26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 Son Araştırmalardan karşı renk değişimiyle reaksiyon gösteriyor. Kullanıcı bu sayede ekranın hangi noktasında girdi sinyalinin çıktığını görebiliyor. Malzemenin su moleküllerini depoladığını araştırmacılar zaten biliyordu ama bu kadar belirgin ve hızlı bir şekilde renk değiştirdiğini yeni öğrendiler. “Touchless” ekranın sadece akıllı telefonlarda ve tabletlerde değil insanların ekrana dokunmak zorunda kaldıkları her yerde uygulanabilecek. Mesela hastanelerdeki tıbbı cihazlarda, mikropların ekranda birikmesi önlenebilir. Hatta bankamatik, bilet otomatı ve süpermarketlerdeki sebze terazilerinin ekranlarında da kullanılabilecek. rükleniyor. Bu yüzden de ileri geri salınıyor ki bu salınımların kuvvetine göre de ötegezegenin kütlesi hesaplanabiliyor. Ötegezegen buna göre dünyamızdan yüzde 16 daha büyük ve yüzde 60 oranında daha fazla kütleye sahip. Demek ki benzer bir yoğunluğa sahip, bu nedenle de kaya gezegen olmalı diyor uzmanlar. GJ 1132b’nin Kırmızı Cücesi güneşimizden iki yüzde bir kadar ışık veriyor olsa da gezegen fazlasıyla ısınıyor. Bunun nedeni yörüngesinin çok dar olması ki bu durumda sıvı suyun hiç şansı yok. Ama yine de bilinen birçok kaya ötegezegenden daha serin. CBT 1497/27 Kasım 2015 Aynı zamanda da soğuk su güney kutup bölgesinden çıkıyor. Bu şekilde yüzey suyu sıcaklığı artıyor. WMO raporuna göre iki dereceden fazla bir artış söz konusu ki bu da tehlikeli sayılıyor. NASA iklim değişimini daha iyi anlayabilmek için en yeni iklim uydusunun verileriyle çalışıyor. Bu uydu ilk kez bir yıl içinde salınan sera gazı miktarını ve aynı süre içinde aldığı yolu gösteriyor. NASA’nın son iklim uydusu OCO2 (“Orbiting Carbon Observatory 2”) Temmuz 2014 tarihinden beri dünyamızın etrafında dönüyor. Karbondioksit, iklim değişiminin insan kaynaklı en önemli tetikçisi olduğu için, uzaydan izlenmesi iklim değişimini anlamak ve öncelemek için önemli bir adım diyor NASA Jet Propulsion Laboratuarı’ndan Annmarie Eldering. Atmosfere salınan CO2’in yarısı ormanlar ve okyanuslar tarafından soğuruluyor. Fakat uzmanlar bunun nedenlerinin araştırılması gerektiğini söylüyor. NASA son zamanlarda atmosferdeki karbondioksit yoğunluğuyla ilgili araştırmalarını arttırdı. Konu gitgide daha önemli bir hal alıyor çünkü. NASA’nın açıklamasına göre karbondioksit, ilkbaharda 400.000 yıldan bu yana ilk kez atmosferdeki üst limit olan 4 ppm’lik değere ulaşmış ve her yıl 2 ppm artıyor. İklime çok daha fazla zarar veren metan gazının oranı ise endüstrileşme devrinden önceki zamana göre 2.5 misli yüksek. CO2 emisyonu uydu görüntüsünde Bankamatik veya bilet otomatlarının dokunmatik ekranları adeta bakteri yuvası. Hatta enfeksiyon kaynağı olarak akıllı telefon ekranları umumi tuvaletler kadar tehlikeli. Dokunulmadan çalıştırılacak ekranlar ise buna çözüm olacak. Stuttgart MaxPlanck Ka Dokunmatik ekranlar bakteri yuvası Bugüne kadar hiç bu kadar yakınımızda dünyamıza benzer bir gezegen bulunmamıştı. GJ 1132b ötegezegen, hemen kozmik komşu bölgemizde yer alıyor ve güneş sistemimizin sadece 39 ışık yılı uzaklığında. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) Zachory Berta – Thomson ve ekibi (Nature dergisi), yeni keşfedilen gezegenin aşağı yukarı dünyamız büyüklüğünde ve aynı kütleye sahip olduğundan söz etmekte. Ama ne var ki yaşam için yeni gezegen fazla sıcak. GJ 1132b üzerinde ki sıcaklık 230 san tigrat de rece. Bununla birlikte bu sıcaklık istikrarlı bir atmosfer için uygun. Yeni gezegen bir Kırmızı cüce olan merkezi yıldızına sadece 2,25 milyon kilometre mesafede dönüyor. 1,6 günde bir GJ 1132b merkezi sisteminin yanından geçerek onu az da olsa gölgeliyor. Ötegezegen de zaten bu mini tutulma sayesinde keşfedilmiş. Gezegen yıldızı her seferinde yüzde 0,3 oranında karartıyor ki bu sayede araştırmacılar gezegenin büyüklüğünü öğrenmişler. GJ 1132b ayrıca kütle çekim kuvvetiyle merkezi yıldızına doğru sü Yeni keşfedilen dünya benzeri gezegen El Nino dünya için tehdit Uzmanlara göre tehlikeli iklim fenomeni El Nino tüm şiddetiyle geri döndü. Yıl sonuna kadar daha da kuvvetlenmesi beklenen kasırganın, güney Pasifik’te uç hava koşullarına neden olacağı tahmin ediliyor. Bu El Nino’nun son on beş yılın en şiddetlisi olduğunu söyleyen Dünya Meteoroloji Organizasyonu genel müdürü Michel Jarraud, tropikal ve subtropikal bölgelerde şimdiden yaşanan şiddetli kuraklıkların ve sellerin El Nino damgası taşıdıklarını da vurguluyor. El Nino’nun gitgide şiddetlenmesinden Jarraud’a göre sera gazı salınımıyla artan küresel ısınma sorumlu. Küresel ortalama sıcaklıklar rekor seviyelere ulaştı ve El Nino da bunlara daha da yükseltiyor. Küresel ısınmanın iki dereceyi aşmamasını sağlayacak önlemler, Paris’te 30 Kasım 11 Aralık arasında gerçekleştirilecek iklim zirvesinde ele alınacak. El Nino fenomeni ekvator yakınındaki ve pasifik üzerindeki su ve hava akımlarının değişmesine bağlı olarak ortaya çıkıyor. Rüzgarlar nemli havayı normalde olduğu gibi Avustralya ve Güneydoğu Asya’ya değil, Amerika’nın batı sahillerine doğru taşıyor. Londra Ekonomi ve Barış Enstitüsü’nün bir araştırmasına göre saldırılar yüzünden ölenlerin sayısı yüzde seksen oranında artmış. Son olaylar nedeniyle Paris tüm dikkatleri üzerine çekmiş olsa da en büyük risk altında olan ülkeler Afganistan, Nijerya, Irak, Pakistan ve Suriye. Araştırmacılar 2013’te ölen terör kurbanlarının sayısını 2014 yılında ölenlerle karşılaştırmışlar. Buna göre 2014 yılında saldırılar yüzünden toplam 32.658 kişi yaşamını yitirmiş. Oysa bu sayı 2013 yılında 18.111 idi. 2013 yılında ise saldırı kurbanlarının sayısı (2012’ye göre) yüzde 61 oranında artmıştı. Geçen yılki saldırıların yarısından fazlası Nijerya merkezli Boko Haram ve Suriye ve Irak’ta organize olan İŞİD örgütü sorumlu deniyor araştırmada. Terörizm başlıca beş ülkede yoğunlaşmış durumda. Afganistan, Irak, Nijerya, Pakistan ve Suriye’de 2014 yılında ölen insanların yüzde yetmiş sekizi terör kurbanı. Bunların arasında 9.929 kurbanla Irak başı çekiyor. Irak’ta sadece geçen yıl, bir ülkede yaşanabilecek en fazla saldırı meydana gelirken en fazla terör kurbanı da bu ülkede verilmiş. Kurban sayısının en fazla arttığı ülke ise Nijerya. Burada geçen yıla göre yüzde 300 oranında daha fazla insan öldürülmüş. Nijerya’daki ölü sayısı 7.512. Batı ülkelerinde bir saldırı yüzünden hayatını kaybetme riski çok daha düşük. Fakat Paris’te yaşanan son olaydan sonra bu durumun değişebileceğini de söylüyor Londra Ekonomi ve Barış Enstitüsü’nün müdürü Steve Killelea. Araştırmaya göre terörizmin maliyeti 2014 yılında yaklaşık olarak 53 milyar doları (50 milyar Avro civarı) bulmuş ki bu 2000 yılına göre on kat fazla. Nilgün Özbaşaran Dede [email protected] Terörün yıllık maliyeti 53 milyar dolar tı Cisim Araştırmaları Enstitüsü (MPI) ve Münih LMU araştırmacıları “Touchless” olarak isimlendirilen yeni ekran tipine doğru önemli bir adım attılar. Bilim insanları, insan bedeninden çıkan neme reaksiyon gösteren nano yapılar geliştirdi. Ciltteki minik gözeneklerden bedenimiz sürekli su molekülleri atar. Bu nedenle örneğin akıllı telefonu çalıştırmak için parmağı ekrana birkaç milimetre yakınlaştırmak yeterli olacak. Dokunulmadan çalışan ekranın temeli, oda sıcaklığında kristal halinde olan antimon fosforik asit. Bu madde nemi çok iyi çekerek, sertleşmekte. Nano yapı neme Dağcılar otuz yıl önce Amerika kıtasının en yüksek dağı olan Aconcagua (Arjantin) dağının 5300 m yüksekliğindeki kısmında (dağın yüksekliği 6891m) yedi yaşındaki bir çocuğun çok iyi korunagelen mumyasını bulmuşlardı. Genetikçiler 500 yıl kadar önce ayinle Tanrılara kurban edilen erkek çocuğunun soyunu araştırdı. Santiago de Compostela Üniversitesi’nden (İspanya) Antonio Salas ve ekibi mumya kalıtımın bazı kısımlarını çözdü. Scientific Reports dergisinde yayımlanan sonuçlara göre çocuğun soyu 14.300 yıl önce Peru’da ortaya çıkan bir halk topluluğuna uzanıyor. Araştırmacılar benzer kalıtımlı insanların günümüzde Bolivya ve Peru’da yaşadıklarını ortaya çıkardılar. İncelenen doku örneği yirmi yıl kadar önce mumyadan alınmış ve günümüze kadar derin dondurucu odada saklanmıştı. Burası Ar 30 yıl önce bulunan mumyanın kökeni jantin Adli Antropoloji ekibinin (EAAF) laboratuarında yer alıyor. EAAF, Arjantin’deki diktatörlük sırasında (19761983) kaybolan kurbanların tespit edilmesini sağlayan bilimsel araştırma grubudur. Bu kadar eski bir doku örneğinden alınan sonuçların arkeolojik buluntularla örtüşmesi, çok fazla bozulmuş/zarar görmüş cesetlerin adli inceleme çalışmaları için de umut oldu. Günümüzdeki Peru’dan çıkan İnka ülkesi 1500 yıllarında Batı Arjantin’e kadar yayılmıştı. Son İnka hükümdarı Atahualpa’nın 1533 yılında İspanyol işgalcileri tarafından öldürülmesinden sonra İnka uygarlığı son bulmuştu. And dağlarında şimdiye dek bir düzineden fazla çocuk mumyası gün ışığına çıkarılmıştı. Kurbanlar mısır şarabı ve koka yapraklarıyla uyutulmuş. Aconcagua mumyası mezara altın ve gümüşten üretilen üç küçük lama ve üç insansı figürle birlikte konmuş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle