misiniz? 2013 yılında yapılan bir araştırma bu soruların yanıtlarının “Hayır” olduğunu söylüyor. Bu çalışmaya göre ev işlerini geleneksel iş bölümüne uygun olarak sürdüren eşlerin erkek bozuk çamaşır makinesini tamir ederken, kadın ütü yapar vb...cinsel yaşamları, erkeğin daha kadınsı işlerle uğraştığı yemek yaptığı, toz aldığı çiftlere göre daha faal imiş. Aynı çalışma, kadının geleneksel görevlerini erkeğe kaptırmadığı evliliklerde daha doyurucu bir cinsel hayatı olduğunu gösteriyor. Ne var ki bu çalışma 1980’lerin sonları ve 1990’ların başlarında yapılmış söyleşilere dayanıyor. Kadının da evin dışında erkeklerle omuz omuza çalıştığı günümüzde, koşullar o dönemlere göre çok daha farklı. Yeni koşulların ev yaşamına etkilerini araştıran Georgia Eyalet Üniversitesi’nden Daniel Carlson, 2006 yılında yapılan söyleşileri incelediği zaman ev işlerini paylaşan eşlerin, geleneksel iş bölümünü tercih eden eşlerle benzer sıklıkta bir cinsel yaşam sürdürdüklerini görmüş. Carlson, çiftler arasındaki işbölümünün ilişkinin kalitesini yükselttiğini, dolayısıyla bunun da cinsel yaşamı olumlu etkilediğini söylüyor. şilerin çekiciliğine ilişkin ortak görüş belirtirken, sömestrin sonunda aynı öğrencilerin görüşlerini değiştirdikleri gözlendi. Eastwick’e göre bunun nedeni öğrencilerin zaman içinde karşı cinsin zaaflarını görmeye başlamaları. Çiftlerin eşleşmesinde fiziksel çekiciliğin önemi yadsınamaz. Ancak Eastwick’in son çalışmaları, romantik bir ilişkiye başlamadan önce birbirlerini uzun süre tanıyan çiftlerde, tanışır tanışmaz çıkmaya başlayan çiftlere göre ilk izlenimin önemini yitirdiğini gösteriyor. Eastwick çekicilik konusunda çok iddialı olmayan kişilerin, açıklarını zaman içinde olumlu kişilik özellikleriyle kapattığını söylüyor. “Allah Söz Verdi, İklim Değişikliği Olmayacak!” İklim Değişikliğinin Reddine Dair En İyi KarşıArgüman! Bizim politikacıların yeteneklerini hiç hafife almıyoruz tabii ama en azından şimdilik, «en iyi karşı argüman» arayışı sonlanmış görünüyor. Resimde görülen saygıdeğer beyefendi James «Jim» Mountain Inhofe. Kendisi ABD Senatosu Çevre ve Altyapı Komitesinin Başkanı, Oklohoma’dan Cumhuriyetçi bir senatör. Olay 26 Şubat 2015 Perşembe günü ABD Senatosu’nda bir oturumun başlarında geçiyor. Inhofe, plastik bir torbada (büyük olasılıkla termos torba) yanında getirdiği büyükçe bir kartopunu oturum başkanı Bill Cassidy’ye doğru atarak, «haydi yakala bakalım» diye sesleniyor. Sonra da bombayı patlatıyor; «2014’ün ABD’de kayıtlara geçen en yıl olduğunu söyleyip duruyorlar, alın bakalım, bu kartopunu binanın hemen dışından getirdim! Dışarda görülmemiş bir soğuk var. Bu mevsimde görülmemiş bir şey!» diye de dalgasını geçiyor . Saygıdeğer Senatör «küresel ısınma, küresel ısınma denip duruluyor, o zaman bu kartopu da neyin nesi” demeye getiriyor ve iklim değişikliği konusunda 2030 yıllık bilimsel çalışmaları bu jestle yerle bir ediyor. Saygıdeğer Senatör’ün katıksız bilimsel yaklaşımı bilim çevrelerinde takdirle karışık şaşırtıcı tepkilere neden oluyor. Örnek vermek gerekirse, Danimarka