23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HUKUK POLİTİKASI Çiftleşmenin Bilinmeyen 20 Özelliği Canlılar dünyasından çiftleşme üzerine ilginç bilgiler, değerlendirmeler... Rita Urgan Hayrettin Ökçesiz hayret@akdeniz.edu.tr “...devlet dediğimiz siyasal birlik, yalnızca bir arada yaşama için değil, soylu eylemlerde bulunabilmek içindir.” YönelimEğilim Yöneldiğiniz şeyi uygun bir eğilimin gücüne bırakırsanız, büyük bir olasılıkla gerçek oluyor. Bu gerçek bu kez bir başka yönelimin uygun eğilimini oluşturabiliyor. Bilincimizle, bilinç çevremiz arasında böyle bir ilişki ve etkileşim yaşamımızı kuruyor, devindiriyor. Eğilim yönelime olanak sağlıyor, yönelim eğilimi kullanıyor. Bu çizgide sürekli yeni eğilimler ve yönelimler oluşup, gelişiyor. Marks’ın, Engels’in altyapıüst yapı ilişkisini açıklarken ortaya koydukları gerçeği elbette bu sözlerin temeline yerleştirmeliyiz. Onlarca yıldan beri irticai yönelimlerin toplumda ve insanda aradığı eğilimleri yeterince bulması, yaratması, bunları üstün bir gayretle kullanarak gündelik yaşamı her geçen gün daha çok etkiliyor olması açık bir gerçek değil mi? İrticai yönelimleri ülkemizde kendine uygun bir eğik düzleme yerleştiren başka bir makro yönelimin, küresel bir makro eğik düzlemde hükmünü sürdüğü bir gerçek değil mi? Tüm bunlar küresel köyümüzde magazinleşmiş siyasetin tozu dumana kattığı bu gürültü, patırtının içerisinde dikkatimizden kaçmaması gereken yalın gerçekler değil mi? Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “bu satıh tüm vatandır” derken gördüğü, göstermek istediği şey bu gerçeklik değil miydi? Sathı müdafaa etmek, tüm sömürü yönelimlerini, kurdukları, buldukları tüm eğik düzlemlerle birlikte bu sathın dışına fırlatıp atmak değil miydi? Yaşamın masum, insancıl, coşkulu, sevinçli tüm eğilimlerini en asil yönelimlerle, ideallerle bezeyerek Anadolu’nun bozkırında mazlum milletlerin ufkuna yerleştirmek değil miydi? Avrupa’nın düşünce tarihinde belirleyici bir etkisi bulunan Aristoteles siyasal topluluğu bir “değerler düzeni” üzerinden tanımaya çalışıyor. Ona göre her topluluk daima üyelerinin üzerinde uzlaştığı bir “iyi” uğruna oluşuyor. Bir topluluk iyi ve mutlu bir yaşam arayışıyla süreklilik gösteriyor. Yurttaşlarının birbirlerine dostlukla bağlandıkları “polis”in değerler düzeninde O’nun ileri sürdüğü üçüncü önemli koşul özgürlük, son koşulsa farklılık oluyor. Aristo “Politika”sında bunları eğilim gerçekliği ve yönelim değerleri olarak bir devletin temeline yerleştirirken, bugünkü Avrupa da “birlik içinde farklılık” (diversity in unity) sloganıyla bu düşünürü kendini tanımada ve adaletli bir Avrupa toplumu oluşturmada yeniden hareket noktası olarak alıyor (Solidaritaet. Vom Wert der Gemeinschaft, haz.: Clemens Sedmak, Darmstadt 2010, s.10) 2500 yıllık düşünceli tarihimizden tüm insanlık olarak ne yapmak istediğimizi, başımıza nelerin geldiğini çok iyi biliyoruz. Türkiye’nin Cumhuriyet devrimi bu istencin, bilincin ve deneyimin üzerinde yükselmedi mi? Bugün zifiri bir karanlığın gizlediği uçurumların kıyılarına nasıl sürüklendiğimizi Kassandra’lar avazı çıktığınca sağır kulaklara bağırmıyor mu? Herkes bir yerlerde, bütününden habersiz, eline verilen bir puzzle parçasını büyük bir heyecanla evirip çevirip ahkâm kesmekle geçiriyor günlerini. Kamu görevlileri, kamusal işler yapanlar, yurttaşlar böylesine bir körleştirmenin ve oyalamanın sinsi tuzağına düşürülmüş olduklarının yeterince ayırdında değiller. Sözü yine Aristo’ya bırakıyorum. Bütünün nasıl görülebileceğini ondan dinleyelim: “Öyleyse açıktır ki, devlet yalnızca, aynı yerde yaşayan ve üyelerini kötülükten alıkoyan, mal ve hizmetlerin değiştokuşunu sağlayan bir topluluk diye tanımlanmaz. (…) bizi toplum içinde yaşamayı yeğleten başkalarını sevmemiz oluyor ve bunların hepsi, devletin amacı olan iyi yaşamın sağlanmasına katkıda bulunuyorlar; ve iyi yaşam demek, bizce, mutlu ve soylu yaşamaktır. Öyleyse, şurasını teslim etmeliyiz ki, devlet dediğimiz siyasal birlik, yalnızca bir arada yaşama için değil, soylu eylemlerde bulunabilmek içindir.” (Aristoteles, Politika, çev.: Mete Tunçay, İstanbul 1983, s.84 vd.) Buna göre, ilkel sembiyotik ilişkilerin devlet mantığının dışına düştüğünü; yurttaş dayanışmacılığının soylu eylemlerde güncelleşeceğini, bütünün bu eylemlerle görülebilir olacağını söylemeliyiz. Her birimizin, herkesin yapabileceği doğru bir iş daima var. Bütünü gören, elindeki işin nasıl yapılacağını, başka türlü yapılamayacağını da görür. İşte öyle yapmalı ve muhakkak yapmalıdır! 1 Yeryüzünde yaşam yaklaşık 3.8 yıl önce ortaya çıkmakla birlikte, cinsellik bundan yaklaşık 2 milyar yıl sonra evrildi. Açık saçık fıkra ve şiirler ise jeolojik açıdan oldukça yakın bir dönemde yaşamımıza girdi. 2 Cinsellik ne işe yarıyor? Eşeysiz üreme kimi önem 12 Eşcinsel davranışa memeli, balık, sürüngen, kuş, li açılardan çok daha üstün bir evrimsel strateji olduğundan, bilim insanları bu soruya kesin bir yanıt getiremiyorlar. hatta omurgasızlar dahil en az 1500 canlı türünde tanık olunabiliyor. cinsiyetli Dendrobaena rubida türü solucan hem dişi, hem eril cinsel organlara sahip. Bu canlı türü çiftleşecek bir eş bulamadığı zamanlarda iki büklüm olup dişi organlarıyla eril organlarının “âlem yapmalarını” sağlıyor. 13 Erkek kaz bir başka erkek kaza kur yaptığında, di3Tek bir stratejiye bağlı kalmayı reddedenler için: çift şi kaz kimi zaman araya girip her iki erkekle de çiftleşir. Daha sonra her iki erkek de babalık görevlerini ortaklaşa yerine getirir. 14 Kimi martılar lezbiyen ilişkiye girseler de, bu ilişkiden kaynaklanan yumurtalar dölsüzdür. 4Tekeşlilikleriyle ün salmış olmalarına karşın, Adélie türü penguenler arada sırada eşlerinden kaçıp bekar erkek penguenlerle çiftleşiyorlar. Erkek penguenler bu oynaşmanın bedeli olarak dişinin yumurtalarını bırakacağı yuva için minik taşlar bulup taşımak zorunda kalıyortıpkı insanlarda olduğu gibi. 15 Kaliforniya Üniversitesi dirimbilim (biyoloji) uzmanları yüksek düzeyde alkole maruz kalan erkek meyve sineklerinin cinsel isteklerinde aşırı bir artış meydana geldiğine ve öteki erkek meyve sinekleri de dahil, önlerine çıkan hemen hemen her kanatlı canlı türüne kur yapmaya çalıştıklarına tanık oldu. Bir böcek uzmanı bu cümbüşün sonunda “bir dizi erkeğin birbirilerini kovaladıkları” işlevsiz bir sefahat alemine dönüştüğünü belirtiyor. 5Erkek peşinde koşan kimi yetenekli penguenler cinsel birleşme yaşamadan da armağana sahip olabiliyorlar. Yine, insanlardaki gibi. 6 Makak maymunları eşlerinin spermlerini bağışlamaları için kendilerine özgü bir yöntem uyguluyorlar: çığlık atma. Dişi makağın çığlığı olmaksızın erkek makak cinsel birleşmede hemen hemen hiç bir zaman doruğa ulaşamıyor. 7Peki, bunu nereden biliyoruz? Bir grup makak maymununu izlemeye alarak dişilerin çığlıklarını ve erkeklerin leğen kemiğindeki devinimleri sayan Alman primat uzmanı Dana Pfefferle araştırmanın “oldukça tuhaf, ancak bilimsel” olduğuna dikkat çekiyor. 8 Amerika’nın Birleşik Devletleri’nde bu tür malzemelerin son durağı YouTube oluyor. 9 Balıklar kemik, diş ve hava keseleri aracılığıyla çok farklı türde sesler çıkartabilir. Araştırmacı Grant Gilmore erkek balıkların bu seslerin bir bölümünü dişileri kendilerine çekmek amacıyla çıkartıyor olabileceklerine dikkat çekiyor. 10 Avustralya ve Yeni Gine’ye özgü, yumurta yumurtlayan bir memeli türü olan dikenli karıncayiyenin dört başlı bir penisi var. Ne var ki, cinsel birleşme sırasında bu başlardan yalnızca ikisi dişiye uyabilir. 11 Bir ahtapot türü olan minik erkek argonotun penisi (değişikliğe uğramış bir ercik sapı) bedeninden ayrılıp, kendisinden çok daha iri bir dişinin bedenine girmek suretiyle onu döller. 16 Sinekler “kafayı buldukça” çiftleşme konusunda başarıya ulaşma şansları da azalıyor. Bu da, insanı araştırırken meyve sineklerinin örnek alınmalarını haklı kılan nedenlerden biri. 17 İnsanlar dışında yalnızca birkaç omurgalı yüz yüze çiftleşiyor. Kimi zaman bunu uygulayan canlı türleri arasında hamsterler, kunduzlar ve bonobolarla orangutanlar gibi kimi primatlar yer alıyor. 18 Fransız öpücüğü uygulamasına ise daha da ender rastlanıyor. Çiftleşmenin bir ön hazırlığı olarak Fransız öpücüğünü uyguladığı bilinen insan dışındaki tek canlı türünün beyaz alınlı papağan olduğu belirtiliyor. Bu kuşlar gagalarını açıp dillerini birbirlerine değdirdikten sonra erkek kuş ağzındaki öğle yemeğini dişinin göğsüne püskürtüyor. 20 Boyut gerçekten de önem taşıyor. İnsanlar genellikle kendilerine benzer ırktan, aynı eğitim düzeyinde ve aynı tombullukta eşler seçiyorlar. Britanya’da kısa süre önce yapılan bir araştırma, obezlerin genellikle kendileriyle hemen hemen eşit düzeyde beden yağına sahip eşler seçtiklerini gözler önüne seriyor. CBT 1199/ 19 12 Mart 2010 19 Beyaz alınlı papağan ile Homo sapiens’lerin çiftleşme alışkanlıkları işte bu aşamada farklılık gösteriyor. Ayrıksı durum: okul derneği üyesi, oğlanlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle