02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNDEM ‘Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır!’ “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.” Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İ.Ü. Yayınları Bir Önemli Araştırma ve Düşündürdükleri Bu hafta bilim dünyasında her zaman kıyısından köşesinden tartışılan ve araştırılan bir konu üzerine bir makale sunuyoruz: Doğu ile Batı kıyaslaması, Doğulu düşünce ile Batılı düşünce arasndaki farklar, yaşam ve davranışları biçimleri ve nedenleri; Doğu ile Batı arasındaki ekonomik farklılıkların nedenleri... Sanayi devriminin neden Kuzey Avrupa’da ortaya çıktığı.. Bu konularda genel olarak bilinenler var. Fakat Science dergisinde yayımlanan bu makalenin çok temel bir özelliği, Çin’de Yangtze Nehri’nin ayırdığı kuzey ile güney bölgelerinden birinde pirinç ve diğerinde buğday ekimi yapılmasının, halkın düşünüş biçimi ve davranışları üzerindeki birbirine zıt etkilerini açıklıyor olması.. Adeta iki farklı düşünce ve hayata bakışa sahip iki insan tipi yarattığını gözler önüne sermesi. Ethem Alpaydın, bu makalenin ana hatlarıyla birlikte, Türkiye’nin Doğu’ya mı yoksa Batı’ya mı ait olduğu konusunda da saptamalarda, yorumlarda bulunuyor: *** “Batı ile Doğu arasındaki fark ve bunun nedenleri sanırım son birkaç yüzyılın en çok tartışılan konularındandır, özellikle ülkemizde ve ülkemiz gibi ikisinin arasında kalan yerlerde. Bu fark için birkaç boyut sayılır: Batıda yönetimler katılımcı, doğuda merkezcidir. Batılı toplumlar yeniliğe açıktır, doğu ise olanı korumaya isteklidir. Batı bilimi sever, Doğu inancı. Bütün bu ve başka nedenlerden dolayı Batı daha zengindir, Doğu daha fakir... • Olayları parçalara ayırıp bunlar için nedensonuç kuralları belirlemeye çalışan çözümleyici bir zihin yapımız yok. • Başımıza gelenler üstünde bireyler olarak bir etkimiz olamadığı için kaderciyiz ve gücü kendi dışımızda “alın yazısına” ya da ilahi bir kaynağa kolayca atfedebiliyoruz. • Trafik kazalarının, tren kazalarının, ya da maden kazalarının önüne geçilebilmesi için bunların birilerinin ihmali, bilgisizliği ya da beceriksizliği yüzünden olduğunun herkes tarafından kabul edilmesi gerekir, “Hayır da şer de Allah’tandır” diye inanılan yerlerde bu kazaların sorumluluğu için birilerinin aranması ya da cezalandırılması anlamsızdır...” nesillerin ne buğday ne de pirinç üretiminde çalışıyor olmasalar ve o koşullardan kopsalar bile, atalarının düşünce ve davranışlarını taşıyor olmaları! “Pirinç insanı” ile “buğday insanı” veya toplumları, varlıklarını sürdürüyorlar! Üçüncüsü, buna bağlı olarak, geçmişin düşünce, davranış ve alışkanlıkları, gelenek diyebileceğimiz maddi/ düşünsel davranış biçimi olarak, durmadan, belki de yüzyıllar boyunca nesilden nesile günümüze aktarılıyor ve yaşamlarını sürdürüyorlar. Dördüncüsü, toplumları esas olarak, bu geleneklerin, tarihsel geçmiş ve oradan edinilen alışkanlıkların ve düşüncelerin bugünü de hala yönlendiriyor olması.. Beşincisi: Bu tarihsel ve toplumsal yaşayan mirasın, toplumlardaki ana davranış biçimi olan muhafazakarlığın kaynağı olduğu. Toplumun ana gövdesi, yeniliğe değil tutuculuğa açık. Bu da tutucu partilerin dayandıkları temeli göstermesi bakımından, araştırmaya dayalı somut bir bilginin elimizde olmasını sağlıyor. Altıncısı, tutucu partilerin ve siyasetin, geçmişin mirasını çok sık kullanıyor olması ve bunun toplumda ciddi bir karşılığının olması.. ÇİN VE MADEN ÖRNEĞİ, DEĞİŞİMİN MÜMKÜN OLDUĞUNU GÖSTERİYOR Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Türkiye’nin Haftalık Bilim Haberleri ve Kültürü Dergisi Sayı: 1418 23 Mayıs 2014 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Aykut Küçükkaya GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir “Sağlık” sayfası VKV Amerikan Hastanesi’nin, “Bilim Kültür ve Eğitim” sayfası İstanbul Kültür Üniversitesi’nin ve arka sayfa konuları ‘Atılım Üniversitesi’nin katkıları ile hazırlanmıştır. YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212 343 72 74 Faks: 0212 343 72 64 CUMHURİYET REKLAM ARAŞTIRMADAN ÖNEMLİ ÇIKARSAMALAR CBT 1418 2 /23 Mayıs 2014 Genel Müdür: Özlem Aydan, Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü, Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya, Reklam Müdürü: Ozan Altaş, Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Tel: 0212.2519874/3437274 Yerel Süreli Yayın BASKI DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul www.cumhuriyet.com.tr Bu araştırma ve sonuçları bana heyecan veriyor ve pek çok meseleyi de aydınlatıyor veya açıklıyor. Bir kaç nedenden: İlki, insan düşüncesi ve davranışının, dolayısıyla kurulan toplumsal düzenin, bu kadar çok üretim biçimine ve ilişkilerine bağlı olması; üretim biçiminin insan düşüncesini çok temelden etkiliyor ve biçimlendiriyor olması. Bu Marksizmin “maddi koşulların insan bilincini belirlediği” şeklinde özetleyebileceğim temel felsefi ve toplumsal tezlerinden birisidir. Bu bir kez daha doğrulanıyor. İkincisi, üretim koşulları değişse bile, daha sonraki Şimdi, bu araştırma ve sonuçlarından çok daha farklı başka sonuçlar da çıkarabiliriz, ki bunun çok temel bir örneğini yine iç sayfalarımızda bulacaksınız: Çin’in kömür madenlerinde ölüm oranını nasıl büyük bir hızla azalttığı araştırması konuya bir başka bakış açısı kazandırıyor: Ülke yönetimi, ülke çapında bilimsel düşünceye öncelik vermesi, bilimsel yöntemleri ciddi bir şekilde uygulaması durumunda, toplumsal bir davranış biçimini değiştirebiliyor. Madencilerin eğitimi ile birlikte kesin önlemler ve üst düzey standartlar, ülkede geleneksel, tarihsel ve belki de kaderci diyebileceğimiz bir durumun kökünü kazıyabiliyor ve yeni bir toplum ve insan davranışının temellerini atıyor. Çin bilim ve teknoloji üretimine büyük önem veriyor, bunu biliyoruz.. Bilimi, bilimsel düşünceyi benimsemeye yönelik bir ülke yönetimi ve halk eğitimi, geleneksel davranış biçimlerini de kökten değiştirebilecek ve daha mutlu ve refah toplumu yaratabilecek bir potansiyele sahip.. *** Ne diyelim, darısı başımıza, ama Türkiye’nin durumu, bu kadar tutucu bir iktidar altında, zor mu zor... Gelecek Cuma yeniden görüşmek dileğiyle..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle