03 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

POLİTİK BİLİM Aykut Göker http:/www.ınovasyon.org;[email protected] Kültür gibi kapsamlı bir meselede anlatmak istediklerimi bu köşeye sığdırmak için kestirmeden söyledim. Yanlış anlaşılmamak umuduyla konuyu bağlıyorum... Karmaşıklığı sürdürmek zordur YÖNETEMEZSEN ÇÖKERSİN Teknolojideki Açığımız Kültür Açığımızdır (4) Teknik, teknolojik gelişmenin altında yatan kültür, zaman içinde Avrupa toplumlarının bütün katmanlarına nüfuz etmenin ötesinde, kuşaktan kuşağa aktarımında da tam bir süreklilik kazandığı için bu kıta, çağımıza damgasını vuran teknolojik ve bilimsel gelişmenin de merkezi ve Batı uygarlığı olarak anılan uygarlığın doğup geliştiği yer olmuştur. Geçen hafta son söylediğim buydu. Buradan çıkarılabilecek bir sonuç daha var: Bilimde, teknolojide, sınai üretimde yetkinlik, her şeyden önce ‘kültürel miras’ meselesidir. Türkiye Cumhuriyeti, hiç şüphesiz, Osmanlı İmparatorluğu’nun, o imparatorluk da İslam’ın kültürel mirasçısıdır. Eğer İslam, örneğin doğa bilimlerinde, doğa felsefesinde XI. yüzyılda sahip olduğu üstünlüğü sürdürebilseydi, herhalde Osmanlılar da bu üstünlüğün mirasçısı olurlardı. Abbâsîler, IX. yüzyılda ve X. yüzyılın başlarında, Eski Yunan biliminin büyük bir bölümünün çeviri yoluyla Arapçaya aktarılmasını sağlamışlardı. Ama çeviriyi yapanlar yalnızca bununla yetinmeyip yeri geldiğinde, aktardıkları bilgileri yorumladılar ve bu çeviri hareketiyle başlayan süreçte, ‘İslam âlimleri’ Yunan bilimine özgün katkılarda da bulundular. İslâm’ın egemen olduğu coğrafyada yaşayan, Musevi olsun Süryaniolsun, diğer dinlerden âlimler de İslam’ın bu görkemli entelektüel faaliyetine katkıda bulunmuşlardı. Arapça, o zamanların bilim dili oldu. Ne var ki, sonraki yüzyıllarda İslam, doğa bilimleriyle, doğa felsefesiyle olan bağlarını kopardı. Osmanlı İmparatorluğu’nun doğuşu tarihsel olarak böyle bir zaman dilimine rastlamıştır. Osmanlılar, İslam’dan miras olarak bu kopuşu aldılar ve neredeyse XIX. yüzyıla gelinceye dek de kopulan dünya ile yeniden bağ kurmak gibi bir dertleri olmadı. Bu bağı yeniden kurabilirler miydi, neden kuramadılar; Osmanlı’nın kendine özgü bir düşünce hayatı hiç mi yoktu? Bunları ayrıca tartışırız. Burada sadece Osmanlı’nın kültürü ve ‘ilim’ anlayışı konusunda Hilmi Yavuz’un yaptığı şu çözümlemeyi kaydetmekle yetiniyorum (Osmanlılık, Kültür, Kimlik; 1966): “...Osmanlı kültürü, bu dünyayı, kullanılabilir bir dünya kılmayı amaçlayan bir kültür değildir. Dünyayı kullanılabilir kılmak, bu dünyayı enstrümantal aklın (yani, doğa bilimlerinin ve teknolojinin) bir nesnesi durumuna getirmeyi içeriyor. Doğayı bütünüyle temellük etmek, onu insaniamaçlar için ehlî ve kullanılabilir kılmak, Osmanlı kültürünün değil, Batı (Avrupa) kültürünün ayırt edici özelliğidir. Bilim ve teknolojinin gelişmesi ile Doğa’nın temellük edilmesi veya dünyanın kullanılabilir bir dünya haline getirilmesi arasındaki bağıntı Osmanlı kültüründe kurulamaz. Osmanlı’da bilim ve teknolojinin, kendine özgü bir doğrultusu olmuştur ve bu, dünyayı kullanılabilir kılmakla ilgili değildir.” Genç Cumhuriyet, Osmanlı’dan devraldığı ama yaşanan çağla uyuşmayan bu kültürü, Atatürk’ün öngörüsü doğrultusunda değiştirmeye, Batı ile aramızdaki kültür açığını kapatmaya çalıştı. Elinizdeki derginin her hafta yer verdiği o öngörü yönünde önemli adımlar attı. Sonuçta kültürdeki açığımız kapatılamadı ama önemli kazanımlar elde edildi. Bu kazanımlar sonraki dönemlerde birtakım gelgitlerle de olsa iyi kötü korunmaya çalışıldı. Bugün bu kültürel kazanımlar bile adım adım yok ediliyor. İstenen, Osmanlı’nın kültürüne geri dönmek midir? Belki hayalleri öyledir ama mümkün olacağını sanmıyorum. Çünkü, mevcut iktidar blokunun (AKP+Cemaat+İslami Sermaye) günümüz dünyası ile çok fazla alışverişi var. Geç kalmışlıklarının yol açtığı bir açgözlülük ve hoyratlıkla, kendileri için kullanılabilir bir dünya yaratmak istiyorlar. Bunun için her yolu mubah görüyorlar. ABD’nin Ortadoğu’daki taşeronluğuna soyunmaları bundan... Bu bozunmuşlukla ne Osmanlı’nın o saf kültürüne geri dönmeleri ne de ileriye dönük bir bilim, teknoloji ve sanayi kültürü yaratmaları mümkündür. Bu gidişin sonunun ne olacağı Türkiye’yi sürükledikleri siyasi karmaşanın hangi yönde çözüleceğine bağlıdır. Y Tınaz Titiz aşamımızı kolaylaştıran şeyler birer karmaşıklık (kompleksite) ürünüdür. Buğday tohumunun buğday, buğdayın un, unun kek haline gelmesi adım adım karmaşıklığı artırır. Artan karmaşıklık doğru yönetilebilirse refah bazen de mutluluk, yönetilemezse karışıklık, huzursuzluk ve sonunda refah azalması ve daha da sürerse toplumların parçalanmasına yol açar. Joseph Tainter, 1988’de yazmış olduğu Karmaşık Toplumların Çöküşü adlı eserinde, karmaşıklığın yönetilemediği bir noktaya ulaşan toplumların nasıl çökmeye başladıklarını anlatıyor. Karmaşıklığın getirileri pozitif iken sesi çıkmayan toplumlar, bu getiriyi sağlamak için ödenen bedeller arttıkça huzursuzlanır; bir noktadan sonra ise, ödedikleri bedel (yani vergi, çalışma, sıkıntılara katlanma gibi) artıp getiri de negatife dönünce artık birarada yaşamanın gereksizliğini anlarlar. Toplumların parçalanmaya başladıkları nokta burasıdır. Tainter, karmaşıklığın yönetimini, karmaşıklığın yarattığı sorunları çözebilme becerisi olarak tanımlıyor. Karmaşıklık bireysel ölçekte nasıl yönetilir? Tumturaklı sözcükler kümesine son yıllarda girenlerden “yönetmek” sözcüğü, bireysel ölçekte genellikle şu anlama gelir: “sahip olmak istediğin yaşam kolaylaştırıcıların (konfor) bedelini nasıl ödeyeceksin?” Verilebilecek cevaplar şunlar olabilir: • Şu anda sahip olduğum gelir, söz konusu bedeli ödemeye yeterlidir. • Daha çok çalışıp aradaki farkı karşılayacağım, • Yeni beceriler kazanarak karşılayacağım, • Değerlerimi satarak karşılayacağım: • Elimdeki yetkileri (varsa) satarak (halk arasında rüşvet deniliyor), • Doğruiyigüzel değerlerimden para edenleri değiştireceğim (halk arasında dönek deniliyor), • Cinselliğimi satarak (halk arasında İ.. veya O.. deniliyor), • ve giderek daha az getiri sağlayan yollarla (çanta çarpmak, yol kesmek vd) . • Hiç bir şey yapmayacağım; kaos olmasını, böylece herşeyin bedelinin önce sonsuza sonra da sıfıra inmesini bekleyeceğim. Görüldüğü gibi yöntemler giderek ödeme güçlüğü yaratır dizidedir. Kişinin üretimi ile arzuları arasındaki makas giderek açılıyor.. Bu makas açıldıkça yukardaki yöntemler sırasıyla devreye giriyor. Ayrıca, mesele sadece bireysel ölçekteki iflas etmişlik (her anlamda) ile bitmiyor; hayvanı, bitkisi, taşı toprağı ile bizi çevreleyen ortam da iflasa sürükleniyor. Ve bütün bunlara karşı tek çare görünüyor: Yeni bir tüketim ahlakı oluşturmak! D ÜN Y A G ÖS T E R G E L E R İ DÜNYADAKİ SİGARA TİRYAKİLERİ Sigaranın zararları çocuklara okullarda öğretiliyor, yetişkinlere de sürekli olarak çeşitli yollardan hatırlatılıyor. Vergiler, eğitim ve sigara karşıtı önlemler sayesinde Batı Avrupa’da sigara tüketimi 1990 ile 2009 arasında %26 oranında düşüş gösterdi. Ne var ki bu düşüş başka bölgelerdeki artışlarla dengelendiği için dünya çapındaki tüketimde bir değişiklik olmadı. (http://www.tobaccoatlas.org/). Örneğin Amerikan Kanser Derneği ve Dünya Akciğer Vakfı’na göre 19902009 arasında sigara tüketimi Ortadoğu ve Afrika’da %57 oranında arttı. Benzer artışlar yükselişte olan piyasalarda özellikle erkeklerde görülüyor. Dünyada yaklaşık 800 milyon erkek ve 200 milyon kadın sigara kullanıyor. Erkek tiryakilerin %80’i orta ve düşük gelir seviyelerindeki ülkelerde yaşıyor. Bu sorun özellikle Çin’de vahim boyutlarda. Burada erkeklerin %50’si kadınların ise yalnızca %2’si sigara içiyor. Çin’de sigara tüketimi, toplam dünya tüketiminin üçte birini oluşturuyor. Türkiye’de durumlar da Çin’den aşağı kalmıyor. Erişkin erkeklerin (15 yaşından büyük) %46.4’ü, kadınların ise %14.5’i sigara içiyor. 1315 yaş arası erkek çocuklarda bu oran %9.4, kız çocuklarda (1315 yaş) %3.5 düzeyinde.Türkiye’de bir paket sigara ortalama 4.38 dolar. Bu fiyatın %63’ünü vergiler oluşturuyor. CBT 1307/8 6 Nisan 2012
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle