24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Türkiye’de internet 18 yaşında! Gagarin’in uzaya çıkışının 50.yıldönümü T ürkiye internetin 18. doğum gününü kutluyor. Biz, Bilişim Sivil Toplum Kuruluşları halkımızı bu vesile ile interneti düşünmeye, tartışmaya, internetten birey, kurum ve ülke olarak nasıl yararlanırız sorusunu sormaya, internete sahip çıkmaya, internet politikalarını konuşmaya çağırıyoruz. Türkiye’nin %33’ü için bugün internet vazgeçilemez konumda. Bu kesimin hayatı ve ilgili sektörler köklü bir şekilde değiştirmeye başladı. Bu değişimleri birkaç yıl önce hayal bile edemezdik. nternet sanayi devrimi boyutlarında köklü bir değişimi temsil ediyor. nternet hiç birimizin tahmin edemediği inovasyonları ortaya çıkarıyor. nsanlık, adına Bilgi Toplumu dediğimiz yeni bir toplum biçimine geçmenin sancılarını yaşıyor. nternet tüm bu gelişmeleri taşıyor, temsil ediyor. nternet bir yandan bireyi özgürleştiriyor, onu üretici ve tüketici olarak öne çıkartıyor; öte yandan dünya üzerinde geniş kitlelerin örgütlenmesini, birlikte üretmesini, birlikte hareket etmesine katkıda bulunuyor. Hiyerarşik yapıları yıkıyor; sınırları büyük ölçüde ortadan kaldırıyor; zaman ve mekanın etkisini azaltıyor. Bunun sonucunda bazı sektörler de çok ciddi değişimler söz konusu. Bilgi bir üretim faktörü oldu. Temel zenginlik kaynağı, bilim, teknoloji arge ve inovasyon oluyor. Ulusların asıl zenginliklerinin yetişmiş yurttaşlarının beyinlerinde bilgi olduğu ortaya çıkıyor. Ülkeler kamu hizmeti, katılım, saydamlık, demokrasi ve yönetişim kavramlarını yeniden tanımlamaya çalışıyorlar. Dünya yurttaşları, daha özgür, daha saydam, daha katılımcı bir dünya istiyor; refahtan daha fazla pay istiyor. nternet bunları kendiliğinden sağlamıyor ama ortam sağlıyor, hızlandırıyor. Dünya Nerede, Türkiye Nereye Gidiyor? Bugün dünyada 2 milyarı aşkın insan internet kullanıcısı. nternete kayıtlı bilgisayar sayısı 818M (Milyon). 313 M web var. 120M’si uluslarası, toplam 205M kadar alan adları var. Blog ve video sayısının yüz milyonlar ölçüsünde olduğunu biliyoruz. Türkiye’ye gelince 30 milyon civarında kullanıcı olduğunu düşünüyoruz. nternet kullanım istatistikleri ciddi bir sayısal bölünmeyi ifade ediyor. Internete kayıtlı bilgisayar sayısı 4 milyon rapor edildi. Türkiye adresli 1 milyon 250 bin civarında alan adı var; bunun 250 bini .TR altında gerisi yurt dışında. Yurt içinde ve dışında blog ya da web sayfası olanların birkaç milyonu olduğunu tahmin ediyoruz. Türkiye Gemisi Rotasını Bilgi Toplumuna henüz döndüremedi! Türkiye nternetinde çok başarılı unsurlar var. Pek çok bakımdan dünya ortalamasını yakaladık. Finans ve bazı edevlet uygulamalarında Avrupa’nın da ilerisindeyiz. Ama, kullanım, fiyatlar, serbestleşme, ve çeşitli Bilgi Toplumu ndekslerinde OECD ve Avrupa içinde epey geriyiz. Kabaca değerlendirirsek; dünya ortalamasını yakaladık ama, Avrupa ortalamasını yakalayamadık. Örneğin, Birleşmiş Milletler edevlet indeksinde 192 ülke arasında 69 konumdayız. CBT 1257/8 22 Nisan 2011 Dünya ekonomik forumunun Bilgi Toplumu indeksinde sürekli geri gidiyoruz: 55/127, 61/134, 69/133 (133 ülke arasında 69.). Dünya rekabet indeksinde 69/139 durumdayız. Toplumsal cinsiyet indeksinde 105/115, 121/128, 123/130, 129/134, 126/134. OECD istatistiklerinde ya en sonuncuyuz ya da sondan ikinciyiz. AB 27+ listesinde çoğunlukla sonuncu ya da sondan 2. ya da 3. oluyoruz. Düzenli internet kullananlar %25 civarında. TUK verilerine göre %58 hiç internet kullanmadı. Bu kırsal kesimde kadınlar için %85 gibi yüksek bir oranda. Katılımcı Kurumsal Yapı Gerekiyor Ülkemiz internet projelerine ciddi para yatırıyor. Ama, dağınıklık, sahipsizlik, kendine zarar verme göze çarpıyor. Bizim önerimiz, ana işi bu olan bir siyasinin sorumluluğunda, müsteşarlık/bakanlık düzeyinde bir yapılanma. Tüm paydaşları: özel sektörü, STK’leri, üniversiteleri, basını ve yurttaşları kapsayan katılımcı yapılar, sık gözden geçen eylem planları ve saydam çalışan, rapor sunan, hesap veren yapılar kurulmalı. Bu kurumsal yapı bilişim, bilim, bilgi, arge ve inovasyonu esas alan ve Bilgi Toplumunu hedefleyen bir ulusal strateji ışığında tüm toplumu koordine etmelidir. Yasaklar Türkiye’ye Zarar Veriyor! Ülkemizdeki kafa karışıklığının çok somut örneği internet yasaklarıdır. Dünya ile bütünleşmek, AB’ye üye olmayı hedef alan bir Türkiye’nin dağınık yapılarla 10 bine yakın webi yasaklaması, youtube yasağının 3 yıla yakın sürmesi, 14 Mart’ta kalkan Blogspot.com yasağının, medarı iftiharımız UYAP’a rağmen, hâlâ sürüyor olması; ülkemizin nterneti algılamakta ve kendini uyarlamakta yaşadığı kafa karışıklığının göstergesidir. nternetden Korkmayın, Onu Ciddiye Alın! Tüm yurttaşlarımızı, aktif olarak nternet Haftası’na katılmaya davet ediyoruz. Evde, okulda, işyerinde nterneti konuşun, tartışın. nternetten korkmayın! Onu öğrenin! Olanaklarını ve olası risklerini öğreninin. nterneti kendinizi geliştirmek, işinizi geliştirmek, daha iyi yapmak, daha iyi dünya vatandaşı olmak için kullanın. Nasıl elektriği, telefonu sorgulamadan kullanıyorsanız, interneti de aynı ölçüde doğal, yaşamın bir parçası olarak kabul edin. Kendinizi özgürleştirmek, yenilemek için kullanın. Demokrasiyi geliştirmek, bir yurttaş olarak katkınızı göstermek için kullanın, toplumsal katılım ve denetim için kullanın. Bildiklerinizi, düşündüklerinizi, öneri ve eleştirilerinizi paylaşmak için kullanın. nternet, insanlığın gelişmesinde önemli bir aşamayı temsil etmektedir. nternet, dünya ile bütünleşmek, AB’ye girmek isteyen, özgür bireylerin oluşturduğu, çok renkli ve çok sesli bir Türkiye için vazgeçilemez bir araçlar bütünüdür. Gelin, nterneti kalkınmamızı hızlandırmak, demokrasimizi geliştirmek, ortak aklımızı oluşturmak, bireyler olarak kendimizi geliştirmek, birlikte üretmek için kullanalım. Bilişim STK Platformu, http://internethaftasi.org.tr Uzay yolculukları gerekli; devam etmeli! Yuri Gagarin’in 12 Nisan 1961’de fırlatılan Vostok kapsülüyle dünyanın çevresinde yaptığı tarihi yolculuğun üzerinden tam 50. yıl geçti. Scientific American dergisinin 5 Nisan tarihli online edisyonunda yer alan Lawrence M. Krauss imzalı makalede, 50 yıl içerisinde uzay yolculuklarına niçin ara verildiği, uzay araştırmalarında bugün hangi noktaya gelindiği konusunda bilgi veriliyor. e yazık ki bu hedeflerin hiçbiri gerçekleşmedi. nsanın uzayı keşfi 100 milyar dolarlık bir tenekenin (Uzay stasyonu) Dünya yörüngesinde dönmesiyle sınırlı kaldı. Bir iki macera sever milyarderden başka uzaya çıkmaya niyetlenen olmadı. Haberleşme uydularının dışında uzay, insan elinin ürünü olan sanayiden mahrum bırakıldı. N Peki ne oldu da daha sonra uzay yolculuklarına devam edilmedi? nsanlı uzay uçuşlarından ve insanlığın geleceği için büyük önem taşıyan uzay projelerinden niçin vazgeçildi? Yanıt aslında çok basit: Somut gerçekler düşlerin ya UZAY YOLCULUKLARINI ENGELLEYEN NEDENLER kaydedildiğini bilmekte fayda var. nsanların hayatta kalmasının imkânsız olduğu bölgelere robotlar gönderildi ve insan duyularının kapasitesinin çok üzerinde yeteneklere sahip cihazlarla evren incelendi. Bütün bunlar bir insanın uzayda soluk alması için harcanacak paraların çok altında bir maliyetle gerçekleştirildi. lk uzay araçları Mars’a gönderildi. Ve bugüne dek uzaya gönderilmiş en pahalı ve en önemli insansız araç olan Hubble Uzay Teleskopu, Uluslararası Uzay stasyonu’nun Dünya’ya gönderdiği bilgilerden daha fazlasını sağladı. Ayrıca robot teknolojisi de her geçen gün biraz daha gelişiyor. şama geçirilmesini engelledi. nsanın uzay yolculuğu hem pahalı hem de tehlikelidir; ayrıca gerekliliği de bilimsel olarak kanıtlanmış değildir. Bütün bu faktörlerin çıkış noktası tek: nsanın uzayda dolaşmasının maliyeti çok yüksektir ve paranın büyük bir kısmı yolculuk sırasında insanı hayatta tutmak için harcanır. Sonuçta uzay uçuşlarına tahsis edilen bütçeden diğer araştırmalar için ayrılan pay o kadar az kalır ki, bu miktar ile dişe dokunur bir şey başarmak mümkün olmaz. Bu “acı gerçeklere” bağlı olarak uzay yolculukları bugüne dek düşten öteye gidemedi. Bütün bunlar uzaya insan göndermenin gereksiz olduğu anlamına gelmiyor. Eğer insan türü soyunu devam ettirecekse, gezegenimizin dışında ileri karakolların kurulması şarttır. Dünya, işsizlik ve bütçe açıklarıyla uğraşırken, insanları uzay araştırmalarına yatırım yapmaya ikna etmek biraz zor olacak. Ancak uzay araştırmalarının bilime olan büyük katkısı düşünüldüğünde maliyetler göz ardı edilebilir. Örneğin Mars’ta kalıcı bir üs kurmak milyarca dolara mal olabilir. Böyle bir proje şimdilik hayalden öteye gitmese de uzun vadede bur zorunluluk olarak ortaya çıkabilir. Şu anda uzay uçuşlarını duraklama evresinden çıkartmanın bir yolu da astronotları tek yönlü görevlere göndermektir. Bu görevin maliyeti, bir gezegenin yüzeyinde kalıcı üs kurma maliyetinin çok küçük bir yüzdesini aşmaz. Böyle bir görev Dünyamız ve Güneş Sistemi’ndeki diğer gezegenler ile ilgili çok değerli bilgelere erişmemizi sağlayabilir. UZAY YOLCULUKLARI GEREKS Z DEĞ L! GEL ŞMELER OLMADI DEĞ L! Her şeyden önce bazı ilerlemelerin Türkçesi: Reyhan Oksay Kaynak:http://www.scientificamerican.co m/article.cfm?id=rethinkingthedream&WT.mcid=SACATSPC20110407& sc=emailfriend
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle