Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
rinde bu oran ortalama olarak % 87. Evlerdeki oda sayısının evdeki insan sayısına bölünmesiyle elde edilen sayı da insanların ruh ve beden sağlıklarını etkileyen önemli faktördür. Türkiye’de ortalama bir evde insanlara düşen oda sayısı 0.9 iken OECD ortalaması 1.6 odadır. Sıralamadaki yeri: 30/36 A i l e Ailenin net kullanılabilir geliri: 13.044 dolar nin vergiden sonra elinde kalan net kullanılabilir geliri bir ailenin mal ve hizmetler için harcayabileceği miktardır. Türkiye’de bir ailenin kullanılabilir net geliri OECD ortalaması olan 23.047 doların çok altındadır. Türkiye’de 1564 yaş arası çalışabilir nüfusun % 48’i maaşlı bir işte çalışıyor. Bu oran % 66’lık OECD ortalamasının altında. İstihdam oranı genellikle yüksek eğitimlilerde daha yüksektir. Türkiye’de yüksekokul eğitimi alan kesimin % 75’i maaşlı bir işte çalışıyor. Kadınların emek piyasasındaki şansı daha düşüktür. Çalışan kadınların oranı % 28’dir. Bu oran OECD ortalaması olan % 60’ın epey altında. Erkek istihdamının oranı ise % 70’lerde. Kadın/erkek arasındaki bu % 42’lik fark, OECD ortalaması olan % 12’den yüksek olmasının yanı sıra, OECD ülkelerinin içinde de en yüksek düzeyde. İşsizlik oranı ise 1524 yaş arasındaki gençlerde % 18.4 oranında. OECD’de bu yaş kuşağındaki işsizlik oranı % 16.2. İşsizlik, halihazırda çalışmayan, ancak etkin olarak iş arayan ve çalışmak isteyen kişilerin içinde bulunduğu durumdur. Uzun süre işsiz kalmak insanların yaşamdan tat almasını önleyen, özgüveni zedelen ve yetenek kaybına yol açan bir durumdur. Türkiye’de bir yıldan daha uzun süre istihdam edilmeyen insanların işgücü içindeki oranı % 2.6’dır. OECD ortalaması ise % 3.2’dir. Maaş ve ücret bir işin kalitesine ilişkin önemli bir göstergedir. Türkiye’de bir emekçi yılda ortalama olarak 19.032 dolar kazanır. OECD ortalaması ise 34.466 dolardır. İstihdam kalitesi ile ilgili bir diğer etmen de iş güvenliğidir. Geçici sözleşmeyle çalışan işçiler, kısıtlama olmaksızın çalışan emekçilere göre daha riskli konumdadır.Türkiye’de çalışanların % 26’sı 6 ay veya daha az süreli sözleşmelere tabidir. OECD’ye üye 30 ülkede bu oran % 10. İnsanlar sosyal yaratıklardır; diğer insanlarla kurulan sağlıklı ilişkiler yaşam kalitesini arttırır. Başkaların yardım etmek insanları mutlu eder. Türkiye’de insanların % 34’u geçen ay bir yabancıya yardım ettiklerini belirtmiş. Oysa OECD’de bu oran % 48. Dahası Türklerin % 73’ü zor durumda kaldıklarında güvenebilecekleri insanlaradost ya da akraba sahip olduklarını belirtmişler. Bu da OECD ülklerinde en düşük yardımlaşma oranı anlamına geliyor, çünkü OECD ortalaması % 90 civarında. Bu konuda kadın/erkek arasında fazla bir fark yok; ancak eğitim düzeyi ciddi fark yaratıyor; ilkokul mezunu insanların yalnızca % 65’i zor zamanlarında destek sağlayabilecekleri ilşikilere sahip olduklarını belirtirken, yüksekokul mezunlarında bu oran % 87’lere çıkıyor. Türkiye’de 2564 yaşları arasındaki nüfusun % 31’i lise diplomasına sahip. OECD ortalaması ise % 74. Türkiye bu açıdan, OECD ülkeleri içinde en düşük orana sahip. Erkeklerin % 36’sı lise mezunu iken, kadınlarda bu oran GELİR % 26. Aradaki 10 puanlık fark, yine OECD’deki % 2’lik oranın çok üzerinde. Türk insanı 5 ile 39 yaşları arasında 15.2 yıl eğitim alıyor. OECD’de bu süre 16.5 yıl. Eğitim kalitesinin belirlenmesinde PISA programından yararlanılıyor. Eğitim sisteminin kalitesi açısından ortalama bir öğrencinin okur/yazarlık, matematik ve fen düzeyini ölçen OECD’nin PISA’da (Programme for International Student Assessment) Türkiye’de ortalama bir öğrencinin puanı 455 iken, OECD ortalaması 497 puan. Kızlar erkeklerden ortalama olarak 15 puan yukarda. OECD ülkelerinde bu fark 9 civarında Türkiye’de insanların % 33’ü yeşil alanlara erişim olanağından yoksun olduklarını belirtirken, OECD’de bu oran %12. Açık havada kirlilik PM10 adı verilen parçacık ile ölçülüyor. Türkiye’de havadaki PM10 miktarı 36.7 mikrogram/ m3, OECD’de bu düzey 20.9 mikrogram/m3. Türkiye’de insanların % 61’i suyun kalitesinden memnun olduğunu söylüyor. Oysa bu oran OECD’de % 84. İSTİHDAM İş güvenliği: % 25.84 Sıralamadaki yeri: 36/36 Kişisel kazanç: 19.032 dolar Sıralamadaki yeri 32/36 İstihdam hızı: % 48 Sıralamadaki yeri: 36/36 ÇEVRE Su kalitesi: % 61 Sıralamadaki yeri: 35/36 Hava kirliliği: 37 mikrogram/m3 Sıralamadaki yeri: 35/36 yimlerin varlığı, olumsuz deneyimlerin yokluğu önemlidir. Hayatlarından ne kadar memnun olduklarını 0 ile 10 puan arasında değerlendirmeleri istendiğinde Türk halkının ortalaması 5.3 olarak saptandı. Oysa OECD ortalaması 6.6 olarak hesaplanmıştı. Bu konuda kadın erkek farklı da oldukça az: kadınlar 5.4, erkekler 5.2 puana sahip. Yaşam memnuniyetinde eğitimin de önemli bir etmen olduğu görülüyor. İlkokul mezunu Türklerin memnuniyet düzeyi 4.9 iken, yüksekokul mezunlarının düzeyi 6.1 düzeyinde seyrediyor. Genel olarak Türklerin yaşadıkları hayattan memnuniyetleri, OECD’ye üye ülkelerde yaşayanlardan daha düşük. İnsanların % 68’i sıradan bir günde olumsuz deneyimlerden çok, olumlu deneyimler yaşadığını söylüyor. Bu oran OECD ortalaması olan % 80’in epey altında. Cinayet hızı: 3.3 Kişinin kendini güven Sıralamadaki yeri: 30/36 de hissetmesi, kendini iyi Saldırı/tecavüz:% 5.9 hissetmesinde temel bir un Sıralamadaki yeri: 28/36 surdur. Güvenlik, insanın fiziksel saldırıya uğraması veya herhangi bir suça maruz kalması tehlikesini yansıtır. OECD ülkelerinde saldırı oranları GÜVENLİK DEMOKRATİK KATILIM Oy kullanma oranı: % 88 Sıralamadaki yeri: 6/36 Demokratik bir top lumda vatandaşlar yöneticilere ve kamu kurum ve kuruluşlarına güven duyarlar. Türkiye’de insanların % 57’si siyasi kurumlara güven duyduklarını belirtiyor. Bu oran OECD ortalaması olan% 56’ya çok yakın. Oy kullanan seçmen sayısı da yönetime duyulan güveni ve vatandaşların demokratik süreçlere katılımını ortaya koyan önemli bir gösterge. Son seçimlerde Türk seçmeninin % 88’i oy kullanarak OECD ortalaması olan % 72’nin oldukça üzerine çıkmış. Bu konuda kadın/erkek arasında da fark çok az. Kadınlarda % 88, erkeklerde % 87. SAĞLIK Sağlıklı olduklarını beyan edenler: % 67 Sıralamadaki yeri: 21/36 Yaşam beklentisi: 74.6 yıl; kadınlar 77 yıl, erkekler 72 yıl Sıralamadaki yeri: 33/36 1960 ile 2008 arasında Türkiye’deki yaşam beklentisi tam 25 yıl artarak yaklaşık 75 yıla çıktı; OECD ortalaması olan 80 yıldan 5 yıl eksik. Kadınlarda ortalama ömür 77 yıl, erkeklerde ise 72 yıl. Türkiye’de toplam sağlık harcamaları GSMH’nın % 6.1’ini oluşturuyor. Bu da OECD ortalaması olan % 9.5’un yaklaşık 3 puan altında. 2008 yılında kişi başına 913 dolar olan sağlık harcaması düzeyi, OECD ülkeleri içinde en düşüğü idi. O yıl OECD ortalaması 3.268 dolardı. Türkiye’de obezite de önemli bir sağlık sorunu olmaya aday. İnsanların kendi ifadelerine dayanarak hazırlanan yetişkinlerde obezite oranı % 16.9. Bu oran OECD ortalaması olan % 17.8’in altında Yine kişilerin kendi ifadelerine dayanarak hazırlanan genel sağlık durumu % 67 oranında “iyi” olarak belirtiliyor. Bu durum OECD ortalaması olan % 69’un biraz altında. SOSYAL DESTEK AĞI Sosyal desteğe sahip olanlar: % 73 Sıralamadaki yeri: 36/36 son beş yıldır azalma gösteriyor. Türkiye’de insanların kendi beyanlarına göre son 12 ayda saldırıya uğrama oranı % 5.1’dir. Bu oran OECD ülkelerinde ortalama % 4’dür. Türkiye’de bu konuda kadın/erkek oranı arasındaki fark % 3’dür (kadınlarda % 6.4, erkeklerde % 3.7). Cinayet oranının ise (her 100.000 vatandaşa düşen cinayet sayısı) en son OECD verilerine göre 5.3’ten 3.3’e düştüğü belirtiliyor. OECD ortalaması ise 2.2 Türkiye’de erkeklerin cinayete kurban gitme olasılığı kadınlara göre daha yüksek: erkeklerin öldürülme hızı 5.1 iken bu kadınlarda 1.2. Bir şiddete maruz kalma korkusu da yaşam kalitesini etkileyen önemli bir etmen. Son beş yıldır OECD ülkelerinde, herhangi bir saldırıya naruz kalma hızı azalmakla birlikte güvencede olma duygusunun da sürekli olarak azaldığı gözleniyor. Türkiye’de insanların % 58’i geceleri sokaklarda dolaşmanın güvenli olduğunu düşünüyor. Bu oran OECD ülkelerinde % 67. Bu arada erkeklerin cinayete kurban gitme riski daha yüksek olmakla birlikte, kadınlar kendilerini daha az güvende hissediyor. Tüm çalışanlar için iş ve özel yaşam arasında anlamlı bir denge kurmak oldukça zordur. İnsanlar zamanlarının onda biri ile beşte biri arasında ÇALIŞMAÖZEL YAŞAM DENGESİ Dinlenme ve kişisel bakım zamanı: 11.73 saat Sıralamadaki yeri: 36/36 Uzun saatler çalışan personel: % 46.13 Sıralamadaki yeri: 36/36 CBT 13689 / 7 Haziran 2013 EĞİTİM Eğitim yılı: 15.2 yıl Sıralamadaki yeri: 34/36 PİSA puanı: 455 Sıralamadaki yeri: 33/36 YAŞAM MEMNUNİYETİ Yaşam memnuniyeti: 5.3 (10 üzerinden) Sıralamadaki yeri: 33/36 Mutluluk yaşamdan alınan haz ile ölçülür; öznel bir göstergedir. Burada olumlu dene Yazının devamı 12. sayfada OECD GÖSTERGELERİ