17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlık Tükürük Bezi Hastalıklarının Tedavisinde Endoskopi (Sialendoskopi) Kulak burun boğaz hastalıklarının cerrahi tedavisinde 1970’li yıllardan beri kullanılmaya başlanan endoskopik yaklaşım, başta sinüzit olmak üzere birçok hastalığın cerrahi tedavisindeki başarı şansını artırmıştır. Giderek yaygınlık kazanan endoskopik cerrahinin kullanıldığı alanlardan bir tanesi de tükürük bezi hastalıklarının tedavisidir. Bu yazıda tükürük bezinin yapısı, en sık gözlenen hastalıklarından olan enfeksiyonları ve tükürük bezi taş hastalıkları ile bu hastalıkların tedavisinde endoskopinin (sialendoskopi) yeri tartışılacaktır. Doç. Dr. N. Tan Ergin, VKV, Amerikan Hastanesi, Kulak Burun Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Bölüm Başkanı Tükürük bezi hastalıklarının cerrahi tedavisinde en modern yaklaşım olan sialendoskopi’nin detaylarına değinmek bu aşamada uygun olacaktır. Sialendoskopi uygulaması: Teknolojinin gelişmesi ile yeterli incelikte (0.8 mm) endoskopların üretilmesi mümkün olmuş ve bu sayede tükürük bezi kanalları içerisine girip hastalıkları tedavi edebilme imkânı doğmuştur. 1990’lı yılların başında kullanıma giren sialendoskopi esnasında tükürük bezi kanallarına görüntülemeyi sağlayan endoskopların yanında, taşları tutmaya yarayan aletler, kanalı genişletmeye yarayan balonlar ve lazer probları yerleştirilebilmektedir. Sialendoskopi işlemi sadece tanı koymak amacıyla yapılabileceği gibi hastalıkları tedavi etme amacıyla da yapılabilmektedir. Tükürük bezi kanalı taşlarının çıkarılması, enfeksiyonlarla gelişen deformasyonların düzeltilmesi, radyoaktif iyot tedavisi sonrası gelişen sorunların tedavisi gibi hastalıklarda artık sialendoskopi kullanılmaktadır. Sialendoskopi erişkin hastalarda olduğu gibi çocuk hastalarda da uygulanabilmektedir. Amerikan Hastanesi KulakBurunBoğaz Bölümü’nde sialendoskopik cerrahi genel anestezi altında, ameliyathane şartlarında gerçekleştirilmektedir. Operasyonun ilk adımı ağız içerisinde müdahale edilecek tükürük bezi kanalı ucunun bulunarak buji adı verilen aletlerle genişletilmesi ve endoskopinin yerleştirilmesidir. Daha sonra endoskopa bağlı kameralar ile kanal içerisi değerlendirilerek sorunlu bölgeye ulaşılır. Endoskopun bağlı olduğu sistemden istenilen diğer aletler sokularak taşlar kırılabilir, çıkarılabilir, balonla kanal genişletilebilir, lazer ile işlem yapılabilir ya da bazı ilaçlar enjekte edilebilir. Operasyon sonrasında hastalar genellikle aynı gün taburcu edilmekte iken, az bir kısmı ise bir gece hastanede kalmaktadırlar. Ameliyat sonrası ağrı şikâyeti pek olmamaktadır. Hastalara antibiyotik, ağrı kesici, tükürük salgısını artıran ilaçlar verilmekte; bol su içmesi ve sorunlu olan tükürük bezine masaj yapılması önerilmektedir. Beş ila 7 gün sonrasında ise hastanın kontrolü gerçekleştirilmektedir. BA Yeni Onursal Üyeler: Philip Warren Anderson: 1977 Nobel Fizik Ödülü Itzhak Bars: Teorik fizikçi, Türkiye doğumlu ABD vatandaşı Peter A. Diamond: 2010 Nobel Ekonomi Ödülü Üstün Ergüder: Boğaziçi Üniversitesi eski rektörü Dimitri Gutas: Eski Yunan ve Ortaçağ İslam düşüncesi uzmanı, Türkiye doğumlu ABD vatandaşı. Teo Grünberg: Ülkemizin yetiştirdiği en önemli mantıkçı. Philip Kitcher: Dünyanın önde gelen bilim felsefecilerinden. İoanna Kuçuradi: Felsefeci; etik, değerler ve insan haklarının felsefi temelleri üzerine çalıştı. Robert P. Langlands: Matematikte Langlands Programının kurucusu; 1996 Wolf Ödülü SİALENDOSKOPİ UYGULAMASI V ücudumuzda kulak önünde (parotis), çene altında (submandibuler) ve dil altında (sublingual) olmak üzere üç çift ana tükürük bezi vardır. Bu büyük tükürük bezlerinin yanı sıra binlerce mikroskobik boyutta tükürük bezi ağız içerisinde bulunur. Tükürük bezleri ürettikleri tükürüğü kanallar vasıtasıyla ağız boşluğuna iletirler. Tükürüğün işlevi ise ağız boşluğunu nemli tutmak, tükettiğimiz besinleri ıslatarak çiğnemeyi ve yutmayı kolaylaştırmak, dolayısıyla sindirime hazır hale getirmektir. Tükürüğün içinde bulunan materyaller sayesinde ağız boşluğunun temizliği sağlanır ayrıca antimikrobiyal özelliği sayesinde de enfeksiyonlardan korunulur. Tükürük bezinin en sık rastlanılan hastalıkları arasında enfeksiyonlar ve tükürük bezi taş hastalığı sayılabilir. Enfeksiyonlar açısından en bilinen hastalık kulak önü tükürük bezini tutan (parotis) kabakulak hastalığıdır. Tükürük bezinin tümörlerine ender olarak rastlanılır ve bu yazının konusunu teşkil etmemektedirler. Tükürük bezinin hastalıklarında ağızda kötü tat, ağız ve dudaklarda kuruma, tükürük bezlerinde hafif ağrı ve yüzde tükürük bezlerinin bulunduğu alanlarda şişme gözlenir. Tükrük bezinin enfeksiyonel hastalıkları (sialadenitis): Tükürük bezinin enfeksiyonlarında etkilenen tükürük bezinde şişme, ağrı mevcuttur. Muayenede tükkürük kanalından iltihaplı akıntının geldiği gözlenebilir. Tükürük bezinin enfeksiyonlarında sebep virüsler ya da bakteriler olabilir. Virüslere bağlı enfeksiyonları sigaranın bırakılması, bol miktarda su tüketilmesi ve ağrı kesicilerin kullanılması yeterliyken, bakteriyel enfeksiyonlarda tedaviye antibiyotiğin eklenmesi gereklidir. Tükürük bezi enfeksiyonlara tedaviye iyi cevap veren hastalıklardır; genelde birkaç gün içerisinde sorunsuz iyileşirler. Az sayıda hastada ise tükürük bezi enfeksiyonları çok sık oluşur; sık geçirilen enfeksiyonlar tükürük bezinin kendisinde ve kanallarında geri dönüşü olmayan yapısal bozukluklara yol açar. Gelişen yapışıklıklar ve TÜKÜRÜK BEZİ HASTALIKLARI deformasyon nedeniyle tükürük bezi artık normal tükürük salgısı üretememeye ve ağız içerisine düzenli şekilde akışı sağlayamamaya başlar. Bu durumda cerrahi tedavi gerekir ve ilk aşamada sialendoskopi ile tükürük bezi kanalları mekanik olarak genişletilmeye ve kanal içerisine ilaçlar verilerek tükürük bezi ve kanallarının tekrar sağlıklı olarak çalışması hedeflenir. Bu işlem birkaç kez yapılmasına karşın yeterli sonuç alınamıyorsa, bir sonraki adım sorunlu tükürük bezinin tamamen alınmasını içeren bir operasyon olacaktır. Tükürük bezlerinin taş hastalığı (sialolithiazis): En sık görülen tükürük bezi hastalıklarından biriside tükürük bezi taşlarıdır. Tükürük bezinin ürettiği tükürük sıvısı, kristalleşerek taş oluşumuna yol açar ve tükürük akımını bloke eder. Bu soruna daha çok 40 yaşını aşmış hastalarda rastlanılmaktadır. Çoğunlukla kalsiyum minerali ihtiva eden bu taşların vücudun diğer organlarındaki taşlar ile ya da kandaki kalsiyum seviyesi ile bir bağlantısı da tespit edilememiştir. Tükürük bezi taşlarının boyutları 1 mm ile birkaç cm arasında değişkenlik gösterebilmektedir. Tükürük bezi taşlarının yaklaşık %80’i submandibuler ismi verilen çene altı tükürük bezinde gelişmektedir. Tükrük bezi taşları belli bir büyüklüğe ulaşınca kanaldan tükürük akışını kısmen ya da tamamen bloke ederler.Tükürük bezinden boşalamayan tükürük birikerek tükürük bezinde şişme ve ağrıya yol açar. Özellikle ekşi besinlerin tüketilmesini takiben (yemek sonrası) tükürük bezinin aniden şişmesi oldukça tipiktir. Taşların bir kısmı tükürük kanalından muayenehane şartlarında çıkarılabilmektedir. Ancak çoğunlukla cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulur. Cerrahi müdahalede ilk adım tükürük bezi kanallarından girilerek taşların endoskopik olarak çıkarılmasıdır. Sialendoskopi adı verilen bu yöntemle taşların %80’i çıkarılabilmektedir. Tükürük bezi kanalının yüzeyine yapışmış ya da çok derinde yerleşmiş taşların sialendoskopi ile çıkarılması mümkün olamamaktadır; bu hastalarda ağız içerisinden açık cerrahiyle yada tükürük bezinin tamamının alınmasıyla sonuca ulaşılır.  Bilim Akademisi tarafından 2013 yılında açılan BAGEP, bu duyuru ile ikinci yıl programını başlatıyor. BAGEP’in amacı, üstün başarılı genç bilim insanlarını ödüllendirmek, desteklemek, bilimde önde gelen gençlerin tanınmalarını ve birbirlerinin araştırmalarından haberdar olmalarını sağlamaktır. Ödül iki sene için yıllık 10.000 TL olarak belirlendi. Bu ödül, genç bilim insanının araştırmaları için gerekli harcamaları karşılaması amacı ile önceden bir harcama planı istenmeksizin, karşılıksız olarak veriliyor. Program bilimin her alanından, 40 yaşını geçmemiş (1974 doğumlu veya da Genç Bilim İnsanları Programı BAGEP 2014 Burs Ödülü 7 Aralık tarihinde Bilim Akademisi yeni onursal üyelerinin seçti. Onursal üyeler Türkiye doğumlu bilim insanları, bilime hizmet edenler ve Bilim Akademisi’ne destek verenler arasından seçilmektedir. Bilim Akademisi’nin Yeni Onursal Üyeleri CBT 1395 17 / 13 Aralık 2013 ha genç), doktoralı veya tıpta uzmanlığını almış bilim insanlarına açıktır. Başvuru için www.bilimakademisi.org/bagep2014 sayfasındaki başvuru formu doldurulacak. Başvurular 9 Aralık 2013 tarihinde başlayacak ve 17 Ocak 2014 tarihinde sonlanacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle