05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HUKUK POLİTİKASI Hayrettin Ökçesiz Erdal İnönü Günü İstanbul Kültür Üniversitesinin her yıl Şubat ayında düzenlediği Erdal İnönü Günü’nün ikincisi, 20 Şubat günü Üniversite’de gerçekleştirildi. Konuşmacılar, Erdal İnönü’yü anarken aynı zamanda ülkemizin temel sorunlarını da dile getirmeye çalıştılar. Osman Bahadır hayret@akdeniz.edu.tr Türkİş’e bağlı Limanİş Sendikası bir raporunda işverenlerin, işçilerin sendikalara üye olmasını engellemek amacıyla 41 farklı yöntem kullandığını söylüyor (Radikal, 10.2.2009). Bunlar gazetede aşağıdaki tasnifle şöyle sıralanıyor: E rdal İnönü Günü etkinliklerine, soprano Ay egül Karg ner, tenor Ali Murat Erengül ve piyanist Ender Ormanlar’ın, Puccini, Cilea ve Falvo’nun eserlerinden oluşan dinletileriyle başlandı. Açılış konuşmasını yapan İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Dursun Koçer, Erdal nönü’nün en önemli özelliğinin, bilimi esas alarak insanları düşündürmesi olduğunu söyledi. Ülkemizin ve dünyanın günümüz koşullarındaki en büyük ihtiyacının bu olduğunu vurguladı. İlk konuşmacı Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Ali Alpar, Erdal İnönü’nün bilimsel ve düşünsel yaklaşımını öne çıkarmaya çalışarak, bilimsel devrimin ortaya çıkışının ve bu devrimin Osmanlara çok geç yansımasının çözümlemesini yaptı. Bilimsel bilginin kaynağı olan doğa hepimiz için aynı olduğundan, bilimin de insanlığın ortak bir değeri olduğunu söyleyen Alpar, Osmanlıların bilimde geç kalmasının en önemli nedenlerinden biri olarak onların, bilimsel devrimin bilimsel araştırmaya dayandığını anlamamış olmalarını gösterdi. Takiyüddin’in rasathanesinin kapatılması ve Kepler’in gezegenlerin hareket yasalarını bulması olgularına atıfta bulunarak “Çok ilginç bir biçimde, bizde bilimin bittiği yıllarda Avrupa’da bilim kanatlanmaya başladı” dedi. İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Feza Günergun, esas olarak Erdal İnönü’nün İstanbul Kültür Üniversitesi tarafından yayınlanan “19231966 yılları arasında ülkemizdeki astronomi araştırmalarına katkılarla ilgili bibliyografya” kitabının tanıtımı üzerine yaptığı konuşmasında, Erdal İnönü’nün aynı zamanda öncü bir bilim tarihçisi olduğunu, onun çok erken tarihlerde hazırladığı bibliyografya kitaplarının gerçekte ülkemizle ilgili bilim tarihi çalışmaları olduğunu ve bu çalışmalarıyla İnönü’nün Türkiye bilim tarihini gözlem altına almış bulunduğunu belirtti. Günergun, bu bibliyografyaların amacının Türkiye’nin çeşitli bilim dallarına olan katkısını sorgulamak, ölçmek ve elde edilecek sonuçlara göre ulusal bilim politikaları belirlemek olduğunu söyledi. Koç Üniversitesi öğretim üyesi Çi dem Ka tç ba , fen bilimcileri arasında sosyal bilimlerden anlayan İnönü’den daha iyi birisini görmediğini söyledi. Konuşmasını cinsel ve bölgesel eşitsizlikler konusunda sürdüren Kağıtçıbaşı, az gelişmiş bölgelerde cinsiyete dayalı farklılıkların büyüklüğünün ekonomik durumu da olumsuz etkilediğini belirttikten sonra anne eğitimi ile çocuk eğitimi arasında ilişki bulunduğunu, fakat baba eğitimi ile çocuk eğitimi arsında ilişki olmadığını ve bu nedenle de anne eğitiminin ülkemiz geleceği açısından çok büyük bir önem taşıdığını söyledi. Kuruluş yıllarında cumhuriyet yönetiminin bu sorunun bilincinde olduğunu ve kız çocuklarının eğitimine çok çaba harcadığını belirtti. Kağıtçıbaşı’nın açıklamalarına göre, Türkiye’nin Cinsiyeti Güçlendirme Endeksi’nde 2008’deki durumu, 93 ülke arasında 90. lıktır (en yüksek endeksli ülke Norveç, en düşük endeksli ülke Yemen). Ayrıca 5 yaş altı ölüm oranlarında, ülkemiz 1000 kişide 40 ölümle, 1000 kişiye 19 ölüm oranlı Sri Lanka’nın gerisindedir. Kağıtçıbaşı konuşmasını, “Bu karamsar tablo karşısında hepinize Erdal İnönü’nün gerçekçi iyimserliğini tavsiye ediyorum” diyerek bitirdi. Son konuşmacı büyükelçi Sumru Noyan ise konuşmasında Erdal İnönü’nün 1977’de başlayan UNESCO yönetim kurulu üyeliği çalışmaları üzerinde durdu. Noyan, İnönü’nün bu kurumdaki çalışmalarının ülkemize birçok konuda yararlar sağladığını söyleyerek, 1881’de Atatürk’ün yüzüncü doğum yılının Atatürk yılı olarak kabul edilmesinin, tarih kitaplarının kin ve nefretten arındırılması ve bu amaçla TürkYunan ortak komisyonu kurulmasının, Kapadokya ve Zeyrek kültür mirasının dünya kültür mirasları listesine dahil edilmesinin, Nazım Hikmet’in şiir kitaplarının Birleşmiş Milletler dillerine çevrilmesinin, Haliç’in temizlenmesine katkı sağlanmasının vb. Erdal İnönü’nün bu kurum nezdindeki çabalarıyla gerçekleşmiş olduğunu anlattı. İkinci Erdal İnönü Günü etkinliği, Sevinç nönü’nün Erdal İnönü dostlarına teşekkür konuşmasının ardından verilen bir kokteyl ile sona erdi. İşçiye Sendika Yasak *Akrabalık, hemşerilik gibi geleneksel ilişkileri kullanarak sendikalaşmanın işverene ihanet anlamına geldiğini öne sürerek, işçileri psikolojik baskı altında tutma. * Sendikalaşma faaliyetini önceden haber alıp, engellemek için işçiler arasında muhbirler oluşturma, işçiler arasında güvensizlik yaratma. * İşçiler arasındaki siyasi görüş, inanç, etnik köken ve benzeri ayrımları kışkırtarak işçileri birbirine düşürme, işçilerin ortak hareket etmesini engelleme. * İşçileri sendikalaşmadan vazgeçirmek için işçilere maaş dışı maddi yardım teklif etme. * İşçilere sendikaya üye olmamaları durumunda yüksek maaş artışı sağlanacağını vaat etme, bu artışı gerçekleştirme. * İşe giriş sırasında işçilere ‘Sendikaya üye olmayacağım’ biçiminde yazılı kâğıt imzalatma veya senet alma. * Kayıt dışı istihdama başvurarak işçilerin sendikalaşma ihtimalini tamamen ortadan kaldırma. * Sendikaya üye olan işçileri tümüyle veya kısmen işten çıkarma. * Sendikalı işçileri işten çıkardıktan sonra yeni işçi alarak sendikanın yetkisini düşürme. * İşyerine noter getirerek veya işçileri işyeri servisleriyle notere götürerek işçilerin sendikadan istifasını sağlama. * Sendikaya üye olan işçileri yıldırmak için işçinin görev yerini değiştirme, işçiye daha zor iş verme, işçiyi mesleki bilgisi ve yeterliliği dışındaki işleri yapmaya zorlama. * İşçiler arasında suni ayrımlar, ücret farklılıkları yaratarak işçilerin birlikte hareket etmesini engelleme. * Kâğıt üzerinde işyerinin adını değiştirerek veya işyerini kapatıp yeni bir iş yeri açarak sendikanın yetki almasını engelleme. * İşçileri baskı, tehdit, zor yöntemleriyle sendikadan istifaya zorlama. * Kasıtlı olarak işkolu ve yetki itirazı yaparak sendikalaşma sürecini uzatma, işçileri yıldırmaya çalışma. * Çoğunluk tespiti sırasında hukuk dışı uygulamalara başvurma. * Sendikalaştığı için işten atılan ve işe iade davasını kazanan işçilere işbaşı yaptırmama. * Özellikle organize sanayi bölgeleri, sanayi siteleri ve serbest bölgelerde işverenlerin birlikte hareket etmesi, sendikalaşan veya sendikalaşmaya meyilli olan işçiler hakkında ‘kara listeler’ oluşturarak bu işçilerin aynı bölgedeki farklı işletmelerde iş bulmasını engelleme. * Sendikalaşan kadın işçilere kocaları veya aileleri yoluyla sendikadan istifa etmeleri için baskı yapma. * Mevcut toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini kullanarak, ‘kadının sendikayla işi olmaz’ gibi söylemlerle, kadın işçileri sendikadan uzak tutmaya çalışma. * Hamile veya çocuklu kadın işçileri, sendikadan istifa etmeleri için zorla mesaiye bırakma, çalışma saatlerini uzatma. * Sendikalaşan kadın işçilere fiziksel veya sözlü cinsel tacizde bulunma. * Sendika yöneticisi veya işyeri temsilcileri hakkında asılsız suçlamalarda bulunma, çeşitli yollarla sendikacıların gözaltına alınmasını veya tutuklanmasını sağlama. * Özellikle yerel gazeteleri kullanarak, basın aracılığıyla sendikalaşan işçiler ve sendikalar arasında asılsız iddiaları gündeme getirme ve kamuoyu nezdinde karalama kampanyası yürütme. *Sendikalaşma sürecinin yaşandığı işyerlerinde, çalışma saatlerini uzatma, ücretleri geciktirme, molaları kısaltma, molada verilen çayı kaldırma, servisleri kaldırma, öğle yemeği çıkarmama. * İşçilerin işyerinde kendi aralarında konuşmalarını yasaklama. * Sendikalaşma sürecinde sendikalı işçileri tek vardiyada toplayarak, sendikalı işçilerin diğer işçilerle temasa girmesini engelleme. * Sendikalaşan işçileri, eşleri veya çocuklarına zarar vermekle tehdit etme. * Taşeronlaştırmaya giderek sendikal örgütlülüğü dağıtma. * Sendikaya üye olan işçileri ‘fazla mesaiye bırakmama’ ve işçilerin ‘ücretlerinde keyfi kesintiye gitme’ yoluyla işçilerin reel ücretlerini düşürme yoluyla işçileri sendika üyeliğinden istifaya yöneltme… Bunları okuyunca ya utançtan, ya öfkeden kimsenin yüzü kızarmaz mı? Siyasetçisi, hukukçusu sendikalaşma özgürlüğünden söz eder dururlar. Bu yalanı niye söylerler? Bu yalanı söylemelerine niçin izin veririz? Bu konuya devam edeceğim. CBT 1145/15 27 Şubat 2009 düşünceye hapsedilemeyecek bir potansiyele sahiptir. O potansiyel, dünyanın sosyopolitik ve sosyoekonomik yapısını değiştirecek gizil bir güçtür. Yerküreyi yöneten büyük güçler bu tehlikenin farkına varmıştır ve o tehlikeyi önleme çabası içine girmiştir. Bunun için gerçekten akıllıca bir tasarım yaptılar. Evrim kuramı, kitlelerin kültürlerine sinmiş inançlara ters düştüğü için, bir yerde bilimin, toplum katlarına yaygınlaşması sürecindeki zayıf bir halkadır. Adına “kama” (wedge) dedikleri bir taktiği uygulamaya koydular. Baltayla odun kıyanlar iyi bilirler. Lifleri içiçe geçmiş odun kütüklerini parçalamak çok zordur. Öyle durumlarda kama kullanılır. Kütüğün kenarlarında zayıf görülen bir yerine kama çakılır. Kama o zayıf parçayı kütükten koparır. DI bunu bilime ustalıkla uyguluyor. Darwinizm, Marksizm, Freudian psikoloji ve Einstein’in görelilik kuramı gibi yerleşik kültürlerle uyuşmayan kuramların üstüne gidiyor ve onları bilimden birer birer koparmaya çalışıyor. Darwinizm, onlara göre, kütükten koparılması gereken ilk parçadır. DI psikolojik materyalizm yerine idealizm ’i koymak üzeredir. İdealizm, yeni bir kadercilik anlayışıdır. Herkes akıllı tasarımcının verdiğine razı olmalı, dünya düzenini değiştirmeye uğraşmamalıdır. Günümüzde, söz konusu değişimi yavaşlatmak veya mümkünse tamamen durdurmak için, küresel güç bütün iletişim ve eğitim araçlarıyla vahşi bir taarruzu gerçekleştirmektedir. Geniş halk kitlelerini bilimsel görüşlerle (bilimsel materyalizm) değil, idealizm ile beslemenin yolları aranmalıdır. Öncelikle, değişim yerine statükoyu, bilim yerine fantaziyi, evrim yerine kutsal inançları koymak gerekir. Bunu bütün dünyada başarıyla gerçekleştirmektedirler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle