24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

POLİTİKBİLİM Aykut Göker http://www.inovasyon.org; harunaykutgoker@gmail.com EVRİM ARAŞTIRMALARI İki yıl sonraki Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi’nde bilim, teknoloji ve sanayide gelebildiğimiz düzeyle toplumsal kültürümüz arasındaki bağları irdeleyen bildiriler de bulmak dileğiyle… İçimizdeki balık Tiktaalik ve Entelognathus’dan insana uzanan 420 milyon yıllık bir evrim serüveni ve evrensel bağlantılar Kemikli balıklar kurbağagillerin, sürüngenlerin, kuşların ve insanların da içinde bulunduğu memelilerin ortak atası olarak kabul edilmektedir. İnsan anatomisi ve DNA’sı 530 milyon yıl önce yaşayan Haikouichthys‘in omurga yapısını, 419 milyon yıl önce yaşayan Entelognathus primordialis’in yüz yapısını ve 375 milyon yıl önce yaşamış olan Tiktaalik roseae’in kol ve ayak yapısını içinde barındırmaktadır. Ali Polat Department of Earth and Environmental Sciences University of Windsor, Kanada (polat@uwindsor.ca) “Okunacak en büyük kitap insandır.” Türk düşünürü Hacı Bektaş Veli yıl önce) karmaşık yapılı çok sayıda yeni canlı türü jeolojik olarak kısa sayılabilecek bir zaman diliminde ortaya çıkmıştır; bu nedenle bu olay jeoloji literatürüne “Kambriyen patlaması” olarak girmiştir. Bugün yaşayan çok hücreli tüm hayvan sınıflarının anayapıları bu zaman diliminde oluşmuştur. Ordovisiyen devrinde (yaklaşık 470 milyon yıl önce) bitkiler ve mantarlar sudan karaya geçiş yapmışlardır. Kurbağagillerin oluşumu yaklaşık 365 milyon yıl, sürüngenlerin türemesi 340 milyon yıl, memelilerin ve dinozorların ortaya çıkışı yaklaşık 230 milyon yıl, kuşların türemesi yaklaşık 185 milyon yıl ve ilk çiçekli bitkilerin belirmesi ise 140 milyon yıl öncesine denk gelmektedir. ODTÜ Sosyal Bilimlere de Ev Sahipliği Yapıyor… Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin (TSBD) düzenlediği 13’üncü Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi geçen hafta (46 Aralık) Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) ev sahipliğinde Ankara’da toplandı. İlki 1980 yılında, sonraki üçü 1989, 1992 ve 1995’te düzenlenen, 1995 sonrasındaysa iki yılda bir toplanmaya başlayan bu kongrelerin ev sahipliğini ilk kongreden bu yana ODTÜ yapıyor. 1980 yılındaki ilk kongreye sadece 60 bildiri sunulmuşken, oturum ve bildiri sayıları zamanla önemli bir artış göstermiş… 2011 Aralık ayındaki 12’nci Kongre’ye, 72 oturumda 288 bildiri sunulmuş ve 350 bilim insanı ve araştırmacı katkı sağlamışken, kuruluşunun 46’ncı yılını kutlayan TSBD’nin bu yılki kongresinde, 80 oturumda 326 bildiri sunuldu. Bildiri sunanlar dâhil, Kongre’ye katkıda bulunan toplam bilim insanı ve araştırmacı sayısıysa 454… Bu sayının kurumlara göre dağılımında Türkiye’den 60, yurtdışından 13 üniversite ve diğer kurumlar var. Anılan 60 üniversiteden 33’ü Türkiye’nin üç büyük kentinde yerleşik devlet ve vakıf üniversiteleri dışında kalan üniversitelerdi. Bu kongrelerin bir başka özelliği de TSBD’nin, kuruluşunun 20. Yılı nedeniyle 1987’de başlattığı “Genç Sosyal Bilimciler Yarışması” sonuçlarının açıklanması ve kazananlara ödüllerinin açılış oturumunda verilmesidir. “Disiplinler arası çalışmaları genç sosyal bilimciler arasında özendirmek amacıyla gerçekleştirilen” bu etkinlikte ‘doktora tezi’, ‘yüksek lisans tezi’ ve ‘kitap/makale’ kategorilerinde ödül veriliyor. Bu yıl bu ödüllere, sosyalist mücadelenin anıt isimlerinden sosyolog Behice Boran anısına mücadele arkadaşları ve dostlarınca konan ‘Doktora Tezi Kategorisinde Behice Boran Özel Ödülü’ de katıldı. Bu ödüle başvuranların tezlerinin ödül jürisince değerlendirilmesini sağlamayı da TSBD’nin üstlenmiş olması büyük bir değerbilirlik örneği… Bu ilk Behice Boran Özel Ödülü’nü Dr. Ali Rıza Güngen “Debt Management and Financialisation as Facets of State Restructuring: The Case of Turkey in the post1980 Period” konulu doktora teziyle aldı. Derneğin geleneksel doktora tez ödülünü ise Dr. Ali Somel “Kamulaştırmanın Dönüşümü: Özel Yarar İçin Kamulaştırmanın Gelişimi ve Türkiye’de Kamu Politikasına Yansımaları” konulu teziyle kazanırken aynı kategoride Dr. Reyhan AtasüTopçuoğlu ve Dr. Tolga Tören de mansiyon kazandılar. Yüksek lisans tezi kategorisinde “Cumhurbaşkanının Cezai Sorumluluğu” konulu teziyle Osman Serkan Gülfidan ödüle değer görülürken Zeynep Baykal ve Fırat Korkmaz da mansiyon aldılar. Kitap/makale kategorisindeyse Gözde Orhan ve Yonca Güneş Yücel “Yurttaşlıkta ‘Ezeli’ Eşitsizlik: Evli Kadının Kimliği” konulu çalışmalarıyla ödül aldılar. Dr. Görkem Akgöz de bu dalda mansiyon kazandı. Kongrede CBT okurlarının ilgisini çekeceğini tahmin ettiğim son derece dikkate değer pek çok oturum yer aldı. Bunlardan yalnızca birinin konusunu yazayım: “Türkiye’de Bilim, Teknoloji, Yenilik, Çevre ve Sağlık Haberciliği”… Yaptıkları araştırmaların sonuçlarını bu oturumda sunan bilim insanları ve araştırmacılarımıza, bulgularını bizim dergimizin okuyucularıyla da paylaşmaları dileğimi ilettim. Burada da yineliyorum. Sizlerle paylaşmak istediğim bu kısa bilgileri şu izlenimimle noktalayayım. Bilim dünyasındaki sorumluluklarının yanında toplumsal sorumluluklarının da farkında olduklarını her şart altında cesaretle ortaya koyan akademisyenleriyle ve kurumun yurtsever, devrimci geçmişine bugün de sahip çıkan, bu geleneği sürdüren öğrencileriyle Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne sosyal bilimlere de ev sahipliği yapmak doğrusu çok da yakışıyor. Y aşamın tarihi en kısa anlatımla yeni canlı türlerinin ortaya çıkmasının tarihidir. Bu tarih sürecinde milyonlarca yeni canlı türü ortaya çıkmış ve yine milyonlarcası değişen jeolojik koşullara ayak uyduramadığı için ortadan kalkmıştır. Bugün yaşayan tüm canlı türlerinin ortak kimyasal moleküllere ve kalıtım programına sahip olması, onların bir ağacın dalları gibi ortak bir kökten (atadan) türediğini göstermektedir. Doğanın kör kuvvetleri (fiziksel ve kimyasal yasalar), bu değişim sürecinde ortaya çıkan yapıları (organları) tekrar işleyerek milyonlarca yeni canlı türünün ortaya çıkmasına yol açmıştır. Canlıların değişim tarihi hakkındaki bu bilgilerimiz, birbiriyle uyumlu dört ana veri kaynağına dayanmaktadır: (1) çökel kayaçlar içindeki fosil kayıtları; (2) canlıların coğrafik ve paleocoğrafik dağılımı; (3) canlı türlerindeki gen (DNA) kayıtları ve (4) hayvan embiryoları ve anatomileri üzerinde yapılan gözlemler. Yaşamın nasıl başladığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, bilim adamları tarafından kabul edilen varsayıma göre, yanardağ faaliyetleri ve havada ve suda meydana gelen kimyasal tepkimeler yaşamın başlamasında önemli etken oldu. Dünya’da yaşamın 3.6 ile 3.8 milyar yıl öncesinde başladığı tahmin ediliyor. İlk ortaya çıkan canlılar, basit yapılı çekirdeksiz tek hücreli bakterilerdir. Bilinen en eski fosiller Kuzeybatı Avustralya’da bulunan siyanobakterilerin oluşturduğu 3.5 milyar yıl yaşlı stromatolitlerdir. İlk çekirdekli hücreler yaklaşık 2 milyar yıl önce ortaya çıktı. Tek hücreli yaşamdan çok hücreli yaşama geçiş ise yaklaşık 1.8 milyar yıl önce olmuştur. Basit yapılı, çok hücreli ilk hayvanların (Edikara) belirmesi ise yaklaşık 600 milyon yıl öncesine denk gelmektedir. Erken Kambriyen devrinde (543520 milyon “İçimizdeki Balık” Şikago Üniversitesi’den yerbilimci ve anatomi uzmanı olan Neil Shubin’in 2008’de yayınlanan kitabının başlığıdır. Bilim dünyası 2006 yılında Nature dergisinde yayımlanan bir makale sayesinde, bilim adamlarının uzun zamandan beri aradığı, balıktan dörtayaklı karasal omurgalılara geçişi temsil eden fosilin bulunduğu haberiyle yankılandı. Shubin, bilim dünyasının konuya gösterdiği yoğun ilgi nedeniyle bu buluşun hikâyesini kitaplaştırdı. En çok satılan kitaplar arasına giren bu eser, evrim konusunda bugüne kadar okuduğum 30’dan fazla kitap içindeki en etkileyici şekilde yazılmış kitaplardan biridir. “İçimizdeki Balık” ve 2013’de çıkan “İçimizdeki Evren” kitaplarıyla Shubin, meşhur İngiliz biyolog Richard Dawkins ayarında bir bilim yazarı olduğunu ortaya koymuştur. Shubin’in akıcı ve anlaşılır bir dille yazmış olduğu “İçimizdeki Balık”, aralarında insanın da bulunduğu omurgalı canlıların 375 milyon yıllık değişim ve dönüşüm serüveninin heyecanlı bir şekilde anlatıldığı önemli bir başyapıttır. Shubin’in kitabı okuyucularını aynı zamanda jeolojik bir zaman yolculuğuna çıkarmakta ve onlara Dünya’ya ve onun tarihine yeni bir bakış açısı kazandırmaktadır. Shubin jeolojik zaman tünelinde çok daha gerilere giderek, Yer tarihinin derinliklerine dalmakta ve 3.5 milyar yıl önce yaşa TIKTAALIK ROSEAE CBT 1395 8 /13 Aralık 2013
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle