27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNCEL TIP Mustafa Çetiner cetiner.m@superonline.com Sağlık “Biliyor musunuz?” diye sordu. “Artık hiç umut kalmamış”. Henüz yirmili yaşlarının başındaydı. Uzun aylardan beri izlediği, bakımını yaptığı, tedavisini verdiği hastasının umutsuz bir döneme girdiğini, artık iyileşmek, dahası yaşamak için pek şansının kalmadığını öğrenmişti. Tuz ve Sağlık Tuz, vücut fonksiyonları için mutlak gerekli olmasına rağmen fazlası zararlı. Fazla tuz kan basıncını yükseltir. Yüksek kan basıncı ise kalbi büyütür, kalp krizi, kalp yetmezliği ve felç riskini artırır, böbrek fonksiyonlarını bozar, görme kaybına neden olur. Bu zararlı etkiler kan basıncı arttıkça artar. Prof. Dr. Sunay Sandıkçı, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi, İç Hastalıkları Bölümü Sağlık Emekçileri: Hemşireler... Gözleri çaresizliğin izlerini taşıyordu. “Biliyorum” dedim. Evet, biliyordum. 18 yaşlarında gencecik bir çocuktu. Kemik iliği nakli olmuş ancak ölümcül hastalıktan kurtulabilmeyi başaramamıştı. Yeryüzünde insan emeğinden daha değerli hiçbir şey yoktur. Emek insanı geliştirir, büyütür, olgunlaştırır. Yeryüzünde olumlu olan ne varsa emeğin ürünüdür. Emek özveri ister… Hemşirelik mesleği emek ve özveri demektir… Henüz yirmili yaşlarındaki genç hemşirenin gözlerinde emeğin ve özverinin izleri vardı. Modern hemşireliğin kurucusu Florence Nightingale’in deyimiyle “Tanrı’nın en değerli armağanı olan hayat” en az hekimler kadar hemşirelerin de eline terk edilmiştir. Bütün dünya 12 Mayıs gününü “hemşirelik” günü olarak kutlamaktadır. Bu tarih Florence Nightingale’in doğum günüdür. 1820 yılında doğan bu kadın tüm dünyada hemşireliğin kurucusu olarak bilinir. Aslında İtalya’da dünyaya gelen ve ismini doğduğu kentten alan bu iyi eğitimli ve varlıklı kadının tarih sahnesine çıkması İstanbul sayesinde olmuştur. Kırım savaşı sırasında arkadaşı olan dönemin savaş bakanının zorlamasıyla İngiliz askerlere yardım için Üsküdar’a gelmiştir. 21 Ekim 1851 tarihinde 38 hasta bakıcı ile Selimiye Kışlasına gelen Nightingale, hastalıklara, bakımsızlığa, başıbozukluğa savaş açmıştır. O yaralı askerlerin savaş sırasında aldığı yaralar nedeniyle değil, sıtma, tifüs gibi bakımsızlık sonucu ortaya çıkan hastalıklar nedeniyle öldüğünü fark etmiştir. İyi hasta bakımı Selimiye’de bir mucize yaratmıştır. Sayesinde %40’ların üzerinde olan ölüm oranı %2’ye kadar gerilemiştir. O tarihten günümüze hemşireler sağlık sisteminin vazgeçilmezi olmuştur. Günümüz Türkiye’sinde bu meslek grubunun çok önemli sorunları vardır ve yetkililerin ilgisizliği sürmektedir. Nitekim geçtiğimiz günlerde Türk Sağlık Sen Genel Başkanı Kahveci bu yıl hemşirelik haftasını tepki olarak kutlamayacaklarını belirtti. Peki, bu çilekeş mesleğin mensupları neler istiyor? Yıpranma payı, meslek güçlüğü zammı istiyorlar… Onkolojihematoloji, ameliyathane, yoğun bakım, acil servis gibi özel dallarda çalışan hemşireler döner sermaye katkı paylarının ve maaşlarının arttırılmasını istiyorlar Emeklerine saygı istiyorlar, çalışma koşullarının iyileştirilmesini, hemşire sayısının arttırılmasını istiyorlar. Çalışma sırasında en çok hemşirelerin sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldıklarını belirtiyor ve korunma istiyorlar. Haksızlar mı? Gece nöbetlere kalan, kimi durumda tek başına 10’dan daha fazla hastaya hizmet veren ülkemizdeki 104.000 hemşire ortalama aylık 800 TL maaşa çalışıyor. On sekiz yaşında mesleğe başlıyorlar ama emeklilik gibi konularda işe erken başlama ve toplam çalışma sürelerinin uzunluğu dikkate alınmıyor. Kısacası tüm sağlık emekçileri gibi değerlerinin farkında olunmasını, daha insanca, daha iyi bir yaşam istiyorlar. Hemşirelerin ülkemizdeki haline bir bakın, anlarsınız… Bu ülkede emek, halen rantiyeden, statüden, çalma çırpmadan, şakşakçılıktan çok daha değersizdir. Kendi kendimize söylediğimiz yalanlara inanmayın. Üretmeye çalışırken emeğe gereken saygıyı göstermeyen bu çarpık ülke, dünyanın gözünde sandığımız gibi saygın ve büyük bir bir ülke değildir ne yazık ki, dahası uygar dünyanın şaşırdığı, kimi zaman garipsediği bir ülkedir. Ülkemizdeki emekçilerin haline bir bakın, ne olduğumuzun resmini görürsünüz. D ünya Sağlık Örgütü verilerine göre felçlerin %62’sinden ve koroner kalp hastalıklarının %49’undan yüksek kan basıncı sorumludur. Yüksek kan basıncı, en fazla ölüm nedenidir ve yüzyılın epidemisi olarak kabul edilir. Fazla tuz, kan basıncı normal olanlarda da kalp damar sağlığına zararlı. Felç riskinde ve kalp büyümesinde artışa neden olur, böbrek hastalığını kötüleştirir, ölüm riskini artırır. Ayrıca böbrek taşı ve osteoporoz riskini artırdığına, obeziteye yol açtığına, mide kanserinin majör nedeni olduğuna ve astım atağının şiddetini artırdığına dair de giderek artan kanıtlar var. Türkiye, dünyanın en çok tuz tüketen ülkesi. Çoğu ülkede günlük tuz tüketimi günde 912 gram iken, bizde ortalama 18 gram. Türkiye’de erişkin nüfusun yaklaşık her üçte birinde hipertansiyon var. Kan Sosunuzu kendiniz yapın. basıncı düzeyi ortalamamız • Market alışverişlerinizde alacağınız ürünün da Japonya, Çin, İngiltere ve içeriğine bakmayı alışkanlık haline getirin. ABD’den daha yüksek. Çünkü tuz tadı olmayan pek çok gıda aslında Bunlar, acilen toplum ge • Yemeği pişirirken tuz eklemeyin. nelinde tuz kısıtlamamız ge • Restoranda yemeğinizin tuzsuz hazırlanması tuz deposu. nı isteyin. Kahvenizi nasıl sade isteyebiliyorsa • Etiketteki değerin tuz mu, sodyum mu olduğureğini gösteriyor. na dikkat edin. Verilen sodyum değeri ise buDiyette tuzun azaltıl nız, yemeğinizi de tuzsuz isteyin. ması sadece kan basıncını • Masadan tuzluğu kaldırın. Lezzet için nane, nu 2.5 ile çarparak tuz değerini bulabilirsiniz. düşürmez, aynı zamanda ye maydanoz, dereotu, çeşitli baharatlar, kırmızı • Aynı üründe farklı markaların tuz içerikleri birbirinden çok farklı olabiliyor. Kontrol edip aynı ni oluşabilecek koroner kalp toz biber kullanın gıdanın az tuzlu olanı tercih edin. hastalığı, miyokard enfark • Limon ve sirke genelde tuzu pek aratmaz. tüsü ve felç riskini azaltır. Sucuk, pastırma, salamın tuz içeriği normal ete • Sebze ve meyvelerin tuz içeriği düşük olduğundan özellikle tercih edin. Hipertansiyon, mide kan göre çok fazla, mümkün olduğunca yemeyin. seri, böbrek hastalığı riski • Ketçap, mayonez, hardal, soya sosu gibi ha • Atıştırma için cips, kuruyemiş yerine meyve azalır, kemikler korunur. zır sos ve bazı baharatların tuzlu olduğunu bilin. yiyin. Sağlık harcamalarında milyonlarca dolar tasarruf sağlanır. Şu an tüm ülkeler, tuz tüketimini azaltmaya çalışıyor. poroz, mide kanseri, obezite, inme, kalp hastalıkları ve böbrek hastalıklarına dikkat çekilmeye çalışıldı. 2010’da Avrupa genelinde toplumların tuz tüketimini azaltacak önlemlere acilen ihtiyacı olduğunu, hazır gıdalardaki tuz miktarının azaltılması için kanun ve yönetmeliklerin çıkarılması gereğini ve tuz tüketimini günde 5 gram (çay kaşığı) indirmenin uygun olacağını bildirdi. Ülkemizde başlıca tuz alım kaynakları beyaz peynir, turşu, zeytin, erişte, ayçiçeği çekirdeği, salça ve yemeğin tadına bakmadan tuz atmaktır. Ancak ekmeğin de tuz tüketimimizde rolü büyük ve sadece ekmekle günlük ihtiyaçtan fazlasını alıyoruz. Bu nedenle Türk Kardiyoloji Derneği ile Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği, ekmekteki tuz oranının düşürülmesi için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na başvurdu. Sağlık Bakanlığı da aşırı tuzlu yiyeceklerin üzerine uyarıcı kırmızı etiket konulacağını açıkladı. 17 Şubat 2010 tarihlerindeki “Dünya tuza dikkat haftası”nda bu yıl, tuzun hipertansiyon dışında neden olabileceği osteo Her gün biraz daha az tuz AMBALAJLI GIDALARDA BOL TUZ Diyette tuzu kısıtlarken, tüm kaynaklardan gelen tuzun azaltılması gerekir. Özellikle gıdaların işlenmesi sırasında kullanılan tuzun azaltılması esastır. Çünkü endüstrileşmiş ülkelerde tüketilen tuzun %7580’i işlem görmüş, ambalajlı, hazır olarak satılan gıdalardan alınıyor. Pişirirken veya yerken ilave edilen tuz sadece %10. Kalanı gıdalarda doğal olarak bulunuyor. Asya ve Afrika ülkesinde ise tuzun asıl kaynağı, pişirme sırasında ilave edilen veya soslar ve baharatlarda bulunan tuzdur. Dünya Sağlık Örgütü, kronik hastalıkları önlemek için erişkinlerin günde 5 gramdan az tuz (2 gram sodyum /gün) kullanmalarını önermekte. Bazı ülkeler, diyetlerindeki tuz hedeflerini belirlemiş, bu yönde belli bir yolu katetmiş durumda. İngiltere hazır gıdalardaki tuz oranını %9.5 azaltmayı başardı. Fransızlar da çoğu üründe tuz miktarını azalttılar ve günlük tuz tüketimlerini 8 gramın altına düşürmeye çalışıyorlar. ABD’de hedef tuz miktarı günde 6 gram. Ancak hipertansiyonu olanlar, 40 yaş ve üstündekiler ve de siyah ırk için önerilen miktar günde 3 gram. 2009’da başlattıkları ulusal plan çerçevesinde hedefleri tuz tüketimini 5 yılda %20 azaltmak. Avrupa Birliği’ndeki 11 ülke, tuz tüketimini 4 yılda %16 azaltmaya karar verdi. Bu arada Avrupa Kardiyoloji ve Hipertansiyon Derneği, Ocak UZUN SOLUKLU MÜCADELE Toplum sağlığı için tuzu azaltma girişimi, uzun soluklu bir yolculuktur. Mutlaka ulusal eylem planı hazırlanmalı, kamuoyu tuz ve zararları konusunda bilgilendirilmeli, öncelikle hazır gıdalardaki tuz oranının tedricen azaltılması için gıda sanayii ile işbirliği yapılmalı, hazır gıdaların etiketlerine günlük tuz ihtiyacının ne kadarını içerdiği mutlaka eklenmelidir. Tuz kısıtlamasına çocukluk döneminde hatta bebeklikte başlanması, ileriki yıllarda gelişecek hastalıkları önleyecektir. Tuzu birdenbire kesmek çok zor. Tedricen azaltılırsa birkaç hafta içinde tat duyusu buna alışır. Herkesin diyetindeki tuzu mümkün olduğunca azaltması hem kendisine, hem ülkesine karşı olan sorumluluğudur. REFERANSLAR 1.World Health Organization. Reducing salt intake in populations: Report of a WHO forum and technical meeting. Geneva, Switzerland: World Health Organization; 2007 [cited 24 February 2009] http://www.who.int/dietphysicalactivity/publications/en 2.Centers for Disease Control and Prevention. Application of lower sodium intake recommendations to adultsUnited States,1999–2006. MMWR. 2009;58(11):281–283 3.FJ He and GA MacGregor; A comprehensive review on salt and health and current experience of worldwide salt reduction programmes. Journal of Human Hypertension (2008), 1–22. doi:10.1038/jhh.2008,144 4.Strazzullo P, D’Elia L, NgiangaBakwin K; Cappuccio FP. Salt intake, stroke and cardiovascular disease: metaanalysis of prospective studies. BMJ 2009;339:b4567 doi:10.1136/bmj.b4567 5.Wang XO, Terry PD, Yan Hong. Review of salt consumption and stomach cancer risk: Epidemiological and biological evidence. World J Gastroenterol 2009 May 14;15(18):22042213 CBT 1209/17 21 Mayıs 2010
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle