24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SİNİR BİLİM İnsanoğlunun en gizemli yönü: Beyindeki bilinç bağlantısı bulundu İnsanlara ve öteki akıllı hayvanlara “bilinç” adını verdiğimiz duyguları, eşduyumu ve benlik İster somurtan bir yüz, ister acıyla ekşitilmiş bir yüz ya da yalnızca sevdiğimiz bir kişinin sesi olsun, toplumsal açıdan duygusunu kazandıran o toplumsal ilişkiler kurma yetisini içeren, insanın renkli iç yaşamının belirgin ipuçlarıyla göz göze geldiğimizde, her iki bölge de oluşmasına katkıda özel türde bir beyin hücresi adayı saptandı.. devinime geçer. • Bu hücreler “toplumsal gözlem ağı” oluşturarak çevremizdeki ilgili olaylara çok hızlı tepki Bir anne bebeğinin ağladığını duyduğunda her iki bölge de güçlü biçimde tepki verir. vermemizi sağlıyor.. Aşk, şehvet, öfke ve keder gibi duyguları yaşadığımızda • Otizm araştırmaları da duygularımızın ve eşduyumun can damarını, VEN’lerin oluşturduğu görüşünü da bu bölgeler aydınlanır. destekliyor. Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü sinir yapıbilimi uzmanlarından John Allman’a göre tüm bunlar toplumsal • İntihar eden şizofrenlerin beyinlerinde, başka nedenlere bağlı olarak yaşamlarını yitiren ipuçlarının izini süren ve kişinin davranışlarını buna göre şizofrenlere kıyasla çok daha fazla sayıda VEN olduğunu gözler önüne seriyor. değiştirmesine olanak tanıyan bir tür “toplumsal gözlem ağı” • VEN sayısındaki aşırılık, kişilerde suçluluk duygusu ve umutsuzluk gibi olumsuz duyguları oluşturuyor. körükleyen aşırı etkin bir duygusal sistemin yaratılmasına yol açıyor. BENLİK DUYGUSU ORADA • Zekâ düzeneğimizin can alıcı bir parçası, enerji hesaplama merkezi gibi çalışıyor kin yönleriyle yakından bağlantılı. B ilinç, kuşaklar boyunca düşün ve bilim insanlarının kafasını kurcalayan, tüm zamanların en büyük gizemlerinden biri olsa gerek. Öyle ki, bu konuda önemli bir ipucunun yaklaşık 90 yıl önce Constantin von Economo koku ve tatların işlenmesi amacıyla evrilen iki aynı bölgededaha sıklıkla tanık olmaya başladı. Von Economo “çubuk ve burgu hücreler” adını verdiği bu hücrelerin ne işe yaradıkları konusuna bir süre kafa yordu ancak derine inebileceği teknolojiden yoksun olduğu için, daha umut verici konulara yöneldi. Mount Sinai Üniversitesi uzmanlarından Esther Nimchinsky ve Patrick Hof’un, yaklaşık 80 yıl sonra bu garip görünümlü beyin hücreleriyle karşılaştıkları tarihe dek, bu konuda herhangi bir ek bilgiye ulaşılmadı. adlı, adı sanı pek de duyulmamış bir sinirbilim uzmanı tarafından su yüzüne çıkartılmış olması, insana son derece garip gelebilir. 1926 yılında, Von Economo, gözlerini mikroskobun merceğine diktiğinde daha büyük, uzun ve ince bir avuç beyin hücresine tanık oldu. Gerçekten de ilk bakışta bu hücreler öylesine yersizdiler ki, Von Economo bunların bir hastalığın belirtisi olabileceğini düşündü. Ancak beyin incelemelerinin sayısı arttıkça, bu hücrelere hep de beyinde İşlevsel görüntüleme ve ölüm sonrası inceleme yöntemlerinin yaşamımıza girmesinin üzerinden yaklaşık on yıl geçtikten sonra, bu hücrelerle ilgili öykünün parçalarını sonunda bir araya getirmeye başlayabildik. Elde edilen kimi kanıtlar, söz konusu hücrelerin bilinç adını verdiğimiz, duyguları, benlik duygusunu, eşduyumu ve toplumsal ilişkiler kurma yetisini içeren, insanın renkli iç yaşamının oluşmasına katkıda bulunabileceğine işaret ediyor. Büyük beyinli birçok başka toplumsal hayvanın beyninde de, bizdekine eşit bir konumda benzer hücrelerin yer aldığı görülüyor. Bu konu bizlere aklın evrimiyle ilgili bilgiler de sunabilir. Şimdi Von Economo nöronları (VEN’ler) adıyla bilinen bu dev beyin hücreleri bir sinirbilimcinin gözüne çarpacak denli ortalıktalar. Öncelikle VEN’ler tipik insan beyni hücrelerinden en az %50, kimi zaman da %200 daha büyükler. Ayrıca, sinir hücrelerinin çoğu her iki ucunda dendrit adı verilen dallanmış uzantıları olan piramit biçiminde bir gövdeye sahipken VEN’ler her iki ucunda birkaç dala ayrılan tek uzantısı olan çok daha uzun ve ince bir gövdeye sahipler. VEN’ler çok ender olduklarından ve insan beyninin ön singulat korteksi ve ön insula korteksi adlı iki küçük bölgesindeki sinir hücrelerinin topu topu yüzde birini oluşturduklarından, yıllar boyunca gözden kaçtı. Bu bölgelerdeki konumları, VEN’lerin zekâ düzeneğimizin can alıcı bir parçasını oluşturabileceğine işaret ediyor, çünkü her iki bölge de içsel yaşamlarımızın çok daha geliş EVET, TOPLUMSAL GÖZLEM AĞIMIZ! Beynin bu iki bölgesi, görünürde, çevremizde olup bitenlerin bilinçsizce çetelesini tutan ve dikkatimizi en ivedi olaylara çeken, aynı zamanda da bedenden gelen duyuları gözleyerek herhangi bir değişiklik olup olmadığını denetleyen “göze çarpma” ağında da önemli bir rol oynuyor. Dahası, bir kişi aynadaki yansımasını tanıdığında da bu iki bölge etkin oluyor. Bu da, bilincin temel unsurlarından biri olan benlik duygusunun altında, beynin sözü edilen bölgelerinin yattığına işaret ediyor. Hof, “Burada söz konusu olan olası her düzeydeki benlik duygusu, yani kimlik duygusudur. Kişinin kendi kimliği ve başkalarının kimlik duygusudur. Bunun bir üst aşamasını da eşduyum ve anlak kuramı oluşturur,” diyor. Barrow Sinirbilim Enstitüsü sinir yapıbilimi uzmanlarından Bud Craig’e göre tüm bunlar sürekli güncellenen bir “şimdi kendimi nasıl duyumsuyorum” duygusu ile eşanlama geliyor. Ön singulat korteksi ile ön insula korteksi bedenden gelen girdileri toplayıp bunları toplumsal ipuçları, düşünceler ve duygularla birbirine bağlamak suretiyle, davranışların hızlı ve etkili bir biçimde değişmesini sağlıyor. Kişinin kendini nasıl duyumsadığıyla ilgili bu sürekli değişen görüntü, zamanın geçişini algılayış biçimine katkıda bulunur. VEN’ler büyüktür, büyüklük de hız anlamına gelir beyinde. Allman, VEN’lerin hızlı bir “aktarım sistemi” olayın özünün hızla beyinde yol almasına ve buna bir çırpıda tepki vermemize olanak tanıyan bir tür toplumsal süper otoyol işlevi görüyor olabileceğini öne sürüyor. Bu yetenek insanoğlu gibi toplumsal bir canlı türünün yaşamda kalması açısından can alıcı bir önem taşıyor. İnsanlarda 30’lu yaşlar gibi erken bir evrede tanık olunabilen bir tür bunama, bu görüşü destekliyor. Frontotemporal demans olarak bilinen bu hastalığa yakalananlar, VEN’lerinin büyük bir bölümünü hastalığın ilk evrelerinde yitiriyorlar. Bu evrede toplumsal farkındalığın, eşduyum ve öz denetimin tümden yitirilmesi gibi belirtiler ortaya çıkıyor. Sözgelimi, bu kişilere bir kazayla ilgili dehşet verici resimler gösterildiğinde gözlerini bile kırpmadan izliyorlar. Otizm hastalarının ölüm sonrası beyin incelemeleri de, duygularımızın ve eşduyumun can damarını VEN’lerin oluşturduğu görüşünü destekliyor. Son bir araştırma, otistik kişilerin iki gruba ayrılabileceğini, kimilerinde VEN sayısının çok az, kimilerinde de gereğinden çok olduğunu ortaya koyuyor. İkinci grup, görünürde belirtilerin beyindeki devrelerin aşırılığından kaynaklandığı yönündeki otizmle ilgili yeni bir HIZLI DÜŞÜNME CBT 142614 /18 Temmuz 2013
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle