17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Nerede iyi öğretmen varsa, iyi okul orasıdır Öğrenci başarılarına ilişkin sorunların giderilme çabaları, eski öğretim metodu öğretmenlerimizin yeri geldikçe dile getirdikeri “Öğretmene öğretmenliği, öğrenciler öğretir.” görüşü, yazılı sınavlardan sonra öğretmenlerin öğrencilerle görüşmelerinden çıkarılmış olsa gerek. «Nerede iyi öğretmen varsa iyi okul orasıdır.» yargısı da bu görüşün doğurduğu bir sonuçtur. Celil Altın (Kültür Okulları Eğitim Danışmanı) mıştır. Bu olmayınca öğretmenin kendini yetiştirmesi de gerçekleşemiyor. Hangi dersin, hangi sınıfın öğretmeni olursa olsun, öğrencilerini yoklarken kendisini de denetlemeli, eleştirmelidir öğretmenler. O kullarımızda son 20–25 yıldan beri yazılı sınav adı verilen sınav türü büyük ölçüde az uygulanılmaya başlandı, yerine test sınavları oturdu. Dershanelerde, okullarda seçme sınavları nedeniyle sürekli testlere ağırlık verilip her dersin konusu için bolca test sorusu üretilince, okullarda öğretmenler de karne notlarını, sınıf geçme notlarını bile testlerle değerlendirmeye başladılar. Oysa okullarda yazılı sınavların yeri başka, seçmeli testlerin başkadır. Test sınavları okullarda doğru–yanlış ya da 4–5 seçenekli sorularla sürekli uygulanıyor. Oysa testler, özel yetenek ve eğilimlerin, kişisel becerilerin saptanmasında uygulanan sınav türüdür. Bu nedenle okullarda öğretmenlerin işledikleri konularda öğrenci başarılarını çoktan seçmeli testler yeterince ölçemez. Testlerde yanıt hazır verildiğinden öğrenciye salt seçenekler arasından doğru yanıtı bulmak düşüyor. Genellikle belleğindekileri ortaya koymakla yetiniyor öğrenci. Okullarda öğrenci başarıları, öğretmenin sınıfta işlediği konulardan çıkardığı soruların yazılı olarak açıklanmasıyla ölçülür. Öğrenci soruya yanıt yazarken o konuya ilişkin öğrendiklerinden ürettiği düşüncelerle kişiye özgü bir yanıt verir soruya. Test soruları ise böylesine bir düşünme ve yazma gerektirmediğinden bu zihinsel çabadan yoksundur. ne denli yararlı olduğu açıklanmıştı. Yazılı sınavlar, son derece olumlu bir alışkanlığın da doğal yoldan kazanılması olanağını yaratır. “Kalem yazma aracı olmaktan çok düşünme aracıdır.” özdeyişi bu gerçeği de ne denli yerinde vurguluyor! *** Yazılı sınavlar, öğretmenlerin yeni girdikleri bir sınıfta kendi dersi bakımından öğrencilerinin genel durumlarını anlamak için ayrıca önemli bir olanak daha sağlar. Bir öğretmen sınıfındaki öğrencilerin bir bölümünün çok yeterli, ikinci bölümün orta düzeyde, üçüncü bölümünün de önceki düzeylerin ardında kalan öğrencilerden oluştuğunu çok vakit geçirmeden anlar; bu üç kümenin öğrencilerini teker teker tanır. Bu durum, öğretmenin sınıfta konuyu işlerken verdiği örneklerde, uyguladığı alıştırmalarda, bir süre sonra hazırlayacağı yazılı sınav sorunları için çok yararlıdır. Yetişkin bir öğretmen, okuttuğu dersin konularını öğrencilerine nasıl açıklayacağını çok iyi bilmesinin yanında, sınav sorularının da bu üç düzeyi ölçecek nitelikte olmasının gereğini bilir. NEDEN ÖĞRETMENLER BEKLEDİKLERİNİ ALAMIYOR Bu durumu göz önünde tutarak öğretmenler, her yazılı sınav sonunda işledikleri birkaç konudan sonra uyguladıkları yazılı sınavlardan bekledikleri yanıtı alamamaları, genellikle şu üç nedenden ileri gelir: A) Birinci neden, kimi öğrenciler yazılı sınav sorularının yanıtlarını, öğretmenin konuyu sınıfta işlerken anlayamadıklarından ya da ayrıca yeterince çalışmadıkları için yanıtlayamamışlardır. B) İkinci neden, öğretmen soruyu yeterince açık soramamış, öğrenciler soruları anlayamadıkları için beklenen yanıtı verememişlerdir. C) Üçüncü neden, öğretmen konuyu sınıfta işlerken düzey sınırını doğru saptayamamış, kimi öğrencilerin yetersiz kalmalarına neden olmuştur. Yukarıdaki durumlara hangi açıdan bakarsak bakalım, hangi dersin öğretmeni olursak olalım, uyguladığımız yazılı sınavlardan sonra yapılacak ilk iş, uygun yaklaşımlarla sınıf içi çalışmalarına, sınav sorularına ilişkin öğrenci görüşlerini almak olmalıdır. Bu tutum hiç akla gelmeyen kimi sorunları kendiliğinden ortaya çıkarır, gerekli önlemlerin alınmasına yol açar. Öğretmenin sınav soruları ve yanıtları üzerinde öğrencilerle görüşüp “öğretimine” ilişkin durumları incelemesi, çok önemli bilgilerin, deneyimlerin en doğal yoldan edinilmesidir. Öğretmen yazılı sınav sorularıyla öğrencilerini yoklarken kendisini de denetlemiş olur. Bu duruma bugün okullarımızda pek başvurulmuyor, oysa yazılı sınavlar, öğrenciyle birlikte öğretmeni de denetler. *** Okullarımızda bu çalışma biçimi uygulanırsa, bugün görevine yeni başlayan genç öğretmenlerimizin çabaları da bir ölçüde kendiliğinden önem kazanacaktır. Kültür Okulları’nda bu yöntemlerin uygulanmaması için hiçbir neden yoktur, tam tersine uygulanması için tüm olanaklar vardır. Yeter ki biz öğretmen olarak eğitimdeki yetersizliklerin nedenlerinin bir bölümünü kendi çabamızla giderebileceğimizin bilincinde olalım. Yukarıda açıklanan öğrenci başarılarına ilişkin sorunların giderilme çabaları, eski öğretim metodu öğretmenlerimizin yeri geldikçe dile getirdikleri “Öğretmene öğretmenliği, öğrenciler öğretir.” görüşü de, yazılı sınavlardan sonra öğretmenlerin öğrencilerle görüşmelerinden çıkarılmış olsa gerek. «Nerede iyi öğretmen varsa iyi okul orasıdır.» yargısı da bu görüşün doğurduğu bir sonuçtur. ÖĞRENCİLERİN DURUMUNA GÖRE SORULAR Bu nedenle öğretmen, öğrencilerinin durumuna göre yazılı sınav sorularını üç düzeyde hazırlar. Soruların ilk üçte birini, sınıftaki ilk kümedeki öğrencilerin tümünün doğru yanıtlayabileceği düzeyde, oldukça kolay sorulardan oluşturur. Bu sorularla bu kümenin öğrencileri, geçer not alamasalar bile, orta düzeyin alt sınırına yakın bir düzeye ulaşmış olurlar. Biraz daha fazla bir çabayla yeterli not alabileceklerini anlar, çalışma ve güven gücü kazanırlar. Orta ve üst düzeydeki öğrenciler için de öğretmen, bu düzeyleri ayırabilecek nitelikte sorular hazırlar. Yazılı sınav sorularının öğretmen açısından önemi bu kadarla da kalmıyor. Yazılı sınav soruları, öğrencilerin konuyu ne denli öğrenip sindirebildiklerini gösterirken öğretmenin de konuları ne ölçüde yeterli işleyebildiğini ortaya koyar. Bunun anlaşılması da, öğretmenin öğrencilerle görüşmesi sırasında ortaya çıkarır bu durum. Öğrenciler genellikle düzeylerine ilişkin soruları yeterince yanıtlayamamışlarsa, öğretmenin konuyu sınıfta anlaşılır biçimde işleyememiş ya da soruları açık soramamış olduğunu gösterir. Oysa bugün okullarımızda öğretmenlerin kendi kendilerini denetlemelerine ilişkin bir gelenek oluşma YAZILI SINAV NEREDEYSE KALKTI Ancak ne yazık uzun süreden beri okullarımızdan yazılı sınav yöntemi nerdeyse kalkmıştır. Oysa yazılı sınav salt bilgiyi ölçen değil, ayrıca bilgiyi kullandıran bir araçtır. Öğrencinin öğretmeninden dinlediğini, sınıftaki alıştırmalardan aldığını, kitabından okuduğunu, sorulan soru doğrultusunda kendi kurduğu tümcelerle yazarak ortaya koyması, öğrendiğine apayrı bir değer katar. Bu durum öğrencinin öğrendiklerini salt bellemesi değil, kendi ürettiği bir bilgi durumuna getirmesi anlamına gelir. Okullarda öğrenilen bilgilerin, düşünceye dönüşmesi, yeri gelince de o bilginin, öğrencinin kendi malı gibi kullanabilir duruma getirmesi olanağını sağlar. Bu nedenle öğrenilenin kâğıda dökülmesi, yazılı sınavın önemini daha da arttırıyor. Yazılı sınav soruları yanıtlanırken yazılanın salt bilgi bakımından doğru olması yetmez. Başka bir yazıda da uzun uzun değindiğimiz kompozisyon açısından da yazılı sınavların CBT 1210 / 14 28 Mayıs 2010
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle