Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
da rüzgâra dayalı enerji üretimi 2012’de %10 artarken, güneş enerjisi ikiye katlandı. Gazın köprü vazifesi görmesi için yenilenebilir enerji kaynaklarının yolunu tıkamaması gerek. ABD’de yapılan son çalışmaya göre gazın bol bulunması ve fiyatlarının düşüklüğü alternatif enerjilerin güçlenmesini önlüyor. Ne var ki 2013’te bu gidişatın değişmesi çok büyük bir olasılık. Kamuoyunda çevre bilincinin gelişmesi ve kayaların kırılmasının insan sağlığı üzerinde yarattığı olumsuz etkiler doğal gaz üretiminde yeni vergilerin geçerli olmasına yol açabilir. Eğer vergiler ağırlaşırsa doğal gaz fiyatları artacak ve yenilenebilir enerjilerin rekabet şansı artacak. Ayrıca rüzgar ve güneş enerjisi üretimi de gazdan bağımsız olarak artış gösteriyor. ABD’de bazı eyaletlerde rüzgâr enerjisine tanına sübvansiyonlar 2012’de sona ererken, diğer eyaletlerde teşvik görüyor. Colorado’da kamu arazileri üzerindeki kilometrelerce uzunluğunda güneş panelleri, güney eyaletlerinde ticari uygulamalar alternatif enerjinin yakında piyasalara egemen olabileceğini gösteriyor. Dünyada ormanların ‘önlenebilir’ azalışı sürüyor Yücel Çağlar* * İletişim: oduncugilyahoo.com Ü 2012’de hacker’lar iOS ve Android gibi en popüler işletim sistemlerini kırarak cep telefonlarının içindeki bilgilere erişmeyi başardılar. Akıllı telefonlar büyük bir çoğunlukla onlarca yıldır masaüstü bilgisayarları çalışamaz hale getiren virüslerden etkilenmiyor. Ne var ki bu şans onla 6. HACKER’LARDAN CEP TELEFONLARINA SALDIRI http://www.scientificamerican.com/article.cfm?id=newyearnewscience http://www.nature.com/news/newyearnewscienc Popular Science, Ocak 2013 CBT 1347/ 15 11 Ocak 2013 rı 2013’te terk edecek gibi duruyor. Siber güvenlik uzmanları ve siber suçluların öğrenme eğrileri çok yakın bir rota izliyor. Eğer iyi niyetli insanlar iOS ve Android’i hack edebiliyorlarsa , kötü niyetliler de aynı beceriyi gösterebilir. Cep telefonlarına ilk saldırıda cihazlardan iletişim bilgileri ve resimler çalınmıştı. Fakat siber güvenlik uzmanları her an sıra dışı saldırılar bekliyor. Son birkaç yıldır bilim insanları akıllı telefonları, kameraları ve GPS uygulamaları ile taşınabilir casuslar haline getirmeyi başardılar. 2012 TEDGlobal konferansında Alman Yeşiller Partisi üyesi Malte Spitz, telekom verilerini kullanarak altı ay boyunca nerede olduğunu yeniden yaratabileceğini gösterdi. Hacker’lar da benzer şekilde kullanıcının yerini belirleyebiliyor. Bu bilgileri sensör verileri ile birleştirerek kurbanlarının yaşamları ile ilgili ayrıntılı bilgilere erişmeleri giderek kolaylaşıyor. Derleyen. Reyhan Oksay Kaynak: lkeler arasında bağıtlanan çok sayıda anlaşma ve sözleşme; geliştirilen strateji ile, hazırlanan eylem planları vb belgelere karşın dünyadaki “ormanların” genişliğindeki azalma http://0.tqn.com/d/forestry/1/0/U/t/forestmapworld.JPG; (10 Ağustos 2012) sürüyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) saptamalarına göre dünyada yaklaşık 4 milyar hektar genişliğinde “orman” bulunuyor ve dünya yüzeyinin yaklaşık olarak % 30’unu kaplıyor. Ancak, yine FAO’nun öne sürdüğüne göre 20002010 döneminde 13 milyon hektar “orman” ya yok edilmiş ya da başka amaçlarla kullanılıyor olacak. Öte yandan; aşağıda yer verilen haritada da açıklıkla görülSONUÇ düğü gibi, dünyada “ormanların” Orman ekosistemlerinin genişyersel dağılımı son derece denlemesi, genel olarak, olumlanabilegesizdir: cek bir gelişmedir kuşkusuz. Ancak, Bu gerçek, Çizelge 1’de sayısal boyutlarıyla bölgesel olarak sergilenmiştir: Bu dengesiz dağılım büyük ölçüde ekolojik koşullardan kaynaklanıyor kuşkusuz. Ancak, bu dengesiz, ekonomik ve toplumsal koşullar nedeniyle giderek artıyor. Bu süreç Çizelge 2’de yine sayısal boyutlarıyla ve bölgesel olarak sergilenmiştir: Çizelge 2’ye göre, dünyadaki “ormanların” azalma hızında bir yavaşlama ol bu gelişmenin ekolojik, ekonomik ve toplumsal “maliyetinin” makla birlikte yıllık ortalama 7,3 milyon hektarlık azalmanın de sorgulanması gerekiyor. Bu gerek, çoğunlukla yerine getirilküçümsenmemesi gerekiyor. Çünkü bu azalma, biyolojik çeşit miyor. Öyle ki, örneğin ülkemizde, nereye ne denli çok lilik oranının göreceli olarak en yüksek olduğu Afrika ve Güney “ağaç”(!) dikilirse ya da daha doğru bir söyleyişle de ağaçlandırma yapılırsa, o denli övünülebiliyor; ne amaç, ne amaca Amerika’daki “yağmur ormanlarında” gerçekleşiyor. Öte yandan; bölgeler genelindeki bu değişmelerin “en” fazla uygun yer, tür ve ağaçlandırma tekniği seçimi ne de ağaçlangerçekleştiği ülkeler ise, söz konusu ekonomik ve toplumsal ko dırma sonrası kesinlikle yapılması gereken “bakım” çalışmalaşulların içeriği konusunda önemli ipuçları veriyor: Sözgelimi, rının ne düzeyde gerçekleştirildiği sorgulanıyor. 2010 yılı Çizelge 3’te görüldüğü gibi, “orman” azalmasının % 69’u hemen sonuna % 98,3’ü zaten “orman” sayılan toplam 3 milyon hekhemen tümü de “az gelişmiş” sayılan ”on ülkede gerçekleşiyor tarda ağaçlandırma çalışması yapıldığı göz önünde bulunduruve en hızlı azalma da Brezilya’da yaşanıyor. Bu bağlamda; söz lursa, bu sorgulamanın gerekliliği daha kolay kavranabilecektir. konusu artışın % 79,5’nin toprak erozyonunun en yaygın olYARARLANILAN KAYNAKLAR duğu Çin’de gerçekleştiğinin de gözden kaçırılmaması gerekiFAO; Global Forest Landuse Change 1990–2005, Food and Agriculyor: ture Organization of the United Nations, Rome, 2012 Orman Genel Müdürlüğü;Türkiye Orman Envanteri, Amenajman ve Ya ülkemizde ne oluyor? Silvikültür Dairesi Başkanlığı Envanter Fen Heyeti Müdürlüğü, Ankara Orman Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre “orman” sa1980. yılan yerler ülkemizde de genişliyor: Sözgelimi; 1970 ve 2000’li Orman Genel Müdürlüğü; Orman Varlığımız, Orman İdaresi ve Planyılarda sonuçlandırılan “orman envanteri” bulgularına göre ül lama Dairesi Başkanlığı, Ankara, 2006. * kemizde “ormanlar” yaklaşık olarak 1 milyon hektar artmıştır. İletişim: oduncugilyahoo.com Ne var ki, bu artışta zaten “orman” sayılan yerlerin dışında yapılan yeni orman ekosistemi oluşturma amaçlı ağaçlandırma çalışmalarının payı son derece düşüktür. Çünkü bu türden çalışmalar hemen hemen tümüyle hukuksal olarak “orman” sayılan yerlerde yapılmıştır. Buna karşılık 2010 yılı sonuna değin “orman” sayılan yerleri genişletebilecek “orman dışı ağaçlandırma” çalışması ise 50 bin hektar dolayında kalmıştır. Oysa ülkemizde 1995 yılında, akla gelmedik kuruluşlara ağaçlandırma yükümlülüğü getiren 4122 sayılı Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu çıkarılmış; 20082012 döneminde uygulanmak üzere bir de Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği Eylem Planı hazırlanmıştır.