Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kadına şiddet... Sorun nedir? Kadına şiddet birçok sorunumuzda olduğu gibi tanımlanmamış, hatta tanımlanmaya gerek duyulmayacak kadar aşikâr(!) olduğu varsayılmış bir sorun olduğu söylenebilir. Tınaz Titiz B ugüne kadar bir yerde, "kadına şiddet" adı verilen "sorun grubu"na ait herhangi bir tanıma örnekler hariç rastlamadım. Örnekler, hatta bir örnek bile sokaktaki insan için bir olguyu tanımlamaya yeterli iken, bilim nazarında sayıları ne kadar çok olursa olsun bir şey ifade etmez. Bu nedenle kadına şiddet denilen olgunun birçok sorunumuzda olduğu gibi tanımlanmamış, hatta tanımlanmaya gerek duyulmayacak kadar aşikâr(!) olduğu varsayılmış bir sorun olduğu söylenebilir. Kadın, usulü dairesinde hizaya getirilmelidir; yöntemi tanımlanmıştır, Sorunun neden(ler)ini bilmiyorum ve merak ediyorum. FARKLI KÖK SORUN'LARDAN ÜREYEN HAYALET SORUN'LAR PAKETLEN P ADLANDIRILIYOR Kadına şiddet, trafik terörü, Kürt sorunu, işsizlik gibi toplumsal sorunların ortak özelliği, farklı kök sorunlardan üremiş olup sonra da bunların paketlenip kısa bir adla etiketlenmeleridir. Gerçekte de hemen tüm karmaşık ve zaman içinde başka sorunlarla bileşikler yapa yapa daha da çetrefil hale gelen tüm sorunların birden fazla sayıda kök soruna sahip olması kaçınılmazdır. Sorun burada değil, nitelikleri (ait oldukları familyalar) birbirinden farklı olan kök sorunlara ilişkin sorunların birleştirilmesi, üstüne üstlük bir de kısacık isim konularak sanki tek nedenliymiş gibi sanılması, sunulması, çözüm aranmasıdır. Kısa adla etiketleme, sorunun fazla önemsenmemesi gereken basit bir sorun olduğu izlenimi veriyor; aslında ise hiç de öyle değil; isimlendirmenin uzunluğu ile sorunun karmaşıklığı arasında hiç bağlantı yok. Sorun paketi içindeki farklı nitelikli kök sorunların her birinin ayrı ayrı ele alınmaları gerekiyor. Örnek olarak kadına şiddet sorunu alınırsa: Sonuç, kavga, yaralama, taciz, tecavüz, ölüm de olsa, bu sonuçlara yol açan süreçler birbirinden farklı. Örneğin töre cinayetleri de, tecavüz olayları da ölümle sonuçlanıyor; ama sonuca kadarki süreçler aynı önlemlerle giderilemeyecek kadar farklı. Töre egemenliğinin nedeni olan hukuk eksiğinin güvenilir bir hukuk sistemiyle giderilmesi, Namus kavramının, ne olduğu tanımlanmamış SOKAKTAK NSANIN GÖZLEMLER YARARLIDIR AMA... Tek bir örneğin yanlışlabilmesinin bile binlerce karşı örneği geçersiz kıldığı gerçeği karşısında, sokaktaki insan gözlemleri, olayları birbirleriyle tutarlı biçimde açıklamaya çalışan insanlar için değerlidir. Çoğu buluş, sokaktaki insan gözlemlerinden kaynaklanıp, sonrasında bilim insanlarınca yanlışlanamayacak şekilde açıklanmaya çalışılmıyor mu? Kadına şiddet sorunu tanımlanmamıştır.. Bu konuda (akademik, siyasi, popüler vd) söz söyleme yetkisine sahip olan kişilerin açıklamaları şu gruplarda toplanabilir: Nedenini merak ederken kadınlar bir yandan şiddet görüyor; teorik tartışmalar bir yana bırakılıp derhal şiddet durdurulmalı. Bunun için şiddeti yasaklayan bir yasa gerekir. Ayrıca da hemen elektronik kelepçeye geçilmelidir. Nedenini merak edenler cahildir; sosyokültürel ve antropomorfolojik bağlamdaki kanıtlar, erkek egemen bir toplum yapısının tek neden olduğunu gösteriyor. Yeni anayasayla derhal erkek egemenliği durdurulmalı; ayrıca bunun yani benimkinin dışındaki hiçbir açıklamaya itibar edilmemelidir. Sorun, insanı tüketen kapitalistik düzenin bir dışavurumudur, Töre cinayetlerine engel olmak için: ve tamamen cinsellikle özdeşleşmiş anlamının zihinlerde netleştirilmesi için toplumun ortak yaşam kültürünün temelini oluşturacak olan ortak kavram tabanı'nın oluşturulması gerekirken, tecavüz sonucu meydana gelen cinayetler için: Kadının sarıp sarmalanıp eve kapatıldığı, erkeklerin de biyolojileri gereği her gördükleri her türden dişiyi bir ihtiyaç karşılama aracı olarak yorumladıkları anlayışın değiştirilmesi, Cinsellik pazarlamasının çok kolaylıkla çeşitli meslekler içine yerleştirilerek bir çıkar sağlama ve/ya yetersizlik giderme yolu haline getirilebilmesinin oluşturduğu ortamların farkedilmesi, Kadın ve erkeğin cinsel eğitimsizliğinin giderilmesi gibi önlemler yararlı olacaktır. Yok böyle değil de, farklı nitelikli sorunları mutlaka paketlemekten özel bir zevk alıyor isek, bu defa da paket içindeki sorunlara yol açan kök nedenleri ayrı ayrı analiz edip, tüm önlemleri içeren "paket çözümler" oluşturulması gerekiyor. Bütün bunların ilk adımı olarak da, yazının en başında değinilen "sorunun tanımlanması", yani paketin içeriğinin inceden inceye listelenip açıklanması gerekiyor. Bu arada, her soruna kestirme çözümler bulan kolaycı anlayıştan da uzak durmak hepsinin ön koşulu. Yürüyüş yapmak, gazeteler yoluyla şiddete hayır sloganları üretmek, elektronik pranga vbg önlemler(!), şiddetin köklerine zaman kazandıracağı için yarardan çok zarar üretebilir. Şimdi, bu açıklamanın ışığı altında, kadına şiddet paket sorununun neler içerdiğini, nasıl bir çözümler paketi önerilmesi gerektiğinin tartışılması gerekmez mi? Sonuç olarak, büyük çaplı bilimsel ve teknolojik bu, luşları yakından incelersek, Nobel ödülü almış bilim TEMEL B L M=NOBEL ÖDÜLÜ CBT 1283/ 19 21 Ekim 2011 zotoplar, 99mTc ve Sağlık Hizmetleri: lk kez 1913 yılında varolduğu kanıtlanan izotoplar, aynı atomun farklı ağırlıktaki çekirdeklerinden oluşur. Bugün periyodik tabloda bilinen 115 elementin, yaklaşık olarak 4.000 civarında değişik izotopu ve 50.000 in üzerinde de izomerik hali, çekirdek fizikçileri ve kimyacıları tarafından tespit edildi. Bu sayı, yüz yıl boyunca, her gün birden fazla çekirdek ile ilgili bir keşif yapılmış olduğu anlamına gelir. Günümüzde, sağlık hizmetlerinde kullanılan izotoplara bu yazımda değinmek istemiyorum. Ancak son yıllarda giderek popülaritesi artan 99mTc izotopuna (Teknesyum atomunun 99 kütle ağırıklı bir izomerik hali) değinmek istiyorum. Bu izotop, kanser teşhisinde çok kullanılan SPECT, (Türkçesi yaklaşık Tek Foton Yayılımı Tomografisi) tıbbi tanı koyma yönteminde kullanılır. Nükleer fiziğe karşı son yıllarda azalan ilgi ve bu izotopun Kanada tarafından yeterince üretiliyor olması, uzunca bir süredir alternatif üretim yöntemlerinin geliştirilmesini engellemiştir. Her yıl milyonlarca kez kullanılan SPECT yöntemi, Kanada’daki reaktörün yenileştirme ve bakım çalış malarındaki gecikmelerden ötürü üretimin aksaması nedeniyle, neredeyse kullanılamaz duruma geldi. Avrupa ve Afrika’daki bazı reaktörlerin devreye girmesine rağmen, zlanda’daki volkanik patlamanın hava ulaşımını engellemesiyle bu kriz doruğa ulaştı. Bu izotopun ömrünün 1 hafta kadar kısa olması, depolama ve saklamayı imkânsızlaştırır. Günümüzde, dünyanın birçok yerinde, proton ve elektron bombardımanı dahil alternatif üretim yöntemleri üzerinde çalışılmakla beraber, bunlardan başarılı sonuç almak yıllarca sürecektir. Yazımın başında da belirttiğim teknolojik krizin, bu örnekte de görüldüğü gibi ne zaman ve hangi biçimde ortaya çıkacağı önceden bilinemez. Son yıllarda TAEK’in öncülüğünde kurulan radyoizotop üretimi tesislerin hizmete geçmesi sevindirici olmakla beraber, Türkiye, çekirdek fiziği alanındaki çalışmalarda izotop keşifleri ve uygulamalarında yetersiz kalmıştır. adamlarıyla ve yüz binlerce temel araştırmacı ile karşılaşırız. Yeni ürünler, yeni endüstriler ve buna bağlı olarak da yeni iş olanakları ancak doğa hakkında yeni ve doğru bilgilere sahip olmakla mümkündür. 19. yüzyılda buhar makinesi ve termodinamik ele ele giderken, daha sonra yerini 20. yüzyılda relativite ve kuantum teorilerine bıraktı. 21. yüzyılda da internet, proteomiks ve spintroniks gibi endüstriler yaratan yeni alanlar ortaya çıktı. Ülkelerin ve hükümetlerin başarısı, büyük ölçüde, kendilerini bu tür gelişmeler sonunda ortaya çıkacak olan yeni durumlarda teknoloji üretebilecek en uygun konumda tutmalarına bağlıdır. Bunun için de temel bilimsel çalışmalar şarttır. Aksi takdirde fırsatlar daha önce de nükleer, transistör ve genetik alanlarında tanık olduğumuz şekilde, geldiği gibi kaçmaya devam eder. Ve bunun maliyetini, ilk başta temel bilimsel araştırmalara yatırım yapmaya istekli olmayan bizler ödeyeceğiz. (*) Dr. Esen Ercan Alp, ABD’de, Şikago yakınlarında bulunan ve ABD Enerji Bakanlığı’na ait Argonne National Laboratory’de görevli bir bilim adamıdır. University of Illinois at ChampaignUrbana, ve Northern Illinois University’de öğretim üyesidir.