Katalog

SON ARAŞTIRMALAR İnsanoğlu 1.5 milyon yıldır et yiyor yümesi durmuş. Bu etki için gerekli doz ise AIDS hastalarına verilenle aynı. Bu madde halihazırdaki kemoterapilere karşı direnç kazanan kanser hücreleri üzerinde bile etkili (Journal of the National Cancer Institute). Nelfinavir maddesi çok az zehirli olduğu ve bedende ne şekilde davrandığı da bilindiği için ilacın hemen klinik araştırmalarda kullanılabileceği söyleniyor. Nelfinavir bir tür peptidaz inhibitörüdür ve AIDS virüsünün çoğalmasında önemli bir rol üstlenen enzimi bloke eder. Daha önceki araştırmalarla da ilacın bazı kanser biçimlerinin gelişimini engellediği öğrenildiyse de HER2pozitif meme kanseri üzerindeki etkisi bilinmiyordu. Bu tümör biçiminde, kanser hücrelerinin yüzeyinde büyüme faktörleri için çok sayıda tutunma bölgesi bulunur. Bu nedenle tümör daha hızlı büyür. edildiği gibi anne sütündeki tek koku maddesine reaksiyon göstermiyor. Bunun yerine amniyon sıvısındaki birkaç içerikli bir karışımın etkili: “Doğumda anne kokusunu öğrenen yavrular daha sonra bu kokuya göre meme uçlarını buluyor.” Bebeklerin ne şekilde davrandıkları bilinmiyor, benzer veya tamamen farklı bir mekanizmadan yararlanabiliyor olabilirler. Farelerde sürpriz bir biçimde klasik bir feromen bulunmamış. Yeni doğan fareler daha çok annenin kişisel koku karışımını öğreniyorlar. Tahminlere göre her annenin farklı bir kokusu var. Feromon, doğuştan varolan stereotipik davranışları harekete geçiren bir koku maddesidir. Emme refleksini harekete geçiren bu tür bir sinyal maddesini bilim insanları kısa bir süre önce tavşanın anne sütünde saptamışlardı. Fakat La Jolla Scripps Araştırma Enstitüsü’nden Lisa Stowers, farelerde ne anne sütündeki içeriklerin ne de tükürüğün kemirgenlerin ilk meme emişinde önemli olmadığını bulmuş. Bunun yerine amniyotik sıvının kokusu çok daha büyük bir önem taşımakta. Tüm gebelik boyunca embriyoyu çevreleyen amniyotik sıvı yavrular için ilk sinyali gönderir. Anlaşıldığı üzere farklı memeli türleri yeni doğan yavrulardaki emme refleksini harekete geçirecek birbirinden farklı stratejiler geliştirmiş. Emme davranışı doğuştan varolmasına rağmen fareler doğumdan hemen sonra bunu öğrenmek zorundalar. Nitekim burundaki koku duyusu hücrelerin etkinleşmesinden sonra beyinde eksik olan sinir bağlantıları tamamlanıyor ve böylece emme refleksinin temeli atılmış oluyor. Et atalarımızın günlük yemek listesinde 1.5 milyon yıl önce yer almaya başlamış, yani bugüne kadar bilinenden neredeyse 700.000 yıl daha önce. Sonuç Tanzanya’daki bir vadide bulunan bir çocuk kafatası parçasının incelenmesiyle elde edildi. Uluslararası araştırma ekibi iki yaşındaki çocuğun kemiklerinde önemli bir gelişim bozukluğu olduğunu saptamış. Bu gelişim bozukluğu B12 vitamini eksikliğine bağlı olmalı, PLoS One). B12 vitamini etten alındığı için de ilk atalarımızın bedenleri düzenli et tüketimine uyum sağlamış olmalı. Eğer böyle bir şey söz konusu olmasaydı küçük çocukta da B12 vitamini eksikliği görülmezdi. Osteoporozun başka bir biçimi olan bu bozuklukta (Osteoskleroz) kemik dokusu tıpkı bir sünger gibi delikli ve yumuşak olur. Günümüzdeki bilgilere göre daha çok kansızlıkla ortaya çıkmakta (Complutense Üniversitesi’nden Manuel DominguezRodrigo). B12 vitamini neredeyse yalnızca etten alındığı için özellikle vejetaryenlerin yeterli miktarda B12 vitamini almaları gerekiyor. B12 vitamini eksikliğine bağlı kemik gelişim bozukluğuyla ilgili insan kalıntıları bugüne kadar yalnızca orta ve son Pleistosen dönemine ait buluntu yerlerinde ortaya çıkarılmıştı. Alt Pleistosene ait 1.5 milyon yıllık son kalıntı böylece kansızlık için en eski kanıt. Çocuktaki kansızlık için iki açıklama var: Anne emzirme süresini kısa tuttuğu için çocuk yeterli B12 vitamini alamamıştır. Ya da anne yeterli et yiyemediği için sütünde zaten hiç B12 vitamini bulunmuyordu. Fakat her ne olursa olsun bulgu, o tarihteki insan bedeninin dahi düzenli et tüketimine uyum sağladığını göstermekte ki bu da atalarımızın 1.5 milyon yıl öncesinden itibaren aktif olarak avlandıklarını söyleyen hipotezi de güçlendirmekte. logy). Davranış araştırmalarından anlaşıldığı üzere, kendilerini yalnız hisseden ve bu beyin bölgelerinde daha az gri maddeye sahip olanlar bakışları doğru değerlendirmekte de zorlanıyor. Yalnızlık kişilerin sosyal sinyalleri diğer insanlara kıyasla daha zor algılıyor olmalarına bağlı olarak gelişmekte. Yalnızlık modern toplumlarda sık görülen bir sorun. Birçok insan kendini dışlanmış hissediyor ve sosyal ilişkilerinden memnun değil. Bir kişinin bu duyguya ne kadar meyilli oluşu insandan insana değişiyor. Hatta yalnızlığa eğilim bir ölçüde kalıtsal bile olabiliyor. Ancak bu durumda hangi nörolojik faktörlerin etkili olduğu neredeyse hiç araştırılmamıştı, diyor Kanai. Araştırma çerçevesinde standart bir anketi yanıtlayan 108 erkek ve kadının beyni manyetik rezonans tomografisiyle taranmış. Bu görüntüler değerlendirilirken bilim insanlarının dikkati sol superior temporal sulcus bölgesine kaymış. Yalnız hisseden kişilerde bu bölgede daha az gri madde saptanmış ki bu beyin bölgesi işaret, bakış ve beden dili gibi sosyal sinyalleri algılamaktan sorumludur. Yavrular anne kokusuyla sütün yerini buluyor HIV tedavisinde kullanılan bir ilacın çok hızı ilerleyen bir meme kanseri türünde de etkili olduğu ortaya çıktı. Farelerle gerçekleştirilen deneyler sırasında kemirgenlere antiviral Nelfinavir maddesi verildiğinde, HER2 pozitif meme kanseri tümörlerinin bü HIV ilacıyla, meme kanseri tedavisi Memeliler için doğumdan hemen sonra annenin memesini bulup süt emmek, yaşamsal önem taşır. Bu içgüdüsel davranışın ne şekilde ortaya çıktığını Amerikalı biyologlar farelerle gerçekleştirdikleri deneylerle buldu. Buna göre, yenidoğanlar tahmin Sigara veya bol miktarda alkol içenlerde daha erken yaşlarda pankreas kanserine ya Pankreas kanseri: Sigara ve içki içenler daha erken yakalanıyor Karadeliğin etrafındaki ikinci yıldız Amerikalı astronomlar Samanyolu’muzun merkezindeki süper kütleli karadeliği en kısa mesafede eliptik bir şekilde çevreleyen ikinci bir yıldız keşfetti. S0102 sayılı gökcismi karadeliğin çevresini 11.5 yıl içinde tamamlarken, diğerinin bu yolculuğu yaklaşık 60 yıl sürüyor. Kaliforniya Üniversitesi bilim insanlarına göre yeni bulgu Albert Einstein’ın görelilik kuramı ve yüksek çekim kuvvetleri üreten karadeliklerle ilgili yeni açıklamalar getirebilir. Araştırmayı yöneten bilim kadını Andrea Ghez, S0102 ve S02 yıldızlarının “tangosuyla, karadeliğinin yakınındaki uzay ve zamanın gerçek geometrisinin” hesaplanabileceğini söylüyor. Bu yakındaki tek bir gökcismiyle mümkün değildi. Karadelikler, çöken yıldızların yoğunlaşan kütleleriyle oluşuyor ve evrenin en büyük kuvvetleridir. Bir karadeliğin kütle çekimi, ışığın bile kaçamayacağı kadar büyük. “Normal” karadeliklerin ortalama kütlesi Güneşimizden 1415 mislidir. Samanyolu’muzdaki süper kütleli karadelikler ise buna karşın milyonlarca hatta milyarlarca daha fazla kütleye sahip. Albert Einstein’ın uzay ve zamanla ilgili anlayışı kökünden değiştiren genel görelilik kuramı uzay ve zamanın, kütlenin varlığından etkilendiğini söyler. Buna göre Dünya gibi ağır cisimler, doğal çekim kuvvetleri yüzünden uzayı bükebilir. Kaliforniyalı bilimciler şimdi iki yıldızın yörüngesinde sarkaç hareketleri arayarak, bükülme etkisinden etkilendiklerini kanıtlama peşinde. “The ShortestKnoqnPeriod Star Orbiting Our Galaxy’s Supermassive Black Hole” isimli araştırma, Science’da yayımlandı. Bir insanın kendisini yalnız hissedip hissetmediğini beynini inceleyerek söylemek mümkün. Sosyal olarak dışlanmış hisseden insanların, şakak loplarındaki küçük bir bölgede normalden daha az gri madde bulunuyor. Sonuç, 108 kişinin beynini inceleyen İngiliz bilim insanlarına ait. Söz konusu beyin bölgesi her şeyden önce sosyal sinyallerin algılanmasından sorumlu ve örneğin bir insanın diğer insanların bakışını ne şekilde algılayıp değerlendirdiğini çalıştırıyor (Current Bio Yalnızlık beyinden okunuyor CBT 1335/ 6 19 Ekim 2012