15 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ZÜMRÜTTEN AKİSLER A. M. Celal Şengör Yunuslar sadece beyinlerinin yarısıyla uyur, bu yetileri olmasaydı nefes alamazlardı. Amerikalılar, yunusların “yarım uykularında” sanılandan daha uyanık olduklarını ve bu durumun uzun bir süre devam ettiğini saptadı. Yunuslar aralıksız on beş gün uyanık kalabiliyor. Bu şekilde doğada yaşayan yunuslar hemcinslerinden ayrılmadan ve çevredeki düşmanlarını takip ederek yaşıyorlar (Plos One). Yunusların gün boyu düzenli ekolot sinyali göndererek objeleri hissedebildikleri saptanmış. Tahminlere göre bu yeti, yunusların uyurken dönüşümlü olarak sağ veya sol beyin yarılarını kullanmaları ile ilgili, yani hayvanlar sürekli yarı uyanık. Yunuslar yarasalarınkine benzer bir eko konumlama sisteminden yararlanıyor. Gönderdikleri ultrason sinyalleri suyun içinde bulunan objeler tarafından geri yansıtılmakta. Yunuslar yankıyı yakalayarak çevrenin mekânsal bir görüntüsünü yaratıyor; bu şekilde karanlık sularda daha rahat avlandıkları gibi düşmanlarını da hissederek kaçabiliyor. Bu durumun uzun bir zaman süresi için geçerli olup olmadığını öğrenmek isteyen San Diego Deniz Memelileri Vakfı’ndan Brian Branstetter, iki büyük Tursiops truncatus yunusunu incelemiş; bir tanesi otuz yaşında dişi, diğeriyse 26 yaşında erkek. Deniz suyuyla dolu özel bir test havuzunda eko konumlamayla belli hedeflere ulaşmak zorundaydı, başarılı olduklarında bir balıkla ödüllendirilmişler. Erkek yunuslardaki başarı oranı yüzde 7586, dişilerde ise yüzde 9799 arasındaydı. Araştırmacılar yunusların “yarım beyin uykusu” sayesinde bu kadar uzun süre dikkatlerini koruyabildiklerini söylüyor. Bu yeti, yunusların uyku sırasında da suyun üzerine çıkarak nefes alabilmeleri için gelişmiş olabilir. On beş gün uykusuz çirdiği için bu mümkün değil, diyor Rio de Janeiro Federal Üniversitesi’nden Karina FonsecaAzevedo. Atalarımız bu zor durumdan yiyecekleri pişirerek kurtulmuş. Yiyecekler pişirildiklerinde daha fazla kalori veriyor. Çünkü besleyici maddeler daha iyi bedende değerlendiriliyor. Pişirmenin atalarımızın beyin gelişimi üzerindeki rolü aslında evrim biyologları tarafından uzun süredir tartışılmakta. Richard Wrangham (ABD), Homo erectus gibi öncü insanların bir milyon yıl önce büyüyen beyinlerinin enerji açlığını pişmiş yiyeceklerle kapattıklarını düşünüyor. Bazıları ise insan beyni ancak pişmiş yiyeceklerin yenmeye başlanmasından sonra büyüdü diyor. İlkel insanın yiyeceklerini tam ne zaman pişirmeye başladığı pek bilinmiyor. Bilinen en eski ateş yeri 2008 yılında İsrail’de bulunmuştu ve 800.000 yıllıktı. Fakat buradaki arkeolojik kalıntılar ateşin yemek pişirmek için kullanıldığını kanıtlamıyor. Brezilyalı bilim kadını, beden boyu insanınkiyle aynı olan bir primatın, beynini besleyebilmesi için fazladan ne kadar kalori alması gerektiğini hesaplamış: 733 kalori ve bunun için de günde fazladan 2 saat ve 12 dakikaya ihtiyacı var. Atalarımız günümüzdeki goriller gibi beslenecek olsalardı güne 9 saatlerini yiyecek aramak için geçirmek zorunda kalırdı diyen FoncecaAzevedo ve çalışma arkadaşı Suzana HerculanoHouzel, bu sonucun Wrangham teorisini kanıtladığı düşüncesinde: “Atalarımız sadece çiğ yiyeceklerle büyük beyne kavuşamazdı.” Sevgili okuyucularım, bugün köşemi, Amerikan Jeoloji Derneğinin (The Geological society of America) bir bildirisine ayırıyorum: «İtalyan mahkemesinin kararı deprem zararlarını azaltma gayretlerine zarar verecektir. Boulder, Colorado, USA Aşağıdaki beyanat bugün (24 Ekim 2012) Amerikan Jeoloji Derneği tarafından gönderildi: 22 Ekim 2012 tarihinde bir İtalyan mahkemesi uluslararası saygınlığa sahip 6 bilim insanını cinayet suçundan mahkum etti. Bilim insanları Enzi Boschi, Giulio Selvaggi, Gian Michel Calvi, Claudio Eva, Mauro Dolce ve Bernardo de Bernardinis hapse mahkum edildi, memuriyetten men edildi ve zararları ödemeleri emredildi. Bu kişiler, suçlarını l’Aquila’daki trajik 2009 depreminin tam zamanını ve doğasını öngörerek işlemeyebilirlerdi. Fakat, anlaşıldığı kadarıyla l’Aquila’nın beklediği, bu tür kesin, kısa dönem deprem tahmini mümkün değildir. Deprem sistemlerinin büyük karmaşıklığı nedeniyle fiziksel detaylar hakkındaki bilgilerimiz eksiktir; derpemlerin son derece çeşitli olabilen süreçleri birbiriyle çelişen bilgiler veriyor; ve depremlerin ölçülmesi ne yazık ki her zaman doğru olarak yapılamıyor. Apaçık görülen, bilim insanlarının «natamam», «birbiriyle çelişen» ve «doğru olmayan bilgiler verdikleri» için mahkum olduklarıdır. Amerika Jeoloji Derneği, bilim insanlarının sadece işlerini yaptıkları için mahkemeye çıkarılmasına en kesin şekilde itiraz eder ve bu mahkeme kararının ileride halka verilebilecek mesaj ve haberleri olumsuz etkileyeceğini en acı şekilde beyan eder. Bir yüksek mahkemeye gidebilecek bir temyiz bu kararı terslese bile, artık alınan karar, vereceği zararı vermiştir. Mahkemenin yapılmış olması ve hele şimdi ortaya çıkan karar, yerbilimleri topluluğunun tüylerini ürpertmiştir. Bu mahkemenin yaptıkları, depremler ve diğer doğal süreçler neticesinde meydana gelen ölümleri ve mal kaybını azaltmak için gösterilen disiplinlerarası gayretlere sekte vuracaktır. Şimdi İtalyan yerbilimcileri için «büyük riskleri öngörmek ve zararlarını azaltmaya çalışmak» için HİÇBİR neden kalmadı. Şimdi önümüzdeki görev İtalya’da ve diğer ülkelerde «mahkemenin vurduğu sismik darbenin» zararlarını azaltmaya çalışmak olmalı. Birlikte yapılacak bir kurumsal ve profesyonel zarar tamirinin ardından bilim insanları doğal âfetlerden doğan muhtemel zararı daha iyi anlamaya ve «öngörü» denen şeyin belirsizliklerini daha iyi anlatmaya çalışmalılar. Temas için: George H. Davis, Başkan, Amerikan Jeoloji Derneği, [email protected]” “Amerikan Jeoloji Derneği (AJD) 1888 yılında kuruldu, 103 ülkeden, akademik dünya, resmi daireler ve sanayiden 25.000’den fazla üyesi olan bilimsel bir kurumdur. Toplantıları, yayınları ve programlarıyla, Amerikan Jeoloji Derneği üyelerinin gelişmesine katkıda bulunur ve insanlığın hizmetindeki yerbilimlerini destekler. AJD, yer, yaşam, gezegen ve sosyal bilimler arasında ortak araştırmaları arttırır, yerbilimleri hakkında halk ile diyaloğu vurgular ve her düzeyde yerbilimi eğitimini destekler.» Sevgili okuyucularım: AJD başkanı, çok sevgili bir arkadaşım olan Profesör George H. Davis’in kaleminden l’Aquila’daki savcı ve hakimleri akıllarını başlarına almaya ve verdikleri zararı düzeltmeye açıkça davet etmektedir. İtalya’da bilim insanlarını utanmadan mahkemeye veren savcı ve bu rezil kararı alan hakimler zır cahil insanlardır, zira artık her ilkokul çocuğunun bile bildiği deprem tahmini işinin en kaba ana hatları hakkında bile belli ki herhangi bir fikirleri yoktur. Bu adamlar aynı zamanda aptaldırlar ki bu derin cehaletlerinin farkında olmayarak ülkelerine inanılmaz büyüklükte bir zarar vermişlerdir. Bu sersemlerin ülkesinde Vezüv Yanardağı Napoli gibi büyük bir şehir için bugün muazzam bir tehlike arzetmektedir. Bilim adamları yıllardır bunu yana yakıla herkese anlatıyordu. Araştırmalarını keserlerse toplumun uğrayacağı maddi ve manevi büyük zararlar karşısında o zır cahil aptallar ne yapacaklardır? İtalya’daki aktif volkanları inceleyen bilim insanlar bilgi vermekten, ikaz yapmaktan vaz geçerlerse? Eğer Napoli Körfezi/Campi Flegrei kalderası patlarsa İtalya’da ve yakın çevresinde kimse hayatta kalmayacaktır. Hukuk ve politikanın, insanlığın başına çok büyük belâlar açmadan ellerini doğa bilimlerinden çekmeleri, kararlarını ancak doğa bilimcilerden bilgi aldıktan sonra vermeleri, insanlığı bekası için şarttır. Zira bir politikacının veya bir hukukçunun doğa bilimleri bilgisi sokaktaki adamınkini geçmez. Böyle bir bilgiyle insanlığı tehdit eden doğa olaylarının da içine girdiği konularda karar almaya kalkmak aptallığın daniskasıdır ve katillikle eş anlamlıdır. İnsanlık olarak «çoğunluğun haklılığı» ve «hukukun üstünlüğü» gibi boş lâflardan vaz geçerek, çoğunluğun ve hukukçuların içinde yaşadığımız bu karmaşık evren hakkındaki bilgilerinin, onların alacağı kararları sınırladığını hatırlamaya başlayalım. O bilgiler eksik olacağı için hem çoğunluk hem de hukuk genellikle yanlış karar alır. En azından ilgili konularda politikacılar ve hukukçular doğa bilimcilerin ve mühendislerin bilirkişiliklerini ciddiye almalı. Doğa bilimciler ve mühendisler de aralarında sahtekâr ve cahilleri barındırmamaya çalışmalı. Onun için adam gibi üniversiteler şarttır. Türkiye’deki gibi bilgisiz politikacılarca tahrip edilen üniversite bu işi yapamaz, tam tersini gerçekleştirir. O zaman da ne olacağını bakın l’Aquila’la görün. İtalyan Hukukcuların İnanılmaz Cehaleti Pişmiş yiyecekler sayesinde akıllandık Büyük insansı maymunların beyinlerinin daha fazla büyümemiş olması, yiyeceklerin çiğ olarak tüketmesiyle ilgili. Yaprak, meyve ve çiğ etten oluşan yiyecekler yeni beyin hücreleri için yeterli enerji sağlamıyor. Mesela bir gorilin, insan beyni büyüklüğünde bir beyne kavuşması için her gün fazladan iki saat yemek yemesi gerekiyor. Fakat goril günün zaten yüzde seksenini yiyerek ge CBT 1337/ 7 2 Kasım 2012 Fransız ve Almanlar meme kanseri tanısında hastaya daha az zarar veren ama buna karşın daha net bir görüntü sunan düşük dozlu faz kontrast bilgisayar tomografisi üzerinde çalışıyor (Proceedings). Avrupa Sinkrotron Radyasyon Tesisi’nden Alberto Bravin ve arkadaşları memeden üç boyutlu röntgen görüntüsünü, iki boyutlu görüntülere kıyasla daha düşük ışın dozuyla aldı. Hassas meme dokusu ışınlardan korunmuş oluyor. Meme kanserinde en önemli görüntüleme yöntemi mamografidir, ancak dokunarak hissedilen tümörlerin %1020’si görüntülerde seçilemiyor. Ayrıca mamografiyle kanser tanısı konan vakaların %40’ında, dokunun incelenmesi sırasında kanserli hücre bulunmamış. Meme dokusunun özellikle de yüksek enerjili röntgen ışını için “daha geçirgen” olduğu, dolayısıyla da iki boyutlu görüntülere kıyasla 25 misli daha düşük dozun yeterli olduğu belirtiliyor. 5 bağımsız radyolog da görüntülerin, şimdiye kadarki en kaliteli üçboyutlu görüntüler olduğunu onaylamış. Yeni teknik henüz deneysel aşamada.. Nilgün Özbaşaran Dede [email protected] Meme kanseri tanısına üçboyutlu görüntü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle