17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

dığında daha tutarlı sayılabilecek bir tasarım önerisi yapılabilmektedir. Böyle bir tasarım önerisinin temel öğeleri şöylece sıralanabiliyor: 1 MAYIS EMEKÇİLER ANITI CUMHURİYET ANITI Osmanlı döneminin ardından gelen ülkeyi işgâl ederek parçalayan güçlere karşı verilen bir Kurtuluş Savaşını izleyerek gerçekleştirilmiş devrimci atılımları betimleyen mevcut anıt Taksim Meydanı’nda sonsuza dek korunacak ve yaşatılacak bir temel unsurdur. Bu anıtın çevresi yeniden düzenlenirken anıtın Taksim Meydanı kimliğindeki baskın önemini vurgulayan düzenlemeler önemsenmelidir. Anıtın aydınlatılması için de bazı ilginç çözümlere başvurulabilir ve örneğin Kurtuluş Savaşı başında Ege’de işgalci düşmana ilk kurşunları atan efelerin konuşlandıkları Aydın Dağları ile Dumlupınar Zaferi’nin yönetildiği tepenin görkemli kayalıklarını simgeleyecek şekilde anıt çevresinde birkaç noktada bu dağlardan getirilecek kayalarla kompozisyonlar serpiştirilebilir ve anıtın aydınlatılması bu noktalardan yönlendirilebilir. Nostalji tramvayı ise, artık anıt çevresine sokulmayacak ve İstiklal Caddesi’nin başı ile Tünel Meydanı arasında gidip gelecektir. Kanlı Pazar ve 1 Mayıs olaylarında yitirilmiş halkımız ve emekçilerimiz anısına, Kazancı Yokuşu başındaki düzlükte bir anıt düzeni kurgulanmalıdır. Anıt dikitinin yer alacağı platform zemini siyah karolarla kaplanabilir, bu karo zeminin bir iki yerine kırmızı karolar serpiştirilebilir. 30 Mayıs 2013’ten başlayarak, yepyeni bir bilinçlenme ve uyanış sergilenen Gezi Direnişi ve halk dayanışması sırasında önder ve örnek davranışları ile ön planda yer alan, geleceğimiz açısından bizlere güven ve umut veren değerli gençlerimiz adına görkemli bir anıt dikilmelidir. Cumhuriyet Anıtı’nda vurgulanan kurtuluş savaşımımız sonunda ulaştığımız kazanımların ve geleceğimizin güvencesi olduklarını Gezi olayları sırasında yadsınamaz düzeyde kanıtlayan gençlik ve halk dayanışması gerçeği, böyle bir anıt ile en görkemli biçimde sonsuza dek yaşatılmalıdır. Bir doğa koruma ve doğa sevgisi direnişi ile başlayan gezi olayları yorumlanırken aslında çağdaş ve uygar kimliğe sahip gençliğimizin tüm özgürlüklerinden asla ödün vermeyeceği bir kez daha iyice anlaşılmıştır. Bu gurur verici gerçek, bu gençlik anıtında somutlaştırılmalı ve vurgulanmalıdır. Böyle bir anıt kompozisyonunda, ağaç gövdeleri niteliğinde dört dikit kitlenin çevresinde kol kola girerek birbirlerine kenetlenmiş gençlik grupları kademeler halinde koruyucu/sahiplenici çemberler oluşturacaktır. Ağaç gövdesi şeklinde betimlenmiş dikitler üzerinde Gezi olaylarını anlatan açıklayıcı bir metin dışında özellikle Atatürk’ün Gençliği Hitabesi, Bursa Nutku yazıtları kazınacaktır. Cumhuriyeti’nin kuruluşunu başarmış kahramanlar ve onların liderleri ile bu zaferlerde ön saflarda yer almış Türk gençliğini küçümsemek ve onlara dil uzatmak hiç kimsenin haddi değildir. Onların anısı ve bugünkü varoluş düzenimizin temel taşları niteliğindeki Çanakkale ve Dumlupınar zaferleri için burada Türk bayrağı altında törenler düzenlenecektir. GENÇLİK ANITI Osmanlı döneminin fetihten sonraki ilk bayındırlık/ugarlık eseri olarak su meskemi ve savak önemsenecek ve korunacaktır. Aslında toplanan suları “taksim” eden bu maksem nedeniyle maksem önündeki alana “Taksim Meydanı” denmiş olabileceği de bilinmelidir. Bu maksem ile Fransız Konsolosluğu arasında kalan alanda, zaten minik minare figürü ve ezan sesi ile var olan ibadet gereksinimi doğru dürüst bir yapılaşma ile karşılanmalıdır. Küçük bir semt camisi, cami kitlesi ile uyumlu kısa minaresi ve revak işlevli sundurmasının çevrelediği kademeli avlu ile gerçekleştirilecek ve hizmeti sunulacaktır. İstiklâl Caddesi’nin başında, yan tarafta geri planda yeralan ağaçlı avlulu kilise ile bu cami, aynen Kanlıca’da yıllardan beri yan yana yaşaya gelen cami ve kilise örneğindeki gibi çok anlamlı bir beraberlik olgusu oluşturacaklardır. Çağdaş Türkiye’nin kültür yaşamının bir parçası haline gelmiş AKM, korunacak ve bir kültür merkezi niteliğinde geliştirilecektir. Gezi olayları sırasında gençliğin çatısına çıkarak sahiplenici bir kararlılık sergiledikleri AKM’de, gençliğin bu düzeyli davranışını simgeleyecek bir düzenlemeye gidilebilir. Böyle bir düzenleme ile AKM’nin mevcut cephesi daha da anlamlı kılınmalıdır. Bunun için, AKM ön cephesinin iki yanında, binadan bağımsız, giydirme birer dikit sütun oluşturulabilir ve bu sütunların çatıya kavuşma noktalarında AKM’yi sonsuza dek sahiplenecek anlamda bir iki genç figürü/heykeli monte edilebilir. Mevcut AKM yapısının yanında yer alan zemin altı katlarda düzenlenmiş garaj bölgesi ile gerektiğinde Mete Caddesi kenarındaki yapılaşma alanlarında, AKM Kültür Merkezi programı genişletilebilecek şekilde daha kapsamlı bir program dahilinde, farklı büyüklükte başka başka salonlar ve sahneler içeren ek yapılaşmaları mevcut AKM kitlesi ile bütünleştiren bir kültür kompleksi gerçekleştirilebilir. Mevcut AKM’nin ön cephesi dışında, diğer cepheleri ile çatı örtüsü için, yeni kompleksin kitle minarisine uyum sağlanacak şekilde değişik bir biçimleniş öngörülebilir. Böyle bir olanağı dikkate almaksızın AKM’yi yıkmak ya da yeniden bir AKM inşa etme yoluna gidilmemelidir, gerekli de değildir. Bu konuda AKM’nin taşıyıcı bünyesinin zayıflığı bahanesine sığınılmamalıdır. Çünkü Dr. Hayati Tabanlıoğlu AKM’yi gerçekleştirirken gereken güçlendirmeleri ihmal etmemişti. Kaldı ki, koruma söz konusu olduğunda Piza Kulesi bile bugünün teknolojisi ile ayakta tutulabilmektedir. SU MAKSEMİ VE SAVAĞI ÇEVRE DÜZENLEMESİ, BU KESİMDE BİR SEMT CAMİSİ Anıtın yerleştirildiği üst platformda alan kaplaması olarak yeşilin ve doğanın çeşitli tonlarında üretilmiş karo seramik plakalar yerleştirilecektir. Anıtın alt sahanlığı kotunda, bir su ögesi ile sakin bir kararlılık ortamı öngörülecektir. MEYDAN DÜZENLEMESİNDE GENÇLİK ANITI ve BİR AKM KOMPLEKSİ ARAŞTIRMASI ESKİZİ GEZİ PARKI’NDA YENİ DÜZENLEME ATATÜRK KÜLTÜRK MERKEZİ Gezi Parkı’nın Harbiye yönünde sürüp giden kısmında, özenle geliştirilecek yoğun bir ağaçlandırma ve yeşil peyzaj öngörülecektir. Ara alanlarda halkın oturma ve dinlenme gereksinmelerini karşılayacak düzünlemeler önensenecektir. Bu kesim için Vedat Dalokay grubunun 1988’de kazandıkları yarışma projesindeki düzenlemelerden de yararlanılabilir. Bu kesimde, bir açıkhava amfisi/tiyatrosu ile Taksim’in hemen her yerden görülen bu tepe düzlüğünde sürekli dalgalanacak bir bayrak gönderi yer alacaktır. Bu gönder direğinin zemin kısmına, Çanakkale ve Dumlupınar zaferleri anısına birer yazıt taşı konacaktır. Her iki zafer de ülkemizi yok etmek isteyen emperyalist güçlere karşı kazanılmıştır. Osmanlı gerilemesi ve çöküşünün ardından Anadolu topraklarında bir araya gelen tüm halklar, bir bütün ulus halinde, ortak düşmanlara karşı tam bir kararlılıkla savaşım vermiştir. GENÇLİK ANITI, AKM, MEYDAN ve GEZİ PARKI ALANLARI BÜTÜNÜ İÇİN EKSİZ CBT 137219 / 5 Temmuz 2013 Bu ulus, Çanakkale’de düşmanı durdurmak için, tıbbbıyelisi ile, lise son sınıfı ile 57’nci Alayın ardından gönüllü şehadete koşmuş, Kurtuluş Savaşı’nda askerine kendi yiyeceğini, giyeceğini, bir şeyi yoksa üstündekileri çıkarıp vermiş, çocuğunun yorganını kağnısında taşıdığı silahların üzerine örtmüş yüce bir ulustur. Aynı asil kanı taşıyan bugünkü gençliğimiz de özgürlüklere kastedişlere karşı gözünü kırpmaksızın tüm ülkede direnişler yapabilmektedir. Bu ulus beraberliği ve halkı, demokratik Türkiye TAKSİM MEYDANI VE GEZİ PARKI BÜTÜNÜ KAPSAMINDA ÖNERİ Burada sunulan Taksim Meydanı ve Gezi Parkı düzenlemesi tasarım anlayışı, kişisel bir öneridir. Bu konunun çözümü için girişilmiş bir yaklaşım modeli olarak kabul edilmelidir. Başta Cumhuriyet Anıtı olmak üzere, meydan ve çevresinde yer alması ve korunması gereken yaşanmışlıklar dikkate alınarak değerlendirmeler yapılmış, öneri bu temel üzerinde kurgulanmıştır. Bu suretle Taksim Meydanı ve Gezi Parkı bütünü için, içinde bulunmaktan mutlu olunacak bir çevre kimliği ortaya konmak istenmiştir. Bir çevre kimliği arayışı doğrultusunda tasarlanarak sunulan bu önemi dışında, başka öneriler de kuşkusuz söz konusudur. Bir çevre kimliği arayışına dayalı bu proje ve onun gibi tasarlanabilecekk tüm diğer projeler için daha kapsamlı ön araştırmalara girişilmesi bir zorunluluktur. Bu nedenle vakit yitirilmeden öncelikle bir “araştırma konferansı” (3) yapılmalıdır. Örneğin böyle bir konferans Mimarlar Odası tarafından gerçekleştirilebilir. Konu ile ilgili tüm kurum ve çevrelerden yetkin üyeler ile halk ve gençlik temsilcilerinin katılımıyla yoğun görüşme ve değerlendirme çalışmaları yapılmalı, ortak kararların belirleyeceği bir Taksim Parkı’nın 2013 yılında yapılması önerilen projesi çevre kimliği ve programı ortaya konmalıdır. Benim, çevrenin kimliği konusundaki değerlendirmelerim de böyle bir araştırma konferansında diğer görüşler arasında ele alınarak tartışılabilmelidir. Aynı konferansta, projelendirme şekli ve çözüm yolları da, çeşitli çözümler üzerinde durularak görüşülmelidir. Çevre kimliği ve programın belirlenmesinin ardından projelendirmeuygulama çalışmalarına girişilmelidir. Bu aşamada, alışala gelmiş bir çözüm şekli olarak akıllara hemen bir proje yarışması açılması fikri gelmektedir. Oysa, dünyanın diğer ülkelerinde, trafikten arındırılmış kent merkezi uygulamalarında yarışmalara ender olarak başvurulmakta, genellikle karma disiplinli projelendirmeuygulama büroları oluşturma yoluna gidilmektedir. Bu büroların çalışmaları, aşamalar halinde alenen sergilenmekte, halka sunulmakta, tepkiler alınmaktadır. Bu tepkilere göre gerektiğinde geliştirme çalışmaları yoluyla konu yürütülmektedir. Ancak Taksim Meydanı ve Gezi Parkı bütünü için böylesine tutarlı bir projelendirmeuygulama sürecine başvurulabilmesi için, uygulanmak istenen mevcut proje girişimi ile dayatmalardan vazgeçilmesi, yargının verdiği/vereceği kararlara uyulması, tüm yürütme işlemlerinin, etkinliklerinin durdurulması, inşaat işlerine da ara verilerek beklenmesi gereklidir. Böylesine katılımcı bir sürecin çok olumlu çözümler getireceği kanısındayım. Yargı sürecinin ardından, böyle bir sürece girişilmeyerek mevcut projedeki Topçu Kışlası gibi dayatmaları oya sunma gibi yanlışlıklara girişilmemeli, konunun çatışmasız ve karşılıklı uyum, huzur ortamı içinde çözülebilmesi için çırpınan insanlara güvenilmeli, saygı duyulmaldır. (1) Dünü Bilmek, Yarınları Aydınlatmak Prof. Dr. Erol Kulaksızoğlu, s. 42/R11 (2) Mimar .ist., 2004Sayı 13, s. 36 SON SÖZ TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle