Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bilimsel dergilerde Üniversitelerde idari hakemlik süreci üzerine... personelin ana sorunu Bilimcinin bilimsel faaliyetlerinin en somut göstergelerinden birisi, hakemli bilimsel dergilerde çalışmalarını yayımlayabilmesidir. Bilimsel çalışmanın yayın ile taçlanması için, yazarların yanı sıra, editörün ve hakemlerin emeğine gerek vardır. Editör, kararında, makaleyi inceleyen hakemlerin verdiği rapora dayanır. Hakemlik süreci özen gerektirir. Ülkemizde hakemlik sürecine, ne yazık ki, yeterince özen gösterilmiyor, yanlışlara düşülüyor. Doç. Dr. Doğan Yücel Türk üniversiteleri 1869’dan beri 11 yasa ile yönetildiler. Bu yasaların ortak özelliği üniversite çalışanı olarak akademik kadroları ele almasıdır. Oysa üniversitelerde bilim üretmenin ve eğitim hizmetlerinin verimli, etkin ve nitelikli yürütülmesi için idari çalışanların da aynı kapsamda değerlendirilmesi gereklidir. İrfan O. Hatipoğlu, Mustafa Kemal Üniversitesi, iohatip@hotmail.com U CBT 1214/ 18 25 Haziran 2010 luslararası bilimsel dergilerde hakemlik sürecine “Peer Review” denilir. Burada “review” sözü, gözden geçirme, inceleme, eleştiri anlamını taşır. “Peer” sözü ise, bizde sıkça düşülen yanlışlığın tersine, “dikkatle bakmak” anlamını değil, “eşit” anlamını taşır. Dolayısıyla hakemlik süreci, makalenin eşitler tarafından incelenmesidir. Bizde nedense hakemler kendilerini yazarlarla eşit olarak görmez, daha üstte bir yere koyar. Eleştirilerini de bu havayla yaparlar. Bu yüzden yazarlar için heves kırıcı, incitici ifadeler kullanabilirler. Hakemler, editöre veya yayın kuruluna yardımcı olan, söz konusu araştırma alanına hakim bilimcilerdir. Hakemler makaleyi elbette dikkatle incelemelidir. Yazarların amacı, çalışmada kullanılan yöntemlerin amaca uygunluğu, sonuçların doğru verilişi ve doğru yorumlanışı, ama hepsinden öte, çalışmanın orijinalliği değerlendirilmeli. Çalışma yeni bilgi veriyor mu, bilime katkı sağlıyor mu gibi sorular, hakemin üzerinde yoğunlaşması gereken ve nesnel cevaplaması gereken sorulardır. Hakemler önyargısız ve yapıcı olmalı; sahtekârlık olmadıkça veya çok gereksiz ve yanlış bir çalışma değilse, yayını reddetmekten çok, kazanmaya çalışmalı. Hakem görüşleri çalışmanın daha da geliştirilmesi, bilim ortamına yenilikler getirmesi için en önemli aşamadır. Dolayısıyla yayın süreci, aynı zamanda, yazarlar için bir eğitim süreci anlamını taşır. Çalışmanın yayımlanabilmesi için giderilmesi gerekli eksiklikler hakemler tarafından yazara açık bir şekilde ifade edilmeli. Eksik verilerin tamamlanması önerilmeli, sonuçlar yanlış yorumlanıyorsa yazarlar uyarılmalı. Yazarlar, kendi çalışmalarını destekleyen kaynakları kullanma, diğer kaynakları dışlama eğiliminde olabilir. Gerekiyorsa yazarların bakış açısını genişletecek başka kaynaklar önerilmeli. Hakemler, doğal olarak, çok kötü, bir değer taşımayan makaleleri adam etmeye de uğraşmamalı. Bunların yapılabilmesi için, hakemler konuya hâkim nitelikte doğru bilimcilerden seçilmeli. Bu noktada editöre ya da yayın kuruluna de önemli görev düşer. Öte yandan, editörce görevlendirilen hakem de konuya hâkim değilse, incelemeyi kabul etmeyip, başka hakemler önere bilmeli. Hakemlerin doğru seçilebilmesi için bazı bilimsel dergilerde yazarların hakem önerileri de alınmakta. Ancak, editörün bu önerilenleri hakem olarak seçmek yükümlülüğü yoktur. E GİZLİLİK VE ETİK Hakemlik sürecinde en önemli noktalardan birisi de gizliliktir. Hakemler, gönderilen makaleyi çevresindekilerle veya meslektaşlarıyla paylaşmamalı. Hakem eğer buna gerek duyarsa, editörden izin almak zorundadır. Bugün çoğu dergide yazarlar ve hakemler birbirlerinin kimliklerini bilmez. Ancak, gidiş açıklıktan yanadır. Yeni yeni bazı dergilerde yazarların kimliği hakemlere açılmıştır. Bazı dergilerde ise hem yazarlar, hem de hakemlerin kimlik bilgileri bilinir. Bu durumun hakem sorumluluğunu pekiştirdiği, hakemin daha nazik olmasını sağladığı ve sonuçta da yayın kalitesini geliştirdiği belirtilmektedir. Hakemlik sürecinde, kuşkusuz, etik kuralların ihlaline göz yumulmamalı. Sık karşılaşılan ihlallerden birisi bilimsel aşırmadır (intihal, plajerizm). Başkalarına ait verilerin, görüşlerin, uygulamaların atıf yapılmaksızın kullanılması anlamına gelir. Diğer bir ihlal, aynı araştırma verilerinin birden fazla dergiye gönderilmesidir (duplikasyon). Benzer şekilde, araştırma verilerini gereksiz şekilde bölerek yayın sayısını artırmak çabası da (dilimleme, salamizasyon) etik değildir. Araştırma materyalinin (denekler, cihazlar ve diğer malzeme), uygulamalarının, verilerinin değiştirilmesi (tahrifat, falsifikasyon), diğer önemli bir etik ihlaldir. En “cesurca” yapılan etik ihlal ise araştırmada yer almayan çalışma sonuçlarının uydurulmasıdır (fabrikasyon). Bütün çabalara rağmen, hakemlik sürecinin etik ihlalleri saptaması mümkün değil. Nitekim, çok saygın bilim dergilerinde bile etik ihlaller olabiliyor. Bunlardan son zamanlarda karşılaşılan en büyüğü, Güney Koreli bilimadamı WooSuk Hwang tarafından 2004 ve 2005’te yayımlanan kök hücre uygulamaları üzerine uydurma iki makaledir. Science gibi saygın bir dergide yayımlanan bu iki makalenin tamamen uydurma olduğu ortaya çıktı. Dolayısıyla, hakemlik süreci bilim sahtekârlığını ortaya çıkaramayabilir. (Hwang, Seul Üniversitesi’nden 2006’da uzaklaştırıldı, şu anda bir biyoteknoloji kuruluşunda araştırmalarını sürdürüyor.) sında uzmanlaşma gerçekleşemez, işler normal vrensel üniversite tanımı içinde çalışan sürecinde gitmez, zaman kaybı ve yanlış uygular bir bütündür. Nitekim, İnsan Hakları lamalar nedeniyle çalışma barışı bozulur. Evrensel Beyannamesi’nin kırkıncı yılı İdari personel açısından diğer önemli bir sonedeniyle Peru’nun başkenti Lima’da (0610 run, genel sekreter, fakülte sekreterleri ve daire Eylül 1988) toplanan Dünya Üniversiteler başkanlıklarının akademik personel tarafından Servisi’nin (WUS) 68. Genel Kurulu’nda ya doldurulmasıdır. Yasanın açık hükmüne göre, yımlanan bildiride (Yükseköğretim bu tür görevlere 657 sayılı DMK’na bağlı çalıKurumlarının Özerkliği ve Akademik Özgürlük şan personel atanmalı. İdari üst makamların Üzerine Lima Bildirgesi), bu bütünlük, akademisyenlerce doldurulması, üniversite yö“Akademik çevre” olarak tanımlanır. Bildirinin netim kademesinin verimli çalışmasına engel“Tanımlar” başlıklı 1/b maddesi aynen şöyle: dir. Bu durumda, rektöre doğrudan bağlı bir yö“Akademik çevre, bir yükseköğretim kurumun netim oluşur. Genellikle bu görevlere Yrd. Doç. da öğretim, araştırma, inceleme yapan ve çalı ya da öğretim görevlileri getirilir. Bu kesim ünişan herkesi kapsar”. versitelerin çalışma güvencesi açısından en zaBu tanımda idari çalışanlar akademik per yıf halkasıdır. Çalışmalarının sürekliliği rektösonelden ayrı düşünülmüyor. Ancak, ülkemizde rün isteğine bağlıdır. Bu nedenle, özellikle 13yürürlülükte olan 2547 Sayılı Yükseköğretim b4 uygulamasında rektörlerin isteklerine karşı Kanunu’nun 51. ve 52. maddeleri idari perso çıkamadıkları için idari personel mağdur olur. neli, akademik çevre dışında ele alıyor. Üniversite idari çalışanlarının çalışma ko2547 sayılı YÖK yasasına göre (m. 51) üni şullarının iyileşmesi, yükselmesi ve idari çalışma versitelerde, yönetim örgütünün başında bulu mekanizmasının verimli çalışması için ünivernan bir genel sekreter ve hizmetlerin gerekli site genel sekreterliği ve daire başkanlıklarının kıldığı kadar daire başkanları, müdürler, danış güçlendirilmesi zorunludur. manlar, hukuk müşavirleri, uzmanlar ile büro Üniversitede 13b4 uygulaması ve idari ve iç hizmet görevlerini yapmak üzere, 657 makamların akademik çalışanlar tarafından Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na (DMK) ta doldurulması, üniversitelerde çalışma barışının bii görevliler bulunacağını belirtiyor. bozulmasına yol açıyor: Üniversitelerin kurumAynı maddenin b fıkrasında ise fakülteler sallaşması için 13b4 maddesi kaldırılmalı. de çalışanlar tanımlanmakta. Fakülte / Üniversite genel sekreterliği ve daire başkanYüksekokul sekreterleri yönetiminde yeter mik lıklarının akademik personel tarafından doldutarda bağlı personel bulunacağını belirtiliyor. rulması önlenmeli. Yasanın açık hükmüne kar52. maddede 657 sayılı yasaya bağlı çalışanla şı yapılan uygulamalar YÖK’ün yayımlayacağı rın atamaları düzenlenmekte. 52. maddenin (f) genelge ile önlenecektir. 13b4 maddesinin fıkrası personel açısından en ağır maddedir. Bu kaldırılması ve genel sekreterlik makamının madde personelin Türkiye içinde herhangi bir güçlendirilmesi idari personel açısından çok üniversitede görevlendirilmesini sağlıyor. önemlidir. Bu sorun çözülmediği sürece, idari 2914 Sayılı Yükseköğretim Personel personel açısından diğer sorunlar ikincil önemKanunu’nda idari personelle ilgili bir düzenle de kalır. me yoktur. 657 Sayılı Yasaya bağlı çalışanların tüm özlük hakları düzenlenmiştir. 657 saİTÜ, Yıldız Teknik Üniversitesi, Okan Üniversitesi ile Elektrik Mühendisleri yılı DMK’ye bağlı olarak çalıOdası (EMO) İstanbul Şubesi'nin katkışanların üniversitelerde çalışlarıyla, düzenleme komitesi eşbaşkanlığımış olmaktan dolayı elde etnı Prof. Dr. Tayfun Akgül (İTÜ), Prof. tikleri bir hak yok. Fakat, 2547 Dr. Tevfrik Akgün (Okan Üniv.) ve Prof. sayılı Yükseköğretim Dr. Ergun Akleman'ın (Texas A&M Üniv) yaptığı 2010 Grafik, Kanunu’nun 13. b4 fıkrası Animasyon ve Görüntüleme (GAG) Kurultayı 910 Temmuz idari personel üzerinde “de2010 tarihlerinde İstanbul Teknik Üniversitesi, Ayazağa moklesin kılıcı” gibi durur. Bu Kampüsü, Elektrik Elektronik Fakültesi'nde gerçekleştirilecek. maddeyle rektörler istediği GAG'nın düzenlenmesindeki amaç Türkiye'de grafik, animaspersoneli istediği yerde görevyon, oyun, görüntüleme, görsel tasarım alanında çalışan, bilgilendirir. 13/b4 maddesi genelsayar ortamında tasarım yapan ve tasarım araçları geliştiren likle kişisel/keyfi/ideolojik Mühendislik, Mimarlık ve Sanat alanlarındaki akademisyenleamaçlı uygulandığı için, göri, öğrencileri ve bu alanlarda etkinlikte bulunan firmaları ve tarevlendirilmeler çoğu kez ilçesarımcıları buluşturmak, üretilen fikirlerin ve ürünlerin tanıtımı lerdeki, bazen il dışındaki mesiçin bir ortam oluşturmaktır. Kurultay oturumları 89 Temmuz lek yüksekokulu gibi birimlere 2010, Perşembe ve Cuma günleri saat 10:0018:00 arasında yayapılır ve cezalandırma içerir. pılacaktır. Katılım ücretsizdir. Ayrıntılı bilgiye ve programa Bu yetkinin yoğun kullanıldığı http://www.gag.itu.edu.tr/ adresi tıklanarak erişilebilinir. üniversitelerde çalışanlar ara GAG Kurultayı