17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu ([email protected]) Aslında ücretsiz olarak yararlandığımız tüm hizmetler ya da web siteleri için birer bedel ödüyoruz. Evet bu cüzdanlarımızdan çıkan para şeklinde olmuyor, ancak dijital dünya nimetlerini kullanırken arkamızda bıraktığımız izler de giderek en az para kadar değerli bir meta haline geliyor. Mart ayında ilginç gök olayları Hasan H. Esenoğlu, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü, [email protected] Dijital Yaşam Bedava mı? 2006 yılında ülkemizi ziyareti sırasında gazeteciler Bill Gates’e soruyor: “Siz Microsoft olarak CIA’ya bilgi veriyor musunuz?” Bill Gates’in cevabı ise sadece gülmek oluyor! (Türkçe meali “E herhalde” olsa gerek). Microsoft’un ürünü olan Windows işletim sistemi PC dünyasına bir düzen getirmeden önce ekstra para vererek satın alınan pek çok program, zaman içinde Windows’un ücretsiz bir parçası haline geldi. Internette sörf yapmaya yarayan Explorer’dan tutun da hesap makinesine kadar. Internetin ticari faaliyetlere de açıldığı 90’lı yılların başında ilk başarı hikâyesi yaratanların başında ücretsiz eposta hizmeti veren Hotmail ile Yahoo geliyordu. Daha sonra gmail o zaman hiçbir rakibinin yapmadığı bir şeyle piyasaya girdi ve bedava eposta hizmetini 1 gigabyte kapasiteye dek çıkardı. O arada gözden kaçan ufak bir detay ise gmail’in hiçbir epostayı silmemesi idi. Internetle birlikte sunulan ve ücretsiz olduğu için rağbet gören hizmetleri, web siteleri o kadar çok ki bunları tek tek tespit etmeye gerek yok. Facebook’tan Myspace’e, Yahoo’dan Twitter’a çok geniş bir alanda ücretsiz hizmetler internette biz bireysel kullanıcılara sunulmakta. Başlangıçta bu hizmetlerin ücretsiz olmasının getirdiği finansal dengesizlik, web sitelerine alınacak reklamlarla, ya da firmalara yapılacak stratejik yatırımlar ya da halka arzlarla bertaraf ediliyordu; edilecek deniliyordu. Ancak şimdi tıpkı bir baraj gölü gibi bu ücretsiz hizmetlerin gündelik kullanımından doğan yeni bir artıdeğer oluştu. Kullanıcıların oluşturduğu veriler. Bu veriler kendi başlarına pek bir anlam ifade etmeseler de biraraya getirildiklerinde çok değerli enformasyon ya da bilginin üretilmesinde kullanılabilir. Doğal olarak burada devreye suiistimal olasılığı giriyor. Olumlu anlamda kullanılabileceği gibi bu veriler olumsuz amaçlar için de kullanılabilir. Bu açıdan baktığımızda aslında ücretsiz olarak yararlandığımız tüm hizmetler ya da web siteleri için birer bedel ödüyoruz. Evet bu cüzdanlarımızdan çıkan para şeklinde olmuyor, ancak dijital dünya nimetlerini kullanırken arkamızda bıraktığımız izler de giderek en az para kadar değerli bir meta haline geliyor. Dijitalleşmenin getirdiği kolaylık, basitlik, hız, gündelik hayatımızda yıllardır farkında olmadan yaşadığımız kimi olguları yeni yeni idrak etmemizi de olanaklı kılıyor. Bu tür bırakılan izlerin değerlendirilmesi olgusu sadece dijital kültüre özgü bir şey değil. Bunun en basit örneğini kimlik kartları için verebiliriz. Bugün cüzdanımızda bir nüfus kâğıdı taşımaktan gocunmuyoruz. Ancak İngiltere’de ilk kimlik belgesi kullanımı ortaya atıldığında pek çok insan “yönetim bizi fişliyor” diye kazan kaldırmış. “Fişlemek” ülkemizde de iktidara gelenlerin en sevdiği işlerden olsa gerek. Kırk yıldır pasif konumda “fişlenen” olmaktan bıkan ve aktif olarak fişleyen olma düşü kuranların bulunduğunu da öğrendik yakın zamanda. Oysa aynı kişiler üçüncü kere gittikleri bir lokantada garsonun kendilerini tanıyıp, özel muamele yapması karşısında hiç de rahatsız olmuyor, tam tersine haz duyuyordur. O halde önemli olan arkada bırakılan izlerin birileri tarafından toplanması değil; bu izlerin değerlendirilmesinin hangi amaca hizmet edeceğiyle ilgilidir. Eğer bu izleri değerlendiren özel ya da kamu gücü bunu bireylerin yaşam kalitesini yükseltmek için kullanacaksa (yukarıdaki garson örneğindeki gibi) bir sorun yok. Asıl sorun bu güç odaklarının güvenilir olup olmadıklarıdır. Bu resimde güven ancak açıklığın olduğu, baskıcı, yandaşçı olmayan bir tutumun sergilendiği ortamlarda filizlenebilir. GÖK OLAYLARI GÜNLÜĞÜ gün saat 2 12 Satürn Ay’ın 8 derece kuzeyinde 7 18 SON DÖRDÜN 11 11 Mars sabit görünümde 12 12 Ay Yer’e en uzak 13 18 Neptün Ay’ın 4 derece güneyinde GÖK 14 15 Yer–Güneş–Merkür diziliATLAşi ile kavuşumda SI 15 23 YENİ AY t15 Mart 2010 17 09 Yer–Güneş–Uranüs diziliakşam saat 21:00 için şi ile kavuşumda verildi. Baskıya en uygun sadelikte 17 14 Venüs Ay’ın ve kolay görülebileceği 2.5 kadire kadar parlak yıldızı olan ve gezegen7 derece güneyinde lerin içinde bulunduğu takım yıldızlar belirtilmiştir. Gök atlasına gökyüzüne bakar şekilde doğru yönlerde yukarıya kaldırarak eşleştirmek ye20 20 Ekinoks terli. Ay boyunca takımyıldızlar–burçlar buradan izlenebilir… 22 03 Satürn–Yer–Güneş dizilişi ile karşı konumda Ay evreleri 23 13 İLK DÖRDÜN İlk Dördün Dolunay Son Dördün Yeni Ay 25 05 Pallas sabit görünümde Gün Saat Gün Saat Gün Saat Gün Saat 25 16 Mars Ay’ın 5 derece kuze23 13:00 30 04:25 7 17:42 15 23:01 yinde 28 07 Ay Yer’e en yakın Ay–Yer Uzaklığı 29 20 Satürn Ay’ın 8 derece kuzeyinde Ay Yer’e En Yakın Ay Yer’e En Uzak 30 04 DOLUNAY Gün Saat Uzaklık (km) Gün Saat Uzaklık (km) GÜNEŞ OLAYLARI: Ekinoks ya da gün tün eşitliği, Güneş ışınlarının ekvatora dik vurması sonucunda aydınlanma çemberinin (Şekil’de görüldüğü gibi Dünya’nın karanlık yarısı ile aydınlık yarısını birbirinden ayıran çember şeklindeki hattın) kutuplardan geçtiği an. Gündüz ile gecenin eşit olması durumudur. Baharın ilk günüdür ve Nevruz olarak kutlanır. Yılda iki kez tekrarlanır. Kuzey Yarı kürede yaklaşık olarak 21 Mart İlkbahar Ekinoksu 23 Eylül Sonbahar Ekinoksudur. Güney Yarı kürede yaklaşık 21 Mart Sonbahar Ekinoksu 23 Eylül İlkbahar Ekinoksu’dur. Çizelgede gelecek 5 yıl için ekinoks ve gün dönümleri genel zamana (UT) göre verildi. Çizelgedeki zamana İtalya’da yaşayanlar 1 saat ülkemiz için 2 saat vb. eklenecek. Bilindiği gibi genel zaman ya da kısaca UT (Universal Times veya GMT yani Greenwich Mean Time), adını başlangıç meridyeninin geçtiği Londra’nın güney doğu banliyösü Greenwich’ten alan bir zaman dilimidir. Buradaki ra28 7 361900 12 12 406000 YER MEZKEZLİ OLAYLAR: Merkür ve Uranüs Kavuşumda Kavuşum Gün Saat 14 15 Yer–Güneş–Merkür Yer–Güneş–Uranüs 17 9 CBT 1198/ 12 5 Mart 2010 sathanenin üzerinde bulunduğu kabul edilen meridyen, sıfır olarak alınır. Bu meridyenden doğuya doğru gidildikçe ileri, batıya doğru gidildikçe geri gidilmiş olur. Her derece arası 4 dakika olduğundan 15 derecelik her dilim bir saat olarak kabul edilmiştir. Böylece 12 saat doğuda, 12 saat batıda olmak üzere, yeryüzü 24 saat dilimine bölünmüştür. Dünyadaki saat ayarlaması Greenwich’ten geçen meridyene göre yapılır. (http://tr.wikipedia.org adresinden alıntıya göre) Osmanlı devrinde bütün Müslümanlar saatlerini, Ayasofya Camiinin kubbesinden geçen ve Arzı Halife veya Arzı İstanbul denilen meridyene göre ayar ederlerdi. Bu uygulama 1932’de kaldırılıp Greenwich esas alındı...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle