Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
• KÜLTÜR • DOĞAN KUBAN Devlet Memuru İle Vatandaş Bu yazı toplumla devlet memuru arasında bütün yaşamım boyunca bir türlü değişmeyen bir ilişkiyi vurgulamak için yazılmıştır: Ben burada devleti temsil ediyorum. Keşke etseniz, nerede o günler. u küçük diyalog kanımca, politikacıların ve halkın dillerine pelesenk olan ‘devlet ve devlet memuru’ ilişkisine bir açıklık getiriyor. Belediye zabıta memuru ya da herhangi bir memur, devlet otoritesini temsil eder. Devlet otoritesini temsil etmek devletin herhangi bir bağlamda toplumsal yaşamı düzenlemek için hazırladığı yasaların gereklerini yerine getirmek demek. Devlet otoritesini temsil eden her kimse bir olgunun yasaya uygun yürümesini ya da yürütülmesini sağlamakla görevlidir. Şöyle bir konuşmayı dinleyelim: Memur Bey, şu adamın yanlış yere park etmesini engelleyiniz! Sen kendi işine bak! Fakat trafiği kilitliyor! Sen kim oluyorsun da bana akıl öğretiyorsun, ben devleti temsil ediyorum. Hayır, etmiyorsunuz, çünkü sizden istenen işi yerine getirmiyorsunuz. Bir görevli devleti durduğu yerde temsil edemez. Görevini yasalara uygun şekilde, uygun zamanda yerine getirirse devleti temsil eder. Etmiyorsa, aslında küçük ya da büyük bir suç işliyordur. Örneğin emniyeti korumakla görevli bir bekçi, hırsızla işbirliği yaparsa, devleti değil, hırsızı temsil eder. Devlet memurları ya da politikacılar arasında kimisi bir şirketi, kimisi bir dini kliği, kimisi bir menfaat grubunu temsil ediyor olabilir. Sağlığı korumakla görevli bir bakan da, korumayı engelleyen işler yaparsa, o da devleti değil, devletle ilgili olmayan bir başka şeyi temsil ediyordur. Bir ideoloji yasalara girebilir. O zaman yasalara uyan işler, ideolojik de olsa yapılır. Komünizm, faşizm, B Atatürkçülük ya da kapitalist liberal sistem. Bunlar da yasaların yazılmasını yönlendirebilirler. Yasaya geçince devletin yaşaması için gerekli kural olurlar. Devlet görevlileri de onları yerine getirir. Yurtdışından kan ithal edilemez, diye bir yasa çıkabilir. Yanlış da olabilir. Ama uygulanır. Zaman içinde de değişir. Bütün bu olgular, gerçek olduğu kadar da soyut ve simgesel bir kavram olan devletin varlığı ile eşdeş işler değildir. Devlet kurallarla var olur. Fakat kurallar ve onları uygulayanlar devletle eşdeş değildir. Devletimiz sapasağlam ayaktadır. Bundan şüphe eden mi var? Ben şu çöp işini soracaktım. Çöp sorunu er geç çözülecektir. Devletimiz sapasağlam ayaktadır, Bundan şüphe eden mi var? Ben şu ayakta duramayan yapı sorununa değinecektim. Suçlular er geç yargılanacaktır. Devlet sapasağlam ayaktadır. Bundan şüphe eden mi var? Ben şu yasal olmayan inşaat izinleri hakkındaki fikirlerinizi öğrenmek istiyordum. Onları da araştırıyoruz. Devlet sapasağlam ayaktadır. Kuşkusuz! Bu araştırma ne zaman bitecek? Her şeyin bir zamanı var. İşimizi bize siz mi öğreteceksiniz? Ben devleti temsil ediyorum. Hayır etmiyorsunuz. Yıkılmayan binalar yaptırabildiğiniz zaman temsil edeceksiniz. Devletle değil fakat devlet memuru ile halk arasında bu sürtüşme devam eder. Cumhurbaşkanından en küçük memura kadar, her devlet sorumlusu, görevini yerine getiriyorsa devletin bir kuralını temsil eder. Devletin işleyişini temsil eder. Fakat her şey görev ve sorumluluklar yerine getirildikleri sırada söz konusudur. Arkadaş biraz daha toplan da, biz de oturalım! Sen git, başka yere otur! İki kişilik yer işgal etmişsin, kenara çekil, haddini bil! Sen bana laf söyleyemezsin, ben devlet memuruyum, seni devlet memuruna hakaret etmekten tutuklatı Türk Matematikçinin Başarısı İstanbul Kültür Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı ve MatematikBilgisayar Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. R. Tunç Mısırlıoğlu’nun doktora tezi ve sonrasında yaptığı çalışmalar Almanya’nın saygın yayınevlerinden LAPLambert Academic Publishing tarafından kitap haline getirildi. Yayınevinin yaptığı teklif üzerine Mısırlıoğlu’nun doktora tezi ile aynı başlığı taşıyan “Invariant Subspace Theorems for Families of Operators on Banach Spaces and Banach Lattices” adlı araştırma kitabı Ağustos 2010’da basıldı ve satışa sunuldu. Matematik dünyasında her zaman ilgi çeken bir konu olan Banach uzayları ve Banach Örgüleri üzerinde tanımlı operatör aileleri için değişmez alt uzay teoremlerini ele alan kitap, amazon.com’dan elde edilebiliyor. Kitabın orjinal adı: Invariant Subspace Theorems for Families of Operators on Banach Spaces and Banach Lattices Türkçesi: Banach Uzayları ve Banach Örgüleri üzerinde tanımlı operatör aileleri için değişmez alt uzay teoremleri Yayınevi: LAP Lambert Academic Publishing, Saarbrücken, Germany, Ağustos 2010 ISBN10: 3838388291 Söz konusu kitap Banach uzayları üzerinde tanımlı sınırlı ve doğrusal operatör aileleri ve ayrıca Banach Örgüleri üzerinde tanımlı pozitif operatör aileleri için değişmez alt uzay problemi ile ilgilidir. Bu çalışma temel olarak yazarın doktora tezine dayanmasına rağmen, konu hakkında son zamanlardaki gelişmelere bağlı olarak daha fazla bilgi ve sonuç içeriyor. Genel olarak değişmez alt uzay problemi, sonsuzboyutlu kompleks Hilbert Uzayları üzerinde tanımlı sınırlı ve doğrusal her operatör tarafından kendi içine tasvir edilen aşikâr olmayan kapalı bir alt uzayın mevcut olup olmadığı sorusudur. Tek bir operatör ile ilgili söz konusu problemin çözümü için 1930’lardan itibaren yaklaşık 70 yıl boyunca çok yoğun araştırmalar ve denemeler yapılmış olup –ki bu problem hâlâ tam olarak çözülememiştirbirçok özel durumda (olumlu veya olumsuz anlamda) çözüme ulaşılmış. 1990’ların sonlarından itibaren ise tek bir operatör yerine operatör aileleri için değişmez alt uzay probleminin yeniden formüle edilmesi matematik dünyasının bu konuya olan ilgisini oldukça arttırmıştır. rım. Ben devleti temsil ediyorum. Hayır sen devleti temsil etmiyorsun, şu anda sadece ‘p...’nu temsil ediyorsun. Bu ‘P…’ temsilcileri, bütün kademelerde vardır. Sadece oturdukları yüzeyi temsil ederler. Devleti temsil edebilmeleri, yasanın ve koşulların gerektirdiği görevleri, zamanında, (!) yerine getirdikleri zaman söz konusudur. Yasal görevlerinin gereklerini yerine getirdikleri arakesitte memurun halka karşı otoritesi varlık nedenine ulaşır. O zaman devleti temsil eder. Bunun bazısı doğrudan ve kolaydır. Pasaport polisi gibi. Fakat çoğu karmaşık, buğulu, hatta kaypaktır. İnşaatların yüzde altmışı kaçak olan bir ülkede belediyeler ve hükümetler hiçbir şeyi temsil ettiklerini iddia edemezler. Çünkü ilgili yasaların hiçbiri uygulanmıyor demektir. Çoğu kez de yasa karşısında suçludurlar. Eğer belediye çöp kaldırmaktan sorumluysa bunu gerçekleştiremediği zaman suçludur. Şimdi çöp suçlusu belediye, çöp nedeniyle bir vatandaşı ceza ödemeye mahkum ederse, burada devletin temsili kavramı anlaşılması zor bir kargaşalığa sürüklenir. İnşaatını kurallara uygun yaptıran bir ev sahibi devleti daha iyi temsil etmektedir. Halk vergi vermekle, devlet vergi toplamakla yükümlüdür. Maliye Bakanlığı vergi alabildiği için devleti temsil eder. Alamadığı için devleti temsil etmez. Çünkü öyle bir otoriteyi sağlayamamış demektir. Zaten vergi vermeyenler de bu otoriteyi yok etmek için, bin bir dalavere yaparlar. Bu garip durumda, Maliye biraz devleti, biraz da vergi vermeyenleri temsil eder. Bu arakesitlerde devlet otoritesi, devletin temsili, devletin gücü gibi kavramlar kaypak. Bir bakan hükümeti temsil eder. İyi ve kötü boyutlarıyla. Fakat devleti temsil etmesi için, yasal sorumluluklarını harfi harfine yerine getirmelidir. Partisi devletin önüne geçerse, burada devlet temsili kavramı sorgulanır. Ülke battı, devlet nerede? Devlet yerinde duruyor. Sorumlular nerede? Devlet memuru yeteneksiz diye devlete hemen bir şey olmaz. Sokaktaki adam bir şey söyleyince de hiçbir şey olmaz. Devlet memuru ile sokaktaki adam arasında da, sorumluluk tanımları sınırları dışında, bir fark yoktur. Devletin varlığını tehdit eden, sorumluların sorumluluklarını yerine getirmemeleridir. Sanki bütün yolsuzluklar kendileri yapmış gibi gocunmasına da sebep yoktur. Devlete sahip çıkmaları fakat eski düzensizliklere sahip çıkmamaları gerekir. Devlet kurallarına karşı çıkan uygulamaların sürekliliği devletin sürekliliği değildir. Hele yağma bağlamında halkla ‘bütünleştikleri’ zaman depremden daha zararlı olurlar. Bunu halk ve memur anlarsa kamu düzeni çalışır. Fakat ne memurun zorbalığı ile ne de halkın tepkisiz olmasıyla gerçekleşmez. Karşılıklı saygı ve anlayış çabasıyla olur. Tayfun Akgül CBT 1227/2 24 Eylül 2010