02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu ([email protected]) Bir siteyi vezir de rezil de yapan daha ziyade içerik olduğundan, herkesin erişebileceği uzaklıkta olan teknik özellik ya da yapı malzemelerinin sitenin popülerliği üzerindeki rolü haksız yere ihmal edilmektedir. İçerik Kralsa Teknik Özellikler Kraliçedir! Web siteleriyle ilgili ilk günden beri popüler slogan haline gelmiş bir tespit var: “İçerik Kraldır!” Yani bir web sitesi için en kritik husus içeriğinin zengin ve orijinal olmasıdır. Eğer bir web sitesinde başka yerlerde de kolayca bulunan içerik varsa, sörf yapanlar neden o başka sitelere değil de sizin sitenize gelsin ki? İçerik olgusuna odaklanma o denli yüksek düzeyde ki bir web sitesi ya da blog sayfası yapmaya kalktığınızda sadece ve sadece içeriğe odaklanma gibi bir tekboyutlu bakış açısı genel görünümü karartabiliyor. Oysa resmin tamamı içerikten oluşmuyor. İçerik ile birlikte ele alınması gereken diğer husus da web sitesinin yapı taşlarını oluşturan diğer teknik özelliklerdir. Örneğin tasarımı, renk seçimi, sunulan kolay kullanıma yönelik araçlar (mesela site içinde arama yapma imkânı, kolay dolaşma imkânı, anahtar kelimelerin sıralanması, siteye kolayca abone olabilme imkânı vb). Tüm bu özellikler “içerik kraldır” sloganının altında ezilmekte, değersiz birer detay haline gelmektedir. Oysa bu yapı malzemeleri olmadan bir web sitesi tam olamaz. Ayrıca araştırmalar göstermiştir ki bir web sitesine ilk defa giden bir kullanıcının o sitede kalması ya da alternatif bir web site arayışına girmesi sadece 109 saniye içinde verdiği bir karardır. 109 saniye içinde içerik kadar görsel malzeme ve kolay kullanım imkânları da kararı etkileyici ana unsurlardandır. Peki uzmanların içeriği öne çıkarıp da yapı malzemelerini geri plana itmelerinin sebebi nedir? Burada çok basit bir akıl yürütme var. Teknik özellikler ya da yapı malzemeleri herkesin öğrenebileceği ya da para ile sahip olabileceği şeylerdir. Dolayısıyla bunlar bir web sitesi oluşturma sürecinde herkes için eş değerde olgulardır. O halde ayırt edici özellik olamaz. Ayırt edici özellik olarak geriye içerik kalmaktadır. Bir siteyi vezir de rezil de yapan şey içeriktir. İçerin zenginliği, tazeliği, özgünlüğüdür. Bu değerlendirme yanlış değil ancak gerçeği çarpıtacak derecede bir ihmalkârlık da içermekte. Bu ihmalkârlık nedeniyle binlerce kişi internette bir web sitesi açar açmaz zengin (ya da popüler) olacaklarını sandı. Çünkü cahil medyanın da körüklemesiyle mesaj kitlelere bu şekilde eksik ulaştırıldı. Web sitenizden başka yerde bulunamayacak bir içerik sunduğunuzda herkes gelecekti! Oysa öyle olmadı. Web sitesi olgusunu ve teknolojilerini öğrendikçe bazı site sahipleri herşeyin içerikte başlayıp içerikte bitmediğini kavradılar. Sitelerine daha çok trafik çekmek için içeriğin yanı sıra başka şeyler de yapmak zorunda olduklarını tespit ettiler. Kimisi bu teknik imkânları kendi kişisel gayretiyle sitesine dahil etti, kimisi ise bedelini ödeyip profesyonel hizmet alarak bu imkânlara sahip oldu. İşte bu basit husus aslında internetin ya da webin eşitlikçi yanının sadece başlangıç anında çok kısa bir süre için geçerli olduğunun temel göstergesidir. Tıpkı 100 metre yarışı gibi. Atletler sadece başlama işareti verildiği anda hizada ve eşittir. Bir sonraki saniyeden itibaren herkes kendi performansına göre ilerler. Evet satrançta oyunu bitirmek için en stratejik taş olan şahı (İngilizce’de “kral”ı) altetmek gerekir ancak şahın gücünü korumak için en güçlü hamle imkânına sahip olan, en çok çalışıp didinen taş ise vezirdir (İngilizce’de kraliçe). Darwin ve türlerin evriminde doğal seçilimin rolü Darwin’e göre doğal seçilim mekanizmasının iki işlevi vardır: En uygun olmayanları elemek ve elemeden arta kalanlarda yararlı karakterleri korumak ve biriktirmek. Osman Bahadır [email protected] başına çalışmamaktadır. Bu olgu, doğal seçilimin elbette temel bir fonksiyonudur (onun bu fonksiyonunun çok sayıda bireyin ve türün yok olmasına neden olmasıyla, olası türleşme zenginliğini azalttığını da söyleyebiliriz. Canlı hayatın başlamasından bu yana gelişen türlerin yüzde 99’unun tükenmiş olduğunu unutmamalıyız.) Ancak doğal seçilimin tüketici özelliğinin, bireye yararlı özelliklerin korunması ve biriktirilmesi özelliğiyle ilişki içinde düşünülmesi gerekir. Aksi takdirde doğal seçilimin türleşmedeki zorlayıcı baskı yapma rolünü anlamak güçleşecektir. Çünkü Darwin türleşmede bir ölçüde şansın etkisini kabul etmekle beraber, doğal seçilim yoluyla türleşmenin sadece rastlantılarla gerçekleştiğini düşünmemektedir. Şans konusunda Darwin şunları söylemektedir: “...Tek başına şans, aynı cinsin türleri ve aynı türlerin çeşitleri arasındaki bu kadar sürekli ve büyük farklılıkları açıklamaya asla yetmez.” (Türkçe baskıda s. 127, İng. baskıda s. 138. Türkçe baskıda asla kelimesi yer almamıştır.) Darwin’in önemle üzerinde durduğu doğal seçilimin ikinci mekanizması, bir türün bireylerinde binlerce kuşak boyunca yararlı özelliklerin korunmasını ve birikmesini sağlayan bir doğal etkileme mekanizmasıdır. Darwin, bu mekanizmayı türlerin farklılaşmasında çok önemli bir etken olarak görmekte ve eserinde yüzlerce örnekle bu olguyu açıklamaya çalışmaktadır. Darwin’in genetik devriminin henüz gerçekleşmemiş ve ilkelerinin henüz anlaşılmamış olduğu bir dönemde, kalıtımın, türlerin farklılaşmasındaki bağımsız ve doğal seçilimle birlikte işleyen ikili rolüne her zaman işaret etmesi ise olağanüstü bir kavrayış ve seziş örneğidir. Kalıtımsal olmayan farklılaşmanın türleşmede hiçbir rolünün ve öneminin olmadığını söyleyen Darwin, kalıtsal değişimlerin zenginliğine de dikkat çekmektedir: “Kalıtsal olmayan herhangi bir değişim bizim için önemsizdir. Fakat kalıtsal yapı sapmalarının sayısı ve çeşitliliği, bu sapmaların fizyolojik önemleri ister az, ister çok olsun, sonsuzdur.” (Türkçe baskıda s. 32, İng. baskıda s. 33.) Charles Darwin, Türlerin Kökeni, Çeviren: Öner Ünalan, Onur Yayınları, 5. baskı, Şubat 1996. Charles Darwin, The Origin of Species, complete and unabridged, Simon and Schuster Paperbacks, New York, London, Toronto, Sydney, Kasım 2009. D CBT 1227/ 12 24 Eylül 2010 arwin, ünlü Türlerin Kökeni adlı eserinde doğal seçilimle ilgili yüzlerce açıklama yapmış ve hayvanlar ve bitkiler dünyasından somut örnekler vererek bu mekanizmanın nasıl çalıştığını göstermeye çalışmıştır. Darwin eserinde ayrıca doğal seçilimin de etkisiyle türlerin akrabalık ilişkileri içinde nasıl farklılaştıklarını gösteren bir diyagram hazırlamıştır. Bu diyagramdaki sınıflamaları açıkladıktan sonra şunları söylemektedir: “Her bir türün bağımsız olarak yaratıldığını ileri süren bakış açısında, tüm organik varlıkların sınıflandırılabilmesi olgusunu, bu önemli gerçeği görebilmek imkânsızdır. Oysa eminim ki bu olgu, diyagramda gördüğümüz gibi, kalıtımla ve tükenmeyi ve özelliklerin farklılaşmasını gerektiren doğal seçilimin karmaşık etkisiyle açıklanmaktadır.” (“On the view that each species has been independently created, I can see no explanation of this great fact in the classification of all organic beings; but, to the best of my judgement, it is explained through inheritance and the complex action of natural selection, entailing extinction and divergence of character, as we have seen illustrated in the diagram.”) (Türkçe baskıda s.149, İng. baskıda s. 158). Darwin’in, geliştirdiği evrim teorisiyle ilgili temel fikrini bu paragrafta çok açık olarak görüyoruz. Buna göre türlerin evrimi, iki yoldan, kalıtımla ve doğal seçilimle gerçekleşmektedir. Darwin’in burada kalıtımı doğal seçilimden ayırması, bu sözcükle doğanın farklılaşma yaratan dolaysız kalıtımsal etkisini belirtmek istemesinden kaynaklanmaktadır. Darwin’e göre doğal seçilimin de iki farklı fonksiyonu vardır. Birincisi, en uygun olanların hayatta kalımını sağlaması ve uyumsuzları elemesi; ikincisi ise, elemeden kurtulan bireylerde kendilerine yararlı olabilecek karakterleri koruyucu ve biriktirici bir etki yaratmasıdır. Öncelikle belirtmeliyiz ki, Darwin Türlerin Kökeni kitabında, yukarıda da görüldüğü gibi doğal seçilimin türlerin evrimleşmesinin yegane yolu olduğunu söylememiştir. Hatta birçok kez, doğal seçilimin evrimin tek yolu olmadığını açık olarak belirtmiştir. (“I am convinced that naturel selection has been the main but not exclusive means of modification.”) (Türkçe ve İngilizce baskılarda s. 25). İkinci olarak, Darwin’in düşüncesinde çok açık olarak görünmektedir ki doğal seçilimin yok edici rolü tek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle