24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu (tanolturkoglu@gmail.com) Bilimde öncü kadınlar BT sektöründe çalışacak personelden beklenen en kritik beceriler problem çözme, sözlü iletişim ve iş etiği. Görülen o ki üniversitelerimiz öğrencilerine, nispeten az bir yatırımla sağlayabileceği bu imkânı kendi varlık sebepleri içinde görmemekte Caroline Herschel rukluyıldız keşfetti. Bu kuyrukluyıldızlardan biri şimdi onun adını taşımaktadır. (35P/HerschelRigollet). Çalışmaları tanınmaya başladığında Caroline 50 pounds ücret alıyordu. Caroline, İngiltere’de hükümet tarafından ücretli olarak resmen atanmış ilk kadın bilimcidir. 1788’de William, zengin bir dul kadın olan Mary Pitt ile evlendi. Bu evlilikten John adını koydukları bir çocukları oldu. Caroline başlangıçta yeni evlilere karşı biraz soğuk davrandı. Ağabeyinin evinden ayrıldı, fakat daha sonra yengesine yaklaştı ve ünlü bir astronom ve matematikçi olacak yeğenine de çok büyük bir yakınlık duydu. William’ın evlenmesi, rasathanede daha az vakit geçirmesi anlamına geliyordu. Fakat Caroline kendisini astronomi araştırmalarına hasretmeyi sürdürdü. Çalışmaları, 18. yüzyılda John Flamsteed tarafından hazırlanmış bir yıldızlar kataloğunun yeniden düzenlenmesi ve güncellenmesi girişiminden oluşuyordu. Onun gözden geçirilmiş kataloğu, Bilimler Akademisi tarafından 1798’de yayımlandı. Caroline yaşamının daha sonraki yıllarında bir nebula kataloğunun hazırlanmasında yeğeniyle birlikte de çalıştı. 1822’de William öldüğünde Caroline hemen Hanover’e döndü. Burada kendisinin ve ağabeyinin yaptığı keşiflerin kataloglanmasıyla uğraştı. Aralarında büyük Alman matematikçisi ve astronomu Carl Friedrich Gauss’un da bulunduğu çok sayıda seçkin bilimci tarafından ziyaret edildi. Caroline, 97 yaşındaki ölümüne kadar Hanover’de kaldı. Caroline Herschel’in bilim tarihindeki yeri, öncelikle modern Avrupa’da astronomi alanında varlığı tam olarak kabul olunmuş ilk kadın bilimci olmasıyla belirlenir. Bilimsel başarıları arasında, kuyrukluyıldızlar ve nebulalar keşfetmesi ile Uranus’u bir gezegen olarak keşfeden ağabeyi William’a yaptığı yardımla onurlandırılmış olması vardır. Katalog çalışmaları ise, bu konuyla ilgilenecek insanlar için büyük bir miras niteliğindedir. Bu önemli eseri ona hem yaşamında, hem de ölümünden sonra çok sayıda övgü ve ödül sağladı. 1828’de Kraliyet Astronomi Derneği tarafından altın madalya ile ödüllendirildi. Yedi yıl sonra Caroline Herschel ve Mary Somerwille, bu derneğin ilk kadın üyeleri oldular. Herschel ayrıca İrlanda Bilimler Akademisi üyesi oldu ve 96. doğum gününde Prusya Kralı onu Prusya Bilimler Akademisi altın madalyası ile ödüllendirdi. Ölümünden sonra bile Caroline, astronomik olgulara isminin verilmesiyle onurlandırılarak hatırlanıyordu. 1889’da keşfedilen bir asteroite, Herschel’in diğer ismi verildi. (281 Lucretia). Ayrıca bir Ay kraterine de 1935’te onun onuruna Caroline Herschel adı verildi. Caroline Herschel, sekiz kuyruklu yıldız ve üç nebula keşfeden ve modern Avrupa’da ücretli olarak resmi göreve atanan ilk kadın astronomdur. Osman Bahadır bahadirosman@hotmail.com Bilgi Toplumu Stratejisi Kalkınma Bakanlığı (Bilgi Toplumu Dairesi) bir süredir McKinsey&Company danışmanlık firması ile Bilgi Toplumu Stratejisi’nin Yenilenmesi adıyla bir proje yürütmekte. Adından da anlaşılacağı üzere projenin temel amacı Türkiye’nin bilgi toplumu stratejisinin gözden geçirilmesi ve güncel dinamiklere göre yenilenmesi. Bu proje kapsamında Şubat 2013 yılında bir rapor yayımlandı: Bilgi Teknolojileri Sektörü Ekseni Mevcut Durum Raporu. www.bilgitoplumustratejisi.org web sitesinden dileyen herkesin erişebileceği bu rapor Türkiye’nin bilgi toplumu olma yolunda mevcut durumunu global muadil figürlerle karşılaştırarak gözler önüne sermekte (sitede projeyle ilgili diğer raporlara erişmek ve görüş bildirmek mümkün). Raporda Türkiye ile ilgili bazı tespitler şöyledir: • Tüm bilgi teknolojileri (BT) harcamaları toplamı 78 milyar dolar düzeyindedir. Bunun yaklaşık yarısı bireysel harcamalardır. • Kişi başı yıllık geliri 815 bin dolar arasında olan ülkeler grubu içinde Türkiye kişi başı harcama açısından bakıldığında alt seviyede kalmaktadır (ör. 100 kişiye düşen akıllı telefon adedi Malezya’da 22 iken Türkiye’de 9) • Bu tespitin en önemli sebebi cihazlara uygulanan vergi oranlarının yüksek olmasıdır • Türkiye’de KOBİ’lerde yazılım kullanım oranı düşüktür • 2011 verilerine göre 337 milyon dolarlık dış kaynak kullanımı içinde bulut bilişimin payı ancak 8 milyon dolardır • Kamuda BT harcamalarının genel sektör gelirine oranı düşüktür (ör. Meksika’da %4.2 ilen Türkiye’de %1.9) • 2011 verilerine göre Türkiye’de paket yazılım harcamaları 1,1 milyar dolarken bu yazılımların %6575’i yurtdışında geliştirilmiştir. • Yazılıma en çok yatırım yapan üç sektör sırasıyla bankacılık, kamu (savuma, sağlık, eğitim) ve telekomünikasyondur. • BT sektörünün gelişmesi için kritik olan olguların başında insan kaynağı ve iç talep gelmektedir. 2012’de işverenler arasında yapılan ankete göre Türkiye’de BT sektörüne yeni giren deneyimsiz personelin bilgi beceri düzeyi sektörün beklediği oranlarda değildir. Katılımcıların %50’si bu yönde görüş bildirmiştir. Yine aynı ankete göre sektörün beklediği en kritik beceriler problem çözme, sözlü iletişim ve iş etiğidir. Bunlar içinde özellikle sözlü iletişimde yeni mezunların beklenenin çok altında bir beceriye sahip olduğu belirtilmiştir. Kısacası en temel şey eğitim ve halen BT sektörüne eleman yetiştiren üniversiteler bu alanda yeterli eğitimi sağlayamamakta. Dikkat edilirse en kritik üç beceri içinde teknik beceri yer almamaktadır. Bu da eğitim programlarının piyasa beklentileri ile paralellik arz etmediğini göstermekte. Anlaşılan o ki bu sektörlere personel yetiştiren üniversite bölümleri müfredatlarını daha çok teknik becerileri geliştirme yönünde oluşturmakta ancak problem çözme ya da sözlü iletişim gibi becerilerin geliştirilmesinde öğrencilere yeterli imkânlar sağlayamamakta. Öteki herşey bir yana bu becerileri geliştirici programlar uygulamak üniversitelerimiz için çok fazla yatırım gerektirmemektedir. Ancak burada temel tespit üniversitelerimizin bu konuya yeterli önemi vermiyor olmalarıdır. C CBT 1354/ 12 1 Mart 2013 aroline Herschel, 1750’de Hanover’de doğdu. Askeri bir müzisyen olan babası Isaac Herschel, altı çocuğunu da müzik ve matematik öğrenmeleri için teşvik etmişti. Fakat annesi Anna Ilse iki kızı için başka düşüncelere sahipti ve Caroline’in dikiş öğrenmesini ve aileye bakmasını istiyordu. Caroline, 10 yaşındayken gelişmesini sürekli engelleyen tifüse yakalanmasına rağmen müzik çalışmalarını ev işleriyle birlikte yürütmeyi başardı. Babasının 1767’deki ölümünden beş yıl sonra büyük ağabeyi Friedrich Wilhelm’den (İngiltere’de William) gelen bir davet sayesinde, ev işlerinin angaryasından kaçmak için bir fırsat yakaladı. Bath’da bir orgçu ve orkestra şefi olarak çalışan ağabeyinin yanına gitti. Önce ev işlerine bakarken, sonra ağabeyinin konserlerine solist olarak katılmaya başladı. Bir süre sonra da ilk şarkıcı (biz assolist diyoruz) oldu ve başka şehirlerden de konser teklifleri almaya başladı. Bütün bu çalışmaları sırasında henüz ağabeyinin astronomi hobisinden etkilenmiş görünmüyordu. Büyük olasılıkla, çok sevdiği müzik kariyerinde ilerleyecekti. William Herschel, müzikteki başarılı çalışmalarının yanı sıra, Caroline Herschel geceleri gökyüzünü gözlemeye tutkundu ve Güneş sisteminin derinliklerini gözlemesine imkân veren bir aynalı teleskop da yapmıştı. Caroline, aynaları temizleme ve gözleme hazırlama gibi çok hassas olmayı gerektiren çalışmalarında ağabeyine yardımcı oldu. Caroline aynı zamanda astronomi teorisi üzerine çalışmaya da başladı, astronomik uzaklıkları ölçmede ve yıldızları gözlemlemede temel alınacak hesaplamalar ve dönüşümler için gerekli formüllerin çıkartılmasında ve cebirde ustalaştı. 1781’de William Herschel, Uranus gezegenini keşfetti. Bu keşifteki yardımcı rolü, Caroline’i de saygın kılmıştı. Aynı yıl William, Windsor’daki Kraliyet Sarayı’na ‘Kral Astronomu’ olarak atandı. Caroline bu durumda müzikteki kariyerine devam etmek ile bilim asistanı olarak ağabeyiyle saraya gitmek arasında seçim yapmak zorunda kaldı. Sonunda Windsor’a gitmeyi seçti ve orada William ile birlikte ürettikleri dev teleskopla, yıldızların pozisyonlarının gece gözlemleriyle kaydedilmesinde çalıştı. Caroline bütün gündüzlerini, gece gözlemlerindeki notları ve bunlarla ilgili hesaplamaları değerlendirmekle geçiriyordu. Amacı, yıldız kümelerinin ve nebula (bulutsu) parçacıklarının bir kataloğunu hazırlamaktı. Zamanı geldiğinde Caroline, kendi astronomik araştırmaları üzerine çalışmaya başladı. 1783’te üç yeni nebula (yıldızları oluşturan puslu bulutsular) buldu ve 17861797 arasında sekiz kuy
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle