24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tekno Haber PETROL SIZINTILARINI ANINDA HABER VEREN SİSTEM AKCİĞERLERİN İŞLEVİNİ TAKLİT EDEN ÇİPLER Çip boyutlarında bir cihaz, akciğerin hava kesecikleri ve kılcal damarları arasındaki sınıra benzer bir işlev görüyor. Bu da ilaç sanayiinde hayvan deneylerinin yerine geçebilecek bir alternatif oluşturuyor. Cihazın temelinde organik bir polimer çipin içine açılmış bir kanal bulunuyor. Kanal, insan kılcal damar hücrelerinden yapılmış bir tabaka ve alveoli’den (akciğerlerdeki hava kesecikleri) yapılmış başka bir tabaka içeriyor. Bu iki tabakayı gözenekli bir zar ayırıyor. Bir çift paralel kanal içindeki hava basıncı değiştirildiğinde, zar gerilip büzülerek nefes almayı taklit ediyor. Harvard Üniversitesi’nden Donald Ingber ve ekibi bunun potansiyel olarak zararlı nanoparçacıkların, hayvanlarda nefes alırken olduğu gibi hücre tabakalarından geçmesine yardımcı olduğunu belirtiyor. (Science, DOI:10.1126/science.1188302). Petrol ve gaz borularını denetleyen operatörler, Siemens’in geliştirdiği bir cihaz sayesinde yakıt sızıntılarını anında tespit edip, çevrenin zarar görmesine engel olacak. Sitrans FUT 1010 adı verilen cihaz, doktorların ana rahmindeki bebekleri incelerken kullandıkları cihazlardakine benzer şekilde ultrason dalgalarıyla çalışıyor. Yeni cihaz görüntü almıyor, yalnızca boru hattından ne kadar sıvı veya gazın aktığını kesintisiz olarak ölçüyor. Boru hattı boyunca çeşitli yerlere yerleştirilen cihaz, borudan geçen yakıtta en küçük kaybı bile tespit edebiliyor. Gaz veya sıvıda kayıp olduğu tespit edilirse, Siemens tarafından bu iş için özel olarak geliştirilen yazılım anında alarmı devreye sokacak. Boru hatlarının kilometrelerce uzunluktaki çöllerden ve şiddetli yağmurların yağdığı bölgelerden geçmesi, zorlu doğa koşullarına maruz kalması anlamına geliyor. Koşulları daha da zorlaştıran en önemli etmen, insanların boruları sürekli olarak denetleyememesi. Çünkü hatlar hem çok uzun hem de erişilmesi güç bölgelerdedir. Siemens araştırmacılarının böyle bir cihazı geliştirmelerindeki amaç da boruları az maliyetle, sürekli olarak denetim altında tutmaktır. Boruların üzerine monte edilen küçük kutular, sensörler, ultrason kaynağı ve kontrol merkezine verileri gönderen bir iletişim ünitesi içeriyor. Cihazın bir diğer avantajı da bakıma ihtiyaç duymamasıdır. mış olması şaşırtıcı değildir. Bu da orta boy 40.000 arabanın 20.000 kilometrelik mesafede çıkarttığı CO2’ye eşittir. Diana Electronic Systems’in ürettiği lambalar Osram Opto Semiconductors’un ürettiği Golden Dragon LED lambaları ile birlikte çalışır. Bu lambaların hizmet süresi 25.000 saattir. Gecede 10 saat yandığını varsayarsak bu yedi yıla eşittir. Dahası, doldurulabilir piller için gerekli olan elektrik enerjisi çok azdır. Dolayısıyla bu lambalar yalnızca çevreci değil, aynı zamanda balıkçılar için de masraflarının azalması anlamına geliyor. Çünkü balıkçılar aylık gelirlerinin yaklaşık üçte birini gaza harcıyor 60 Avro. Hepsinden öte LED lambalarıyla avlanırken gaz lambalarıyla karşılaştırıldığında daha fazla miktarda ürün elde ediliyor. NANOTÜPLERDEN SUALTI HOPARLÖRLERİ Karbon nanotüplerden yapılan hoparlörler, derin denizlerin gizini ortaya çıkartacak. Mühendislerin ince nanotüp levhalardan ürettikleri sualtı hoparlörleri, yakın gelecekte uzunmenzilli sonarlarda kullanılan ses projektörlerinin yerini alacak. Dallas’taki Teksas Üniversitesi NanoTech Enstitüsü’nden Ali Aliev ve ekibi, bu hoparlörleri geliştirirken, karbon nanotüplerden alternatif akım geçirildiğinde hoparlör koniğinin titreşimlerine benzer bir etki yaratmasından yararlandı. Sonuçta hoparlörlerin sualtında beklenilenden daha iyi çalıştığı görüldü. Suyun yüksek ısı kapasitesi ve düşük termal genişlemesi, normal olarak sıcaklık dalgalanmalarını emer. Ancak nanotüplerin hidrofobik özellikleri bir piston gibi çevresindeki suyu içeri/dışarı iter (NanoLetters, DOI:10.1021/nl100235n). Aliev’in ekibi nanotüp levhaların düşük frekanslı ses dalgaları üretmesinden hareketle, sonarların sualtındaki cisimlerin yerini, derinliğini ve hızını tespit edebileceğini ortaya çıkarttı. Ayrıca hoparlörlerin spesifik frekanslara ayarlandığı zaman, denizaltıların çıkarttığı gürültüler gibi bazı sesleri ortadan kaldırdığı da görüldü. HERKES KENDİ MOBİL YAZILIMINI GELİŞTİREBİLECEK! Artık, temel düzeyde bilgisayar kullanım bilgisine sahip herkes, sadece birkaç dakika içinde kendi mobil yazılımını geliştirebilecek. Phonsai adlı mobil yazılım geliştir LED LAMBALARI BALIKÇILARIN HİZMETİNDE Çevre dostu LED lambaları gelecekte Sri Lankalı balıkçıların çevreye verdikleri zararı durduracak. Osram, Infineon ve Global Nature Fund ile birlikte geliştirilen ilk 100 LED lambası, Sri Lankalı balıkçıların bugüne dek geceleri avlanırken kullandığı çevreyi çok fazla kirleten gaz lambalarının yerini alacak. Bu da zamanla sera gazı emisyonunu azaltacak. Sri Lanka’da yaklaşık 85.000 kişi hayatını balıkçılıktan kazanıyor. Pek çoğu geceleri mangrov ormanlarında (bataklıklarda ve gelgit olaylarının yaşandığı sahillerde gelişen ağaçlar) karides avlamaya çıkar. Balıkçıların en önemli araçları gaz lambalarıdır. Suda yaşayan kabuklular bu lambaların verdiği ışığın çekim gücüne kapılırlar ve daha önce yerleştirilmiş balık ağlarına takılıp avlanırlar. Görünürde zararsız gibi görünen bu yöntem aslında çevreye zarar verir. Lambalardan sızan gazlar suları, CO2 emisyonları da havayı kirletir. 85.000 balıkçının her gece yaklaşık 100.000 litre, yılda ise 30 milyon litre gaz tükettiği düşünüldüğünde, CO2 emisyonunun yılda 75.000 tona ulaş CBT 1227 / 15 24 Eylül 2010 me platformu, kişi ve kurumların çok düşük bir maliyetle, iPhone ve Android’den en basit cep telefonlarına kadar her platformda çalışabilen mobil uygulamalar geliştirmesine izin veriyor. İletişim çözümleri alanında faaliyet gösteren Bircom’un iki yıllık ARGE çalışmasının sonucu olan Phonsai, piyasadaki cep telefonlarının %90’ıyla uyumlu, hızlı ve kolay bir şekilde her çeşit mobil uygulama geliştirme imkânı veriyor. Phonsai, 6 kişilik bir ekip tarafından ve 450.000 dolarlık bir yatırımın sonunda ortaya çıktı. Phonsai sayesinde her tür kurum, işini mobil dünyaya taşıyarak hedef kitlesinin cep telefonuna, uygun maliyetlerle girmeyi başarabiliyor. Normal koşullarda basit bir mobil uygulamanın hayata geçirilmesinin 1,52 aylık bir süreç olduğunu söyleyen Bircom CEO’su Burçin Bircanoğlu, Phonsai’nin sağladığı kolaylıkları şöyle açıklıyor: “Bugün ise elinizde içeriğiniz varsa, profesyonel yardım dışında içeriğinizi bir web sitesine dönüştürmeniz için birçok imkân bulunuyor. Phonsai’yi tasarlarken, bu imkânı mobil platformlar için tüm seviyedeki kullanıcılara tanımayı amaçladık. Phonsai sayesinde temel bir bilgisayar kullanıcısı sadece elindeki içeriği kopyalayarak mobil uygulamalar oluşturabiliyor. İstediğinde mobil katalog, mobil broşür, mobil kullanım kılavuzu, mobil şirket tanıtımı, mobil fotoğraf albümü yapabiliyor ve hatta mobil şehir rehberi bile hazırlayabiliyor.” GRAFENDEN YAPILAN İLK DOKUNMATİK EKRAN Grafen iletken ve saydamdır. Bu da grafenin düz ekranlar için ideal bir malzeme olduğunu gösterir. Ancak geçen yıla kadar en büyük grafen levha mikroskobik boyutlarda olabiliyordu. Daha sonra Austin’deki Teksas Üniversitesi’nden bir bilim ekibi, bakır bir yüzeyin üzerinden sıcak metan ve hidrojen akıtarak bakırın üzerinde santimetre boyutlarında levhaların oluşmasına yol açtı. Şimdi Güney Kore’de Sungkyunkwan Üniversitesi’nden JonHyun Ahn, bu süreci bir adım daha ileri götürerek diyagonal olarak 76 cm. boyutlarında grafen levhalar elde etti. Ahn, bu levhaları dokunmatik ekranlarda saydam elektrot olarak kullandı. (Nature Nanotechnology, DOI:10.1038/nnanob2010.132). Reyhan Oksay
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle