27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TAYLAND VE TÜRKİYE’NİN BİLİM POLİTİKALARI ARASINDAKİ BENZERLİKLER: “Temel bilimlere öncelik verilmeli!” İASEEUNET projesi kapsamında düzenlenen Güneydoğu Asya Medya Gezisi’nin ilk durağı olan Tayland’da, ülkenin bilim merkezlerini, üniversitelerini, laboratuvarlarını ve bilim insanlarını tanıma şansını yakaladık. Yaklaşık 70 milyon nüfuslu Tayland, son yıllarda kaydettiği hızlı ekonomik büyümenin yanı sıra bilim alanında da önemli gelişmelere sahne oluyor. Görüştüğümüz bilim insanlarının açıklamalarından çıkarttığımız kadarı ile son yıllarda hükümetlerin yürüttüğü bilim politikaları, Türkiye’nin bilim politikalarıyla büyük benzerlik taşıyor. Reyhan Oksay T Prof.Dr. Yongayland’ın Bilim ve Teknoloji eski bakanı *P yuth Yuthavong ile ülkenin bilim, teknoloji ve inovasyon politikalarını görüştük. SORU: Tayland’da bilimin gelişmesi yolunda hükümetlerin oynadığı rolü anlatır mısınız? YANIT: Hükümet çok önemli bir rol oynuyor. Başka bir deyişle Tayland’da bilim ve teknoloji hükümetlerin önderliğinde gelişiyor. Gelişmekte olan bir ülke olduğumuz için özel sektör yeterince olgunlaşmış değil. Son beş yıl içinde ülke ekonomisinin ortalama %5 dolayında büyüdüğünü göz önüne alırsak ARGE’nin GSMH içindeki payının küçük olduğunu söyleyebiliriz. Şu anda ARGE’nin payı %0.15 dolayında. Ancak bu, olması gerekenin 10 misli altında. Bir önceki hükümetin hedefinde ARGE payı %1 dolayındaydı. Şimdiki hükümet hedefini %2 olarak açıkladı. Bence bu gerçekçi bir rakam değil. Hedefin yakalanmamasının önündeki önemli engeller nedir? 2011 yılının ekim ayında yaşadığımız büyük su taşkını özellikle bu hedefin yakalanmasını büyük ölçüde engelliyor. Bütçenin ciddi bir kısmı Bangkok’un kurtarılması çalışmalarına harcandı. Hedefin önündeki bir diğer engel de yeterli miktarda bilim insanına sahip olmamamız. İşte bu nedenle AB ülkelerine ihtiyacımız var. Gençlerimizin Avrupa’nın bilimini yerinde öğrenip, buraya dönüp uygulamalarını bekliyoruz. Bir diğer engel de ülke insanlarının temel bilimlere yapılan yatırımı gereksiz harcama olarak görmesi. Halk dışarıdan teknolojiyi satın almak varken, temel araştırmalara para ve zaman harcanmasına sıcak bakmıyor. Özel sektör de ne yazık ki aynı fikirde. Bazı şirketlerin bünyesindeki ARGE bölümleri yalnızca ürün geliştirmeye odaklı. Bilimsel açıdan su taşkını size neler öğretti? Tayland bir tarım ülkesi. Hükümet de çiftçilere büyük destek sağlıyor. En önemli tarım ürünlerimiz pirinç, kauçuk ve meyve. Bunların bol suya ihtiyacı var. Bu nedenle çok bol miktarda su tutmaya yönelik bir altyapı mevcut. Ayrıca Bangkok alüvyon özelliği gösteren bir toprağın üzerinde kurulmuş. Denizden yüksekliği 15 metre. Hepsinden önemlisi suyun kontrolü için inşa edilmiş kanalların pek çoğu yol açma bahanesi ile dolduruldu. Kaldı ki Bangkok bu kanallar nedeniyle Tayland’ın Venedik’i olarak anılırdı. Sonuç olarak geçen ekim ayında yaşadığımız su baskını, doğal afetin insan hatasıyla iyice şiddetlenmesinden başka bir şey değil. Yağmur mevsiminde aynı şeylerin olmaması için ne gibi önlemler almayı planlıyorsunuz? Bir kere resmi kurumlar arasında koordinasyon kurulması gerek. Hidroloji ve tarım bakanlıkları ortak çalışmalı. Su yönetimi konusunda daha fazla araştırma yapmamız ve bilgi edinmemiz önemli. Belki Hollanda bu konuda bize yardımcı olur. Ayrıca su yönetimi yerel yönetimlere değil, merkezi yönetimlere bırakılmalı. Bir diğer hata da ormanları yok etmemiz. Son yıllarda orman kaybı %40’lara varmıştı. Şimdi yalnızca su baskınları için değil, toprak kaymasını engellemek için de orman kaybı kontrol altına alınmalı. Güneydoğu Asya ülkeleri arasında bilimsel açıdan nasıl bir işbirliği söz konusu? ASEAN ülkeleri olarak adlandırdığımız 10 ülkede yaklaşık 600 milyon insan yaşıyor. Bugüne dek aramızda işbirliğin den çok rekabet vardı. Ancak 2015 yılında aynı AB örneğindeki gibi bir ortaklık oluşturmayı planlıyoruz. ASEAN ülkeleri, komünizm ve terör örgütleri gibi dış tehditlerden çok korkuyor. Bunun için de bir araya gelmemiz lazım. Siyasi ve kültürel birlikteliğin oluşturulmasında bilimsel alanda işbirliği çok olumlu diplomatik bir ortam yaratabilir. Bilimde de rekabetten çok işbirliğine önem vermemiz gerekiyor. Ayrıca eğitim ASEAN işbirliğinin ana nedenlerinden biri olmalı. Ülkeler arası öğrenci transferi birbirimizi daha iyi anlamamızı sağlayacak. Şu anda üzerinde çalıştığınız en önemli proje? Benim ilgi alanım enfeksiyöz hastalıklar; özellikle de sıtma. Pirinç ve kauçuk tarımına bağlı olarak ülkenin en önemli sağlık sorunlarından biri. Tayland’da birinci ölüm nedeni trafik (özellikle de motosiklet kazaları) ise ikincisi sıtma ve AIDS (Seks turizmine bağlı olarak). Biz ne kadar önlem alırsak alalım, komşularımız Kamboçya ve Myanmar bu konuda bir şey yapmadığı için sorunu kökünden halledemiyoruz. Bu konuda da işbirliği yapmamı gerek. Bir diğer proje de biyo çeşitliliği korumak. ASEAN Conservation Society adı altında kurduğumuz ortaklık dünyanın biyo çeşitlilik açısından en zengin bölgesinde yer alan bizler için öncelik taşımalı. Ne yazık ki bu konuda yeterince işbirliği yaptığımızı söyleyemem. Örneğin hayvan ve bitki kaçakçılığı önlenmeli. Tayland’da yüksek öğrenim kurumları ve temel bilim eğitimi hakkında bilgi verir misiniz? Tayland’da bilime verilen önem 1960’larda hız kazandı. Mahidol Üniversitesi başta olmak üzere Rockefeller Vakfı yardımlarıyla üniversitelerde tıp, tarım ve ekonomi eğitimine ağırlık verildi. Ancak bunca yıl sonra bile temel bilim eğitiminin çok iyi olduğunu söyleyemeyiz. Örneğin fizik ve matematikte çok iyi değiliz. İyi öğrenciler tıp ve mühendisliği tercih ediyor. En başarısızlar matematik ve fizik okuyor. 30 yıl önce doktora Prof. Dr. Yongyuth Yuthavong programlarımız yoktu. Şimdi yılda 500 PhD mezunu veriyoruz. Oysa ihtiyacımız bunun 5 ya da 10 katı. Yurtdışına bursla gönderdiğimiz çocuklarımız da tıp ve mühendisliği tercih ediyor. Temel bilimlere rağbet yok. Enerji sorunu ile ilgili projeleriniz neler? Nükleer santral konusunda neler düşünüyorsunuz? Enerji konusunda ASEAN ülkeleri olarak çok sıkı bir işbirliği oluşturmamız hepimizin yararına olur. Nükleer santrala çok sıcak bakıyorum. Ama Japonya’daki Fukuşima kazasından sonra bu projeyi şimdilik askıya aldık. Güvenlik konusunda kuşkular giderilirse biz de girişimde bulunacağız. Kısaca nükleer enerjinin uzun vadede öncelik kazanacağını söyleyebilirim. Ya genetiği değiştirilmiş gıdalar? Şu anda Endonezya ve Vietnam GDO’lu ürün yetiştirme fazında. Pratik açıdan bakıldığında GDO’lara engel olunmaması daha uygun olur. Artan nüfusu doyurmanın en pratik yolu GDO’lu ürünler. Sağlam bir bilimsel araştırmanın sonucunda elde edilecek ürünlerin zararlı olacağına inanmıyorum. *Prof.Dr. Yongyuth Yuthavong, Tayland’ın Ulusal Bilim ve Teknoloji Kurumu’nun (National Science and Technology Development Agency NSTDA) kurucularından. 19928 yılları arasında NSTDA’nın ilk başkanlığını yürüten Prof. Yuthavong, 20062008 yılları arasında Tayland Bilim ve Teknoloji Bakanı olarak görev yapmış. Kurumun BIOTEC bölümünde ekibiyle birlikte sıtma ile mücadeledeki başarılı çalışmalarından dolayı çok sayıda ödüle layık görülmüş. Mr.Malaria adı ile anılan bilim adamı bugün Ulusal Genetik Mühendislik ve Teknoloji (BIOTEC) bölümünde danışman olarak çalışmalarını sürdürüyor. DÜN YA GÖS TER GEL ER İ Karısını döven erkek haklı olabilir mi? Birleşmiş Milletler aile içi şiddete kadınların bakışı konusunda bir araştırma yürüttü; bu projede toplamış olduğu verileri (http://www.childinfo.org/attitudesdata.php) dosyasında topladı. Ne yazık ki bu çalışmada aile içi şiddetin daha yoğun olması muhtemel bazı ülkeler yer almıyor. Örneğin Çad, Cibuti, Pakistan, Güney Sudan....Oysa bu ülkelerde kadınlar Ürdünlü kadınlardan daha büyük bir baskı altında olabilir. Türkiye’de araştırmaya katılan kadınlardan en zengin beşte birlik dilime girenlerin %7’si kadına el kaldıran erkeği haklı görmezken, en yoksul beşte birlik kesimin %43’u erkeği haklı buluyor. Listenin en başındaki Ürdün’de ise en zengin dilimdeki kadınların %79’u erkeği haklı buluyor; en yoksullarda bu oran %96’ya ulaşıyor. Başka bir deyişle Ürdünlü yoksul kadın erkeğin kendi üzerinde uyguladığı her çeşit şiddeti haklı görüyor. CBT 1305/9 23 Mart 2012
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle