Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HUKUK POL T KASI Hayrettin Ökçesiz okcesizhayrettin@gmail.com Yarın 23 Nisan Bu siyasetçilerin yaptıkları işgüzârlık değilse, işbirlikçiliktir. İnsanlıktan çıkmışlarla, insancıl olmayan sosyal, siyasal, iktisadi yapılarla, kölelerle, efendilerle kurulan bir işbirlikçilik... Kimi bilmeyerek, saflığından katılıyor buna. Bu yolda en çirkini, yüzde on barajının üzerine pişkinlikle, utanmadan, sıkılmadan kurulmak; buna göre seçilecek köle vekillerle güya özgürlükçü bir anayasa yapmayı seçmene pazarlamak; seçmenden meclisi epeyi dolduracak denli oy toplamak; ardından eski çarkları yeniden yağlayarak gemilerini yüzdürmek… Figüranlarınki de daha az çirkin değil hani. Aynı yolla zengin olmayı düşleyen lümpenler gibiler. Yanlış, haksız olanı nasıl olur da bilmezler? Hamamın namusunu kurtarırcasına cılız bir sesle bu sedde karşı çıkıyor olmaları yeterince gizleyemiyor ayıplarını. Atatürk bunlardan söz ediyor ama, gözbebeği gibi koruyup, kolladığı Türkiye Büyük Millet Meclisini böyle dolduracaklarını doğrusu düşünmüyor. O, parlamentonun hâlâ ve daima “Büyük Millet Meclisi” olarak kalacağına inanıyor. Milletin o büyük meclisinin en çetin kalelerden daha sarp ve zapt edilemez olduğunu düşünüyor. Bu düşüncesinde sağlam kanıtları, deneyimleri var: Bu halk, bu işbirlikçileri hep gitmek istedikleri o İstanbul’a yollayarak, asla zapt edilemeyecek bir meclisini her zaman yeniden kurar. Belki bunun için O, sevgili gençliğine, “Büyük Millet Meclisi”nden, elden çıkabilecek bir kurummuş gibi söz etmiyor. Bu milletin, bu halkın, bu insanın, bu yurttaşın istencinin ve usunun yasama ve yargı gücüne işgali olanaksız bir yeti olarak bakıyor. Yarın 23 Nisan. Bu Millet, bu Halk, özgür ve onurlu Meclisini kuşkusuz daima kurar. Belli ki yarı bilinçle, belki tavşan yüreğiyle “direnme”den söz eden o partiye yarından önce bir çift sözümüz olsun: oy pusulasından çekilin! Hele bu önümüzdeki yasama döneminde anayasa yapacaklarsa, bu seçim ve siyasal partiler yasasıyla seçime girmeyin! Her zaman yaptığınızı bu kez yapmayın. Direnme budur! Böyle bir meclisin anayasa yapamayacağını biliyor olmalısınız. Geç oldu demeyin. Bunu diyeceğiniz o gün, böyle giderseniz, zaten yakında gelecek. Ya da, bu antidemokratik engelleri kaldırmak ve hemen ardından yeni bir seçime gitmek için katılın bu seçime. Yalnızca bunu vaat edin bize. Siyasetçiler! işbirlikçi değilseniz, işgüzârlığın da zamanı değil. İnsana, halka, yurttaşa saygıyı bilmeksizin, hangi işin yeterince bilinebileceğini sanıyorsunuz tanrı aşkına? Bilmemiz gereken ilk şey bu saygı; bu saygının temelinde yatan bilime, bilgeliğe saygı değil de, nedir? Kabalıkla hangi inceliği görüp, gösterebiliriz? Saygı uzmanlık gerektirmez, ama uzman kişinin içinde ve işinde insana, halkına içten bir saygı gerekmez mi? İşgüzârlar bunu da bilmezler. Yurttaşlar! Bu koşullarda seçime katılmayı kendilerine zül sayamayan bu partileri seçmeyin. Bu saygısızlığı kendinize bir kez daha yaptırmayın! Lağımcıların işini kolaylaştırmayın! Ölümü gösterip, ölümcül bir illeti size iyileşecek bir hastalık gibi anlatmalarına kanmayın. Ölümü görüyorsanız, çaresini de siz görürsünüz. Oy pusulasını, bir anı olsun diye, alın gelin evinize. Ya da oyunuzu, bu tuzakları kaldırıp, derhal yeniden seçime gitmeyi bir namus, şeref sözü olarak size verecek olan partiye verin. Yarın son 23 Nisan olmasın. Yarın son 23 Nisan olmayacak! Anadolu’yu vermeyeceğiz. Anadolu Ankara’ya yürüyor! Yedi ikliminden adım adım, kervan kervan doğa ve insan adına; ulusal bağımsızlık, insanlık onuru, doğanın onuru adına Anadolu Ankara’ya yürüyor, onu yeniden Cumhuriyet bilgeliğinin Başkenti yapmak için. Bu akın güçlenerek sürecek. Bunun için siz de zamanı gelince müstevlileri ve işbirlikçilerini, işgüzârları seçim pusulasında yalnız bırakın. Kazansalar da kaybettiklerini görmeliler. Onlar bir zamanlar onursuz reçetelere rıza göstermeyip, onurlu ölümü göğüsleyen Anadolu’nun kendisini nasıl sağalttığını; nasıl coşkuyu, sevinci bayraklaştırdığını anımsayarak, korkmalılar! Siz yeter ki, direnin! *** Çıktı: Hukuk Felsefesini Yeniden Düşünmek, hazırlayan: İoanna Kuçuradi, İstanbul 2011 İSMAİL HAKKI TONGUÇ Aramızdan ayrılışının 50. Yıldönümü ve Okulöncesinden Yükseköğretime Eğitim Sorunları, Çözüm Önerileri Prof. Dr. Nevz at Kavcar, DEÜ Buca Eğitim Fakültesi öğretim üyesi ve KETAM Md. Yrd. Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED) yayını olan bu kitapta, “Elimden gelse, bütün dünya okullarının programlarına insanın insanı sömürmemesi adlı bir ders koyardım” diyen .H.Tonguç’un anısına 2022 Mayıs 2010 tarihleri arasında zmir’de düzenlenen sempozyumda sunulan bildiriler yer almakta. Bu sempozyum YKKED ile Dokuz Eylül Üniversitesi Köy Enstitüleri ve .H.Tonguç Araştırma ve Uygulama Merkezi (KETAM) işbirliğiyle düzenlendi. Sempozyuma zmir Büyükşehir Belediyesi ile Konak, Karabağlar, Balçova, Bornova, Bayraklı ve Çiğli belediyeleri önemli katkılar sağladı. Kitap “ .H.Tonguç ve Cumhuriyet Eğitim Devrimine emek vermiş tüm eğitim devrimcilerinin anılarına” bir armağan kitap niteliğinde. “Köy Enstitülerinin kuramcısı ve uygulayıcısı .H.Tonguç, 67 yıllık (18931960) yaşamının çok önemli bir bölümünü yoksul halk çocuklarının hayatlarının eğitim yoluyla değişmesi, köyün içten canlandırılması çalışmalarıyla geçiren, günümüzde aşılamayan bir eğitim devrimcisidir.” 693 sayfalık kitapta önsöz ve Tonguç’un yaşamöyküsü ile sempozyumda 16 oturumda sunulan 75 bildirinin tam metni var. Öte yandan, .H.Tonguç’un bir sempozyumla anılmasına ilişkin haber, sempozyumun sonuç bildirgesi ve değerlendirilmesine yönelik yazılar YKKED’in yayın organında ayrıntılı biçimde yer alıyor (Yeniden MECE, Sayı 27, Haziran 2010). Değerlendirmede, sempozyumda öne çıkanlar aşağıdaki başlıklar altında ele alındı: Köy Enstitüleri özgün bir modeldir. Köy Enstitüleri bir dönüşüm projesidir (“Köy Enstitüleri projesi sömürüsüz bir dünya yaratma projesidir.”). Köy Enstitüleri Türk eğitim sisteminin en önemli ve tek başarı öyküsüdür. Köy Enstitüleri yönetsel açıdan özel bir örnektir. Köy Enstitüleri korkuyu yenmiştir (“ nsanoğlunun en büyük zaferi korkuyu yenme zaferidir.”). Köy Enstitüleri mimari açıdan da dünyanın en özel projelerindendir. Köy Enstitüleri sanatla iç içedir. Köy Enstitüleri günümüze ve geleceğe ışık tutmaktadır. Sempozyum bildirilerinin bir bölüğü doğrudan Tonguç’un yaşamı, düşüncesi, eylemi üstüne yoğunlaşırken, bir bölüğü de ülkemizin eğitim sorunlarına ve bunların çözüm önerilerine yönelik. Bu niteliğiyle kitap; Köy Enstitüleri, .H.Tonguç ile eğitimin ve ülkemizin güncel ve evrensel sorunlarına ilgi duyan eğitim araştırmacıları, eğitim tarihçileri, öğret menler, öğretmen adayları ile duyarlı gerçek aydınlar için bir başvuru kaynağı konumundadır. Kitap için iletişim:Tel ve faks: 0232 256 5262, www.ykked.org.tr; ykkedernegi@yahoo.com.tr ARKEOLOJİ VE SANAT DERGİSİ Derginin 136. sayısındaki yazılardan: Türkiye Arkeolojisi’nin Toprak Ana’ları: Halet Çambel Nimet Özgüç Fahri Işık.. ş’i Görev, Arkeoloji’yi Bilgi, Bilim’i Değer Olarak Gören Bir nsan: Halet Çambel. (Mehmet Özdoğan Nezih Başgelen). Önasya Arkeolojisi’nin Türkiye’deki Öncülerinden Prof. Dr. Nimet Özgüç (Aliye Öztan). Barakat Sanat Galerisi Lo 635 Numarali “Hitit Kabartmasi” Üzerine Bir ÖnDeğerlendirme (S. Gökhan Tiryaki). Urartu Dönemi Taki Sanatı Üzerine (Veli Sevin). Stadiasmus Patarensis: Likya’nın Roma Yolları (Sencer Şahin). Yenikapı Batıklarının Akdeniz Gemi Yapım Teknolojisindeki Yeri (Işıl ÖzsaitKocabaş). Kraliçenin “Şifresi”ni Çözenler (Zeki Arıkan). Halet Çambel Ve Troia Tarihi Milli Parkı (Rüstem Aslan). Www.Arkeolojisanat.Com Tel: 0212 293 03 78 GÜNEŞ ENERJİSİNİN EL KİTABI CBT 1257 / 15 22 Nisan 2011 Ezinç Metal AŞ’nin desteği ile çalışmalarını sürdüren ve kısa adı EZGESEM olan Güneş Enerjisi Sürekli Eğitim Merkezi’nin yöneticisi smail Alp tarafından derlenen ve Güneş Enerjisi adını taşıyan kitabın yayına hazırlanmasında Oğuz Öztürk ve Mustafa Çantaoğlu görev aldı. Kitabın takdim yazısını Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ezinç yazdı. Kitapta güneş enerjisinin önemi, güneş enerjili sıcak su hazırlama sistemleri, güneş kolektörleri, düzlemsel güneş kolektörünü oluşturan ekipmanların özellikleri, güneş kolektörlerini yerleştirme açıları ve montaj şekilleri, Cebri sirkülasyon güneş enerjisi sistem teknik hesabı, güneş enerjili sıcak su sistemlerinin tarım alanlarında uygulanmasında dikkat edilecek hususlar ve güneş enerjisi sıcak su üretim sistemlerinin lejyoner hastalığı ile ilişkisi anlatılıyor. Kitapta ayrıca 60 grafik, 27 tablo, 81 fotoğraf yer alıyor. Ali Ezinç, kitabın sunuş yazısında şöyle diyor: “Dünyada fosil enerji kaynaklarının pahalı, çevreye zarar veren ve azalmakta olduğu gerçeği 21. yüzyılın en önemli problemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunun çözümü yenilenebilir enerji kaynaklarındadır. Güneş enerjisi yenilenebilir enerji kaynakları içinde en yaygın, kullanılabilir ve kolay erişilebilir olanıdır.” Güneş enerjisi ile ilgili hazırlanan bu kitabı EZGEMSEM’den ücretsiz olarak temin etmek mümkün.