ve İzlanda Jeolojik Araştırmalar Servisinden Prof. Jason Box’un tepkisi geneli yansıtıyor: «İşte şimdi babayı yedik!» ABD havuz medyası, Fox Haber ki bizimkilerle kesinlikle aşık atar, anında yıldız muhabiri Jesse Waters’ı Boston sokaklarına göndererek kaldırımlardaki dizboyu karlar arasında güçlükle ilerleyen vatandaşa mikrofonu uzatıyor. Sokaktaki genel kanı tabii ki saygıdeğer senatörün bilimsel açıklamalarını teyid ediyor, böyle kar, böyle soğuk epeydir görmedik! Bununla kalsa iyi, Inhofe bilimsel yaklaşımını şöyle sürdürüyor: «Tanrı yukarıda hâlâ! Ve dünya var oldukça mevsimlerin baki kalacağı, soğuk ve sıcağın sonsuza kadar var olacağına dair söz verdi.” “İklim Düzenbazlığı» diye de bir kitabı olan Senatör Hoffe, birçok ileri gelen Cumhuriyetçi politikacı gibi küresel ısınma ve engellemeye ilişkin önlemlerin, ABD hayat tarzına karşı açılan savaşın bir unsuru olduğunu düşünüyor. İklim değişikliğinde kadın parmağı Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (DMÖ) rakamlarına göre dünyada doğal afetlerde yaşamını yitirenleri önemli bir kısmı kadın. 1991’de Bangladeş’i vuran siklonun yaşamını aldığı 144,000 kişinin %90’ı kadın. 2008 Myanmar siklonunda da yaşamını yitirenlerin üçte ikisini (2/3) yine kadınlar oluşturuyor. Görünüşe göre “insanoğlu kaynaklı iklim değişikliği”nin baş kurbanı kadınlar. DMÖ Genel Sekreteri Elena Manaenkova’ya göre araştırmalar kadınların erkeklere göre daha az yüzme bildiklerini, ağaca tırmanmadıklarını ve tabii çocuklara göz kulak olduklarını gösteriyor. Yine Manaenkova, 300 milyon daha az kadının cep telefonu sahibi olduğunu belirtiyor. Habere, özellikle ani değişen hava durumuna ilişkin bilgilere erişim vs. bakımından kritik bir aygıt. Tahmin edilebileceği gibi iklim değişikliğinden kaynaklanan ani hava olayları dünyanın yoksullarını ve yoksul kadınlarını ağırlıklı olarak etkileyecek. Bu gerçekler Birleşmiş Milletleri, Paris’de Aralık 2015’de toplanacak olan İklim Zirvesine bu konuyu öncelikli olarak sokmaya, herhangi bir uluslararası iklim anlaşmasını, cinsiyet meselesini odağına almaya zorluyor. 9 KADIN SORUMLULUĞUNU YÜKLENECEK ERKEK ARIYOR 4 KADINLAR BABALARINA BENZEYEN ERKEKLERİ TERCİH EDER İ nsanlar karşı cinsten ne bekler? Bu konudaki basmakalıp ve yaygın görüşleri unutun. Kadın erkek ilişkileri sanıldığından daha karmaşık ve değişkendir. Bu konuda yapılan araştırmalar yüzyıllardır doğru olduğuna inanılan düşüncelerin günümüzde yavaş yavaş geçerliliğini yitirdiğini gösteriyor. Kadınerkek ilişkileri söz konusu olduğunda insanların tercihlerini evrimin şekillendirdiğini görüyoruz. Tavus kuşlarının olağanüstü güzellikteki tüyleri ile karşı cinsi baştan çıkartmaya çalışması gibi, heteroseksüel insanlar da üreme şanslarını arttırma potansiyeli taşıdığına inandıkları kişiyi elde etmek için akla hayale gelmedik yollara başvurur. Genel kanıya göre kadınlar güçlü ve baskın karakterli erkekleri tercih eder. Çünkü bu erkeklerin yüksek testosteron seviyesine sahip olduğu ve sonraki nesillere en sağlıklı genleri aktardığına inanılır. Öte yandan erkekler, vücutları kum saati şeklinde olan kadınları tercih eder. Çünkü bu kadınların üretkenliklerinin yüksek olduğu yönünde güçlü bir kanı vardır. En azından bizler bunu böyle biliyoruz. Eğer bütün bu genellemelerin çok basit ve sığ görüşler olduğuna inanıyorsanız haksız sayılmazsınız. Bu konuda yapılan araştırmalar, cazibe kavramının tek bir nokta üzerinde odaklanmadığını, çekiciliğin geniş bir spektruma yayılmış olduğunu gösteriyor. Tercihlerimiz kişiseldir ve esnektir; çevre, sosyal statü ve ekonomik altyapı gibi etmenler tarafından şekillendirilir. Günümüzde bilim, kadın erkek ilişkilerine ilişkin bu kalıplaşmış görüşleri tek tek sınıyor ve pek çoğunu kısmen veya tamamen çürütüyor. Bir eşte bulunması arzu edilen özelliklerin önem sırasına göre değerlendirilmesi istendiğinde, erkekler kadınlara göre çekiciliğe daha büyük önem atfederler. Ancak kadınlar zenginlik ve tutkuya erkeklerden daha fazla önem verirler. Ne var ki bu insanların söyledikleriyle yaptıklarının örtüşmediği de sıklıkla karşılaşılan bir durum. T e x a s Üniversitesi’nden Paul 1 KADINLAR İÇİN ZENGİNLİK VE STATÜ TERCİH NEDENİDİR Marilyn Monroe akıllı bir kadındı, ancak 1962 yılında Madison Square Garden’da Başkan’ın doğumgünü için söylediği “Happy Birthday Mr. President” şarkısını dinleyenlerin böyle bir izlenim edinmesi söz konusu değildi. Monroe, bir erkeğe hoş görünmek için “aptal” rolü yapan tek kadın değil. Bu aslında tuhaf bir yaklaşım, çünkü erkeklerin çoğu uzun vadeli bir ilişki için genellikle akıllı kadınları tercih eder. Kaliforniya Eyalet Üniversitesi’nden Cari Goetz ve ekibi, erkeklerin çocuksu, ciddi konulara girmeyen, sorumsuz, ince eleyip sık dokumayan, dikkat çekmeye meraklı, aptal ve genç kadın tiplerini cazip bulduğunu ileri sürüyor. Goetz’e göre bütün bu özellikler cinsel çekicilik ve cinsel açıdan sömürülebilirlik ile ilişkili; uzun bir ilişki yerine yalnızca cinselliğe odaklanan kadınlar böyle bir imaj yaratmak isteyebilir. Ancak daha ileri çalışmalarda erkeklerin bu konuda çok büyük bir çeşitlilik sergilediği de ortaya çıkmış. Örneğin empatiden yoksun, kısa ilişkiler peşinde koşan erkekler aptal kadınları tercih edebiliyor. Ancak bu tip erkekler bile bir ilişki yaşarken davranışlarını yumuşatabiliyor. 2 ERKEKLER APTAL KADINLARI TERCİH EDER Bu görüş bir bakıma doğrudur. Stirling Üniversitesi’nden Tony Little’ın liderliğindeki ekip, kadınların babaları ile aynı göz ve saç rengine sahip erkekleri eş olarak seçtiklerini ortaya çıkartmış. Dahası, geç yaşta baba olan erkeklerin kız çocuklarının, daha yaşlı erkekleri eş olarak seçtikleri de görülmüş. Bu durum özellikle iyi bir babakız ilişkilerinde geçerli. Kaldı ki potansiyel eşle genetik açıdan ortak özellikler taşımak avantaj sağlıyor. Öncelikle çocukların birlikte iyi bir uyum yakalayan bir gen grubunu miras alma şansı yükselir. Bunun yanı sıra Little başka bir genetik yararın daha söz konusu olduğunu söylüyor: “Eşler arasında paylaşılmış bir genetik yapı, doğan çocukların anne ve babasına daha fazla benzemesini sağlar.” Yaygın inanışa göre erkeksi yüz hatlarına, kalın ve tok bir sese, hatta keskin bir vücut kokusuna sahip erkekler kadınlara daha cazip geliyor. Bu özellikle kadınların yumurtlama döneminde daha da belirgin hale geliyor. Ancak yumurtlama dönemlerinin dışında, özellikle Batılı toplumlarda kadınlar Ryan Gosling gibi, daha feminen özelliklere sahip erkekleri tercih ediyor. Bu arada erkeklerde maskülinite arttıkça aile içinde çatışmaların ve sadakatsizliklerin de arttığı yönünde ciddi bir kaygı da söz konusu. Buna rağmen erkeksilik iyi gen 3 KADINLAR MAÇO ERKEKLERİ TERCİH EDER Karşı cinse soğuk ve mesafeli davranmak karşı tarafa başka seçeneklerinizin olduğu mesajını verir. Dolayısıyla karşı taraf sizi kazanmak için mücadele etmesi gerektiğini düşünür. Psikiyatrist yazar Amir Levine’e göre eğer sağlam ve sürdürülebilir bir ilişkinin peşindeyseniz, bu akıllıca bir taktik değildir. Çünkü mesafeli duruş duygusal bağ kurmaktan kaçınan insanları çeker. Psikologlar güven kazandıran bir aile ortamında büyüyen çocukların yaşamını daha büyük bir özgüvenle sürdüreceğini söylüyor. Levin’e göre yetişkinlerin bağlılık şekilleri çeşitlilik gösteriyor. Özgüveni sağlam yetişkinler sorumluluk altına girmekten çekinmezler, kendilerini ifade etmekte zorlanmazlar ve uzlaşma yapmayı yenilgi olarak algılamazlar. Bu nedenle ilişkilerinde “rol” yapmaya gerek görmezler ve rol yapanlardan uzak dururlar. 5 SOĞUK VE MESAFELİ DAVRANMAK DAHA FAZLA İLGİ ÇEKER İri gözler, küçük, kalkık bir burun, küçük çene ve yuvarlak hatlara sahip kum saati şeklinde bir vücut gibi kadına özgü yapısal özellikler, yüksek düzeyde östrojenin ve üretkenliğin işaretidir. Her şeyin eşit olduğu koşullarda bir erkeğin Kim Kardashian veya Beyonce benzerlerini tercih etmesi son derece normaldir. Ne yazık ki her şey hiçbir zaman eşit değildir. Pek çok çalışma, 0.7 olarak belirlenen belkalça oranına sahip kadınların en çekici kadınlar olarak tercih edildiğini gösterse de, kalın belli kadınların da bazı koşullarda avantajlı olduğuna dikkat çekiyor. Utah Üniversitesi’nden Elizabeth Cashdan bu tür kadınlarda testosteron ve kortizol düzeylerinin yüksek olduğunu ve kaynakların kısıtlı olduğu koşullarda ince belli kadınlara göre pek çok konuda daha becerikli olduklarını ileri sürüyor. Kaldı ki Playboy dergisinde boy gösteren kadınların bellerinin ekonomik kriz dönemlerinde kalınlaşmış olduğu da biliniyor. Benzer şekilde 28 ülkeden gelen erkeklere erkeksi ve kadınımsı özellikler taşıyan kadın yüzlerinin fotoğrafları gösterildiğinde, daha yoksul ülkelerden gelen erkeklerin kadınımsı hatlı kadınları daha az tercih ettiği görülmüş. Polonya’daki Jagiellonian Üniversitesi’nden Urszula Marcinkowska “Daha ince belli kadınların kaynakların kısıtlı olduğu koşullarda iyi rekabet edemediği, evine yeterli miktarda yiyecek sağlayamadığını keşfettik” diye konuşuyor. Bilim insanları bunun yanı sıra hastalıklı bir çocukluk geçirmiş yetişkin erkeklerin testosteron düzeyinin görece olarak düşük olduğunu ve buna bağlı olarak kalın belli kadınları yeğlediklerini söylüyor. Bunun nedeni testosteron hormonunun yüksekliğinin ultrafeminen kadınların tercih edilmesine yol açmasıdır. 7 ERKEKLER KUM SAATİNE BENZEYEN HATLARI TERCİH EDER Erkekler için birden fazla kadınla ilişki kurmak çok sayıda çocuk sahibi olma avantajını da beraberinde getirir. Ancak bu kadınlar için geçerli değilse de tek bir eşe bağlı olmamak daha iyi genleri almak, çocuklarına daha fazla kaynak sağlamak gibi avantajlar sağlar. Kadınların böyle bir yaklaşımı tercih edip etmemesi, dinsel ve ekonomik faktörlerin sosyal sonuçlarına bağlıdır. Brunel Üniversitesi’nden Michael Price ve ekibi, kadın veya erkeğin ekonomik bağımsızlığı ile çok eşlilik arasında bir korelasyon olduğunu ortaya çıkarttı. Price bu konudaki görüşlerini şöyle açıklıyor: “İngiltere ve diğer Batılı ülkelerde toplumsal cinsiyet farkı azaldıkça ve kadınlar ekonomik yönden bağımsızlığını kazandıkça çok eşliliğe ilişkin kültürel baskılar giderek hafifler. Bu da bugün İngiltere’de bir kadının yaşamı boyunca ortalama olarak 8 kişiyle ilişkiye girdiği gerçeğine açıklık getirir. Bu rakam bir önceki neslin ilişki sayısının iki katına eşittir.” Bir insanın herhangi bir taahhütte bulunmaya gerek görmeden cinsel ilişkiye girme alışkanlığı erkeklerde kadınlara göre daha fazladır. Ancak bu saptama o kadar da basit değildir. Pek çok araştırma bu alışkanlığın cinsler içinde, cinsler arasında olduğundan daha fazla çeşitlilik sergilediğini ortaya koyuyor. Birden fazla kişiyle cinsel ilişkide bulunmak bir eşleşme stratejisidir. Farklı eşleşme stratejilerinin artısı ve eksisi kadın sayısının azlığına ve erkeğin bireysel kalitesine bağlı olarak değişir. Ergenlik döneminde birden fazla kadınla cinsel ilişkide bulunmak cazip gelse de yetişkinlikte pek çok erkek bunun iyi bir tercih olmadığını düşünebilir. StewardWilliams bunu şöyle açıklıyor: “En çekici erkekler bile yaşamlarının bir döneminde durulur. Bazı iflah olmaz çapkınlar erkek şempanzelerin yapmadığı bir şeyi yaparlar. Yani aşık olurlar.” Derleyen. Reyhan Oksay Kaynak: New Scientist, 14 Şubat 2015 http://www.sciencedaily.com/releases/2012/12/121203131702. htm http://www.bradley.edu/dotAsset/165912.pdf 10 ERKEKLER GEÇİCİ İLİŞKİLERİ TERCİH EDER 6EVCİL ERKEKLER CİNSEL AÇIDAN ÇEKİCİ DEĞİLDİR Eğer kadınsanız, toz alan bir erkeği çekici bulur musunuz? Çekici bir erkeği ellerinde fırın eldiveni veya önlükle Eastwick, üniversiteye yeni başlayan 129 öğrenciden sınıflarındaki karşı cinsi değerlendirmelerini istedi. Bu değerlendirmenin ilki sömestr başında, ikincisi de sonunda yapıldı. İlk değerlendirmelere göre öğrencilerin çoğu, ki 8İLK İZLENİM ÇOK ÖNEMLİDİR Düzeltme: 1459. sayımızda yayımlanan “Şiddetin Önlenmesi Topyekün Eğitim Seferberliği ile Mümkün” başlıklı yazıdaki “Din Vicdan Gelişimini Engelliyor” alt başlığı ile ilgili Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı’nın yayımlanmasını istediği düzeltme:“Ben “Din vicdan gelişimini engelliyor” diye yazmadım. Dinin “yasaklarla ve cezalarla öğretilme yaklaşımı” vicdan gelişimine (iç kontrole) yol açmakta yetersiz kalır” diye yazdım... Bu iki ifade çok farklı...”