24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SON ARAŞTIRMALAR Neredeyse gerçeği kadar iyi de geçerli olup olmadığı henüz bilinmiyor. DKhücrelerinin ve diğer birçok bağışıklık hücrelerinin gelişimi çocukluk döneminde henüz tamamlanmamıştır. Hedefimiz bu DKhücrelerinin olgunlaşmasını önleyeni bulmaktı, diyor Michigan Üniversitesi’nden Yasmina Laouar. Laouar’ın ekibi yeni doğan ve on günlük farelerin kemik iliğinde bu bağışıklık hücrelerinin yalnızca öncülerine rastlamış. Bu öncü hücreler ancak 56 gün sonra DKhücrelerine dönüşmüşler. Oysa hücrelerinde büyüme faktörü TGFbetaya uygun bağlantı yerleri bulunmayan genetik farelerde doğumdan sadece on gün sonra olgun DKhücreleri saptanmış. Genetik değişimden geçirilen yetişkin farelerdeki olgunlaşmış DKhücrelerinin beş ila on misli fazla olduğu görülmüş. Bu nedenle büyüme faktörünün etkisini engelleyici maddelerle, küçük çocuklardaki virüs enfeksiyonu savunması iyileştirilebilir. kanizmasını gösterdiler. Dünyada gerçekleşen toz şeytanları bile 10.000 volt/metre şiddetine kadar ulaşan elektrik alanları üretebiliyor. İnce Mars atmosferindeki toz şeytanları elli misli geniş ve on misli yüksek olduğu için de daha büyük boşalmalar üretebilirler. Bu şekilde önce karbondioksit ve buz parçalanır ve reaksiyon ürünlerinden de ara aşamalarla metan oluşur. Mars’taki büyük hortumların varlığı, 1970 yıllardaki Viking sondası görüntüleriyle kanıtlanmıştı. Son model, coğrafya açısından da mantıklı. Çünkü Mars’ta buz sadece kutuplarda değil orta ve yüksek enlem derecelerinde de bulunuyor. Kum fırtınaları ve toz şeytanları da bu enlem derecelerinde daha sık görülür. si olarak kabul ediliyor. Jäger’e göre mağarada yaşayan örümcekler karanlıktaki yaşama farklı şekillerde uyum sağlamış. Mesela bazılarında sekiz göz veya iki ila altı mercek bulunur. Bizim bulduğumuz Sinopoda türlerinde ise mağara yaşamına uyum için her türlü geçiş aşamaları görülmekte. Mağarada ayrıca karanlığa uyum sağlayan balıklar, akrepler ve yengeçler de bulunmuş. Jäger mağarada toplam olarak Sinopoda cinsine ait dokuz yeni tür saptamış. Yüzlerce sinir ucu insanın parmak ucunu son derece duyarlı bir dokunma aracına dönüştürür. Bu hassaslığa ve esnekliğe bugüne dek teknik olarak ulaşılamamıştı. Fakat Amerikalılar esnek elektroniğin yardımıyla bir tür yapay parmak ucu geliştirdi. Yapay parmak ucu basıncı kaydedebildiği gibi parmağın bükülmesi halinde derinin gerilmesini bile algılayabiliyor. Daha önce üretilen bu tür sensorların aksine yeni geliştirilen “ duyarlı cilt”in düz durması gerekmiyor, bükülü biçimleri de “hissedebiliyor” (Nanotechnology). Yeni gelişme protezden, robota kadar birçok üründe kullanılabilecek. Üretim masraflarının ise bildik malzemeler nedeniyle düşük kalması bekleniyor. Gelişmenin en önemli yanıysa çok işlevli silisyum yarıiletken teknolojinin üçboyutlu yumuşak biçimde, parmak ucu dışında bedenin diğer bölümlerinde de kullanılabilecek olması (Illinois Üniversitesi, John Rogers). Rogers’ın ekibi daha önce de duyarlı yapay cilt geliştirmişti ama bu sadece bedenin çok bükümlü bölgelerinde işliyordu. Oysa Northwestern Üniversitesi ve Dalian Teknoloji Üniversitesi’ndeki (Çin) meslektaşlarıyla birlikte parmak biçiminde bir sensor geliştirmeyi başardı. Tıpkı lastik eldivenin ucuna benzer bir derinin üzerinde esnek elektronik devrelerle birlikte dokunma sensorları doğrudan doğruya parmak ucunda yer alıyor. Hedef, bedenin diğer kısımları için de sensorlu ciltler üretebilmek. Mesela kalbe takılabilen bu tür esnek kılıf, ritim bozukluklarını algılayarak gerekli tepileri verebilir, diyor Rogers. Almanlar Laos’ta ilk kez gözsüz örümcek buldu. Aşağı yukarı avuç içi büyüklüğünde Gözsüz dev örümcek CBT 1327/ 6 24 Ağustos 2012 Çocuklarda virüs enfeksiyonları yetişkinlere kıyasla çok daha fazla. Farelerle çalışan TGFbeta faktörü Amerikalılar bunun nedenini buldu: Çocukluk döneminde bir uyarı maddesi, belli başlı bağışıklık hücrelerinin olgunlaşmasını engelliyor. Nitekim TGFbeta büyüme faktörü, kemik iliğindeki öncü hücrelerden işlevsel “doğal katil hücrelerin” (DKhücreleri) gelişimini önlemekte. Bu bağışıklık hücreleri yetişkinlerde virüs bulaşmış hücreleri öldürerek, virüsün çoğalmasını önleme görevini üstleniyorlar. Kemik iliği hücreleri TGFbeta sinyaline tepki göstermeyen farelerde, doğumdan henüz birkaç gün sonra bile olgun DKhücreleri üreterek virüsle başarıyla savaşmışlar (Nature Immunity). Ama sonuçların insanlar için Vi r üs en f ek s iy o nl ar ı çocuklarda niçin daha sık? Dünya dışı yaşam arayışında su ve oksijen dışında diğer bir madde de önemli bir rol oynar: Metan. Bu gazın Mars’taki konsantrasyonunda oynamalar saptanmıştı. Bazı bilim insanları bu yüzden Mars’ta bulunan metanın, mikropların etkinliğiyle oluştuğunu söylemişlerdi. Fakat Meksikalı bilim insanları, Geophysical Research Letters’da, Mars’taki metan gazında görülen oynamaların illaki yaşamın kanıtı olması gerekmiyor, diyor. Buzlu alanlar üzerindeki elektrik boşalmalarıyla meydana gelen “toz şeytanları” da metan üretebilir görüşünü laboratuarda canlandırdılar. Yerden yukarı doğru yükselen küçük hortum olan toz şeytanı da güçlü elektrik alanları üretebilir. Buna bağlı olarak kimyasal zincirleme reaksiyonları harekete geçiren boşalmalar meydana gelir. İşte bu reaksiyonlar sırasında da metan oluşur. Bu süreç, Mars atmosferinde mikroplar olmadan oluşan metanı açıklayabilir. Laboratuar deneylerinde de buzlu yüzeylerdeki elektrik boşalmalarının etkisine dayanan yeni bir metan üretim me Mars’taki metan, yaşamın kanıtı mı? Tıp, genel grip aşısına biraz daha yaklaştı. Uluslararası bir araştırma ekibi fareleri tüm inflüenza B virüs tiplerinden koruyan üç antikor buldu. Hatta bu üç antikordan biri hayvanları aynı zamanda influenza A ve influenza B’ye karşı dirençli kılıyor. Buluş bilim insanlarını, tüm grip biçimlerine karşı tek aşı ve tek tedavi için biraz daha yaklaştırmış oldu (Science). Çünkü üç molekül de zaman içinde ve kökler arasında hemen hemen hiç değişime uğramayan virüs yüzeylerindeki yapılara yerleşiyor. Bu yüzden her mevsimsel grip salgını için yeni bir aşı geliştirmek yerine bu antikorlarla uzun süreli etkili olacak bir aşı geliştirilebilecek. Gribe karşı gerçekten de genel bir aşı veya tedavi geliştirmek istiyorsak, inflüenza A ve B’nin tüm biçimlerinden koruyabilmemiz gerek (La Jolla Scripps Araştırma Enstitüsü’nden Ian Wilson). 2009’da dünya genelinde ölüm vakalarına neden olan domuz gribi de dahil birçok salgın inflüenza A virüsleriyle yayılmıştı. Bu virüse karşı kısa bir süre önce geniş spektrumlu bir antikor bulunmuştu. Fakat bazı mevsimsel grip salgınları inflüenza B virüsleriyle de ortaya çıkıyor. Şimdi ilk kez bu iki grip türünü etkisizleştiren ge İlk geniş spektrumlu grip antikoru ki Sinopoda scurion bir mağarada neredeyse hiç gün ışığına çıkmadan yaşıyor. Bedeni ve bacakları beyaz olan örümceğin her yeri tüylerle kaplı. Bu tür örümcekleri diğer mağaralardan da biliyoruz ama onlar gözlere ve pigmentasyona yani doğal cilt rengine sahipti. Sinopoda scurion, bugüne dek bulduğumuz ilk gözsüz dev örümcek diyor örümcek uzmanı Peter Jäger. Bacak açıklığı altı santimetre ve beden boyu yaklaşık olarak on iki santim olan bu gözsüz hayvan familyasının küçük bir temsilci Homo erectus yalnız değilmiş Atamız Homo erectus’un kendisine benzeyen iki rakibi olduğu anlaşıldı. Doğu Afrika’daki diğer iki insan türünün varlığı iki milyon yıllık fosillerle kanıtlandı. Ünlü paleontolog Meave Leakey, 2007 ve 2009 yıllarında Doğu Afrika’da bulunan 1,781,96 milyon yıllık bir kafatası ve iki alt çeneyle ilgili bilgileri Nature dergisinde paylaştı. İnsanlığın beşiğinin Afrika’da bulunduğu zaten uzun zamandır biliniyordu. Ancak son fosil incelemeleriyle uzmanlar Homo erectus’un diğer iki insan türünün yok olmasına rağmen niçin bu kadar başarılı olduğunu ve ne şekilde Homo sapiens olarak geliştiğini açıklayabiliyor. Pleistosen’deki yaşam koşulları çok zorluydu ve zeka önemliydi. İdrak kabiliyeti olan hayatta kalıyordu. “Ben bu konuda büyük beynin etkili olduğuna inanıyorum” diyor Leakey. Homo erectus daha akıllıydı, ve diğer türlere kıyasla daha iyi alet yapabiliyor ve daha kolay yiyecek bulabiliyordu. Ancak Homo erectus diğer türleri dünya sahnesinden silmeden önce hepsi aynı yaşam alanını paylaşıyordu. İlk kez diğer insan türlerinin nasıl görünebileceğiyle ilgili net bir tablo var elimizde diyor Leipzig MaxPlanck Enstitüsü’nden Fred Spoor. En belirgin özellikleri uzun ve yassı yüzleri. Leakey, Koobi Fora Araştırma Projesiyle (KFRP) insan evrimine yeni bir yap boz parçası daha ekleyerek, on yıllardır devam eden bir tartışmayı noktalamış oldu. Artık iki milyon yıl kadar önce Doğu Afrika’da Homo erectus’un dışında başka insan türlerinin de yaşamış olduğuna dair hiç kuşku yok gibi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle