Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sağlık Fonksiyonel burun estetiği Artık kalıptan çıkmış gibi tek tip burun estetiği ameliyatı geride kaldı. Güzel burun kavramı da değişince, estetik cerrahlar yüzle orantılı, yapıldığı belli olmayan, ama fonksiyonu asla göz ardı etmeyen ‘doğal burunlar’ hedefliyor. Dr. Süreyya Şeneldir, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi, KBB Bölümü M odern estetik burun ameliyatlarının yaklaşık yüz yıllık bir geçmişi vardır. Ancak son yirmi yıla kadar burun estetiği kıkırdak ve kemiklerden rezeksiyon yapılarak yapılırdı ve estetik burun ameliyatı denildiği zaman burnun küçültülmesi anlaşılırdı. Burnun fonksiyonları ihmal edilirdi. Bu mantıkla ve teknikle yapılan estetik burun ameliyatları sonrası insanların burunları tek tip ve yapıldığı belli olan bir görünüme kavuşurdu. Belki daha da önemlisi fonksiyonları kaybolmuş bir burun estetik burun ameliyatları için kaçınılmaz bir sondu. Eğer küçük bir burna sahip olmak güzellikse burun fonksiyonlarını feda etmek bu güzelliğin bedeli kabul edilirdi. Şükür ki son yıllarda güzel burun kavramı değişti. Burnun fonksiyonlarının önemi anlaşıldı. Artık yüzle orantılı, yapıldığı belli olmayan, ‘doğal burunlar’ hedefliyoruz. En önemlisi fonksiyonları kaybetmeye tahammülümüz hiç yok. Hatta estetik ameliyatla fonksiyonları daha da iyileştirmeyi hedefliyoruz artık. Burun hem estetik hem de fonksiyonel açıdan insan vücudunun dış dünyaya açılan kapılarından biridir. Çünkü, estetik açıdan yüzümüzün en dikkat çeken kısmında, merkezindedir. Fonksiyon açısından da sağlıklı ve kaliteli yaşam için soluduğumuz havanın burundan geçmesi esastır. Burnun ana rolü solunum fonksiyonudur. Nefes alma esnasında hava burunda ısıtılır, nemlendirilir ve de temizlenir. Akciğerlerin kullanımına hazır hale getirilir. Burun bu işlemleri yaparken muhteşem bir performans sergiler. Her bir dakikada 6 litre hava 20 m/sn hızla burundan geçer. Günlük 12.000 litre hava burunda ısıtılır nemlendirilir ve temizlenir. Ayrıca, koku alma işlevi de üzerinde önemle durulması gereken bir burun fonksiyonudur. Çünkü koku insan hayatında yemekten cinselliğe kadar geniş bir yelpazeyi etkiler. ESTETİĞİN HEDEFİ Bu fonksiyonları düzenlemek amacı ile burnun özellikli bir şekli vardır. İdeal bir burun ameliyatında fonksiyon estetik dengesi gözetilmelidir. Rinoplasti ameliyatının amacı itici ve fonksiyonları yetersiz bir burnu çekici ve fonksiyonları kazandırılmış bir burna dönüştürmektir. Burun şekli ve fonksiyonları içice geçmiştir. Estetik kaygı ile yapılan bir ameliyat fonksiyonlarda da olumlu veya olumsuz değişikliğe yol açabilir. Tam tersi de olabilir ve fonksiyonlara yönelik bir ameliyat, burun şeklinde değişikliğe yol açabilir. Başarılı bir cerrahi sonuç için, burun ameliyatını yapan hekim bu ilişki ve etkileşimi hiç akıldan çıkarmamalı. Cerrahi esnasında yapacağı her işlemin hem estetik hemde fonksiyonel etkilerini hesap etmeli. Bu bağlamda burun ameliyatını, hekimin hastanın burnu ile oynadığı satrança benzetebiliriz. Rinoplastide tatminkâr sonuç elde edebilmek için gerekli hünerlerden biri de, burnun dışındaki kontür ile burnu oluşturan anatomik yapı arasındaki ilişkiyi anlayabilme yeteneğidir. Bu yetenek sayesinde cerrah üç boyutlu düşünüp, doğal görünümlü ve fonksiyonları tam bir burun oluşturabilir. Dr. Süreyya Şeneldir İDEAL BURUN Peki, başarılı bir burun ameliyatı sonrası ideal burun nasıl olmalı? Her şeyden önce fonksiyonlarını tam yapabilmeli. Ameliyat öncesi var olan fonksiyonel sorunları giderilmiş olmalı. Natürel olmalı, yüzün diğer yapıları ile uyumlu ve orantılı olmalı. Güzel olan her şey iyi orantılanmıştır. (Umberto Eco) Orantılı burun dediğimiz zaman burun hem yüzle orantılı olmalı hem de kendi içinde orantılı olmalı. Burna ışık düştüğü zaman gölge ve parlaklıklar tam olması gereken yerde olmalı. Aynaya baktığımız zaman, insanlarla iletişim halindeyken hep burnumuzun cephesi ön plandadır. Profil görüntüsü ikinci plandadır. Bu bağlamda başarılı bir burun estetiğinde ön cepheden görünümü düzgün oturtmak esastır. Sizi hiç tanımayan birisi burnunuzun estetikli olduğunu anlamamalı. Ameliyat olduğunuzu bilen yakın çevreniz ise pozitif değişimi fark etmeli. Uzun dönemde burunda çökmeler, eğrilikler olmamalı. Başarılı bir ameliyat sonrası şişlikler dağıldıktan sonra burun yüze iyice oturur. Kişi sonuç doğal olduğu için asla yeni halini yadırgamaz kolaylıkla adapte olur. Hatta çoğu kişiler eski burnunu bile unutur. İyi yapılmış bir burun kişinin önce bakışlarının ortaya çıkmasına yol açar. Yüzün diğer güzellikleri ortaya çıkar. Modern Hezarfenler sınır tanımıyor! Tramvay, rakı masası, tavuk, beyzbol topu, gelin arabası, Viking gemisi, karpuz dilimi, son hava ütücü uçar mı? Eğer Flugtag’ta yarışıyorsanız uçar. Daha doğrusu uçtuğu varsayılır. İstanbul’da 23 Mayıs tarihinde düzenlenen 2.Red Bull Flugtag “Uçuş Günü”nde uçmaya çalışan birbirinden ilginç 36 uçuş makinesi 6 metrelik bir rampadan atlayıp, bir süre havada kaldıktan sonra Marmara’nın “temiz” sularına çakıldı. Kaldı ki yarışmanın tek amacı havada en uzun süre kalmak değil; tasarımın ilginçliği ve uçuş öncesi şovlar da puanlamada etkili. Reyhan Oksay tılımı ile gerçekleşti. Yarışta, 11 metrelik uçuşları ve topladıkları 98 puanla Amerikan Hastanesi Uçuş Ekibi birinci oldu. En uzun mesafe ve 2.cilik ödüllerini ise 27 metrelik uçuşlarıyla Anka Kuşu kazandı. Türkiye’de ilk kez 2008 yılında gerçekleştirilen Red Bull Flugtag, bu yıl “Uçmak için Güzel Bir Gün” sloganıyla Ocak ayında başladı. Yaklaşık 1500 başvuru arasından seçilen 38 takımın aylarca süren hazırlıkları 23 Mayıs Pazar günü Caddebostan’daki “uçma çabaları” ile son buldu. İstanbul, Kocaeli, İzmir, Ankara ve Sakarya’dan katılan 36 takımın zevkli mücadelesinde amaç en güzel tasarımlarla en uzun uçuşu gerçekleştirmekti. İ Kartal Havacılık ekibinin tasarladığı Anka Kuşu 27 metre uçarak, yaİki yılda bir yapılan bu yarışmanın ikincisi bu yıl 23 Mayıs rışmanın en uzun mesafe uçan makinesi olmakla birlikte ilginç şovPazar günü İstanbul Caddebostan sahilinde 36 uçuş ekibinin ka larıyla ilgi toplayan Amerikan Hastanesi Uçuş Ekibi birinci oldu. 36 PROJE YARIŞTI CBT 1210/17 28 Mayıs 2010 nsanoğlu binlerce yıldır uçmak için çaba harcıyor. Bu çabanın sonuçlarını görmek için bugün uzay ve havacılık teknolojisinin geldiği noktaya bakmak yeterli. Ancak bazı insanların uçma hevesi, uçağa binip 10 bin metrede jet hızıyla uçmakla veya uzay aracının içinde uzaya çıkmakla tatmin olmuyor. O insanlar için rüzgârla birebir temas çok önemli. Bir önceki yaşamlarında büyük bir olasılıkla kuş olduklarını düşündüğüm bu insanların yaşamlarındaki en önemli hedef, motorsuz bir hava taşıtı ile rüzgâra meydan okumak. İşte Red Bull Flugtag bu tür insanların biraya gelip kendi tasarladıkları uçuş makineleriyle yarıştıkları bir “uçuş günü”. Yarışmaya katılan ekipler birbirinden ilginç tasarımlarıyla 6 metrelik bir rampadan havalanıp, uçmaya çabalıyorlar. Çabalıyorlar, çünkü uçuş makineleri genellikle uçmaktan çok suya çakılmaya meyilli. Kaldı ki amaç yalnızca en uzun uçan makineyi yapmak değil. İlginç tasarımlar ve uçuş öncesi ilginç şovlar ile jü riden puan kapmak. Tramvay, rakı masası, tavuk, beyzbol topu, gelin arabası, Viking gemisi, karpuz dilimi, son hava ütücü Fluftag’da uçtu. Kısa uçtular ama uçtular. En uzun mesafeyi uçan planör şeklindeki ANKA KUŞU oldu. Gürsel Kaya, Ayhan Çayır, Hüsamettin Özenç ve Zafer Çömlekçi’den oluşan Kartal Havacılık Kulübü’nün tasarladığı Anka Kuşu 27 metrelik uçuşu ile ikinci oldu. Aylardır, profesyonel olarak yaptıkları işin dışında kalan zamanlarını Anka Kuşu’nun tasarımına ve yapımına ayıran ekip, her ne kadar şovları zayıf olduğu için birinciliği Amerikan Hastanesi Uçuş Ekibi’nin SIRADAN BİR PLANÖR’üne kaptırdıysalar da gelecek yıl için şimdiden hazırlıklara başlamışlar bile.