24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Türkçenin Yabancıları Yabancı bir dilde öğretimin çıkmaz bir yol olduğunu yazanlara Milli Eğitim Bakanlığı en sonunda kulak verdi, birkaç okul dışında ortaöğretimde o uygulamaya son verdi. Üniversitelerde ise, yabancı dilde öğretim giderek daha da yaygınlaştı. Durum çok açık; anababa öyle sansa, yöneticiler öyle göstermek zorunda kalsa bile, beklenti daha ileri bir eğitim değil, varsa yoksa yabancı dil; sonuç ise içi boş bir dil. Prof. Dr. Ömer Demircan * S Kaynakça: The Astronomical Almanac 2010 (http://asa.usno.navy.mil ve http://asa.hmnao.com) CBT 1193/15 29 Ocak 2010 orunları tartışmak için: “Yabancı Dilde Öğretim” adıyla Türkiyede bir kurultay düzenlendiğini hiç duydunuz mu! Demek ki bu özel eğitimden geçme gereği duymayanların verdiği bir eğitim. 1960 yılında kurulan ve Hasan Âli Yücel’in de katıldığı Eğitim Milli Komisyonu’nun raporunda: yabancı dilde Fen ve Matematik ögretiminin başarılı olmadığı, düzeltilemezse yeni öyle okulların açılmaması, onların yerine daha yoğun olarak yabancı dil öğretilen liseler açılması önerilmişti. Yabancı dilde öğretim üzerine ilk karşı çıkış Sinanoğlu’ndan geldi.ii En çıplak tanımı da eğitimci Hüsnü Cırıtlı yapmıştı: Yabancı dil öğretmek için yabancı dilde öğretim.i Yakında görüş değiştiren Şengör’e görev, “Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi bile İngilizce soru soramıyor; dersi bir de Türkçe dinlemek istiyor.” ODTÜ öğrencisi ise İngilizce öğrendiğini sanıyor. Oysa öğrendiği dil bir ODTÜ’ce, yani bir tür ‘pidgin’ (business’den bozulma), düşünsel edime kapalı, yalnızca ezbere açık bir dil. Bu üç üniversitede bile biriki yıl hazırlık eğitimi üstüne dört yıl yarımyamalak İngilizce ile anlatılan alan dersleri öğrenciye İngilizce ile düşünme yeteneği kazandırmaz. Nitekim, Prof. Dr. Aydın Köksal’ın verdiği bilgiye göre: anadile göre yabancı dilde okuma hızı lisans düzeyinde ondabir, doktora sonrasında dörtte bir. İnsanca eğitim yapılmak isteniyorsa bunun tek yolu eğitimi her düzeyde Türkçe yapmaktır. O zaman yabancı dil daha da ileri düzeyde öğretilebilir. Osmanlı döneminde Türkçe, eğitime yabancı bir dil olarak kaldı, Cumhuriyet döneminde bütün çabalara karşın 1950 sonrasında yeniden o sürece sokuldu.v 1980’den sonra, Yükseköğretim Kurulu öğretim üyeliğine yükselme kuralları arasında: yurtdışında ve yabancı dilde yayın yapmayı önceledi; bilimsel denetimi yabancı dergi yayın kurullarına bıraktı. O engellerle yetinildi mi? Devlet kurumlarında bir işe girme, öğrenim sürecinde bir okul türü seçme, yükseköğrenim görme hakkı “okuma” etkinliğini ortadan kaldıran test sınavlarına bağlandı. 1987’de tek yabancı dil düzeyine yükseltilen İngilizce öğretimi için hazırlık sınıflarında öğrenci sayıları 25 dolayında tutulurken, haftada iki saate indirilen Türkçe derslerinde öğrenci sayıları 70300 dolayına çıkarıldı. Üstelik, alanderslerinde öğrencinin Türkçesi ile ilgilenilmez, alandiliTürkçeöğretimi’ne hiçbir yer açılmaz. Türkçenin bir yandan gereğince işlenmesi, öte yandan öğretilmesi konusunda en duyarlı yorumculardan birisi sayın Soysal’dır.vi Son yazısında: İngilizceyi doğru konuşup yazan Türklerin sayısı artarken, Türkçeyi doğru konuşup yazan Türklerin sayısının azaldığı”ndan yakınıyor. Kısacası: yabancı dilde öğretim içeri Türkçe dışarı! Yabancılaşmış yabancı dilliler: Türkçe sözlüğün ne bilimsel metin üretimine ne de bilim öğretimine yetmediğini söyler durur. Öylelerini Sayın Şengör tanıtıyor: “İngilizce ders vermek benim çok işime geliyor. Çünkü İngilizce yazıp çizmeye, Türkçe yazıp çizmekten daha çok alışkın olduğum gibi, İngilizceyi, ders verirken Türkçeden çok daha rahat kullanabiliyorum.”vi Ömrünü Türkçe öğreterek tüketmekte olan Çotuksöken de söz konusu dil yetersizliğine tanıklık etmiş: “Ama bir öbek öğretim elemanı da var ki, bunlar, kendi alanı dışında hiçbir kültür ve sanat dalıyla ilgilenmemekte, ders verme yöntem ve tekniklerinden habersiz olduğu izlenimi vermekte, sözlü ders anlatımlarındaki tatsızlık/ verimsizlik yanında yazı ve kitaplarında da istemediğiniz kadar bol Türkçe yanlışı göze çarpmaktadır. ”i İngilizce “alan dili” öğretimi alandışından öğreticilerle sürerken, Türkçe alandili öğretimi hiç yapılmıyor. Yükseköğretim Kurumu, 20092010 öğretim yılında Yabancıdil Öğretmenliği Anabilim Dalı dersleri arasına haftada iki saatlik bir “Yabancıdil Olarak Türkçe Öğretimi” dersi açmış. O kararı alanları kutlamak gerek. Bir de, o alanı “doçentlik bilim alanı” olarak onaylasalar ya! Ne kadar üzücü: 2009ÖSS’ye 1.324.001 kuraliçi giriş olmuş, 29.927 aday sıfırpuan almış. Okuduğunu anlama ve genel dil bilgisini ölçen Türkçe testinde başarı yüzde 14.1 düzeyine inmiş.x Yabancıdille öğretimde duygusal olanla bilimsel olan birbirine karışmıştır. Ne biz kendimizi çocuklar ve gençler yerine koyabiliriz ne de onlar bizim yerimizde olabilirler. Köksal bunu, eğitimi bilmeyenlerin gençlere uyguladığı “Çin işkencesi”ne benzetmiş.x Sonradan aymış olan Sayın Şengör de bizden yana geçti: “İngilizce ders vermeye başladıktan sonra anladım ki, biriki senelik hazırlık eğitimi ve dört senelik yarım yamalak İngilizcelerle verilen dersler bir öğrenciye İngilizce düşünme yeteneğini vermiyor. ...Boğaziçi Üniversitesi’nde ... anladım ki, adam gibi eğitim yapmak istiyorsak bunun tek yolu eğitim dilini Türkçe yapmaktır.”xi Bilim dilinde yabancılaşmayı sakıncalı bir gelişim olarak duyuran Sayın Bursalı “Bilim üretmiyoruz ki dilini üretelim, Türkçeleştirelim” gibi dayanaksız açıklama yapan öğretim üyelerini tutarlı olarak eleştirdi.xi Türkçe kullanımında yetersiz olan, Türkçe öğretim dili geliştirilmesine duyarsız kalan kimi bilim alanlarını açıkladı; öyle yargıları yineleyenlerin Türk halkında aşağılık duygusu yaratmaya çalıştıklarını belirtti. Köksalxi da, Galatasaray Lisesi’nde bir öğretmenin deneyim sonucunu aktarıyor: “Otuz ya da elli kişilik sınıfta Fransızca ile iyi Fizik, Matematik, Kimya öğrenmeyi başarabilecek bikaç kişi çıkabilir umuduyla bütün sınıfı başarısızlığa ya da ezbere dayalı niteliksiz öğrenmeye gömmek insanlığa sığar mı?” Üniversitede derslerini İngilizce anlatanlar sınıfın yüzde ikisine seslenirler, geri kalan öğrenciler için anlatım dilini picinleştirip yükseköğretim dilini ortaokul düzeyine indirirler. Bilimsel düşünce ortamdan uçup giderken geriye öğrencilerin ezberlemesi gereken (picinsel) bir posa kalır. Anababalar seçimlerini artık “yabancı dilde bozuk öğretim”den yana değil, işeyarar, işlek bir yabancıdil öğretiminden yana yapmalı; örgütlenerek eğitimde niteliği denetlemelidir. Yoksa: “yabancı dilde öğretim içeriyse, bilim de dışarı!” Okan Üniversitesi öğretim üyesi. Bir de Prof. Dr. Mehmet Altan: “Yabancıdil bilmeyen aşırı milliyetçi oluyor” demez mi?ii İnsanı önceleme yabancıdille değil, eğitimle ilgilidir. Yabancı dil bilmeyip her yere demokrasi götüren İngilizler ile Amerikalılar, evrende en “milliyetçi halk” mı sayılacak? i Sinanoğlu,Oktay: Uluslararası Bilim Ulusal Eğitim Dili, TTK y 1978: 15. v Cırıtlı, Hüsnü: Yabancı Dille Öğretim, Cumhuriyet 3Mart 1982 / 2. v Prof. Dr. A.M.Celal Şengör: “Yabancı Dilde Yükseköğretimin Dangalaklığı”, CBT 4Aralık 2009 vi Dünden Bugüne Türkiye’de Yabancı Dil, Remzi Kitabevi., 1988. vi Prof. Dr. Mümtaz Soysal: AÇI, Türkçe Öğretmenlerimiz, Cumhuriyet 07.12.09 /2. i CBT 4 Aralık 2009: Yabancı Dilde Yükseköğretimin Dangalaklığı. x Öğr. Grv. Çotuksöken, Yusuf: “Üniversitelerde Türkçe ya da suçlu ayağa kalk” CBT 18 Aralık 2009: x Cumhuriyet, Haberler: “Sıfırcılar arttı, başarı düştü”, 13.07.09. xi Prof. Dr. Aydın Köksal: Çin İşkencesi: Yabancı Dille Öğretim, Öğretmen Dünyası, Ağustos 2009, s. 911. xi CBT 4 Aralık 2009: Yabancı Dilde Yükseköğretimin Dangalaklığı. xi Orhan Bursalı, Gündem: Ulusal Birlik İçin Türkçe / Bilim Dili ve Türkçe. CeBit 30.10.09, 06.11.09. x Prof. Dr. Aydın Köksal, adı geçen yazı. i * yüzünde görülür ve her iki sabah ve akşam tanında da görülebilir. Benzer şekilde, gök cisimleri en tepeden her iki yönde uzaklaştıkça ve Güneş’e yakın konuma geldikçe gökyüzündeki görünme sürelerinin nasıl olacağı/kısalacağı pratiği yapılabilir. İki resimde gök cisimlerin isimleri alıntı orijinalinde bırakılmıştır, N kuzey ve S de güneydir, h ise saati belirtir. GÜNCEL GÖKBİLİM HABERLERİ 1– Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’nce 4 Aralık 2009 tarihinde düzenlenen “Gökbilim Terimlerinde Dil Birliği” Sempozyumun kitabı yayımlandı. Elektronik baskısına http://astronomy.ege.edu.tr/anasayfa/sempozyum/sempozyumkitap.pdf adresinden ulaşılabilir. 2– Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü 1–3 Şubat 2010 tarihleri arasında “Astrofizikte Manyetik ve Hidrodinamik Süreçler I. Çalıştayı” başlıklı bir çalıştay düzenlemektedir. Çalış web sayfasına http://astronomy.ege.edu.tr/~dogan/Site/Anasayfa.html adresinden ulaşılabilinir. 3– “İstanbul Boğazı’ndan Göçmen Kuşların Geçiş İzlencesi” başlıklı projemiz İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından kabul edildi. İstanbulumuz aynı zamanda göçmen kuşların uçuş koridoruna da ev sahipliği yaptığından, Boğaziçi semalarından (Sarıyer, Çamlıca tepesi vb.) mevsimlik (baharda Nisan ve güz döneminde de Ekim aylarında) periyodik göçmen kuş sürülerinin toplu geçişlerini izleyebileceğiz. Uzaya olan gözlem alışkanlıklarımızı bu proje ile geniş kitlelerle birlikte kentimizden geçecek göçmen kuşları izlemekle sürdüreceğiz. Proje duyurusu buradan ve ayrıntılı bilgiler için de www.istanbul.edu.tr/gocmenkusgozlemi adresinden ulaşılabilir. 4– Okyanus Fen Lisesi de (www.okyanuskoleji.com) gözlemevi olan okullar akımına katıldı. 40 cm. ayna çaplı robotik teleskopu ve otomatik kubbesi yanında modern donatı alanı ile birlikte genç bilimci/gözlemci/astronomi ve uzay meraklılarına “ilk ışık” ile başlangıç verecek. 5– Tübitak Ulusal Gözlemevi gök olayları yıllığı yayınlama geleneğini bu yıl da sürdürdü, elektronik basımınawww.tug.tubitak.gov.tr/dokumanlar/kitap/g oy/goy2010.pdf adresinden ulaşılabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle