24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İhtiyaçlar piramidi ve Türkiye’nin okumama sorunu UNESCO, 1972’de, ‘kendini gerçekleştirmeyi’ ‘okur’ tanımlamasının içine alarak, okumayı “var olmayı öğrenme” olarak tanımlamaya başladı. Yani insan, ‘kendini gerçekleştirme aşamasında’ okumaya başladığı gibi, okumaya başlayarak da kendini gerçekleştirebilir. Ferhat Özen, Okuma Araştırmacısı, feratozen@hotmail.com; www.okuyantoplum.com C umhuriyet Bilim ve Teknoloji Dergisi’nin, 26 Ekim 2012 tarihli sayısında “Okuma Gereksinimi: Maslow’un İhtiyaçlar Piramidi” başlıklı yazıda, çoklu belirleyeni olan bir sorunu, tek bakış açısından ve denemesel rahatlıkla irdelerken, düşülen önemli kimi yanlışların altını çizmek isterim. Öncelikle, okuma araştırması bağlamında sorunu doğru tanımlamalıyız. Bireyin okumaMA, okulların okutamama ya da okumayı sevdirememe sorunu, bireylerin, kitap okumayı, yaşam boyu kültürel gereksinmelerinin bir parçası yapamayışlarını anlatır. Buna, değerli yapıtlara karşı zevk yokluğu (haz alamama) da denir... Hiç kuşkusuz ki beslenme, barınma gibi temel fiziki gereksinmeleri karşılanmamış ya da kendisi karşılayamamış bireyler “Neden okumuyorlar?” sorunsalının dışındadır. (Ancak böyleyken, zor yaşam koşullarının, çok zaman okumayı engelleyici değil, tersine güdüleyici ve kışkırtıcı olduğunu unutmamalıyız.) Söz konusu yazıda, açık ve dolaylı iletilen, temel gereksinmeleri karşılanmış kişilerin otomatik olarak okumaya geçeceği düşüncesi, dikkat çeken temel bir yanılsamadır. Çünkü çok güçlü bir yasayı tanımlayan Maslow’un İhtiyaçlar Piramidi, yazıda öyle döne döne anlatılıyor ki eğitim bilim, çocuk yazını, okuma araştırması bağlamında, başka bir çalışma yapmaya gerek yoktur; insanların midelerini doyurursanız onlar zaten kendiliğinden okumaya geçer, demeye getiriliyor. neredeyse. Ranganathan ilkeleri) Ülkemizde okulların okutamaması, eğitimimizin en acı sorunu…’Türkiye’nin güncel bunalımı’, okulların okumayan insan yetiştirmesi, eğitimin tersine çalışmasıdır. Prof. Dr. Gündüz Atalık’ın da dediği gibi, demokrasi, toplumsal ve siyasi bir aydınlanmaya bağlanmak zorundadır. 50 yıldır adeta okumayan toplum projesi uygulanıyor bu ülkede. Yazar, yukarıda sayılan gereksinmeleri karşılanan çocuğun, okumadan zevk almaya da ‘doğallıkla’ başlayacağı yargısına nasıl varıyor? Maslow’un Gereksinmeler Hiyerarşisi Kuramını (güdülemeye ve iradeye bağlı edimlere de) abartarak uygulayarak…Oysa tersi de az görülen bir durum değildir. ‘Fizyolojik gereksinmelerinin tam karşılanmaması’ nedeniyle, bunlara ulaşmak için duyacağı şiddetli istek, kişinin her yaşta ‘kendini var etmesine, (gerçekleştirmesine) itici neden olabilir. Yoksul aile çocuklarının, bol olanaklar içinde yaşayan çocuklardan daha çok okudukları, yazarların da genellikle alt gelir gurubu ailelerden çıktığı bilinen bir gerçektir. Kömür madeninde, on dakikalık molalarda okumak için cebinde kitapla çalışan işçileri anımsayın. Bu konuda Maksim Gorki örneği, tüm yoksul çocuklarını sokak lambasının ışığında kitap okumaya güdüleyecek, çok güçlü bir motiftir. Bütün çocukluğu, ağır çalışma koşullarında geçen Gorki, yine de olanak buldukça sürekli okur ve kendini bu yolla var etmeyi başarır. Bu konuda yüzlerce örnek vermek, yer yokluğu dışında hiç de zor değildir. Ayrıca yazıda, çocuğu okumaya güdüleyebilecek, evde kitaplık bulunması, aile büyüklerinin belli zamanlarda, belli bir süreyi kitap okumaya ayır YOKSUL YAZARLAR OLGUSU ması gibi kimi önerilerin küçümsenmesini de yanlış buluyorum. Örneğin, rol model oluşturması bağlamında anne babanın evde çocuğuna kitap okurken görünmesi, televizyon engeli nedeniyle, gerçekçi bulunmuyor. Bu da anne babaların çocuklarının, ‘duygu ve düşünce boyutu dengeli’ (1) bireyler olarak yetişmeleri için, günde bir saat bile tv izlemekten vazgeçmeyecekleri ön kabulünden kaynaklanıyor. Burada birinci yanlış, bilinçli velinin bu özveriyi seve seve göstereceğini, sorunun velinin eğitimsizliği olduğunu görememek. Yanlış olan “Çocukların 1 yaşından başlayarak anne baba tarafından sanatsal ve dilsel uyaranlarla buluşturulması”(2) önerisi değildir örneğin. Bu yanlış önerinin, evlerde her boş alanın televizyonla doldurulması nedeniyle, çok boşuna olduğunun ima edilmesidir. İkinci yanlış, çocuğuna, kitap oku derken, kendisi tv izleyen anne babanın da yine kendisinin sorunlu (yanlış rolde) olduğunun görülememesi, bu ailelerin eğitilemeyeceği ön kabulü üzerinden, büyüklerin model oluşturması önerisinin bile ironik bir dille karşılanmasıdır. Yazarın haklı olarak üstünde önemle durduğu, kişinin ‘kendini gerçekleştirmesi’ne ise sıranın ancak, tüm öteki gereksinmeleri karşılandıktan sonra geleceği savı da bilimsel bir çözümleme değildir. ‘Kendini gerçekleştirme’ olumsuz dış koşullara karşın, eğitimle bilinçlenerek, zorluklara karşın, iradi olarak, kendini var ederek başarılır. Bu nedenle UNESCO, 1972’de, ‘kendini gerçekleştirmeyi’ ‘okur’ tanımlamasının içine alarak, okumayı “var olmayı öğrenme” olarak tanımlamaya başladı. Yani insan, ‘kendini gerçekleştirme aşamasında’ okumaya başladığı gibi, okumaya başlayarak da kendini gerçekleştirebilir. ABD Kongre Kütüphanesi’nin sloganı da bunu anlatır: “Kitaplar bize kanat takar.” İrlanda Eğitim ve Bilim Bakanlığı da kendini gerçeleştirme sürecine, “Yaşam için öğrenme” diyor örneğin. Son söz olarak, sorunun değil çözümün parçası olmak adına, demokrasinin olmazsa olmazı okuyan bir toplum için, çok ihmale uğramış, hafife alınmış bir görev, önümüzde durmaktadır. Elimizi taşın altına koymaya da gerek yoktur. Taşı bir yerinden tutup kaldırmak gerekir. Deyim yerindeyse, selden kütük kurtarmaya, küfretmek yerine, bir ışık yakmaya çalışmalıyız. (1)Sever S. Prof. Dr. Çocuk ve Edebiyat, Tudem yayınları, 2008 (2)age DÜNYA GÖSTERGELERİ CBT 1340/ 14 23 Kasım 2012 Yazıda, ‘temel fizyolojik ihtiyaçlar’ abartılarak, sayılan gereksinmeler karşılandığında, çocuk, “…artık bu basamağın en üst noktasındaki, kendini gerçekleştirme evresine geçecektir. Bunun için de MUTLAKA kitapların o muhteşem büyüsüne kapılacaktır” deniyor. Bu önermeyi doğru kabul edersek, Türkiye’de kitap okumayanların açlık sınırında, ‘kendini güvende hissetmeyen, sevmeyen, sevilmeyen, saygı da görmeyen’ çocuklar ya da yetişkinler olduğu sonucuna varırız. Sonraki paragrafta da kimlerin kitap okumayı sevecekleri, kimlerin sevmeyecekleri Maslow’un İhtiyaçlar Piramidi’nin de dışında, bilimsellikten uzak bir keyfilik içinde sıralanıyor. Örneğin yazıda, “…kendisinin fikri danışılan, sevgiyle donatılan her çocuk, kitap okuma alışkanlığına doğallıkla sahip olacaktır “ deniyor. O zaman, eğitim bilimin de çocuk yazınının da bu konuda söyleyecek çok fazla bir sözü kalmıyor. (Oysa eğitimin özünü güdüleme, istek uyandırma oluşturur. Bu da eğitim bilimin, çocuk yazınının ve günümüzde ayrıca okuma araştırmasının alanı içinde ayrı bir disiplindir.) Bu arada okumayı sevdirmenin de yasası diyebileceğimiz, her yaşın, her duygunun bir kitabı olduğu unutuluyor. (Her okuyucuya göre bir kitap, her kitaba göre bir okuyucu vardır. KENDİLİĞİNDEN GEÇMEZLER 2060 YILINDA DÜNYA: OECD’nin tahminleri Borca batmış zengin ekonomilerde gelecekle ilgili politikaların belirlenmesinde süre hep kısa tutulur. Burada öncelik kurtarma operasyonlarına tanınır. OECD’nin uzun vadeli tahminleri bugünkü tutarsızlıklara karşın bir beyin egzersizi gibi, geri planda süregelen ekonomik ve demografik etmenleri hatırlatma vazifesi görüyor. OECD’nin 2060 yılına yönelik tahminleri (sabit satın alma gücü paritesinde) özellikle kalabalık nüfuslu ve gelişmekte olan ülkelerin, zengin ülkelerle arasını ne kadar hızlı kapatacağını gösteriyor. Zengin dünya, bu süre içinde pek çoklarının fark ettiklerinden daha büyük bir kararlılıkla ekonomik gücünü yitiriyor. 2060 yılında Asya’nın iki devi dünya GSMH’sinin %46’sına sahip olacak. Hindistan’ın ekonomisi Amerika’dan biraz daha büyürken, Çin’in ekonomisi ABD’yi sollayıp geçecek. Ancak göstergeden de anlaşılacağı üzere Çinliler ve Hintliler, refah açısından Amerikalıların hep gerisinde kalacaklar. Bu tahminlere göre Çin’de kişi başına düşen milli gelir Amerika’nın % 59’u düzeyine ulaşacak; Hindistan’da ise bu oran % 27’lerde seyredecek. Ve Amerikalılar, Fransa ve İtalya gibi gelişmiş ülkelerin başını çekmeye devam edecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle