24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu (tanolturkoglu@Gmail.com) BİLİM TARİHİ Yirmi dört saat boyunca attığınız her adımın izlenmesine kayıtsız kalabilir misiniz? Yeni internet yasası çıktığında sanal hayatınız bu hale gelebilir. Âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir. Adnan Adıvar, ölümünün ardından Einstein için yazdığı yazısına bu sözlerle başlıyordu. CBT 1400 12 /17 Ocak 2014 Internetle ilgili gündemde olan yeni yasa taslağı ifade özgürlüğünü gölgeleyebilecek yaptırımları da bünyesinde barındırması açısından şimdiden eleştirilmeye başladı. Temel tartışma konularının başında da bir web sitesinin mahkeme sahafatı olmadan, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ve Ulaştırma Bakanlığı emriyle birkaç saat içinde kapatılabilecek olması. Tartışma yaratan bir başka konu da site kapatmanın IP adresi bazında yapılacak olması. Bu durumda aynı IP adresini kullanan siteler varsa kurunun yanında yaş da yanabilir. Tabii IP bazında yasaklama, 2008 yılındaki Youtube yasağı durumunda olduğu gibi yandan dolaşan çözümlerle aşılamayacak. Bir başka husus internet erişimi sağlayan firmaların, abonelerinin tüm internet kullanımlarını arşivleyerek saklaması ile ilgili. Eğer böyle bir şey söz konusu olursa, kim internette ne yapmış bilgisi en son detayına kadar firmaların elinde olacak. Bunun gündelik yaşamdaki muadili, yirmi dört saat boyunca bir vatandaşın attığı her adımın kayıt altına alınmasıdır. Böyle bir uygulamanın Anayasa Mahkemesi’nden döneceği ortada ama görünen o ki bu ve benzeri tedbirlerle özellikle şu seçim döneminde internet üzerinden gol yenmek istenmiyor. Anayasa Mahkemesi ya da AİHM nezdindeki girişimler sonucunda bu yasanın ifade özgürlüğü konularına aykırı maddeleri büyük bir olasılıkla iptal edilecektir ama o zamana kadar yasa çıkarılma amacına hizmet etmiş olacaktır. Ne yazık ki internet o kadar büyük ki interneti kontrol altında tutmak, ana akım medya kanallarında olduğu kadar kolay olamıyor. Internet gibi daha özü idrak edilmemiş bir altyapıya uygulanmak istenen bu yaptırımlar, hukuk gibi çok daha bildik alanlarda yapılmaya çalışanlar yanında kozmetik bir tartışma konusu olarak kalıyor. Internet her ne kadar bir medya kanalı olarak diğer tüm alternatiflerden daha güçlü olma potansiyeline sahipse de Türk’ün internetle dansı daha ziyade gündelik ciddi konular yerine kafa dağıtmak, eğlence, vakit öldürme gibi amaçlarla sınırlı. Öte yandan mevcut gündem bu denli yoğun olmasaydı sırf bu yasa taslağı bile Gezi Parkı kıvamına getirilebilir; büyük bir olasılıkla destek de bulurdu. Ancak Aralık gözaltıları ile başlayan ve HSYK değişiklikleri ile zirve yapan bu süreçte internet ile ilgili böyle bir yasa taslağı pek fazla sesini duyuramıyor. Bu refleksi daha genel bir açıdan da değerlendirmek gerekir. Gündelik (hem de kamusal olmayan, şahsi) sorunları çözmek için feda ettiğimiz olgular, imkânlar aslında ülkenin kalkınması için o denli büyük potansiyele sahip ki insanın bunların neredeyse bir hiç uğruna feda edilmiş olmasına inanası gelmiyor. Seçim öncesi olası bir kaset faciasını kontrol altında tutabilmek için internete yaptırımlar getirmek değil on yıllar bir kaç yıl sonra unutulup gidecek pireyorgan türü bir tedbir. Ancak bunun sonuçları o denli dramatik olabilir ki yüzyıllar geçtiği halde matbaanın bu topraklara geç girmesinin (nedenilerini unuttuğumuz halde) sonuçlarını nasıl hâlâ unutamadıysak, internete getirilen bu tür yaptırımların sosyo ekonomik sonuçlarını da benzer şekilde uzun bir zaman unutamayabiliriz. Internet, Akıllı Ol ! A Osman Bahadır bahadirosman@hotmail.com şı açlık duymuş olmak lazımdır.’ Ben öyle zannediyorum ki, Einstein’ın bütün ilmi, bütün yüksek kıymeti bu sözlerle tamamen ifade edilmiştir. Daha bir talebe iken, büyük fizik âlimi ve kâşifi Planck bu genç için ‘Yirminci asrın Kopernik’i olacaktır’ sözleriyle bu gencin istikbalini aşağı yukarı hakkıyla tasvir etmişti. Bugün Einstein için tekrardan bir yazı yazacak olsam, o kitaptaki makaleden daha ilhamkâr bir yazı yazamayacağımı katiyen biliyorum. Çünkü o yazı, Princeton’da mütevazı evinin kapısından çıkar çıkmaz koşarak döndüğüm otel odasında bu mülakattan aldığım intibaların bir zerresini bile kaybetmemeye çalışılarak yazılmıştır. Einstein, bütün âlem hadiselerini bir saha üzerinde ve bir riyazi (matematiksel) formül içinde ifade etmek yolunu bir kere tutmuş ve onu asla bırakmamıştır. Vakıa o sahaya doğru giden yolun ilk dönemlerinde biraz uzunca müddet durmuş ise de, mütehassısların sözlerine Einstein bakılırsa, girilen yol o kadar caziptir ki, oraya ayak atanın bir adım geri gitmesi hemen hemen mümkün değildir. Kendisiyle geçirdiğim birbuçuk saat esnasında korkarak, çekinerek, bin dereden su getirerek hâlâ bu tek saha nazariyesi üstünde çalışıp çalışmadığını bir cesaret, daha doğrusu büyük bir küstahlıkla kendisine sormuştum. O, benim yüzüme nafiz gözlerini dikerek, yalnız ‘Tabii, tabii!’ kelimelerini tekrar etmişti. Sıra vedaya gelince, kendisini Türkiye’ye çağırmak gibi, icabet edemeyeceğini pekâlâ bildiğim bir davet riyakârlığında bulundum. O bana seyahat yıllarının artık geçtiğini söylerken; ‘Bilmem bu dünyada mı, yoksa öbür dünyada mı, tekrar görüşürüz!’ demişti. Onun tuttuğu Tek Saha Yolu, bugün hakikatlerin en büyüğünü saklayan bir semte doğru onu aldı götürdü. Dileyelim ki, Einstein’ın ölümünü ilim âlemine unutturacak âlimler insaniyeti onun kadar severek, onun kadar anlayarak keşiflere muvaffak olsunlar.” dnan Adıvar, Einstein’ın ölümünden 12 gün sonra, 30 Nisan 1955 tarihli Cumhuriyet gazetesinde “Âlimin Ölümü” başlıklı bir anma yazısı yazdı. Bu yazıda, hem yedi yıl önce Einstein’la yaptığı görüşmeden, hem de o görüşmeyi anlattığı yazısından söz ediyordu. CBT, Adnan Adıvar’ın Einstein’la yaptığı görüşmeyi anlattığı yazısını yedi yıl önce yayımlamıştı. Bu yazı, yazarın Dur Düşün adlı eserinde yer almaktadır. Adıvar, Cumhuriyet gazetesindeki “Âlimin Ölümü” başlıklı yazısında ise şunları söylemektedir: “Araplarda bir darbımesel vardır: ‘Âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir.’ Bu sözün ne dereceye kadar doğru olduğunu ve hakikatta ne mana ifade ettiğini, her büyük âlimin aramızdan ayrıldığı zaman düşünürüm. Hakiki manada mantıki gibi gözükmeyen bu söz, mecazi manada elbette bir fikir ifade eder. Bununla demek isteniliyor ki, ölen âlim o kadar büyüktür ki, onu kaybetmekle dünya da kendisinden bazı şeyler kaybediyor. Bu darbımeseli, bir kere daha bu son günlerde hatırla Adnan Adıvar dım. Çünkü dünyanın en büyük fizik âlimlerinden Louis de Broglie, bir Fransız edebi gazetesinde; ‘Zamanımızın en büyük simalarından biri’, diğer bir âlim, “Einstein’i nasıl tanıdım?’, yine diğer bir âlim başka bir mecmuada; ‘İnsan dimağlarının en kıymetlisi’ gibi başlıklarla makaleler neşretmişlerdir. Bundan yedi sene evvel, ben de bir sabah gazetesinde Einstein’a dair bir makale yazarken başlık olarak, ‘Bir Adam Gördüm’ (Bk. Dur Düşün) demeyi tercih etmiştim. Çünkü o büyük insanı tanımanın bizim gibi fanilere pek müyesser olamayacağını da anlatmıştım. Hatta adam kelimesinin manasını derin derin düşünmeyen bir arkadaş bile, bu başlığın biraz kaba düştüğünü söylemişti. Halbuki ben Einstein’ı gördükten sonra onun ilim tarafını, bizler gibi onun ilmine bigane olanların anlamak imkânı olmadığını bir kere daha tespit etmiş ve kendi ağzından şu sözleri nakletmiştim. Bana hitaben merhum Einstein demişti ki; ‘Benim nazariyelerimi anlamak için bundan evvelki bütün nazariyatı anlayıp hazmettikten sonra yepyeni bazı efkâr ve nazariyata kar kitap Kurtuluş Savaşı Öyküleri Zeki SarıhanÖğretmen Dünyası 5. Kitap Bu kitapta Kurtuluş Savaşı’nın cephelerinde, cephe gerilerinde yaşanmış 33 ilginç olayın öyküsünü okuyacaksınız. Parçalanmak istenen bir vatan, köleleştirilmek istenen bir milletin ayaklanışı, bu ayaklanmayı ezmek isteyen aldatılmış, gözü dönmüş hainler. Subaylar, askerler, kadınlar, gençler, köylüler, öğretmenler; bağımsız bir vatanda özgür olarak yaşamak için neler yaptılar? Kuvayı Milliyetcilerin atıldığı hapishanelerde neler yaşandı? Türkiye’nin çevresinde de savaşların eksik olmadığı bir dönemde, günümüz ve geleceğimiz için ibret alınacak olaylar. Kurtuluş Savaşı tarihçisi Zeki Sarıhan’ın çeşitli kaynaklardan derleyerek yeniden kaleme aldığı bu öyküleri de bundan öncekiler gibi severek okuyacaksınız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle