02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

POLİTİK BİLİM Aykut Göker http:/www.ınovasyon.org;[email protected] Türk şirketlerinden teknolojik Umutsuzluğun umudun çok önünde koştuğu günlerin içinden geçiyoruz. Böyle günlerde bu köşenin ilgi alanında kalabilmek de giderek zorlaşıyor... Pardus 5 yaşında Açık kaynak kodlu, özgür işletim sistemi Pardus, beşinci yılında çok sayıda özel ve tüzelkişilerce kullanımı giderek yaygınlaştı. 2003 yılında TÜBİTAK UEKAE (Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Enstitüsü) bünyesinde oluşturulan ekip Linux temelli, açık kaynak kodlu ve GNU GPL özgür lisanslı bir işletim sistemini geliştirmeye başlamıştı. Özgür yazılımlar, kapalı kaynak kodlu yazılımlara göre çok sayıda üstünlüğe sahip. Bu üstünlüklerin başında güvenlik geliyor. Açık kaynak kodlu yazılımlar, on binlerce göz tarafından denetleniyor. Kötü niyetli bir programcı ya da kuruluş tarafından yerleştirilebilecek bir kod parçasının böyle bir ortamda gizlenmesi mümkün değil. Bu ortamda virüs, truva atı, solucan, casus yazılım gibi tehlikeler “yok denecek kadar” az. Kaynak kodu, isteğe ve gereksinime göre özgürce değiştirilip yeni amaçlara hizmet edecek şekilde uyarlanabiliyor. Bu da esneklik ve tasarruf sağlıyor. Pardus, en son geçtiğimiz ay yayımlanan Pardus 2009.1 Anthropoides virgo bireysel masaüstü ürünlerine, şimdi kurumsal masaüstü ve sunucular için geliştirmekte olduğu Pardus Kurumsal 2’yi katacak. Bu sayede birkaç PC sahibi KOBİ’lerden binlerce istemci barındıran büyük kurumlara uzanan geniş bir kitlenin gereksinimleri karşılanacak. TÜBİTAK UEKAE, Pardus projesinin özellikle katma değerli hizmetlerini iş ve çözüm ortakları eliyle sağlamayı planlıyor. Manisa İl Sağlık Müdürlüğü 2005’ten bu yana tümüyle Pardus ürünleri kullanıyor. Milli Savunma Bakanlığı, Türkiye’ye yayılmış 600 noktasında 7.500 istemcisinde Pardus çalıştırıyor. Pardus kullanıcıları arasında RTÜK, İTKİB OSAP ve EPDK da var. Pardus’un bireysel kullanıcı sayısı ise 200.000 üzerinde. Pardus kullanıcıları ozgurlukicin.com portalında bir araya geliyor. OKÜMKAP Gün geçmiyor ki siyaset meydanına bomba gibi bir haber düşmesin. Belki bunu, ‘gün geçmiyor ki siyaset meydanından atılan bomba gibi bir haber manşetlere çıkmasın’ diye söylemek daha doğru! Her neyse; hangisi doğru olursa olsun, değişmeyen sonuç şu ki, zincirleme manşetler kamuoyunun bütün dikkatini sürükleyip götürüyor, manşetteki haberin dışında kalan her şey anlamını yitiriyor. Böyle bir ortamda, örneğin, son iki haftadır üzerinde durduğum ‘büyük ölçekli üretim ve mühendis ilişkisi’ kaç okuyucunun ilgisini çekebilir? Mesleği mühendislik ya da mühendislik dallarında öğretim üyeliği olan okuyucular için bile zor... O nedenle, kafamda o konuyla ilgili daha pek çok soru bulunmasına rağmen bu hafta başka bir konuya atlayacağım; ama ele alacağım yeni konu kaç kişiyi ilgilendirecek, çok ikircikliyim! Hele o, OKÜMKAP (Otomotiv Kümeleri için Kapasite Oluşturma Projesi) gibi özel bir konuysa ve çok daha az sayıda kişiyi doğrudan ilgilendiriyorsa! Yine de içimden bir ses, şartlar ne olursa olsun, bu ülkede üretimin, ARGE’nin gelişmesi yolunda çaba gösteren insanlara, karınca kararınca da olsa, destek olabilmek için yazmak gerektiğini söylüyor. Yine o ses, bu tür projelerin aslında insanlarımızın çoğunu ilgilendirdiğini; onların iş bulabilmek ve geleceğe umutla bakabilmek için bu tür projelere muhtaç olduğunu öne sürüyor... Ben şimdilik o sesi dinlemeyi sürdürüyorum. Ve başlığıma dönüyorum... ‘OKÜMKAP’ neymiş, projenin sürükleyicisi Tülay Akarsoy’un www.inovasyon.org sitesinde yer alan açıklamalarına kulak verelim: “OKÜMKAP, Bursa ili ve çevresinde yerleşik otomotiv yan sanayi firmalarında araştırma teknoloji geliştirme kültürünün oluşmasını sağlamak üzere Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı’nın önerisiyle; Bursa Valiliği, Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği, Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği, Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, Uludağ İhracatçı Birlikleri, Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü, Otomotiv Sanayii Derneği’nin katılımıyla geliştirilmiştir. Bu projenin amacı, zaman içerisinde otomotiv yan sanayii firmalarının rekabet öncesi ARGE’ye dayalı, bilgi temelli ağ ve küme yapıların gerçekleşmesi ve uluslararası üreticilerin benzer yapılaşmaları ile işbirliği içerisinde olmalarını sağlayacak programlara katılmalarının zeminini oluşturmaktır.” Demek ki amaç, projenin adında geçen ‘küme’ sözcüğünden de anlaşılacağı gibi, bir kısım ‘otomotiv yan sanayii’ firmalarını içine alan bir kümenin oluşturulması... Ne işe yarayacak bu ‘küme’; yine Akarsoy’u izleyelim: “Küreselleşmiş bir sektör olan otomotivde, firmaların son derece dinamik, değişken bir pazarla yüz yüze geldiği görülmektedir. Dolayısıyla firmalar ayakta kalabilmek için, bu yeni durumla birlikte ortaya çıkan fırsatlara ve tehditlere hızla tepki verebilmelidir. Ancak tekil olarak pek çok firmanın, özellikle küçük ve orta ölçekli firmaların bu durumla baş etmesi mümkün gözükmemektedir. “Kümeleşme kavramı da burada karşımıza çıkmaktadır. Yeni fikir ve hünerlerin başarıyla uygulanması diyebileceğimiz sürekli yenileşim[in yanında], birlikte yürütülen araştırma, ürün tasarımı, pazarlama, tedarik, eğitim ve [yine işbirliğiyle yürütülen] diğer faaliyetler, küme içindeki işletmeleri küresel pazarda yarışmaya muktedir kılmaktadır. Bu örgütlenme biçimiyle, birlikte öğrenmek ve çalışmak, fırsat ve tehditlerle başa çıkabilmek, iç veya dış pazarlarda rekabetçi üstünlükler elde edebilmek için kuruluşlar arasındaki bağların güçlendirilmesi sağlanabilecektir.” Sözün kısası, yapılmak istenen, firmalar arasında bir güç birliği oluşturmak... Tabii bu, tek başına kolayca kırılabilecek ‘firmalardan’ bir demet oluşturup kırılmalarını önlemenin ötesinde, onların dünya pazarlarında başarılı olabilmek için yeteneklerini birbirlerini tamamlayacak biçimde geliştirebilmelerinin de yolunu açan bir güç birliği... Gelecek hafta bu güç birliğini çok somut bir konuda gerçekleştirmek için atılan bir adımdan söz edeceğim. Tivibu’ya 1 haftada 57 Bin Üye! TTNET’in EVET vizyonu kapsamında hayata geçirdiği ilk servis olan ve televizyon ile sinemayı taşınabilir hale getiren “Tivibu” gördüğü yoğun ilgi sonucu 1 hafta gibi kısa bir sürede 57 bin üyeye ulaştı. TTNET Genel Müdürü Tahsin Yılmaz; “EVET konseptimizin ilk ürünü olan Tivibu’ya bir hafta içerisinde 57 bin müşterimizin üye olması, bu yenilikçi servisin müşterilerimizin beklenti ve ihtiyaçlarını karşıladığının en önemli göstergesi oldu. Yeni içeriklerle sürekli gelişecek Tivibu ayrıcalığını seçen tüm abonelerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi. Kişisel eğlencede zaman ve mekân sınırlarını ortadan kaldıran “Tivibu”, 61 ayrı kanalı, Tekrar İzle, Durdur İzle özellikleriyle birlikte izleme fırsatı sunuyor. Ayrıca Seç İzle özelliği kapsamında yerli ve yabancı filmler, popüler diziler, belgeseller, çocuk, yaşam ve eğlence programları gibi farklı türde içeriğe ulaşma imkânı tanıyan Tivibu, sinema ve televizyonu zaman ve mekândan bağımsız hale getiriyor. Tivibu, nisan sonuna kadar ayda sadece 1 TL’ye TTNET müşterilerinin hizmetine sunuluyor. Türk tasarımı ve üretimi fanlar Bahçıvan Motor, ARGE ve üretimini Türkiye’de gerçekleştirdiği, daha az maliyetle daha geniş alanda havalandırma sağlayabilen yeni ürünlerini ilk kez İtalya’daki Mostra Convegno Expocomfort IsıtmaSoğutmaHavalandırma Fuarı’nda 2327 Mart tarihlerinde sergileyecek. İnşaat ve iklimlendirme sektörü ürünlerinin sergilendiği fuara Türkiye’den katılan sayılı firmalardan biri olan Bahçıvan Motor, tamamı Türk tasarımı ve üretimi olan yenilikçi özelliklerle zenginleştirilmiş kanal fanları, çatı fanları ve diğer fan serilerini de sergileyecek.Halen 40 ülkeye gerçekleştirdiği ihracatını ve yüksek katma değerli üretimlerini arttırarak ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlamayı hedefleyen Bahçıvan Motor, fuarda yeni nesil öne eğimli alçak basınçlı radyal fanlar, dikdörtgen ve radyal kanal fanları başta olmak üzere, çatı fanları ve diğer fan serilerini de ziyaretçilerine sunacak. Ürün serileri içerisinde dıştan rotorlu motorlarla çalışan radyal fanlar daha yüksek hava akış hızı oluşturarak daha az maliyetle daha geniş alanların havalandırılabilmesini sağlıyor. Yüzde 100 Türk mühendislerinin ARGE gücüyle üretilen ürünlerin, getirdiği yenilikler ve avantajlar nedeniyle uluslararası alıcılar tarafından yoğun ilgi görmesi bekleniyor. Patent Ligi Ödülleri Sahiplerini Buldu Türk Patent Enstitüsü 4 Mart Perşembe günü Ankara’da yapılan tören ile Türkiye’de teknolojik gelişimi sağlamaya yönelik çalışmaların teşvik edilmesi, buluş yapmanın özendirilmesi ve patent konusunda kamudaki farkındalığın artırılmasına katkı sağlamak amacıyla düzenlenen “2009 Türk Patent Ödülleri” etkinliği çerçevesinde başarılı firmalara ödüllerini verdi. Patent Ligi’nde başarılı firmalar: Türk Patent Ligi ödülleri kapsamında 2009’da en fazla patent, endüstriyel tasarım ve marka başvurusu yapanlar ile en fazla patent, endüstriyel tasarım ve mar CBT 1199/ 6 12 Mart 2010
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle