Katalog

BİLİM DÜNYASINDAN SON ARAŞTIRMALAR AIDS yüzünden ölen gençlerin sayısında artış fosilden oluşan dışkı birikimleri bulmuş. Dışkı fosilleri büyük bir olasılıkla su aygırı ya da gergedana benzeyen fakat yumurtlayan Dicynodontia grubu hayvanlara ait (Scientific Reports). Ortak tuvalet kullanımı bugüne kadar özellikle de fil, gergedan veya antilop gibi büyük otçullardan biliniyordu. Son bulgu ilk memelilerin uzak akrabalarının da bu alışkanlığa sahip olduklarını kanıtlıyor. Ortak dışkılama alanının, iletişime ve üremeye yardımcı olduğu ve bağırsak parazitlerinden koruduğu düşünülüyor. Dışkıların farklı büyüklüklerde olması bütün sürülerin aynı bölgeyi tuvalet olarak kullandıklarını gösteriyor diyor bilim insanları. Yeni bulguya göre, bu bölgede yaşayan gruplar sadece bitkilerle besleniyordu. Kuzeybatı Arjantin’deki buluntu yeri olan Chanares formasyonu, Orta Trias’a ait fosillerin en önemli buluntu yeri olarak bilinmektedir. Dinozorlar da aynı tarihte gelişti. bedeni gibi siyah beyaz çizgilidir. Okapilerin yaşam alanları Afrika’da yaşanan iç savaş, yasadışı madenler ve kaçak avcılık yüzünden daralmış. Henüz yirminci yüzyılın başlarında keşfedilen Okapi, Demokratik Kongo Cumhuriyetinin bir sembolü ve bazı banknotların üzerini de süslemekte. Okapinin hayatta kalmasının garantilenmesi, hükümetin iç savaşı sonlandırması ve yoksullukla savaşabilmesi için desteklenmesine bağlı diyor IUCN uzmanı Noelle Kümpel. Okapi yeni kırmızı listede “büyük tehdit altında olan hayvanlar” grubuna dahil edildi. Bu ilginç hayvan dışında neredeyse 200 kuş türü de daha fazla tehdit altında. Bunların arasında Etiyopya, Zimbabwe ve Güney Afrika’da görülen beyaz kanatlı bir kuş türü olan Sarothrura ayresi de yer alıyor. Buna karşın deri sırtlı kaplumbağa, Kaliforniya ada boz tilkisi ve iki albatros türlerinin durumunda az da olsa bir düzelme var. Fakat tehdit altında bulunan tür sayısında önemli bir artış var. Acilen daha fazla çaba istiyor IUCN Küresel Türler Programı’nın yöneticisi Jane Smart. ilk göl bulunmuştu, günümüzde artık neredeyse 400 kadar bu tür buzaltı gölü bilinmekte. Bunlardan en büyüğü 12.500 metrekarelik bir alanı kaplayan Vostok gölü. Fakat Grönland’da bugüne tek bir göl bile bulunamamıştı. Cambridge Üniversitesi’nde Steven Palmer ile çalışan ekibe göre Grönland buzulunun 800 m derinliğinde yer alan göller türünün ilk örnekleri. Uçak radarıyla saptanan sekiz ve on metrekarelik iki göl, her ne kadar ölçüm sonuçları en azından bir tanesinin bir zamanlar üç misli daha büyük olduğunu gösterse de göreceli ola Birleşmiş Milletler Çocuklara Acil Yardım Fonu Unicef, AIDS yüzünden yaşamını yitiren gençlerin sayısındaki artış konusunda uyardı. Yoksul ülkelerde 2005’te 71.000 genç, AIDS yüzünden yaşamını yitirirken, bu oran geçen yıl 110.000’e çıkmış. %55’a yakın bir artış. Unicef ve WHO’ya göre özellikle de Afrika ülkelerinde ve diğer az gelişmiş ülkelerde sorunlar büyük. Özellikle de yetişmekte olan kızlar, tecavüz kurbanları ve erkeklerle cinsel ilişkiye giren genç erkeklerde risk büyük diyor Unicef, HIV programı yöneticisi Craig McClure. Bu kişiler katı kurallar, damgalanma ve dışlanma gibi büyük engellerle karşı karşıya kaldıkları için test, korunma ve tedavi gibi tıbbı hizmetlerden yararlanamıyor. Bu engeller aşılmadığı sürece, AIDS’siz kuşak hayali hiçbir zaman gerçekleşmez. BM organizasyonu, dünya genelinde HIvirüsü taşıyan yaşları 1019 arasında yaklaşık iki milyon gence yardım edilebilmesi için BM’den daha fazla yardım istiyor. 5.5 milyar dolarlık bir programla, 2020 yılına dek iki milyon gence HIvirüsünün bulaşması önlenebilir. Hastalığın anneden çocuğa bulaşmasının önlenmesi konusunda önemli başarılar elde edildi. Geçen yıl 260.000 çocuğa AIDS virüsü bulaşmış, bu oran yedi yıl önce iki misliydi. Tedavi olmadan hasta çocukların üçte biri bir yaşına gelmeden, yarısı ise ikinci doğum gününü görmeden yaşamını yitirecek. Az gelişmiş ülkelerde durum böyleyken, Avrupa ve çevresindeki ülkelerde de durum pek iç açıcı değil. Buralarda HIV enfeksiyonu 2012 yılında %8 artarak 131.000’e ulaştı. Yeni enfeksiyonlar daha çok Doğu Avrupa ve Orta Asya’da teşhis edilmiş. Rusya’da 76.000 yeni HIV enfeksiyonu teşhis edilmiş. Batı Avrupa’daki AIDS vakalarında ise 2006’dan bu yana %50 azalma var. Okapi biraz zürafa, zebra ve kanguru melezi gibi görünüyor ve çok az bilinen bir hayvan. Aslında böyle kalması da daha iyi olur, çünkü hayvanın soyu büyük tehdit altında. Dünya Doğayı Koruma Birliği IUCN, orman zürafası olarak da bilenen bu hayvanların önemli oranda azaldıklarını bildirdi. Özellikle de Kongo’da yaşayan Okapiler kestane veya siyahımsı kahverengindedirler ve bacaklarının üst kısmı zebraların Orman Zürafası Okapi tehdit altında Bilim uzun bir süredir Grönland’ın kalın buz tabakası altındaki gölleri arıyordu. İngilizler radar yardımıyla nihayet iki küçük göle ulaştı. Dünyanın diğer bölgelerinden farklı olan göller, denizden bile daha tuzlu olabilir deniyor Geophysical Research Letters dergisinde. Kutup bölgelerinin kalın buzu hala sürprizlerle dolu. Bilim insanları daha Ağustos ayında Grönland buzullarının altında dev bir kanyon bulmuştu. Ekim ayında ise Antarktikteki şelf buzunun, yüzlerce metre yüksekliğinde kanallarla tünellenmiş olduğu görüldü. Ve Kasım ayında ise bilim insanları buz kütlesinin altında bugüne kadar bilinmeyen bir volkanla ilgili bir araştırmayı yayımladılar. Aslında Antarktikte 1970 yılında buzun altındaki Grönland buzunun altında göller bulundu rak küçük sayılır. Göllerin üzerindeki buz tabakası yaklaşık 800 metre kalınlığında. Antarktikteki göller bu konuda da ilginç sayılar sunuyor. Vostok gölü yaklaşık olarak 3.7 km derinlikte yer alıyor. Grönland’daki göllerin oluşum koşulları gerçekten de Antarktiktekinden farklı. Kuzeyde yazın sıcaklıklar zaman zaman sıfır derecenin üzerine çıksa da, güneydeki sıcaklık sıfır dereceyi aşmaz. Bu yüzden Grönland buzullarında daha fazla erimiş buz suyu birikir. Palmer, Grönland göllerinin dibindeki sıcaklığı eksi 8 derece tahmin ediyor. Peki bu kadar düşük sıcaklıkta göldeki su niçin donmuyor? Bunun iki olası açıklaması var. İlki göller, tuzlu suyun biriktiği kapalı sistemler olabilir. Soğuğa rağmen sıvı kalabilmeleri için de içlerindeki tuz oranı deniz suyundan daha yüksek olmalı. İkinci ve daha olası olduğu düşünülen açıklama: Göller bir açık sistemin parçaları ve düzenli olarak yüzeyden, buzun içindeki çatlaklardan sızan erimiş buz suyuyla besleniyor. Sonuçlar, Grönland’da buzaltı gölleri Dünyanın en eski umumi tuvaleti Enerji içecekleri kalp hastaları için büyük tehlike Çok fazla kafein içeren enerji içecekleri, kalbin atış biçimini değiştirebiliyor. Bonn Üniversitesi bilim insanları, enerji içeceği içen on yedi kişinin kalbini bir saat sonra görüntülü tanı sistemleriyle incelemişler. Bu şekilde kalpteki kontraksiyonun değiştiği görülmüş. Bilim insanları kalp hastaları ve çocukların enerji içeceklerinden uzak durmalarını öneriyorlar. Kuzey Amerika Radyoloji Birliği’nin konferansında konuşan Jonas Dorner, bu tür içeceklerin kalp fonksiyonu üzerinde ne gibi etkilerinin bulunduğunun hala kesin olarak açıklanmadığının altını çizdi. Enerji içeceklerindeki kafein oranı, kahve veya Coca Cola gibi diğer içeceklere kıyasla üç kat fazla. Yüksek kafein tüketimiyle ilgili olan çok sayıda yan etki söz konusu. Bunların arasında yüksek kalp atışı, çarpıntı, kan basıncının yükselişi, kramp ve hatta ani ölüm de yer alıyor. Katılımcılara içinde 32 mg kafein ve 400 mg taurin içeren 100ml’lik bir içecek veren bilim insanları, bir saat sonra sol kalp odacığının daha fazla kasıldığını görmüşler. Kalbin bu işlevi kanın bedene pompalanmasından sorumludur. Dorner’e göre araştırma, enerji içeceklerin kardiyal kasılma üzerinde kısa vadeli bir etkisi olduğunu kanıtlıyor. Bununla birlikte bunun gündelik etkinlikler veya sportif faaliyetler üzerindeki etkileri bilinmemekte. Ayrıca kalp hastaları üzerindeki etkisi de tam olarak açıklanmış değil. CBT 1395 6 / 13 Aralık 2013 Arjantinli paleontologlar dünyanın en eski umumi tuvaletini buldu. Bu alan 240 milyon yıl önce ilkel otçullar tarafından kullanılmış. Arjantin Ulusal Bilim ve Teknoloji Konseyi’nden Lucas Forelli ile çalışan ekip, Arjantin’in La Rioja bölgesinde her biri metrekareye doksan kadar