22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

FİZİK KOZMOLOJİ EVRENDE “BÜYÜK PATLAMA” KURAMINA KARŞI OLANLAR BAYRAK AÇTI Kapalı Zihinlere Açık Mektup Wal Thornhill, http://www.holoscience.com/wp/anopenlettertoclosedminds/ “B ilimsel mantığın yaygın olarak onanmış temel taşı, dışlama sürecidir. Dışlama işlemi, tüm olasılıkları dikkate alıp, deneysel sonuçları öngöremeyen yanlış fikirleri elemekle olur. Tıpkı polisin bir soruşturma aşamasında tüm şüphelileri dikkate aldığı gibi, biliminsanı da, araştırma sonucunu oluştururken, mesleki sorumluluk ve yeterlilik gereği tüm olası açıklamaları dikkate almalıdır. Ancak bazı biliminsanları bu görevlerini dikkate almazken, araştırmalardaki kaliteyi sağlamak amacıyla oluşturulan bilimsel bürokrasideki güvenlik önlemleri de, kötü uygulamaları önlemek yerine bu tür uyulamaları destekliyor” John Hewitt, A Habit of Lies. Önde gelen Düşünceli Bilim insanlarının (Concerned Scientists) bilim dünyasına sunduğu açık mektup aşağıda sunulmuştur. Açık mektup yaygın inancı, Büyük Patlama kuramı adı verilen yaygın inancı, sorgulamaktadır. Bu nedenle, Büyük Patlama savunucularının bu mektuba karşı tavrını izlemek yapıcı olacaktır. Büyük Patlamacıların ilk savunması, karşıt düşüncelere konulan yayın yasağı olmuştur. Nature dergisi “Bilim Dünyasına Açık Mektup”u yayımlamayı reddetmiştir. Daha popüler olan New Scientist dergisi 22 Mayıs 2004 tarihinde mektubu “Büyük Patlamaya Karşı Çıkış” (“Bucking the Big Bang”) başlığıyla yayımladı “Son 50 yılın bilim tarihini Science veya Nature dergilerinin yayımlamayı reddettiği makalelerle yazabilirsiniz” (Paul C. Lauterbur). Paul C. Lauterbur, gelecekteki gelişmelere temel oluşturan manyetik rezonans görüntüleme ile ilgili makalesinin yayımlanması Nature dergisi tarafından reddedilen Tıp alanında Nobel Ödülü kazanan kişidir. Sorumsuz insan davranışları eleştirmeni John Ralston Saul, bilimsel topluluğu ortaçağ kilisesine benzetti. Mektuba imza atan biliminsanlarından bazıları Saul ile aynı fikirde olduklarını bildirdiler. Biz insanlar, özellikle de erkekler, politik, dinsel, bilimsel örgütleri oluştururken bu örgütlerin zamanla otoriter, dışlayıcı ve dogmatik olması yönünde eğilim taşıyoruz. Bu eğilime karşın, biliminsanlarının bu tür eğilimlerden uzak durma yönünde eğitildiklerine inanıyoruz. Eğer bilimde etkili bir araştırma raporu yoksa aldatıcılık başarı kazanır. Başlangıçta bilimsel tutuculuğa karşı çıkış gözardı edilebilir. Ancak bu tutculuk popüler bir destek sağlarsa ilk önlem olarak karşıtları susturmak ve saygınlıklarını yitirme yönünde girişimlerde bulunmak olacaktır. Bilimsel inanç yanlıları, kötülüklerden, günahkar ruhlardan korunmak için sık sık “kutsal haç” benzeri olan “bilimsel yöntem”e sarılırlar. 13 Mart 2013 tarihinde Robert Matthews New Scientist dergisinde şunları yazmıştı: “Sosyologlar ve tarihçiler bilimin işleyiş yöntemiyle gerçek arasındaki uyuşmazlığa sık sık işaret ettiler. Biliminsanları bu uyarıları subjektif, anlaşılmaz veya komik olarak niteleyip dikkate almazken, bilimsel süreçte birtakım şeylerin yanlış gittiği sergilendi. Sorunun özünde “inanç” vardır. Olağanüstü savlar ola ğanüstü kanıt gerektirir saptaması bir maskedir. Bu maske, yeni kuramın inandırıcı olabilmesi için yeterli sayıda “dönek yandaş” oluşturulmalıdır, aksi takdirde genel kanı değiştirilemez gerçeğini örter. “Önemli bir bilimsel yenilik yavaş yavaş kazanmadan ve muhaliflerini kendi safına kazanmadan yol alamaz. Bu süreçte yeni fikirlerin muhalifleri yavaş yavaş ortadan kalkar ve genç nesiller yeni fikirlerle tanışır”. Matthews devamla şunları söyler: “Süreç kötüleşir. Kanıtlar biriktikçe karşıt gruplar uzlaşmak yerine giderek daha da ayrışır – ayrışmayı hızlandıran karşıt görüşlerdir. Daha da kötüsü, bilimsel verilerin neye işaret ettiği konusunda görüş birliği olmadıkça anlaşma olanağı yoktur.” Böylesi bir sonuç, statükonun değişmesi çabasının boş çıkacağını öngörür. Bu arada, Büyük Patlama kuramı çok az ya da hiç kanıt olmaksızın olağanüstü savlar ileri sürmeye devam ediyor. CBT 141614 / 9 Mayıs 2014 Cosmologystatement.org (22 Mayıs 2004 tarihinde New Scientist dergisinde yayımlandı) Büyük Patlama günümüzde giderek artan sayıdaki hipotetik, asla gözlenmemiş “şeyler”e güvenmektedir – bu hipotetik “şeyler”in içinde öne çıkanlar, enflasyon, karanlık özdek ve karanlık erkedir. Bu hipotetik “şeyler” dikkate alınmazsa, gökbilimcilerin yaptığı gözlemlerle Büyük Patlama öngörüleri arasında ölümcül bir çelişki olacaktır. Fizik biliminin diğer alanlarının hiçbirisinde, kuram ile gözlemler arasındaki boşluğu doldurmak için böylesine sürekli yeni hipotetik “şeyler”e başvurma onanamaz. Böylesi bir durumun ortaya çıkması karşısında, en azından, ilgili alana ilişkin kuramın geçerliliği ciddi bir biçimde sorgulanır. Ancak Büyük Patlama kuramı bu uyduruk etmenlerle geçerliliğini sürdüremez. Büyük Patlama, hipotetik enflasyon alanı olmaksızın, evrenin her yönünden gelen düzgün, yönbağımsız mikrodalga ardalan ışınımının varlığını öngöremez. Çünkü, gökyüzünde birkaç yay derecesi uzaklığında bulunan bölgelerin aynı sıcaklıkta bulunması ve bu bölgelerin aynı niceliklerde mikrodalga ışınım üretmesinin olanağı yoktur. Yer’de gözlediğimiz özdekten farklı olduğu savunulan ve 20 yıldır süren deneylere karşın henüz gözlenmemiş bir çeşit karanlık özdek olmaksızın Büyük Patlama kuramının evrendeki özdek yoğunluğuna ilişkin öngörüleri çelişkilidir. Enflasyon senaryosunun gereksinim duyduğu özdek yoğunluğu, hafif elementlerin (He, Be, Li) kökenine ilişkin Büyük Patlama anında gerçekleştiğine inanılan atom çekirdeği sentezi yoğunluk değerlerinden 20 kat daha fazladır. Ayrıca, karanlık erke yoksa, Büyük Patlama kuramı evrenin yaşını 8 milyar yıl olarak öngörüyor ki, bu da evrenin bizim gökadamızdaki birçok yıldızdan milyarlarca yıl daha genç olduğuna işaret eder! Dahası, Büyük Patlama, gözlemlerle tutarlı olan herhangi bir nicel öngörüde bulunamaz. Kuramın destekçilerinin savunusuna göre, Büyük Patlama kuramının başarıları, kuramın gözlemlerle tutarlı olabilmesi için, gözlemler sonrasında oluşturulan bir dizi ayar parametreleri sayesinde oluşuyor, tıpkı Batlamyus’un Yerözekli evren modelinde uydurulan kat kat “epicyle”lar (yara bandları – ERP) gibi. Ancak evrenin tarihçesini anlamanın tek yolu Büyük Patlama modeli değildir. Plazma evrenbilimi ve durgundurum modeli, başlangıcı ve sonu olmayan bir evren hipotezine dayanır. Bu kuramların yanısıra diğer seçenek kuramlar Bilim Dünyasına Açık Mektup da evrende gözlenen temel süreçleri, hafif element bolluklarını, büyük ölçekli yapıların (gökadalar, gökada kümeleri ve gökada süperkümeleri – ERP) oluşumunu, uzak gökadaların kırmızıya kayma değerlerinin uzaklıkla nasıl arttığını açıklayabiliyor. Bu kuramlar, Büyük Patlama kuramının öngörmede beceremediği birçok olayı gözlemleri yapılmadan önce öngörebilmişti. Büyük Patlama kuramının destekçileri yukarıda sözü edilen seçenek kuramların tüm evrenbilim gözlemlerine açıklama getiremediğini sert bir biçimde yanıtlarlar. Bu hiç de sürpriz sayılmaz, çünkü seçenek kuramların gelişmesi parasal destek açısından sıkı bir biçimde kısıtlandırılmıştır. Gerçekten de seçenek kuramların kendileri ve yönelttiği sorular özgür bir biçimde tartışılamıyor ve sınanamıyor. Önemli konferansların çoğunda fikir alışverişi yok! Richard Feynman, “bilim kuşku duyma kültürüdür” saptamasını yapmıştı; bugün evrenbilimde kuşku duymaya ve farklı fikirde olmaya izin yok; genç biliminsanları standart Büyük Patlama modeline karşı bir şey söylememe, sesiz kalmayı öğrendiler. Büyük Patlamaya karşı kuşku duyanlar, kuşkularını dile getirdiklerinde burslarının kesileceğinden korkuyorlar. Evrenbilim gözlemleri Büyük Patlamanın önyargılı süzgecinden geçtikten sonra, kuramı destekleyip desteklemediğine bakıldıktan sonra, ‘doğru’ veya ‘yanlış’ olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle, Büyük Patlama ile uyumsuz olan kırmızıya kayma, lityum ve helyum bollukları ve gökada dağılımlarıyla ilgili veriler ya dikkate alınmıyor veya bu gözlemlerle dalga geçiliyor. Bu yaklaşım, özgür bilimsel araştırma ruhuna yabancı olan dogmatik bir ussal yapının gelişmesini yansıtıyor. Günümüzde, hemen hemen tüm parasal ve deneysel olanaklar Büyük Patlama çalışmalarına ayrılmıştır. Parasal destekler yalnızca birkaç kaynaktan geliyor ve bu kaynakları denetleyen gözetmenler Büyük Patlama destekçilerinin denetimi altındadır. Sonuç olarak, evrenbilim alanında Büyük Patlama modeli, kuramın bilimsel geçerliliğine bakılmaksızın kendini sürekli olarak gündemde tutabiliyor. Yalnızca Büyük Patlama kuramı bağlamında çalışan projelere destek verme, bilimsel yöntemin temel öğesini– kuramın gözlemler karşısında sürekli olarak sınanması–zayıflatmaktadır. Böylesi bir kısıtlama, önyargısız ve yansız bir tartışmayı ve araştırmayı olanaksız kılıyor. Bu durumun düzeltilmesi için evrenbilim alanındaki çalışmaları parasal olarak destekleyen kurumları, parasal kaynaklarının bir bölümünü seçenek kuramlara ve Büyük Patlama kuramıyla çelişkili olan gözlemlere ayırmalarını istiyoruz. Önyargıyı ve yanlılığı önlemek amacıyla, parasal destek sağlayan denetleme komitesi üyelerinin, evrenbilim alanı dışındaki fizikçi ve gökbilimcilerden oluşması gerekiyor. Büyük Patlamanın ve bu kurama seçenek kuramların geçerliliğini araştırmaya ayrılacak olan parasal destek, evrenin tarihçesini belirleyecek olan en doğru modelin bilimsel gelişmesini sağlayacaktır. Not: Bildiriyi imzalayanların listesi oldukça uzun: Okur listeyi incelemek ve mektuba imza atmak istiyorsa, http://www.holoscience.com/ wp/anopenlettertoclosedmin veya “Cosmologyorg.com” sayfalarına başvurabilir. Açık mektupta dile getirilen duygusallığı hoş karşılamak gerek. Ancak, bu çağrının olumlu bir sonuç getireceğine inanmıyorum. “Parasal destek sağlayan denetleme komi Evrenbilimin gerçek sorunu nedir?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle