17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu ([email protected]) Türkiye Dünya Ekonomik Forumu’nun hazırladığı Global Bilgi Teknolojileri Raporu’nda düzenli olarak gerilemeye devam ediyor. 20072008 döneminde 55. sırada olan Türkiye bu yıl 3,68 puanla 133 ülke içinde 69. sırada. Yaşasın bilgi(çler) ! Çöp konusunda bilmediklerimiz... • Çöplüklerin başlangıcı: Bilinen en eski çöp yığınları Güney Afrika’da yer alıyor. Yaklaşık 140.000 yıl öncesine uzanan ve içlerinde kemik, kömür, dışkı ve çanak çömlek parçalarını da barındıran bu çöp tepecikleri geçmiş dönemlerin beslenme ve yaşam biçemlerine de büyük ölçüde ışık tutuyor. 1986 yılında verdiği bir konser sırasında, Steve Winwood’un hayranlarından biri çakmağını çakınca, Shoreline Amfitiyatrosu’nun altındaki çöplük yığınından sızan metan gazının patlamasına neden oldu. • Bilgi Toplumu “Olamama” Yolunda İlerliyoruz! Dünya Ekonomik Forumu’nun 20092010 dönemine yönelik Global Bilgi Teknolojileri Raporu’na göre Türkiye Bilgi Toplumu olma yolunda gerilemeye devam ediyor. 2007 – 2008 döneminde 127 ülke içinde 55. sırada yer alan Türkiye; 2008 – 2009 döneminde altı basamak gerileyerek 134 ülke içinde 61. sıraya gerilemişti. Son raporda ise 133 ülke içinde 3.68 puan ile 69. sırada yer alıyor. Rapora konu olan değerlendirme üç ana bölümden oluşuyor. Çevresel Faktörler (Pazar, politik çevre, altyapı), Hazır Olma Faktörleri (Kişisel düzeyde, iş düzeyinde, devlet düzeyinde) ve Kullanımla ilgili Faktörler (bireysel kullanım, iş dünyasında kullanım, devlet organlarındaki kullanım). Türkiye bu üç ana kategoride sırasıyla 59, 90 ve 62 puan toplamış durumda. Çevresel faktörler içinde ortalamayı en çok düşüren unsurlara bakıldığında öne çıkan parametreler yatırımcı eksikliği (134 ülke içinde 107. sırada), verginin etkisi ve boyutu (121. sırada), medya özgürlüğü (124. sırada), fikri mülkiyetin korunması (105. sırada). Bu kategoride avantaj yaratan unsurların başında yeni bir işe başlamanın kaç günde gerçekleştirilebileceğiyle ilgili. Rapora göre Türkiye’de bu süre 6 gün ve bu sayede Türkiye 134 ülke içinde 12. sırada. Hazır Olma Faktörleri incelendiğinde bireysel ve iş düzeyinde en çok avantaj yaratan faktör sabit hatların ilk bağlantı ücretleriyle ilgili. Türkiye bu kategoride bireyselde 5., iş ünitelerinde 2. sırada. Öte yandan iş üniteleri bazında aylık ödemelerde ancak 114. sırada. Devlet düzeyinde hazır olma faktörleri (üç adet) ise ortalamayı olumsuz etkileyecek şekilde. Türkiye bu kategoride 76 ile 90. sırada kendisine yer bulabiliyor. Keza Kullanımla İlgili Faktörlerde de Türkiye gerek bireysel ve iş üniteleri gerekse de devlet düzeyinde olumsuz sıralarda yer alıyor. Bu alandaki toplam 17 alt kategoride Türkiye 31 ile 93. sırada değişen yerlerde kendisine yer bulabilmiş (yatarıcı endüstrilerdeki ihracatta 31., yüksek teknoloji endüstrilerdeki ihracatta ise 93.) Devlet kendisiyle ilgili kategorilerde genelde olumsuz bir seyir izliyor. Örneğin devletin bilgi teknolojilerini lanse etmesi kategorisinde 87. sıradayız. BT imkânlarının devlet dairelerindeki yayılmışlığı açısından ise 60. sırada. Görüldüğü üzere bilgi toplumu olmanın kriterleri ve her bir kriter için yapılması gereken şeylerin ne olduğu konusunda dünyanın kafası çok net. Tüm bu alanlar ölçülebilir şekilde tanımlanlı ve net olarak ölçülmekte. Ala turca bir tepkiyle bu sınıflandırmanın kendisini de sorgulamak mümkün. O nedenle işin sağlamasını yapmak üzere ilk ve son sıralarda hangi ülkeler var, onlara da bakalım. İşte ilk on: 1 İsveç (5.65), 2 Singapur (5.64), 3 Danimarka (5.54), 4 İsviçre (5.48), 5 ABD (5.46), 6 Finlandiya (5.44), 7 Kanada (5.36), 8 Hong Kong (5.33), 9 Hollanda (5.32), 10 Norveç (5.22) Son on ülke ise şöyle sıralanmakta: 124 Nepal (2.95), 125Nikaragua (2.295), 126 Surinam (2.92), 127 Paraguay (2.88), 128Kamerun (2.86), 129 Burundi (2.80), 130 Timor (2.69), 131 Bolivya (2.68), 132 Zimbabwe (2.67), 133Çad (2.57) Bu tablolara kimse itiraz edemeyeceğine göre Türkiye’nin 3.68 puanla 69. sıradaki yeri için de tartışılacak bir şey olmasa gerek. Ölçülebilir olmanın bir dezavantajı da ak koyun ile kara koyunun kolayca ortaya çıkarılabilmesi. Onun yerine laf salatasıyla sıralama yapılabilseydi yerimiz çok daha yukarılarda olurdu! •İlk kentsel çöplük İ.Ö 500 yılında Atina’da oluşturuldu. Kent sakinlerinden çöplerini kent surlarının en az 1.5 km ötesine atmaları istenmekteydi. sel atık üretiliyor. Bu atıkların yaklaşık 2,5 milyon tonu geri kazanılıyor. • Nitekim, katı atıkların yığıldığı alanlar insan eliyle üretilen metan kaynaklarının en başında geliyor. Bu kaynaklar her yıl yaklaşık 7 milyon ton metanın havaküreye karışmasına yol açıyorlar. yılında kapatılan Fresh Kills Çöp Yığını’nın dünyanın en büyük katı atık deposu olduğu belirtiliyor. Yaklaşık 1000 hektarlık bir alanı kaplayan bu çöplük ABD’deki 1767 çöplükten bir tanesi. •Türkiye’de yılda yaklaşık 1820 milyon ton ev • New York’un Staten Adası’nda bulunan ve 2001 • DİE verilerine göre, Türkiye’de yılda 13 milyon tonun üzerinde sanayi atığı üretiliyor ve bunun %57’sinden fazlası yok ediliyor. Her yıl yok edilen atıkların yaklaşık %30’u belediye çöplüklerinde, %70’i düzensiz olarak uzaklaştırılıyor. Gerektiği gibi yok edilmeyen 1 litre motor yağı yaklaşık 1 milyon litre içme suyunun kirlenmesine neden olabilir. Türkiye’de 2008 yılında 3 milyon kiloyu aşkın böcek ilacı kullanıldığı belirtiliyor. Bu ilaçlar arasında sinir sistemine ve hormonlara zarar veren, kansere yol açan kimyasal bileşimler de yer alıyor. •Bir kaza olduğu kuşkusuzdu: 1996 yılında Brooklyn’deki bir aktarma ve geri kazanım merkezinde üç kişi yaşamını yitirdi. Üç yıl sonra aynı merkezin taşıma kayışında kesik bir baş ortaya çıktı. Britanyalı buluşçu Peter Durand teneke kutunun patentini 1810 yılında aldı. Bundan epey uzun bir süre sonra, 1858 yılında, Connecticutlı meslektaşı Ezra Warner ilk konserve açacağının patentini aldı. Amerikalıların yılda yaklaşık 50 milyar alüminyum konserve kutusunu çöpe attıkları belirtiliyor. Son 30 yılda bu ülkede çöpe atılan tüm konserve kutuları kazılıp çıkartılsa, değeri 20 milyar doları bulurdu. • • • • • Yine de insanlar yiyeceklerde MSG (Mono Sodyum Glutamat) olup olmadığı konusunda çok daha fazla kaygı duyuyorlar. • Garboloji, ya da Çöpbilim deyiminin yaygınlık kazanmasında etkili olan ABD’li yazar ve siyasal eylemci A. J. Weberman anılarını kaleme aldığı kitabında, şarkı lirikleriyle ilgili ipuçları aramak amacıyla çöplüğünün altını üstüne getirdiği sırada ünlü şarkıcı Bob Dylan’a yakalanıp bir güzel dayak yediğinden söz eder. • İstenmeyen postalar (spam iletiler) günümüzde dünya günlük internet posta trafiğinin %70’inden fazlasını oluşturuyor. • 2002 yılında Kuzey Pasifik’in yaklaşık 1300 kilometre karelik bir bölümünü inceleyen okyanusbilimci Charles Moore suda her 4.5 kilo canlı planktona karşılık, 25 kilo yüzer plastiğe tanık oldu. • • Gelgelelim, ortalığı kirleten yalnızca bizler değiliz. Kuzey Amerika’da yaşayan büyük fareler çalı çırpıları, bitki parçaları, dışkı ve taşları kendi idrarlarıyla sıkıştırmak suretiyle tepecikler oluşturuyorlar. Söz konusu kemirgenlerin oluşturdukları bu çöp yığınları 40.000 yıl boyunca varlıklarını sürdürebiliyor. Rita Urgan, Kaynak: Discover Weberman daha sonra Ulusal Çöpbilim Enstitüsü’nü kurar ve Neil Simon (bir tür çörek olan “bagel” kırıntıları ve karıncalar), Gloria Vanderbilt (boş bir ilaç şişesi) ve Norman Mailer (bahis kuponları) gibi birçok ünlünün çöplüğünden onların gizlerini açığa vuran kimi eşyalar çıkarttığını öne sürer. Akademisyenler Silivri davası konusunda kaygılı 3 sayfadan devam tam tersine, ülkemizde evrensel hukuk ve insan hakları ilkelerinin tümüyle yerleşmesi için bu bağlamda göze çarpan olumsuzlukların düzeltilmesi dileğimizi seslendirmektir. Kamuoyuna duyurulur. Prof. Dr. Nermin Abadan Unat, Doç. Dr. Mehmet Akar, Doç. Dr. Deniz AlbayrakKaymak, Öğr. Gör. Nigar Alemdar, Prof. Dr. Ercan Alp, Prof. Dr. Kuban Altınel, Prof. Dr. Mahir Arıkol, Prof. Dr. Levent Arslan, Prof. Dr. Yaman Barlas, Prof. Dr. Ali Baykal, Prof. Dr. Ümit Bilge, Prof. Dr. Taner Bilgiç, Prof. Dr. Neş'e Bilgin, Prof. Dr. Işıl Bozma, Doç. Dr. Osman Nuri Darcan, Prof. Dr. Ersan Demiralp, Doç. Dr. Ebru Diriker, Öğr. Gör. Belgin Dölay, Prof. Dr. Günhan Dündar, Doç. Dr. Mahmut Ekşioğlu, Prof. Dr. Nihal Ercan, Doç. Dr. Emine Erktin, Y. Doç. Dr. Hamdi Erkunt, Doç. Dr. Burak Güçlü, Doç. Dr. H. Özcan Gülçür, Prof. Dr. Aydan Gülerce, Doç. Dr. Tunga Güngör, Y. Doç. Dr. Frederic Kerem Harmancı, Y. Doç. Dr. Kıvanç İnelmen, Prof. Dr. Zeynep Yasemin Kahya, Y. Doç. Dr. Günizi Kartal, Prof. Dr. Ali Rıza Kaylan, Y. Doç. Dr. Selcan Kaynak, Öğr. Gör. Yasemin Keskiner, Öğr. Gör. Verda Kıvrak, Doç. Dr. Duygu Köksal, Dr. Hayal Köksal, Öğr. Gör. Dr. Ebru Muğaloğlu, Y. Doç. Dr. Mine Nakipoğlu, Prof. Dr. Nihan Nugay, Prof. Dr. Turgut Nugay, Prof. Dr. Rıfat Okçabol, Prof. Dr. İlhan Or, Doç. Dr. Nesrin Özören, Prof. Dr. Sumru Özsoy, Doç. Dr. Cengizhan Öztürk, Öğr. Gör. Müfide Pekin, Doç. Dr. Tonguç Rador, Prof. Dr. Sema Sakarya, Öğr. Gör. Ayşe Nur Sankur,Prof. Dr. Bülent Sankur, Prof. Dr. Cem Say, Prof. Dr. Alpar Sevgen, Prof. Dr. Cevza Sevgen,Dr. Uğur Tandoğan, Prof. Dr. Aslı Tolun, Öğr. Gör. Dr. Aylin Ünaldı, Y. Doç. Dr. Mehmet Burçin Ünlü, Doç. Dr. Cem Yalçın, Y. Doç. Dr. Levent Yıldıran, Prof. Dr. Ünal Zenginobuz. CBT 1207/ 12 7 Mayıs 2010
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle