17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TEKNOLOJİPOLİTİK Baha Kuban Kanserden sadece genler ve çevresel faktörler sorumlu değil, enfeksiyon veya virüsler de kansere yol açabiliyor. Mesela HPV (Human Papilloma Virus/İnsan siğil virüsü) enfeksiyonunun rahim ağzı ve gırtlak kanserine yol açtığı bilinmektedir. Ülserden sorumlu Helicobacter pylori bakterisinin de mide kanserini doğurduğu bir gerçektir. Bu mide bakterisinin sadece buzdağının görünen ucu olduğunu düşünen bilim insanları, kısa bir süre önce de genelde cinsel yolla bulaşan klamidya bakterisinin yumurta kanserine yol açabileceğini tahmin etmişlerdi. Dünya genelinde her yıl 90 milyon kişiye Chlamydia trachomatis bulaşıyor. Klamidya bakterisi cinsel yolla bulaşan hastalık etkenlerinin başında geliyor. Bakteriler mukoza hücrelerine sızarak, bunları, içlerinde çoğalabilecek ve uzun süre hayatta kalabilecek şekilde değiştiriyorlar. Bakteriler konakçı hücrede “dinlenme evresine” girerek hayatta kalabildikleri için bağışıklık sistemi için de görünmez hale gelebiliyorlar. Bunun sonucunda ise kronik enfeksiyon akut semptomlar göstermeden aylarca hatta yıllarca devam edebiliyor. Berlin MaxPlanck Ensitüsü bilim insanları bu zaman içinde bakteri bulaşan hücrelerde bir şeylerin yaşandığını görmüşler. Bakteri bulaşan hücrelerin DNA moleküllerinde, sağlıklı hücrelerin kalıtımına kıyasla daha fazla kopuntu bulunuyor. Kalıtımdaki bu tür hatalarda normalde hücreye özgü onarım sistemi etkindir. Sistem kopuk DNA dizisini genetik kodu değiştirmeden birleştiriyor. Eğer hatalar kaldırılamıyorsa hücreler, kendilerini imha eden bir mekanizmayı harekete geçerek “intihar” ediyor ve türleşmeyi önlüyorlar. Anlaşıldığı üzere bakteriler bu mekanizmayı bozuyorlar. Bakteri bulaşan hücreler bu yüzden hataları doğru düzeltmiyorlar, buna bağlı olarak da konakçı DNA’da git gide daha fazla mutasyon birikiyor. Fakat hücreler buna rağmen ölmüyor, büyümeye devam ediyorlar. Bu bakterilerin konakçı hücrelere gönderdikleri büyüme sinyallerinin bir sonucu ve klamidyalar bu şekilde kanserin oluşumunu tetikliyorlar. Enfeksiyon ve kanser oluşumu arasındaki bağlantı kesin olarak kanıtlandığı takdirde, kanser, aşıyla ya da antibiyotik tedavisiyle önlenebilecek. gündelik yaşamda değil, bilişsel problemlerin çözülmesi sırasında da kendisini gösteriyor. Birçok insan köpeğini çocuğu gibi görür ve bu davranışın ebeveyn çocuk ilişkisiyle birçok benzerlikleri vardır. Horn ve ekibi bu nedenle köpekte de “güvenli destek etkisinin” ortaya çıkıp çıkmadığını kontrol etmek istemiş. Bu amaçta köpeklere [email protected] Yine Brezilya’dan, bu kez olumlu öyküler anlatalım. Son iki yazıda bu güzel ama zorlu ülkeden kent hakkı ile ilgili karamsar sayılabilecek görüşlerimize yer vermiş; kentlerde gördüğümüz ekolojik, toplumsal ve ekonomik sorunların hızlı ve çarpık kentleşme ile neoliberal ekonomi politikaları ile kronikleştiğini belirtmiştik. Güzel Kent Hikâyeleri! Brezilya, Çin, Hindistan ve ABD’den sonra dünyada en çok kentlinin yaşadığı dördüncü ülke. Ülkenin kentleşme hızı 2005 ve 2010 arasında yüzde 1.8 civarında. Bütün bu kötümserliğin içinde Brezilya, ‘sürdürülebilir’ kentsel gelişme alanında belki de tüm dünya için örnekler de yaratıyor. Bu örneklerden biri Curitiba. Curitiba, Brezilya’da şehir planlaması ve belediyecilik, ulaşım planlama konularında 1960’lardan beri yaratıcı yaklaşımlar göstermiş bir kent. Parana eyaletinin başkenti olan Curitiba’nın nüfusu 1960’larda 361.000’den 2010’da 2 milyona yükselmiş. Bu nüfus artışını kent, büyük kirlilik, ulaşım darboğazları, kamu ve yeşil alanların daralması gibi sorunlar ortaya çıkmadan karşılamış. Kentin nüfus yoğunluğu 1970’den 2008’e 3 kat artarken kişi başı yeşil alan 1 m2’den 50 m2’ye yükselmiş. İstanbul’da resmi açıklamalara göre kişi başı yeşil alan 7 m2. Ancak uzmanlar halkın kullanımına açık gerçek yeşil alanın 2m2’den fazla olmadığını belirtiyor. Curitiba’da kentin mekânsal gelişimi, radyalçizgisel dallanma diye ifade edilen bir plana uygun olarak gerçekleştirilmiş. Bu planlama ile hem nüfus yoğunluğunun hem de yeşil alanların kararlığının korunması amaçlanmış ve başarılmış. Hem toplu taşıma akslarının seçimi ve inşaası hem de zonlama uygulamaları ile, ulaşım yoğunluğunun merkezden uzaklaştırılması hem de konut, hizmet ve sanayi alanlarının radyal akslar boyunca gelişmesi sağlanmış. Kentlerin iklim değişikliğine yol açan seragazı salımlarının önemli kısmının ulaşım ve binalardan kaynaklandığı düşünüldüğünde, bu iki alandaki ciddi altyapı iyileştirmelerinin ne kadar büyük farka yola açacağı Curitiba’ya bakarak görülebilir. Tüm kent içi yolculukların, Brezilya için rekor bir rakam olan %50’sinin toplu taşıma ile yapıldığı Curitiba’da, hava kirliliği de tüm ülkede en düşük düzeyde. Sağlıklı ulaşım altyapısı planlama ile yüksek ekonomik fayda elde edilebildiğinin kanıtı da yine burada, Curitiba’da ulaşım yakıtı kullanımı, Brezilya’nın diğer büyük kentlerine göre %30 daha düşük. Trafik sıkışıklığı nedeniyle yaşanan kişi başına ekonomik kayıplar Curitiba’da, örneğin Sao Paulo’ya göre 13, Rio’ya göre 4 kez daha az. Benzer bir değeri, kaybedilen zaman için de hesaplamak mümkün. İnsanlar ulaşımda, Sao Paulo’da ve Rio’da, sırasıyla ortalama 11 ve 7 kere daha fazla zaman harcıyorlar. Gerçekten çok çarpıcı farklar bunlar. Ekolojik olarak kırılgan kentiçi alanlar, dere yatakları, taşkın bölgeleri v.s., Curitiba’da yapay göletlerin olduğu, sık ağaç dikiminin yapıldığı büyük yeşil bölgelere dönüştürülmüş. Belediyeye göre bu çözüm, beton kanallar yoluyla kontroldan çok daha etkin olduğu gibi, maliyeti 5 kez daha düşük. Ayrıca yeşil alan yapılan bölgelerin çeperinde arazi ve emlak fiyatları arttığı için vergi gelirlerinin artması da cabası. Belediye, kentin batısında Curitiba Sanayi Bölgesini (CIC) kurmuş ve seçimi yaparken rüzgâr yönlerini vs. hesaba katarak sınai kirliliği merkezden uzak tutmaya çalışmış. Bu sanayi bölgesinde çevre standartlarının yüksek olduğu belirtiliyor. 30 yıl içinde CIC’a 700’den fazla firma yerleşmiş. 150,00 kişilik istihdam yaratılan bölge, tüm eyalet çapında ihracatın %20’sini gerçekleştiriyor. Belediye, bölge yönetiminde ortak ve istekli şirketlerin yüksek teknoloji sektörlerde üretim yapan, bilişim, yeni enerji, elektronik gibi katma değeri yüksek alanlardan seçilmesine dikkat ediyor. Atık konusunda Brezilya için çok yüksek geri dönüşüm oranları sözkonusu Curitiba’da, Sao Paulo’da %1’e karşılık %70, başka bir dünya mümkün! çeşitli görevler vererek bunları sahiplerinin yanında veya sahipleri olmadan yerlerine getirmelerini istemişler. Köpekler sahiplerinden ayrı oldukları zaman örneğin mamaya ulaşma problemini çözmekte çok isteksiz kalmışlar hatta kısa bir süre sonra aramaktan vazgeçmişler. Oysa sahibin hiçbir şey yapmadan köpeğin yanında durması bile motive ediyor. Sahibinin hareketsiz durması ya da onu yüreklendirerek kışkırtması köpeğin başarısı üzerinde fark yaratmadı diyor bilim insanları. Önemli faktörün köpek sahibinin varlığı olduğu ikinci deneyde de ortaya çıkmış. Bu deneyin bazı aşamalarında köpeklerin yanlarına sahipleri yerine yabancı kişiler verilmiş. Bu durumdan memnun olmayan köpekler yabancıları görmezden gelmişler. Mama oyunlarında ise başarı oranı yalnız oldukları zamanki kadar olmuş. Bilim insanları bu yüzden yabancı kişinin aynı güveni ve oynamak ve öğrenmek için aynı motivasyonu veremeyeceği sonucuna varmışlar. Araştırmamız, yetişkin köpek ve sahibinin varlığı durumunda kendini güvende hissederek, çevreyle daha kolay ilişki kurabildiğini gösteren ilk çalışma diyor Horn. Fakat köpeklerin niçin küçük çocuklar gibi davrandıkları henüz kesin olarak bilinmiyor. CBT 13727 / 5 Temmuz 2013 Avusturyalı bilim insanları son araştırmalarıyla köpeğin, bakıcısını annesi veya babasının yerine koyduğunu gösterdiler. Çünkü köpekler de tıpkı küçük çocukların anne babalarının yanlarında daha güvenli hissetmeleri ve çevrelerini daha rahat öğrenmeleri gibi köpekler de sahipleriyle oldukları zaman benzer şekilde davranıyorlar. Deneyler sırasında sahipleri yanlarında olan köpekler mama problemini daha hevesli bir şekilde çözerlerken, yabancıyla birlikte olanlar kısa bir süre sonra oyundan sıkıldılar deniyor PloS One dergisinde. Küçük çocuklar ebeveynlerin desteğine ihtiyaç duyarlar. Anne babaya bağlılık, henüz bağımsızlıktan uzak olan küçük çocuğun hayatta kalmasını garantileyen evrimsel bir reaksiyondur diye açıklıyor Viyana Veterinerlik Üniversitesi’nden Lisa Horn. Üstelik bu “güvenli destek etkisi” sadece Sahipler anne babanın yerini alıyor Geçen hafta Çin’de 60 milyon öğrenci ve öğretmen, “Tiangong 1” uzay modülündeki astronot Wang Yaping’i izledi. Wang meslektaşı Nie Haisheng ve Zhang Xiaoguang’ı yerçekimsiz ortamda iterek, öğrencilere ağırlık ve kütleyle ilgili kuralları anlattı. Fizik dersi Xinhua haber ajansı tarafından yaklaşık olarak seksen milyon öğrenciye ulaştırıldı. Deneyler devlet televizyonlarında da canlı olarak izlendi. Çinlilerin uzay gemisi “Shenzhou 10” (Gökyüzü sarayı) kısa bir süre önceye uzaya gönderilmişti. Misyonun on beş gün kadar devam etmesi bekleniyor. Programda kenetlenme manevraları dışında bilimsel deneyler de var.Bu uçuş sadece üç ay devrede kalacak “Tiangong 1”in son yolculuğuydu. İki yıl sonra onun yerine “Tiangong 2” gönderilecek uzaya. Çin 2020 yılına dek kendi uzay istasyonunu kurmayı hedefliyor. Nilgün Özbaşaran Dede Uzaydan ilk fizik dersi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle