Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YEN ZÜMRÜTTEN AK SLER A. M. Celal Şengör Ürünler Suya dayanıklı kablosuz hoparlör Logitech firması yeni LBTSPWP 100 kablosuz hoparlörünü suya dayanıklı bir gövde içine yerleştirdi. Yeni hoparlör örneğin havuz veya deniz kenarında kullanılabiliyor ve Bluetooth bağlantısıyla çok sayıda aletle çalışıyor. Hoparlör sesli içerikleri akıllı telefondan hoparlöre aktarılmasına izin veren Bluetooth AVRCP profilini destekliyor. Akü 150 saat kadar müzik dinleme keyfi sunuyor. Bilgi için: http://winarco.com/logitechwaterproofwirelessspeaker/ sayarına bağlanıyor. Fotoğraflar isteğe göre JPEG veya TIF formatında, yaklaşık olarak 3600x2400 piksel çözünürlükle kaydediliyor. Desktop Photograph to Digital Picture Converter, Mac, Windows 7, Vista ve XP işletme sistemleriyle uyumlu. Fiyatı: 100 Dolar civarında. Bilgi için: http://www.hammacher.com/Product/78841 Yıllar önce, sevgili dostum Kemâl Gürüz YÖK başkanıyken, eşiyle birlikte ziyarete gelmişti. Hafta sonunu bizim teknede Marmara Denizi’nde dolaşarak geçirelim dediydik. Sarhoşlarla dolu bir teknenin saldırısına uğradığımız ve komik olaylarla dolu bir gecenin akşamında, Kemâl belgelerini yanında getirdiği bir projesini bana anlattı... Sınavsız Üniversite Girişi Giderek üniversite giriş imtihanlarını kaldırmak, bu şekilde dershane sorunundan kurtulmak ve lise eğitimine gereken değeri tekrar vermek projesinin esas amaçlarıydı. Kemâl UNESCO’nun, 2009’da yayımladığı «100 VoicesA Decade of Inspiration and Achievement in Higher Education» (100 SesYeksek Eğitimde On Yıllık İlham ve Başarı) adlı kitaba almayı uygun gördüğü yüksek öğretimin dünyadaki en önemli kişiliklerinden biridir. (Bilebildiğim kadarıyla tek bir gazete veya televizyon bu önemli haberi yayımlamayı ne hikmetse uygun görmedi). Kemâl’in plânı basit, basit olduğu kadar da cesurdu ve en temel öğesi öğretmene ve öğrenciye güven duymasıydı. İlk iş, üniversite giriş sınavını yeteneğe indirgemek, bu arada dershaneleri devre dışı bırakarak lise eğitimine ve lise bitirme imtihanlarına ağırlık vermek. Sonra kademeli olarak üniversite giriş imtihanlarını kaldırmak ve her lise mezununun üniversite birinci sınıfa kabulünü imtihansız gerçekleştirmek. Birinci sınıf sonunda başarısız olan öğrenciyi elemek ve başka eğitim alanlarına (meslek eğitimi gibi) yönlendirmek. Böyle bir sistemde en önemli roller lise ve üniversite öğretmenlerine düşecektir. Özellikle üniversite öğretmenleri, birinci sınıf sonunda başarısız olan öğrenciyi acımasızca elemek zorunda kalacaklardır (örneğin Fransa ve İsviçre bunu yapıyor). Lise öğretmenleri ise öğrencilerine sıkı bir temel eğitim vererek mümkün olduğu kadar elenmemelerine temel hazırlamak zorunda kalacaklardır. Öğrenciye düşen ise lisede iyi bir eğitim alıp, üniversitede tutunmaya gayret etmek olacaktır. Nereden bakarsanız bakın, yani herkes için, kazançlı bir sistem. Peki üniversiteden atılan genç ne olacak? Onlar için ise meslek yüksek okulları, yaşamlarına hazırlanmaları için bir seçenek oluşturacaktır. O zaman o lisenin mezununu veya bu lisenin mezununu üniversiteye şu veya şu puanla alalım sıkıntısı kalkacağı gibi, herkes eşit olarak birinci sınıfta seçtiği alanda yarışacak. Bu sistemin bir olumsuz yanı, üniversite birinci sınıflarının çok şişkin olmaları ve derslerde öğretmen/öğrenci ilişkisinin zayıf olması olacaktır. Ancak birinci sınıfta zaten lisedeki bazı bilgilerin tekrarı ve seçilen alana giriş yapılmasını sağlayan basit dersler olacağından bunun önemi yok. Kemâl zaten üniversitede lisans düzeyinde çok katı bir dal ayırımının öğrenciye empoze edilmesine karşıydı. İsteyen öğrencinin kolayca dal değiştirmesine imkân verecek, bürokrasisi az ve disiplin duvarları ince bir sistem öngörüyordu. Onun istediği hemen herkese gerek üniversitede gerekse de meslek yüksek okullarında bir eğitimin kaliteli bir şekilde verilebilmesiydi. Sanırım bugün gençlerimizin talepleri de bu yöndedir, ancak ne bugünkü hükumetin, ne YÖK ve ne de ÖSYM yönetiminin müktesebat ve yetenekleri böyle bir sistemi kurup işletmeye elverişlidir. Ben, şimdiki YÖK başkanını hiç tanımadığım halde, akademik geçmişine bakarak kendisinin müktesebat ve yetenekleri hakkındaki kanaatimi atanır atanmaz söylemiştim ve bu basında yer bulmuştu. Zaman bu yargının yanlış olmadığını gösterdi. Dolayısıyla öğrencilerimizin YÖK ve ÖSYM başkanlarının ve ekiplerinin değişmesi gerektiği yönündeki arzularına katılmamak mümkün değil. Türkiye’de eğitimin 1946’dan (yani dâhi eğitimcimiz HasanÂli Yücel’in Millî Eğitim bakanlığından «gönüllü» uzaklaştırılmasından) beri sorunu, politikacıların popülist ama akılsız müdahalelerinin eğitimin başına sürekli eğitimi yetersiz, yeteneği sınırlı, dünya görüşü dar insanları getirerek, eğitimin hem sistemini hem de içeriğini tahrip etmeleridir. Öğrencilerimiz öncelikle bilgili ve yetenekli yönetici ve öğretmen talep etmeli, böyle olmayanları (bugün yöneticiler hakkında yaptıkları gibi) ifşâ ve protesto etmeliler. Bu protestoların özellikle aşırı uç politik kışkırtıcılarla sabote edilmesine ise kat’iyetle engel olmalılar. Protestonun amacı politik değil, eğitimin düzeltilmesi olmalıdır. Halkımızın, gençlerimizin bu haklı çığlığına destek vermesi ülkemizin geleceği açısından olmazsa olmaz bir şarttır. Dolayısıyla gençler verdikleri oylarla, daha küçük olanlar ise aileleri üzerinde baskı kurarak eğitimi perişan edenlere kat’iyetle oy verilmemesini sağlayarak ülkemizi bu girdaptan kurtarmalılar. Aksi takdirde sonumuz Afganistan’dır. Bu tahmini aşırı kötümser bulanların Pakistan’ın 20. yüzyıl içinde Hinduistan’ın (Hindistan değil!) bir parçasıyken Pakistan olup daha sonra bölünene kadar geçirdiği evrime bakmalarını öneririm. DisplayLink teknolojili yeni USB adaptörü Sunix firmasının VGA2788 USB DisplayPort adaptörü USB 3.0 girişine bağlanabiliyor. Adaptör DisplayLink teknolojisi sayesinde 2048x1152 piksel çözünürlüğe kadar görüntü verirken sadece 400mA’lık elektrik enerjisi harcıyor. HDMI girişiyle ise örneğin ekranı veya HDTV televizyonda yüksek çözünürlüklü (1920x1080 veya 2028x1152 piksel) görüntüler izlenebiliyor. Adaptör USB 2.0 girişine de bağlanabiliyorsa da aynı çözünürlükte görüntü vermiyor. Bilgi için: http://www.itechnews.net/2011/04/05/sunixvga2788usb30tohdmiadaptersupports1080pfullhd/ Bisiklet sürücülerine mini camcorder Sanwa firması bisiklet sürücülerine özel mini camcorder geliştirdi. Bike Mini DC markasıyla satılan ürün bisiklete kolayca monte edilebiliyor. 50x85x23mm boyutlarındaki aletin 5 megapiksellik CMOS sensoru, 40MB bellek kapasitesi ve 32GB’a kadar olan bellek kartları için MicroSD kart girişi var. Fiyatı: 272 Dolar. Bilgi için: http://www.geekstuff4u.com/bikeminidvcamera.html Mini PC LPC670 Stealth firmasının LPC670 mini PC’si küçük olsa da beyni büyük makineler kadar. Intel Arrandale Core i5520M, Core i5580M veya Core i7620M, 8GB DDR3 RAM bellek, DVD veya BlueRay oynatıcı gibi özellikler dışında 750GB 2,5 inç HDD veya 128 GB SSD, 802. 11g WiFi, gigabit Ethernet, HDMI ve DVI’ya sahip. Fiyatı: 1650 Dolardan başlıyor. Bilgi için: http://thetechjournal.com/electronics/computer/stealthlpc670minipc.xhtml Sony Walkman NWZB162F MP3 çalıcısı Sony firmasının Walkman NWZB162F serisindeki yeni MP3 çalarları çarpıcı renkleri ve ilginç tasarımıyla dikkat çekiyor. Yeşil, mavi, altın sarısı, kırmızı, pembe ve siyah renk seçenekleri bulunan yeni MP3 çalarlarının 3 inçlik LCD ekranı, 2GB Flash belleği, FM radyosu, diktafon işlevi, USB girişi gibi teknik özellikleri var. Lityum akü 18 saat kadar dayanıyor. Fiyatı: 45 Dolar. Bilgi için: http://translate.google.com/translate?hl=en&ie=UTF8&sl=zhCN&tl=en&u=http://www.sonystyle.com.cn/products/mediaplayer/nwzb162f.htm&prev=t &rurl=translate.google.com&twu=1 Fareye gerek yok, bakışlar yeterli Cebit fuarında tanıtılan EyeTracking System, İsveç’teki Tobii firması tarafından satışa sunuldu. PC’nin ekranını monte edilen sistem, gözlük veya lensten etkilenmiyor. Kullancının bakışlarını 5080cm’den algılayan sensorlar fareyi tamamen gereksiz kılıyor. Tobii PCEye markasıyla satılan ürün şimdilik sadece en az 1 Gigahertz’lik Windows işlemci veya çift çekirdekli işlemciyle çalışıyor. Fiyatı 7000 Dolar civarında. Bilgi için: http://www.tobii.com/ui/pages/productoverviewpage.aspx?id=17397 Desktop Photograph to Digital Picture Converter, kağıda basılı fotoğrafları tarayarak, dijitalleştiren bir ürün. Alet USB girişiyle PC veya dizüstü bilgi Nilgün Özbaşaran Dede CBT 1257/ 5 22 Nisan 2011 Bas1l1 fotoraflar dijitalleştiriyor