Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
POLİTİKBİLİM Ali Akurgal ali@akurgal.com MADENCİLİK VE İŞ GÜVENLİĞİ KÖMÜR MADENCİLİĞİNDE GÜVENLİK: ÇİN ÖRNEĞİ: Yazılım, size, “aracını şuraya bırak, atla metrobüse, 12 dakikada ulaşırsın oraya” şeklinde tavsiyede bulunuyor.. Hackathonist Arkadaşlar iki hackathon düzenlediler. Ben katılmadım. Hackathon, yazılımcıların, belli bir temayla, bazen sırf bir yazılım hazırlama tarzını veya yeni bir dili yaygınlaştırmak üzere, çoğu zaman grafikçilerle ve insanmakine arayüzü tasarımcılarıyla birlikte, ender olarak da donanımcıları içlerine alarak düzenledikleri biriki gün süren etkinlik. Katılmayış nedenim, benim daha çok sistem yapısı ve donanım tarafında durmam. İstanbul’da yapılan hackathon, Hackatonist olarak anılıyor ve teması da, iki seferdir yazılımla sağlanacak kolaylıklarla trafik çilesini nasıl azaltabiliriz şeklinde. Sağ olasın Leyla Arsan. Önceki yazımda, trafik çilesine çözümün, sahayı yönetmeyi bırakıp oyuncuları yönetmeye başlamakla daha kolay sağlanacağını anlatmıştım. Hackatonist arkadaşlar, bu yönde güzel adımlar atmışlar. Örneğin, ben aracımı bir park yerine bıraktığımda, yerini, hep diğerlerinin arasında belirgin bir özelliği ile (diyelim cam göbeği rengi) öne çıkan bir araca göre hatırlarım. Aradan bir süre geçip o referans aldığım araç oradan gidince de, kendi aracımı kaybederim. İşte benim gibiler için, “aracım nerede bul bana” uygulamasını cep telefonunuza yükleyip çalıştırıyorsunuz. Ya da bir yerden bir yere giderken, o an, “en çabuk hangi yolla ulaşırım” sorusunun yanıtını alabiliyorsunuz bir başka uygulamadan. Yazılım, size, “aracını şuraya bırak, atla metrobüse, 12 dakikada ulaşırsın oraya” şeklinde tavsiyede bulunuyor. Arkadaşların en büyük şikâyeti, resmi kurumların elindeki verilerin yeterince paylaşılmamasıydı, birkaç saat içinde geçerliliğini tamamen yitiren ölçüm verilerini, aylar sonra, istatistik amaçlı olarak bile alamıyordunuz. Hackatonist düzenleyicileri arasında yer alan İBB, verilerini açmış. Hatta İSPARK’ın verilerini de. Böylece, park yeri arayanları en yakın boş park yerine yönlendirmek de mümkün olmuş. Dilerim paylaşım kalıcı olur. Bilginin saklandığında kıymetlendiği çağ, teknoloji transferi çağı idi. Günümüzün, teknoloji yaratma çağında, bilgi paylaşıldıkça kıymete biniyor. Hackatonist uğruna sağlanan paylaşım geri alınırsa, tekrar teknoloji transferi çağına da geri dönmüş oluruz. Bütün gayretlere; Hackathonist’in bütün çözümlerine karşılık; trafiği “yönetmek” üzerine henüz bir uygulamaya girişilmedi. Yapılanlar, hep, veriyi süzüp işleyerek bundan anlam (bilgi) çıkartmak ve karar üretmek üzere kullanıcıya iletmek ile sınırlı. Yönetmek için, kararı bir merkezde vermelisiniz. Kullanıcılara devredilmiş yetki ile dağıtık biçimde alınan kararlar, bir diğerini destekler şekilde olmayabiliyor, sahadaki etkileri de birinin sağladığını diğerinin yok etmesi şeklinde sonuçlanabiliyor. Örneğin, boş park yeri arayan birden fazla araç sahibine aynı yeri duyursanız, ilk duyan gidip oraya park etse, diğerleri açıkta kalacak. Siz de, o noktaya doğru gereksiz bir trafik yaratmış olacaksınız. Beri yanda, gösterilen yeri, birisi parasını ödeyip kendine ayırtsa, oraya başkasının park etmesi engellese, sonra oraya hiç gitmese, bu sefer de park yerlerini verimli kullanmamış olacaksınız. Hani, “kaş yapayım derken göz çıkartmak” derler ya işte ondan. Kötüye kullanımı ve verimsizliğe yol açan işletme şeklini önleyecek olan, arka planda çalışan kuvvetli bir sistem yapısı olacaktır. Yer ayırtıp oraya gitmeyene hürmetli bir ceza uygulanabilir. Elbette yol durumu nedeniyle gidemediyse sistem bunu ayırt edebilmeli ve haksız ceza kesmemeli. Gene, trafiği düğümlenmiş bir yere gitmek isteyen birine toplu taşıma araçları önerilebilir ve ısrarla gitmek isteyenden de “trafiği yoğunlaştırma bedeli” tahsil edilebilir. Eskilerde, köprü geçiş ücreti gece ucuzlardı. O zamanlar, ucuz tarifeye beş on dakika kala, çoğu araç yolda oyalanır, ucuz tarifeyi beklerdi. Bu durum trafiği büsbütün yoğunlaştırırdı. Bunun gibi olmasın diye de oyalanma tespit edilebilmelidir. Tüm göstergeler, araçların tek tek bir merkezden yönetilmesine işaret ediyor. Üretim miktarına değil, güvenliğe odaklanmak gerekli Türkiye’deki maden faciasından sonra madencilik sektöründe can güvenliği konusunu tartışmaya açan bilim ve teknoloji haberleri sitesi Phys.org, Çin’in madencilikte iş güvenliğini kısa süre içinde nasıl düzelttiğini açıklıyor. Soma faciası bir kaza değildir; ülkemizi büyük bir yasa boğan bu facialara başka ülkelerde rastlanmıyor. Makalede özetle şöyle deniyor: U zun yıllar dünya medyasında gün geçmiyordu ki Çin’de madencilik sektöründe meydana gelen kazalardaki yüksek can kaybı haberleri yer almasın. Şu anda ülkede durum hala ciddiyetini korumakla birlikte, son yıllarda belirgin bir düzelmenin gerçekleştirildiğini söylemek mümkün. Bu da kömür madenciliği kazalarındaki kayıpların azaltılmasının mümkün olabildiğinin bir somut bir göstergesi. larının kömüre dayalı olması nedeniyle Türkiye Çin’i örnek alıp, madencilik kültüründe iyileştirmeler yapabilir. CBT 1418 8 /23 Mayıs 2014 2000’li yılların başlarına kadar Çin’in kömür madenciliğindeki güvenlik kayıtları Çin’in kömür güvenliği kayıtları, 19902013 uluslararası bir utanç kaynağı ve Çin toplumunun en büyük sorunlarından Ölümler biriydi. 1990’lı yıllarda yılda yaklaÖlümler/ şık 6.000 kişi veya üretilen kömürün milyon ton her milyon tonu için 5 Çinli madenci kazalarda yaşamını yitiriyordu. Oysa Hindistan’da yılda 130 veya üretilen kömürün her milyon tonu içir 0.5 madenci ölüyor. ABD ve Avustralya gibi güvenlik önlemlerinin örnek oluşturduğu ülkelerdeki kayıplar bu tablo ile karşılaştırılmayacak kadar düşük. Yer altı ocaklarında biriken gazı ortadan kalFakat son yıllarda durum dramatik olarak de dırmak kazaların en yaygın nedenleridir. 2005 ğişti; 2013 yılında Çin’deki kayıplar yılda 1.000 yılında Çin, her biri 100 yaşama mal olan üç patkişiye veya üretilen her milyon ton kömür için lama yaşadı. Türkiye’deki son facia da bir patlama 0.3 madenciye düştü. Kömür madenciliği için bu sonucu oluştu; yüzlerce madenci yeraltında mahhala çok yüksek bir rakam, fakat sektördeki yüksek sur kaldı. büyüme göz önüne alındığında bunun büyük bir Çin yönetiminin büyük ölçüde ekonomik bübaşarı olduğu söylenebilir. yümeye odaklanması sonucu güvenlik ve güvenYükselen bir piyasa olması ve enerji politika lik ile ilgili yatırımlar geri plana atılmıştı. Aynı zamanda büyük ocaklar bile yüksek maliyet baskısı altında olduğundan en kolay kısılacak kalemin güvenlik olduğu düşünülüyordu. Kırsal bölgelerdeki çok sayıdaki küçük madenler, çoğunlukla ilkel teknolojilerle çalıştırılıyordu. Bunun yanı sıra hem yeterince teftiş edilmiyor, hem de teftiş kurulları rüşvetle susturuluyordu. Bu tablo 2000’lerin başından sonra hızla değişmeye başladı. Açık ocaklardan daha fazla kömür çıkartılmaya baş ÇİN’İN GÜVENLİK KAYITLARI Çin’deki yüksek kayıpların altında çok sayıda etken yatıyordu. Çin kömürünün büyük bir kısmını yeraltındaki madenlerden çıkartıyor. Bu da doğal olarak açık ocaklara göre daha tehlikeli (ancak açık madenlerin yol açtığı çevre sorunlarına burada değinilmiyor) bir üretim şeklidir. YERALTINDAKİ PATLAMALAR