02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlık Cilt sağlığı ile ilgili doğru bilinen yanlışlar Deri yaşlanması ultraviole radyasyon (güneş ışınları) ve biyolojik hücre yaşlanmasının bir sonucudur. Derimizin alt destek tabakası kollejen olarak adlandırdığımız bir proteinden oluşur. Hücre yaşlanması sürecinde bu kollejenin üretimi aksar ve kalitesi bozulur böylece deri altı dokusu incelir ve destekelastiklik görevini yerine getiremez. Kırışıklıklar hem bu elastiklik kaybı hem de mimik kaslarının hareketi sonucu oluşur. Dr. Halil Bayazıt, VKV Amerikan Hastanesi Dermatoloji Bölümü Birçok kırışıklık giderici krem aynı zamanda nemlendiricidir ve düzenli kullanıldığında deride geçici bir ödem ve düzleşme yaratabilir. Bugün için kırışıklıkları giderme (ki bu kollajenin üretimi ve kalitesinin artması demektir) konusunda yeterli kanıta sahip olan tek ürün retinoik asittir (retinol, tretinoin), ancak bu maddenin de etkisi reçete ile satılan medikal ürünlerdeki dozlarda ve uzun sürede (aylar içinde) ortaya çıkar. Ayrıca yüksek dozlarda medikal AHA (meyve asitleri) ve vitamin C’nin de böyle bir etki gösterebileceğine dair bulgular vardır ancak bu son iki ürünün kutu içindeki sabitliği (kimyasal etkinliğini koruma) azdır ve etkisi üründen ürüne değişir, o yüzden denenmiş ve güvenilir markalara yönelmek daha güvenli olabilir. Günümüz de yaygın olarak kullanılan LASER ve benzeri cihazlarla derinin hem üst tabakalarında hücre yenilenmesi hem de alt tabakalarında kollajenin yeniden ve düzenli üretimi uyarılabilmekte ve belirli oranlarda cilt yenilenmesigençleşmesi sağlanabilmektedir. Yaşlanma karşıtı kremler kırışıklıkları düzeltebilir. için uzun süre yüzde kalmaları da gerekir, o yüzden genellikle gece kullanımları önerilir. Hayır bu tip ürünlere erken yaşta başlamış olmak ileride kırışıklık ve leke oluşmasına engel olmaz. Göz etrafı, alın, ağız etrafı kırışıklıkları büyük oranda mimiklerle ve güneş hasarı ile oluşurlar kremler bu kırışıklıkları engellemekte yetersiz kalacaktır. Yaşlanma karşıtı ürünlere ne kadar erken başlanırsa o kadar iyidir. SPF 15 güneş koruyucular genellikle nemlendirici yüz kremleri şeklinde piyasada bulunur. Türkiye’de sonbahar sonu ile yaz başı arasındaki dönemde günlük hayatta koruyucu olur ama yaz aylarında ve tatillerde ya da dışarıda uzun süre kalınan tatil günlerinde yetersiz kalabilir. Böyle günlerde en az SPF 30 numara koruyucu ve şapkagüneş gözlüğü daha etkin koruma sağlar. Kırışıklıkları engellemek için SPF 15 faktörlü bir güneş koruyucu kullanmak yeterlidir. Tonikler (sıkılaştırıcılar) temel olarak su ve değişik oranda alkol içeren karışımlardır, içlerinde alüminyum ve çinko gibi metallerin tuzları vardır ayrıca ferahlatıcı bazı bitkisel ürünler içerebilirler, deride geçici ferahlık sıkılık hissi uyandırır ve yağlı cildi değişik oranda kurutur, gözenekleri de sıkıştırır ama bütün bu etkiler sadece biriki saatte geçer ancak ciltte yaptığı kuruluk daha uzun sürer. O yüzden en doğru olanı krem/ losyon tarzı bir makyaj çıkarıcı ile tüm makyajı temizlemek, yumuşak bir sabunla (sabunsuz sabunlar) yüzü yıkamak ve takiben cilt tipine göre (yağlıkuru) uygun bir nemlendirici kullanmaktır. Aftershave losyonlar da tipik bir toniktir aslında ve aşırı kuruluk yapmadığı dozda tıraş sonrası kullanılabilir. Akşamları yüzü temizledikten sonra tonikle silmek gerekir. dolayı hem saçta hem de vücutta kuruluğu artırırlar, ayrıca sulardaki kalsiyum sabunun içeriğindeki bazı maddelerle birleşip saça yapışabilir ve saçların, matkuru kırılgan görünmesine sebep olabilir. Yaşlanmakarşıtı ürünlerin piyasada bulunan türlerinin çoğu deri yaşlanmasını engellediği ya da geciktirdiği iddia edilen birkaç kimyasalı birden içerir. Bu ürünlerin gerçek etkinlikleri tam anlamıyla test edilmiş değildir. Deri yaşlanması çevresel faktörlere (güneş, yaşanılan iklim kişinin yaşam şekliişi gibi), kişinin genetik yapısı, alkolsigara tüketimi gibi birçok faktöre bağlıdır. Bugün için kesin kanıtlanmış en iyi antiaging yöntemi: Güneşten korunmak ve sigara içmemektir.   Dolayısıyla bu tür bir ürün kullanılacaksa tek ürün tercih etmek en azından ekonomik olarak daha doğrudur. Üst üste ne kadar çok yaşlanma karşıtı (antiaging) ürün sürerseniz o kadar iyidir. Hayır sağlamaz. Ama biz sanki böyleymiş gibi algılarız. Normal bir orijinal tüy/saç kökten öne doğru gittikçe incelir. Bu saçı ortasından bir yerinden keserseniz kesiti uca göre daha kalın olacaktır ve baktığınız zaman daha kalın gözükecektir. Ağda ya da benzeri çekmekoparma (epilasyon) yöntemleri kullanıldığında tüm kök alınmış olduğundan yeni bir saç üretilecektir ve bunun uç kısmı daha ince olacaktır. Jiletle tıraş etmek saçların/tüylerin daha kalın çıkmasını sağlar. Hayır. İster yılda 35 kez ister haftada bir kullanılsın solaryum her zaman için zararlıdır. Her solaryuma girdiğinizde ultraviyole radyasyona maruz kalırsınız ve bunun deri yaşlanmasılekeler ve çeşitli deri kanserleriyle ilişkisi kesin olarak gösterilmiştir. Yazın tatile gitmeden birkaç seans solaryuma girmek güneşten göreceğiniz zararı azaltmaz ama belki ilk günlerde görülecek kızarıklığı ve yanmayı azaltabilir, fakat sizin o tatil süresince alacağınız ultraviyole dozu değişmeyeceğinden net zarar değişmez. Yazdan önce birkaç kez solaryuma girmek yanıkları ve dolayısıyla güneşin zararlarını önler. Hayır. Eğer yaz ya da tatil sonunda deri renginiz değişmişse belirli bir ultraviyole dozu almışsınız demektir önemli olan aldığınız dozdur koruyucu sürmek yanmanızı hastalanmanızı engellemiştir ama renginiz bronzlaştığına göre yeterince ultraviyole radyasyon almışsınız demektir. Güneş koruyucu ile bronzlaşmak kanseryaşlanma riskini azaltır. Hayır vermez. Epilasyon için kullanılan LASER’lerin dalga boyu ve ışınım gücü derinin en üst tabakasındaki ilk birkaç milimetreye kadar etkilidir daha aşağılara gidemez, lenfler en az 12 cm deri altında yumurtalıklar ise deriden çok çok aşağıda leğen kemiğinin içindedir. Koltuk altı ve bikini bölgesine yapılan LASER epilasyon yumurtalıklara ve lenflere zarar verebilir mi? Hayır, bugün güneş koruyucular içinde kullanılan organik ya da inorganik kimyasal maddelerin hiçbirisinin kanser yaptığı kanıtlanmamıştır. Bu maddelerin hepsi ilaç standartlarında testlerden geçerek kullanıma girmiştir. Geçmişte alerji ve deride reaksiyon yaptığı bilinen bazı maddeler (örneğin PABA) ise artık kullanılmamaktadır. Güneş koruyucular kanser yapabilir. Bu konuda yapılmış hiçbir bilimsel araştırma yoktur, bu kremler genellikle nemlendirici bir kremin içine katılmış çeşitli vitamin ya da enzimler içerirler ve bu maddelerin bazıları güneşle temas ettiğinde olumsuz reaksiyon verebilirler, ayrıca içeriğindeki maddelerin deri içine nüfuz edebilmesi Yaşlanma karşıtı kremler geceleri daha çok işe yararlar. CBT 1417 17 /16 Mayıs 2014 Hayır saçı ve cildi kurutan her gün yıkanmak değil uygun olmayan ürünlerle yıkanmak ve gerektiğinde nemlendirici kullanmamaktır. Saçınızın yağlı/kuru olması yaptığınız iş, gün boyunca dışarıda ne kadar zaman harcadığınız ve tabii ki yaşadığınız şehrin hava kirliliği düzeyi ve mevsimlere göre yıkanma ihtiyacı değişebilir. Yıkanma sıklığı her gün de olabilir. Kişiler saçlarının durumuna göre kremli bir saç şampuanı kullanabilirler, katı sabunlar alkali yapılarından Her gün yıkanmak saçı ve cildi kurutur... Hayır, yapılan tüm araştırmalar derinin D vitamini üretimi için gerekli olan ultraviyole dozunun çok düşük olduğunu bunun için güneşlenmek gerekmediğini göstermiştir. İlkbahar yaz günlerinde yolda yürürken ya da parkta bir yürüyüş esnasında açıkta kalan kollardan (bayanlar ve çocuklar için ayrıca bacakların açıkta kalan yerlerinden) alınan ultraviyolenin yeterli miktarda D vitamini üreteceği saptanmıştır. Ayrıca diyet veya tablet olarak alınan D vitamininin de deriden üretilen kadar etkili bir şekilde kemik üretimini sağladığı gösterilmiştir. Dvitamini için biraz güneşlenmek iyidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle