Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sağlık CBT 1490/9 Ekim 2015 17 Okul çağındaki çocuklarda uyku sağlığına dikkat! Uykuları yetersiz olan çocukların okuma, yazma ve matematik problemleri çözme becerilerinin bozulduğunu ve sağlıklı uyuyanlara göre bu öğrencilerin daha düşük notlar aldığını açıkca gösteren araştırmalar bulunuyor. Dr. Sabri Derman VKV Amerikan Hastanesi Uyku Bozuklukları Ünitesi rektiğini saptamışlar. Üniversite döneminde gençlerin uyku gereksinimi de genelde 89 saattir. Y etişkinler, birkaç gece kötü uyumanın günlük yaşamlarını nasıl olumsuz etkilediğini çok iyi bilir. Çocuklarda ise yetersiz süreli veya kalitesiz uyku psikolojik durumlarını bozar. Akademik başarılarını ne kadar çok etkilediğinin çok farkında değiliz. Özellikle ana okulu ve ilk öğretim yaşındaki çocukların beyni henüz hızlı bir gelişim süreci içinde olduğundan yeterli uyku, fiziksel ve bilişsel gelişme için olmazsa olmaz bir önem taşır. Çok karmaşık bir bilgisayara benzetirsek beyin, verileri işlemek, belleğe kaydetmek, bilgileri birbirleriyle ilintilendirmek, sınıflandırmak, gerektiğinde kolay ve doğru hatırlamak, doğru çıkarsama yapmak için gerekli işlemlerin çoğunu uyku sırasında gerçekleştirir. Beyin uyku sırasında dinlenmez! Aksine uyanık olduğu zamanki kadar çok çalışır. Uyku, vücudumuzun değil, beynimizin “dinlenmesi” için şarttır. Aslında beyin uyku sırasında dinlenmez. Daha çok dışarıdan değil, vücuttan ve kendi içinden kaynaklanan verileri işler. Uyanıkken olduğundan çok çalışır. Uyku beynin ve vücudun en verimli şekilde iş görmesi için olmazsa olmazıdır. Erişkinlerin tam dinlenebilmesi için gerekli olan “ideal uyku süresi” kişiye göre değişir. Bunlar genetik faktörler ve alışkanlıklara bağlı farklılıklar gösterebilir. Çocuklarda ise uzmanlar, ilkokul öncesi küçük çocukların 1113 saat, ilk ve orta öğrenimdeki çocukların 10 11 saat uyumaları ge Bilimsel araştırmalar, uyku süreleri 1 hafta süreyle bir saat bile azalan çocuklarda dikkat, konsantrasyon, öğrenme ve hafıza becerilerinde ölçülebilir belirgin azalmalar olduğunu saptamışlardır (Dr.Brian Mills, Louisville Üniversitesi, 2007). Uykuları yetersiz olan çocukların okuma, yazma ve matematik problemleri çözme becerilerinin bozulduğunu ve sağlıklı uyuyanlara göre bu öğrencilerin daha düşük notlar aldığını açıkca gösteren araştırmalar bulunuyor (Alyssa Bachman, 2007). Michigan Üniversitesi araştırmacılarından Dr. Ronald Chervin ve meslektaşları da, uykuları horlama nedeniyle bozuk olan 866 çocukta yaptıkları araştırmada özellikle küçük çocuklarda, normal uyuyanlara oranla 3 kez daha sık davranış bozuklukları ve dikkat dağınıklığı, hiperaktivite gibi sorunlara rastlandığını saptamışlar. 2.5 ile 6 yaş arası 1500 çocukta yapılan bir başka geniş araştırma da, 10 saatten az uyuyan çocukların kelime haznelerinde ve bilişsel becerilerinde, 10 saatten çok uyuyanlara oranla çok belirgin azalma olduğu saptanmış. Benzer araştırmalar, ergenlik yaşındaki gençlerde de uyku problemlerinin ve yetersiz uykunun sanıldığından çok daha yaygın olduğu göstermekte. Eksik uyku çok belirgin davranış sorunlarına, öğrenme problemlerine ve akademik performans düşmesine yol UYKU İLE İLGİLİ BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR açar. Bu yaş grubundaki gençler sıklıkla gece uykuya dalmakta zorluk, sık uyanma, sabah dinlenmeden uyanma veya çok zor “ayılma”, gün içinde yorgunluk ve kolayca uykularının gelmesi şikâyetleri görülür. Bu şikayetlerle davranış bozuklukları, devamsızlık, öğrenme güçlüğü ve akademik başarısızlık arasında bir ilişki bulunuyor Bu ilişkinin sebepsonuç bağlantısı olup olmadığı kesin değilse de olma olasılığı çok yüksektir. Sebepsiz yere yorgun veya haşarı, duyarsız veya aşırı huysuz ve tepkili, akıllı olduğu halde sosyal ve akademik başarısı sorunlu düzeyde çocuklarda uyku kalitesinin gözönüne alınması gereklidir. Her ne olursa olsun, annebabaların çocuklarının uyku sağlığına en azından beslenmeleri ve genel sağlıkları kadar özen göstermeleri gerektiği açıktır. Sağlıklı bir uyku için dikkat edilmesi gereken genel kurallar şunlar: • Her sabah aynı saatte uyanarak biyolojik saatinizi koşullandırın • Öğleden sonra / okul sonrası şekerleme yaparsanız yarım saati aşmayın • Yatakta okumayın, chat yapmayın, twitlemeyin, mesajlaşmayın, TV seyretmeyin, telefonla konuşmayın, abur cubur yemeyin • Öğleden sonraları ve akşamları kafeinli sodalı içecekler kullanmayın • Yatağa aç gitmeyin ama akşam yemeklerini hafif yiyin, gece çok su içmeyin • Egzersizlerinizi yatmadan en az 4 saat önce yapın • Yatak odası sessiz, karanlık, yaklaşık 2324 ısıda derece olsun • Yatmadan önce yoğun video oyunları, korku filmleri seyretmekten kaçının • Dertleri, sorunları, endişeleri yatağa taşımayın, olumlu düşünün • 20 dakikada uyuyamazsanız kalkıp başka bir odaya geçin, sıkıcı şeyler oku yun, uykunuz gelince yatağa dönün • Okul dışı aktiviteler çok zaman alıyorsa azaltmayı düşünün, ders için gece geç saatlere kadar çalışmanın kalıcı yararı olmadığını unutmayın • Uyku sorunları bir iki haftayı geçerse bunları gözlemleyin, not edin, doktorunuza veya bir uyku uzmanına danışın Ergenlik yaşındaki gençlerin çoğunun özel telefon konuşmalarının gecenin geç saatlerine kaydırdıklarına, saat 0203’e kadar yoğun telefon trafiği yaşadıklarına sıklıkla rastlıyoruz. Bu konuşmalar sadece uyku saatinden çalmamakta, içeriklerinin anlamı ve önemine bağlı olarak, uyuduktan sonra da uykunun kalitesini kötü etkileyebilmektedir. Ebeveynlerin uyku saatleri konusunda tatlısert bir disiplin içinde olmaları, sınırları belirlemeleri ve ödünsüz uygulamaları gerekiyor. Ailedeki diğer erişkinlerin de bu konuda uyum içinde davranmaları şart. Unutmayın, çocuklarınız sizin arkadaşlığınıza değil, onlara güven ve huzur verici, dengeli bir disiplin uygulayan ebeveynlere muhtaçlar. İnsanoğlu varlığını göktaşı çarpmasına borçlu Baştarafı 89 ‘da Bitki örtüsündeki bu değişim, boynuzgillerde olduğu gibi, atalarımızda da çarpıcı etkiler yarattı. Paleo beslenme araştırmaları insansıların değişen doğa koşullarından nasıl etkilendiklerini kavramamıza yardımcı oluyor. Topraklardaki izotoplar eski çağlarda doğada çayırlıkların görece bolluğu konusunda bir çıkarsama yapmamıza nasıl yardımcı oluyorsa, atalarımızın diş fosilleriyle ilgili izotop incelemeleri de onların beslenmelerine ışık tutuyor. İncelemeler tarih öncesinde beslenme düzeniyle ilgili değişikliklerin görünürde, daha çağdaş görünümlü Homo fosillerinin ilk ortaya çıktığı, yaklaşık iki milyon yıl önce evrim sürecimizde yaşanan ikinci önemli dönüm noktasının bir parçası olduğuna işaret ediyor. Turkana Havzası fosillerini inceleyen Cerling ve arkadaşları, türümüzün ilk üyeleri olan Homo ile Paranthropus’un beslenme düzenlerinde iki milyon yıl sınırının hemen altında bir yol ayırımına gittiklerine tanık oldular. İri çene kemikleri ve olağanüstü büyük öğütücü dişleri nedeniyle kimi zaman Fındık Kıran Adam olarak da bilinen Paranthropus boisei ile ilgili veriler bu türün gerçekten de C4 tabanlı çimen ve sazlıkların ağırlıkta olduğu sınırlı bir beslenme düzeni olduğunu ortaya koyuyor. Asıl şaşırtıcı gerçek Homo türünden geliyor. Bu türün ilk örnekleriyle ilgili diş izotop incelemeleri C3 ve C4 tabanlı yiyeceklerden oluşan son derece karışık bir beslenme düzenini gözler önüne seriyor. C3/C4 ile ilgili bu öykü son derece ilginç olmakla birlikte, başta binlerce yıllık toprak çökelleriyle ilgili boşluklar olmak üzere, birtakım eksiklikler içeriyor. Ancak yine okyanus çökelleri bu boşluğun giderilmesine katkıda bulunabilir. Son onyılda bitki örtüsündeki değişikliklerin sürekli izlenmesi açısından son derece umut verici bir yöntemle, hangi İKLİMDEKİ EKSİKLER GİDERİLİYOR bitki örtüsünün egemen olduğu belirlenebiliyor. Bu yöntemi insansıların yaşadığı ortamlara uygulayan Güney Kaliforniya Üniversitesi’nden Sarah J. Feakins ve arkadaşları Doğu Afrika çayırlıklarında üç ile iki milyon yıl önce, bir olasılıkla yüzde 50 oranında, bir genişleme olduğunu doğruladı. İnsanın kökenleriyle ilgili nasıllar ve nedenler giderek açıklığa kavuşturuluyor. Atalarımızın eski çağlarda karanlık bir ormandan gelip çayırlıklara egemen oldukları görüşü çoktan rafa kaldırıldı. Bunun yerini iklimde hızlı bir döngüler dizisinin yanı sıra, iki büyük değişikliğin günümüzde bildiğimiz Afrika savanlarını ortaya çıkardığı yönündeki yeni kanıtlar aldı. Kimi kanıtlar en başarılı atalarımızın bu değişikliklere uyum sağlayacak esnekliğe sahip olduklarını gösteriyor. Bilim insanları çoktandır iklimle bu evrimsel olaylar arasındaki bağlantıyı daha ayrıntılı araştırmalarla pekiştirmeye çalışıyorlar. Yine de, “Buralara nasıl geldim?” sorusunun yanıtı pek de uzağımızda değilmiş gibi görünüyor. Rita Urgan, Kaynak: Scientific American/ Eylül 2014