Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2010 NOBEL KİMYA ÖDÜLÜ: 2010 NOBEL EKONOMİ ÖDÜLÜ: Yepyeni bir karbon bağlama yöntemine İşsizliği etkileyen ekonomik politikalara Nobel Kimya Ödülü, bu yıl organik kimya alanında geliştirdikleri yeni karbon bağlama yöntemleri üzerindeki çalışmalarından dolayı Richard F. Heck, Eiichi Negishi ve Akira Suzuki arasında paylaştırıldı. Bu üç bilim kimyacısının geliştirdiği kimyasal yöntem; tıpta, elektronikte ve malzeme biliminde yepyeni bir dönemin başlamasına zemin hazırlıyor. Bu kadar çok insanın işsiz olduğu bir zamanda, bu kadar çok iş açığı nasıl oluyor? Ekonomik politikalar işsizliği nasıl etkiler? Bu yılın Nobel Ekonomi Ödülü bu sorulara yanıt oluşturan kuramı geliştiren ekonomistlere verildi. Bu kuram işgücü piyasası dışındaki diğer piyasalarda da uygulanabilir. 2010 yılı Nobel Kimya Ödülü’nü alan bu üç bilim insanı, geliştirdikleri paladyum katalizörlü çapraz bağlantı ile doğanın yarattığı kimyasal maddelere benzer çok karmaşık kimyasalların geliştirilmesinin yolunu açmış oluyor. Karbon bazlı (organik) kimya yaşamın temelini oluşturur ve çok sayıda büyüleyici olgunun çıkış noktasıdır. Çiçeklerin rengi, yılan zehiri ve pensilin gibi bakteri öldürücü maddeler organik kimyanın en belirgin örnekleridir. Karbonun, fonksiyonel moleküller için dengeli iskeleler oluşturma özelliğinden yararlanan insanoğlu, doğanın kimyasına ilaveler yapabilecek olanağa kavuşmuş oldu. Bu yolla yeni ilaçlar ve plastik gibi devrim yaratan malzemeler üretilebiliyor. BAŞARILI BİR KARBON BAĞLAMA YOLU Kimyacılar bu karmaşık kimyasalları yaratmak için karbonları birbirine bağlamak zorundadır. Ne var ki karbon dengelidir ve karbon atomları kolayca birbirleriyle reaksiyona girmezler. Karbon atomlarını birbirine bağlamak için kimyacıların kullandığı ilk yöntemler bu nedenle karbonu daha reaktif kılacak çeşitli yöntemler üzerine yoğunlaşmıştır. Bu yöntemler basit moleküller yaratırken işe yarar ancak daha karmaşık moleküllerin sen tezlenmesine sıra geldiğinde kimyacılar deney tüpünün içinde çok sayıda istenmeyen yan ürünle baş etmek zorunda kalırlar. Paladyum katalizörRichard F. Heck lü çapraz bağlama bu sorunu çözdü ve kimyacıların çalışırken daha hassas ve etkili bir yönteme sahip olmalarını sağladı. Heck Reaksiyonu, Negishi Reaksiyonu ve Suzuki Reaksiyonu’nda karbon atomları bir paladyum Eiichi Negishi atomu üzerinde karşılaşır ve bunun üzerine birbirlerine yakınlıklarından dolayı kimyasal reaksiyon tetiklenir. Paladyum katalizörlü çapraz bağlantı bugün dünyanın dört bir köşesinde araştırmalarda ve Akira Suzuki ticari üretimde kullanılıyor. Ticari üretime örnek olarak ilaçları ve elektronik sektöründe kullanılan molekülleri gösterebiliriz. P iyasaların çoğunda alıcı ve satıcı yüz yüze gelmeyebilirler. Bu da hem işçi arayan işvereni, hem de iş arayan işçiyi ilgilendiren bir konudur. Bu arayış sürecinin zaman ve kaynak gerektirmesi, piyasada sürtüşmelere yol açar. Bu türlü arayışların sürdüğü piyasalarda, bazı alıcıların talepleri karşılanmazken, bazı satıcılar arzu ettikleri miktarlarda satış yapamazlar. Aynı anda işgücü piyasasında da hem iş açığı hem de işsizlik sorunu vardır. Bu yıl ödül alan üç ekonomist, bu tür piyasalar için kuramsal bir çerçeve geliştiler. Peter Diamond bu piyasaların temellerini inceledi. Dale Mortensen ve Christopher Pissarides bu kuramı biraz daha genişleterek iş piyasalarına uygulanabilir hale getirdi. Üç ekonomistin modeli, işsizlik, iş açığı ve ücretlerin ekonomik politikalardan veya piyasa düzenlemelerinden nasıl etkilendiğini açıklıyor. Bu açıklamalar işsizlik sigortasının avantaj seviyesi veya işe alma veya işten atma kuralları ile ilgili. Kuramın ortaya çıkarttığı sonuçlardan biri şu: İşsizlik avantajı cömertleştikçe işsizlik ve iş arama süresi artar. Arama kuramı iş piyasalarının dışındaki piyasalara da uygulanır. Bunların içinde, özellikle emlak piyasası öne çıkar. Satılık evlerin miktarı zaman içinde değişirken, bir evin sahiplenilme süresi ve alıcı ve satıcının fiyat üzerinde anlaşma süreleri de değişir. Arama kuramı, para kuramı, kamu ekonomisi, finansal ekonomi, bölgesel ekonomi ve aile ekonomisi ile ilgili soruların araştırılmasında da kullanılır. Peter A. Diamond Dale. T. Mortensen Christopher A. Pissarides İncekemer Köprüsü’ne de elveda… Paşa Ilıcası /Allianoi’den sonra Çine Barajı da, diğer bir dünya harikasını antik İncekemer Köprüsü’nü göz göre göre yutuyor… Nezih Başgelen, Arkeolog –Editör, Arkeoloji Sanat Dergisi / Yayınları Antik dünyada benzeri olmayan bir eser.* Tarihi köprünün ayakları çevresinde görülen taş künkler, zamanında basınçlı bir su sisteminin de üzerinden geçtiğinin bir delili. Köprünün biraz ötesinde Çine Çayı’nı aşan diğer bir antik köprüye ait ayak izleri de var. Aydın’dan Muğla’ya doğru giderken Gökbel mevkiinde yol boyunca uzanan yarın içinde akan Çine Çayı, antikitede Marsyas adını taşıyan ve bu efsanede Marsyas’ın dönüştüğüne inanılan ünlü ırmaktır. Oysa Çine Çayı’nın antik adıyla günümüzde de yaşattığı mitolojik olay, bir yanda Marsyas ile Tanrı Apollon arasında yapılan en eski müzik yarışmalarından birine, öte yanda Frig Kralı Midas’ın ünlü “eşek kulakları”na, günümüzde ise Çine Çayı’na kadar ilginç bağlantılarını bulabileceğimiz Anadolu’ya özgü antik efsanelerden birisine dayanmaktaydı. Tanrıça Athena imiş. Çalarken yüzünün çirkinleşmesi ve bunun alay konusu olması üzerine Frigya’ya giderek kavalı atmış ve onu tekrar bulup çalacak olana büyük cezalar vereceğine de ant içmiş (Grek kaynaklarınca oldukça değiştirilen efsanede, Grek dünyası ile Anadolu kültürleri arasındaki çekişmeyi yansıtan pek çok motif yer almaktadır). Kavalı atıldığı yerde bulan Frigyalı Marsyas olmuş ve çalmaya başladığında, büyüleyici yanık sesini o kadar sevmiş ve üstün görmüş ki, Tanrı Apollon’un liri ile yarışmayı bile göze almış. Apollon ise yarışmak için, yenenin yenilene istediğini yapabilmesi şartını ileri sürmüş. Yargıç önce Tmolos (Bozdağ) Tanrısı, daha sonra ise efsanevi Frig Kralı Midas olmuş. Devamı 15. sayfada A ydın’da, Çine Çayı üzerinde, sulama, enerji ve taşkın kontrolü amacıyla 1995 yılında yapımına başlanan Çine Barajı 10 Ekim 2010’da tamamlanarak hizmete açıldı. Türkiye’nin ilk SSB (Silindirle Sıkıştırılmış Beton) gövde dolgulu barajı olmasının yanında, Avrupa’nın da en yüksek (137 m) barajı olma özelliğini taşıyan baraj, yadsınamaz yararları ve artılarına karşın, Türkiye’de türünün tek örneği bir mimarlık şaheseri İncekemer Köprüsü‘nü ve eşsiz peyzajını tümüyle ortadan kaldırıyor. 40 metre uzunluğundaki 2 metre genişliğindeki antik köprü birbirinden farklı büyüklükteki beş kemeri ile İKİ BORULU KAVALIN BULUCUSU Antikite’de Marsyas, iki borulu kavalın bulucusu sayılır. Bir başka söylentiye göre ise bu kavalı bulan CBT 1230/ 7 15 Ekim 2010